"Eğer bir kurumu ilkelerle yönetmiyorsan..."

AJANSSPOR - Türkiye’nin spor ekranı S Sport’ta yayınlanan Sabah Sporu Extra programında gündemdeki gelişmeler masaya yatırıldı. Ali Erim’in moderatörlüğünü yaptığı programda Radyospor Genel Yayın Yönetmeni Barış Ertül, analiz, tespit ve görüşlerini paylaştı. Ertül’ün S Sport’ta yaptığı açıklamalar şu şekilde:

Galatasaray dünkü maçta beklentileri fazlasıyla aştı. Henüz ilk haftadayız. Takımlarda, henüz gelmeyen, transferi gündemde olan oyuncular var. Kayserispor ofansif anlamda Galatasaray’a hiçbir tehdit oluşturmadı. Defansif anlamda da sağlam bir kurguları yok. Bütün bir haftayı kucaklayan, en iyi performans sergileyen takım olarak ortaya çıktı Galatasaray… Galatasaray, beklediğimizin çok ötesinde bir ruh ile ortaya çıktı. Bu elbette bir göstergedir ve bunu yok sayamazsınız. Açlık, hırs ve istek vardı. Selçuk İnanlı Galatasaray’ın çok gayretli başladığı maçları da biliyoruz. 15. dakikada pili biten, yan toptan hemen yol yiyen hallerini de hatırlıyoruz. Böyle olabilirdi. Ama ne oldu? Galatasaray etkili başladı ve başladığı gibi de işi bitirdi.

Kayserispor’un kaleyi ilk bulan şutu gol oldu. Eski Galatasaray olsaydı, o maç 1-1’deyken Galatasaray’ın bütün ritmi bozulurdu. “Tudor istifa” sesleriyle bu maç biterdi. Ama öyle olmadı. Galatasaray durmadı ve goller buldu. İkinci yarıdaki Galatasaray’ı keyifle izledik. Hiç bitmesini istemediğimiz bir maç oldu. Ortada bir takım karakteri vardı. Bu mesela Sabri ile olmuyor. Yanına kalite koyman lazım. İsteğin dışında, ortada bir kalite de vardı. Mariano, Sabri’den sonra çok iyi geldi. Ama bunların hiçbiri ligin geneli için ölçü değil. Galatasaray daha da üzerine koymak durumunda. Çok kaliteli oyuncular aldılar ve takım değişti. Bu isteğin koca bir sezona yansıması, Galatasaray’ın daha girmediği bir sınavdır diyebiliriz. Bu performansı sezon geneli için baz alamayız. İlk maçı ölçü kabul edecek olsak “Galatasaray şampiyon olur” derdik.

Galatasaray, dün akşamki oyunuyla bütün hafta sonunu süpürdü. Tıpkı İngiltere Premier Lig’de Manchester United gibi. Bu sadece hırs ve istekle olmaz. Kalitenin sahaya yansıması diyebiliriz. Gomis’in 2 gol 1 asisti, Belhanda’nın 1 gol 1 asisti dikkat çekici. Bu oyuncular şu anda manşette. Özellikle Gomis müthiş bir görüntü çizdi. Gomis ve Burak bu haftaya damga vurdu. Gomis, Galatasaray’da fırsat buldu. Şu Gomis böyle oynamaya devam etsin Galatasaray için çok faydalı olur. Belhanda da iyi oynadı. Belhada, Sneijder’in en iyi döneminde oynadığı futbolu oynadı. Ayrıca kanat beklerinin katkısı dikkat çekti. Tudor’un, Linnes’i de sol tarafta kullanması bir artıdır. Carole’den daha iyi oynadı. Kanat bekleri takımı rahatlattı. Fernando da merkez orta sahada iki yönlü bir sigorta. Tolga da iyi görüntü çizdi. En önemli maharet ise Selçuk’un yerinde Fernando’nun olmasıdır.

Galatasaray iyi takım kurdu. Asamoah da gelirse opsiyonlar artacak. Fernando, Asamoah, Ndiaye, Tolga… Öndeki oyuncular çok rahatlayacak. Merkez orta saha güçlü olursa ofans rahatlar. Kanat beklerinin de devamlılığı takıma ciddi katkı verecektir. “Galatasaray, Kayserispor ile oynadı bu kadar abartmayın” diyenler olabilir. Önemli olan Galatasaray’ın burada ilk haftada takım ruhunu ortaya koymasıdır. Muslera’ya ve birinci bölgeye de haksızlık etmemek lazım. Defanstaki oyuncuları daha önce bir fotoğraf karesinde bile görmedik. Birbirleriyle oynamamışlardı. Saha içinde koordinasyon için de zaman gerek. Galatasaray daha yeni yeni oturuyor. Arka tarafın uyumu, büyük takımlarda bazen geç olur. Takımda kaliteli oyuncular var. Defansta Maicon gibi bir ismi görüyoruz. Galatasaray’da iyiye doğru bir gidiş var. Taraftar da böyle bir futbolu çok özlemiş.

Tudor'un sezon içinde rotasyonları uygulayacağı dönemler olacak. Bu Tudor’u aşacak gibi görünüyor. Tudor’un artıları da var. Selçuk İnan’sız bir kadro kurdu. Fernando’yu Selçuk İnan gibi oynatıyor. De Jong’u hiç dikkate almamıştık. Futbolu bırakmış, rica etmişler de oynuyor gibiydi. Galatasaray, Tolga ve Selçuk İnan’a kalmıştı. Tolga da ilk geldiği dönemdeki heyecanını devam ettirememişti. Selçuk İnan’a da katlandılar. Böyle bir tablodan, Fernando ve Ndiaye’nin olduğu bir takıma döndük. Fernando, Selçuk İnan’ın yerine oynadı. Tolga’nın yanında Fernando olunca farklı oynadı. Saha içinde Tolga’yı farklı kombinasyonlarda da gördük. Çok hareketliydiler. Tolga maç genelinde merkeze daha yakın oynadı. Selçuk, bu takımda antrenman yapmayı kendisine lütuf saysın. Fernando, bu takımın Atiba’sıdır.

Ben Galatasaraylı olsam, gider kombine alırım. Elbette daha 1 maç oldu ve 33 maç var. Daha kimler gelecek gidecek, Galatasaray deplasmana gidecek… Gomis her maç böyle oynasa 30 golü geçer. Ama kolay değil. Uzun zamandır maça gitmeyen bir Galatasaray taraftarı dünkü oyundan sonra, “Tüh, keşke gitseydim” demiştir. Taraftarlar Sinan’ı neden ıslıkladı? “Bu kadar kolay bu formadan vazgeçiyorsan, senin kredini sıfırlarız” dediler. Galatasaray 4-1 kazandı. Igor Tudor ne kadar kredi yaptı? Sıfır. Depoyu komple doldurdu ama benzin halen akıyor. Kadro çok kaliteli ve takım karakteri beklediğimizden hızlı gelişmiş. Galatasaray’da en çok kredi dolduran Gomis’tir. Mariano, Ndiaye, Fernando… Bunlar kaliteli futbolcular. Mesela; Fernando uyum süreci dinlemeden direkt çıktı, oynadı. Tudor gelecek hafta bir problem yaşasın, hemen istifa derler. Dursun Özbek de Tudor’dan daha çok kredi topladı.

Adriano, Beşiktaş’ta sol bek ve sol önde oynuyor. Şenol Güneş kullanmıştı. Asamoah da Galatasaray’da önde ve sol bekte oynar. Merkez orta sahada da oynar. Sol bek oynaması Juventus’un mevcut şartlarına bağlıydı. Asamoah gelince direkt sol bekte oynayabilir. Geldiğindeki duruma bakmak gerek. Merkez orta sahayı Fernando-Asamoah yapar mı? Forma rekabeti olacak. Bu takımda forması garanti olan Mariano, Maicon, Fernando ve Gomis’tir. Diğer kalanlarının hepsi değişebilir. Ayrıca Muslera’nın da yeri garanti. Çok iyi oyuncular var. Peki, Tudor bu futbolcuları nasıl yönetecek? Kötü takım Sneijder’i de kötü oyuncu yaptı. Mesela ; Chedjou Galatasaray’a ilk geldiği dönemde Fransa’nın en iyi stoperlerinden biriydi. Galatasaray’da şimdi rüzgar değişti. Takımın genel açlığı, isteği ortada. Topu kaptırdığı bölgede kazanma arzusu var. Bunlar önemli işler. Böyle olunca Gomis daha da iyi oynuyor. Takım olarak bir şeyler ürettiğinde, o paylaşım içinde bireyler kendi özelliklerini daha rahat ortaya koyabiliyor. Fakat ; Igor Tudor’un kredisi yok. Kötü bir durumda kimse Gomis’i ıslıklamaz. Tudor için istifa sesleri yükselir. Takım iyi takım oldu, ama Tudor yönetemeyecek gibi bir durum var.

Barcelona, Arda Turan’ı elden çıkarmaya çalışıyor. Çok fazla para, pul da istemiyor. Dükkanı kapatıyoruz gibi bir şey. Arda kıymetli bir oyuncu. Milli Takım’da istememe gerekçelerimiz ayrı. Futbolcu olarak kalitesini konuşuyoruz. Arda, Barcelona’da tutunamamıştır. Arda’nın halen pazarı var. Manchester United istiyor. İngiltere’de Arsene Wenger dışında kimse kendi transfer yapamıyor. Chelsea, City gibi takımların menajerleri bile yönetimi ikna etmeye çalışıyor. Mourinho da yönetimine “Ben Arda Turan’ı istiyorum” demiş. Arda Turan’ın Galatasaray’a gelme ihtimali bence zayıf. 5-10 gün içinde United’a giderse hiç şaşırmam. Hedefin her zaman en büyüğüne bakılır. United’da antrenman yapmak, oradaki rekabete girmek mi? Yoksa Galatasaray’a gelmek mi? Arda zeki bir oyuncu ama Galatasaray’ı şu görüntüsüyle yavaşlatır. Barcelona’ya transfer olmuş bir oyuncu United’da mı oynayamayacak? Arda bir kere o cep telefonunu elinden bırakacak. Mourinho talip olduğunda işler değişir. United, isterken Galatasaray’a gelmesi, Arda için iyi bir şey olmaz.

Mircea Lucescu’nun Arda’nın ayağına gidip “dön” demesini utanç verici olarak görüyorum. Konu, milli takım kaptanının babası yaşındaki bir gazeteciye saldırmasıdır. Atatürk, ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim dediği bir ortamda biz, ”Böyle bir sporcuyu Milli Takıma yakıştırmıyoruz” ifadesini kullandık. Arda, “Ben bir hata yaptım. Özür diliyorum” deseydi, affetmek boynumuzun borcu olurdu. Eğer sen bir kurumu ilkelerle yönetmiyorsan önünde sonunda başarısız olmaya mahkumsun. TFF ilkelerle yönetiliyor olsa, Arda’nın geri dönmesinin lafı bile edilmezdi. Ayrıca Arda’nın, “Ben Manchester United’ı değil, Galatasaray’ı tercih ediyorum” demesi futbolu kafada bitirmiş olması demektir.

Arda’yı Emre’den de Volkan’dan da ayırıyorum. Arda bir vakıadır. Bunların dışında bir profildir. Hiçbirinin yapmadığı kadar ağır bir şey yapmıştır ve pişmanlık da duymamıştır. Volkan Demirel milli takıma davet edilir. Tecrübesi, yaşı, o kadroda olması benim için bir sorun olmaz. Bir Milli Takım taraftarı olarak bunu söylüyorum. Volkan Demirel, Milli takıma çağrılabilir. Ama Volkan Babacan oynuyor. Volkan Demirel şu görüntüsüyle Babacan’ı kesemez. Babacan şu anda iyi devam ediyor. Demirel, ikinci kaleci olur mu? Harun’u da kesemez. Volkan şu anda Fenerbahçe’de birinci kaleciliği kaybetti. Aykut Kocaman’ın da Göztepe maçına Volkan ile başlaması hataydı. Bir de yediği gol, Fenerbahçe’nin bütün özgüvenini yerle bir etti. Fenerbahçe’de birinci kaleciliği kaybeden bir oyuncunun milli takıma alınması ne derece doğru, tartışılır. Ama Emre Belözoğlu’nu çağırırım. İsterse yaşı 46 olsun. Eğer iyi oynuyorsa, formdaysa kadroya alırım.

Burak Yılmaz, Arda’nın yaşadığı o olaylarda yanındaydı. Trabzonspor, Burak’ı aldı. Formda bir Burak’ı kadroya çağırmayacak mısın? Ayrıca Volkan Demirel’i de Emre Belözoğlu’nu da çağırırsın. Hırvatistan maçı geliyor. Türkiye Milli Takımı’nın durumu da ortada. Kredimiz o kadar tükenmiş durumda ki kaybedecek çok şey var. Kim hak ediyor? Kim formda? Ona göre bir kadro yapmak lazım. Geçmiş hesaplara sünger çekeceğiz.

Fenerbahçe ilk hafta performansı olarak Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor ve Başakşehir’in gerisinde kaldı. Fenerbahçe de ciddi bir kadro kuruyor. Aykut Kocaman’ın en az 6-8 haftaya ihtiyacı var. Soldado daha yeni geldi. Kocaman’a zaman lazım. Sturm Graz’ı elediler ve Vardar ile oynayacaklar. Sturm Graz’dan daha zayıf bir takımla oynayacaklar. Fenerbahçe, Avrupa’da ilerleyen dönemde gerçek performansına kavuşacaktır. Ama ligde hiçbir rakibin seni beklemiyor. Fenerbahçe’nin en büyük soru işareti nedir? Fenerbahçeli futbolcular o kadar yıpranmışlar ki… Yönetim futbolcuları yalnız bıraktı. Pereira takımı mahvetti. Ondan sonra gelen Advcoaat iyi başladı sonra takımı yerden yere vurdu. Oyuncuların özgüvenini de ezdi. Fenerbahçe’de özgüven kırılganlığı var. Fiziksel anlamda Kocaman takımı toparlıyor. Bu özgüvenin geriye gelmesi kolay değil. İyileşecek çok yara var. O yaralar da hemen iyileşmiyor. Aykut Kocaman’ın bu açıdan işi çok zor. İşin psikolojik boyutu anlamında da yapacak çok şey var.

Aykut Kocaman Göztepe maçında, “Bir gol yediniz neden oyun disiplinini elden bıraktınız?” diye futbolculara sormuştur. Bir tek Valbuena aklı başında oynadı. Bu haliyle bile gerçek Fenerbahçe bu değil. Fenerbahçe bu işi aşar mı, aşar. Ama bunları halledinceye kadar rakipler ne halde olur? Fenerbahçe kendi görüntüsüne kavuşuncaya dek rakipler kaç adım atar? Fenerbahçe ne kaybeder, bu önemli. Öte yandan Giuliano forvet arkasında oynuyor. Zenit’in Sportif Direktörüyle biraz sohbet ettik, Giuliano’nun son derece zeki bir oyuncu olduğunu söyledi. Alex’i andıran bir zekası ve teknik kapasitesi var. Soldado da çok kaliteli bir oyuncu. Asist özelliği olan, gol atan bir oyuncu. Giuliano, Soldado’ya çok gol attırır. Soldado da ona attırır.

Mehmet Topal ve Josef’i yan yana oynattığın sürece Beşiktaş’ın oynadığı oyunu Fenerbahçe’den bekleme. Josef 6 numara. Josef’in kabiliyeti, Fenerbahçe için yetersiz. Kayseri’de 8 numara oynasın. Ama Fenerbahçe’de olmaz. Fenerbahçe’de stoper sorunu da var. Kjaer gidince onun yeri dolmuyor. Neustadter de Bundesliga tecrübesi olmasında rağmen yumuşak kalıyor. O bölgeye de transfer yapmaya çalışıyorlar. Kjaer gibi bir oyuncu bulabilirler mi? Kolay değil. Alper Potuk da 8 numara. Kanatlara ihtiyaçtan devşirilmişti. Alper, Josef kadar oyunun defansif yönünü oynar. Kocaman, Topal ve Josef’i birlikte oynatmaya devam ederse geçiş oyununu oynayamayacak. İyi defansın olacak, iyi ofansın olacak ve geçiş oyununu çabuk yapabileceksin. Bunu çabuk yaparsan iki taraftan da faydalanabiliyorsun. Topal ve Josef ikilisinin bir şekilde bozulması lazım. Kocaman, her şeyi bir anda yapabilecek durumda değil. Takım buna henüz hazır değil. Ama bu riskin alınması lazım.

Beşiktaş’ta birçok takviye yapıldı. Beşiktaş müthiş bir takım. Birden bire kötü oynamaları sürpriz olur. Trabzonspor’da da çıkış var. Medipol Başakşehir de Beşiktaş’ın ardından gidiyor. Fenerbahçe’nin biraz risk alması lazım. Topal ve Josef’i bozmayayım, önce diğer taraftarları yapayım sonra bakarız, dersen 12-13 puan geriye düşersin, ondan sonra da her şeyi kaybetmiş olabilirsin. Dolayısıyla Aykut Kocaman’ın, Josef - Topal ikilisini bozacak cesareti göstermesi lazım.

YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.