Fatih Terim: "Bu adanmışlığın zaferidir"

Türkiye Futbol Direktörü ve A Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, TRT Spor'da yayınlanan Spor Bahane programına konuk oldu ve Galatasaray'ı çalıştırdığı dönemde yaşadığı UEFA şampiyonluğu hakkında açıklamalarda bulundu.

Terim'in sözlerinden Ajansspor.com'un derledikleri şöyle:

Her 17 Mayıs'ta randevularımız TRT ile oluyor. Herhalde o gün final maçını da TRT'nin vermesi ve tarihi bir güne dönüşen 17 Mayıs. Bu sezon daha enteresan olacak; 17 Mayıs, 17. senesi ve 2017. 17'ler silsilesi görülüyor. Gönül ister ki bu 17. yılında daha başarılar elde edelim. Hala güncelliğini koruyor. Bu tarihi hepimizin unutması mümkün değil ve her 17 Mayıs'ta da bunu yaşıyoruz.

Hayatını, emeğini zafere adamışların günüdür 17 Mayıs esasında. 17 Mayıs inanmanın, inançla mücadele etmenin ve bunun keyfini sürmeyi sağlayan bir gündür.

Bize çok fazla şans vermeyenler rakibi favori gösterseler de  o gün bunlar bize hırs olarak döndü sahaya. 99 senesinde zaten Spor Yazarları Kupası ile başladık. Ligde, kupada ve UEFA 3 kupada da iddialı ikinci yarıya girdik. Ocak ayında yönetim toplantısında 3 kupayı da alacağımızı konuştuk zaten. Ocak ayında 2000 yılında 3 ihtimalle başladık ve alabilirizi konuştuk zaten. O günkü adıyla Türkiye Kupası, Avrupa Şampiyonası'ndan sonra hepsini aldılar çocuklar, aldık.. Allah'a şükür.

Kelimelerin hisleri ve anlatmaya yetersiz kaldığı bir 17 Mayıs diye tarif edebiliriz. Şunu hiç konuşmadık, "Biz finale kadar geldik zaten, çok başarılıyız. Şu zamana kadar final oynayan Türk takımı yok" diye bir düşünceye kapılmadık. "Hazır buraya gelmişken altın alalalım" dedik. Oyuncular da bu beyanatları verdiler. 

Oyun ilerledikçe esasında baktığımızda seyirci üstünlüğü bizdeydi. Oyunun belirli bölümünde de üstün kaldı. En önemli anlarında eksik kaldı ve Hagi atıldı. Kazandık da sonra da geldi o da. Hagi gibi bir oyuncunun dışarıda kalması rakip için büyük avantajdı.

O andan sonra Allah'a önce şükrettik. Kaybetsek mahcup olur muyduk? Üzerimde çok büyük bir ağırlık kalmadı ve ben de Allah'a teşekkür ettim. Bunlar tekrarı mümkün olmayan duygular. Biz o gün tekrarı mümkün olmayan başarıda, sarı-kırmızı renkleri imza attık.

Bu adanmışlığın zaferidir! Benim orada duyguları dışarı vurmam kadar dogal bir şey yok aslında. Herkes bizi destekledi ve üzerimizden büyük bir yük kalktı. Allah'a şükür o günleri gördük.

Bugünkü tarihlerde 4 sene imza atıp 4 sene sonunda kalması bir mucizeydi. Vizyonu ve misyonu müsait olan Faruk Süren ve yönetim arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de Türk halkına ve Galatasaray taraftarına.. Ümit ederim, bunlar sık olan başarılar haline gelir ve biz de senede birkaç defa kutlama yaparız.

Yasal uyarı: Bu haber Ajansspor.com tarafından yazılmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Bizim gözümüzden yaş getiren odur. Işıklar loş oldu ve gömlekleri alıp soyunma odasından hocalarla çıktık. 'Galatasaray İstanbul Şampiyon' yazması çok güzel bir şey. Ne mutlu ki o kupada emeğim var. Allah'a şükür böyle bir gün yaşadık.

Benim hayallerim var. Kim alırsa alsın bu kupayı bir arkadaşım ya da kulüp de alsa çok hoşlanırım.  Aslında olması da lazım. Bu hedefler ulaşılabilir oldu artık. Şampiyonlar Ligi'ni neden olmasın? Bunun için de 'olmaz' dediler biz yenilmeden aldık.