Fatih Terim, ocak ayı ve transfer üçlüsünün düşündürdükleri!

11.01.2021 - 08:05 | Son Güncellenme: 11.01.2021 - 08:42

Edin Visca, İrfan Can Kahveci, Henry Onyekuru, Mostafa Mohamed. Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, 6-0'lık Gençlerbirliği maçı sonrası istediği transferleri tek tek açıklayarak büyük bir şaşkınlık yarattı. Burada şaşırtıcı olmayan ise bir ocak döneminin daha transfer üzerinden okunmasıydı. Mert Elam yazdı...

Fatih Terim, ocak ayı ve transfer üçlüsünün düşündürdükleri!

Mert ELAM-AJANSSPOR

Fatih Terim deyince birçok futbolseverin aklına Galatasaray, kupalar, şampiyonluklar gelir. Son üç sezonda ise bunların yanına “ocak ayı” eklendi. Deneyimli teknik adam bu süreçte birçok maçtan sonra ocak ayına işaret ederek dikkatleri üzerine çekti.

Son Gençlerbirliği maçından sonra ise belki de kariyerinde ilk kez isim isim, istediği futbolcuları (Edin Visca, İrfan Can Kahveci, Henry Onyekuru, Mostafa Mohamed) kamuoyuyla paylaştı. Ocak ayları genelde ufak rötuşlar için kullanılır fakat Terim’in istediği futbolcuların takıma direkt monte olacak çapta, pahalı oyuncular olduğu görülüyor.

Terim bu sezon ilk sinyalleri 5 Aralık 2020’deki Hatayspor maçından sonra vermişti. Ocak aylarını iyi kullanan bir takım olduklarını ifade eden 67 yaşındaki teknik adam, “Ümit ederim bu sefer de iyi kullanabiliriz. Kafamızda bazı şeyler var. Yüksek rakamlarla alacak durumuz da yok niyetimiz de yok. Ama bazı değişiklikler yapabiliriz. Satmaya göre almayı da ayarlayabiliriz” demişti. 

Burada dikkat çeken nokta ise yüksek rakamlarla alacak durumları olmadığını söylemesine rağmen ismini açıkladığı dört futbolcunun da yüksek bonservis bedellerine sahip olması. 

“Büyük transferler, yüksek rakamlar hiç kolay değil”

Terim 24 Eylül’deki Hajduk Split maçı öncesi de ekonomiye vurgu yapmıştı: “Burada konu aldın, almadın, orta saha değil. Konu transfer yapma ihtimalimizin çok zor olması. Satmadan alamıyoruz. Büyük transferler, yüksek rakamlar hiç kolay değil.

İşte Fatih Terim’in ocak ayı göndermeleri!

Bu konuya daha sonra geleceğiz. Şimdi size biraz nostalji yaşatmak istiyorum. Bakın Fatih Terim bunda önceki iki sezonda ocak ayları için hangi ifadeleri kullanmıştı…

2019-20 sezonu:

  • 5 Ekim 2019 (0-0 biten Gençlerbirliği maçı sonrası): “Galatasaraylılara ocakta ne olacak, ocak ayına kadar ne olacak izah edeceğim. Böyle bir şey yok. Belki ben yüreğini koyacak çocukları koymalıydım, burada kendime önemli bir eksi puan yazıyorum.”
  • 27 Ekim 2019 (1-0 kaybedilen Beşiktaş maçı sonrası): “Bu eşeği atlayabilir miyiz diye bazı şeylerde ısrar ediyorum ama maalesef olmuyor. Açıkçası ocak ayını gösteriyorum. Burada sıkıntı ve sorun varsa hata benim. Biz zaten operasyonu ocak aylarında yapıyoruz.”
  • 7 Kasım 2019 (6-0 kaybedilen Real Madrid maçı sonrası): “Yapacak bir şey yok. Ocak ayına kadar bu oyunculara ihtiyacımız var. Ben her basın toplantısında mesajlar verdim zaten. Sorunları benim çözmem gerekiyor. Herhalde sorunları halledemediğim için sorun benim. Kabahat bende. Çocuklarda bir şey yok.”
  • 22 Kasım 2019 (1-0 kaybedilen Başakşehir maçı sonrası): “Şartlar ne olursa olsun gemiyi en iyi şekilde ocak ayına yakınlaştıracağız inşallah. Galatasaray’da değişim devam edecek. Başkan ve yönetimimizle toplandığımız zaman bundan sonra kimsenin geçmişine para yatırma niyetinde olmayacağımızı söyleyeceğim. İnsanların geleceğine para yatıracağız.”
  • 12 Aralık 2019 (5-0 kaybedilen PSG maçı sonrası): “Allah nasip ederse ocak ayında transfer kaçınılmaz. Aylar önce sorduğunuzda iyi isimler aldığımızda ‘Ümit ederim isimleri de iyi olur’ demiştim. Şimdi dört önemli maçımız var. Bu maçları taraftarımızın da yardımıyla geçelim, değiştireceğiz. Birtakım şeyleri değiştirmezsek Galatasaray için bugün de yarın da sıkıntı olur.”
  • 21 Aralık 2019 (2-1 kaybedilen Göztepe maçı sonrası): “Kendimi bedelin içine sokarken herkes de bu bedelin bir kısmını ödeyecek. Ekonomimiz ve ceza şeklimiz el verdiği sürece ne yapabilirsek onu yapacağız.”

2018-19 sezonu:

  • 28 Kasım 2018 (2-0 kaybedilen Lokomotiv Moskova maçı sonrası): “Galatasaray taraftarına bazı şeyler söylemek istiyorum. Bize hem ocak ayında hem temmuz ayında müsaade edecekler. Ne demek istediğimi anlıyorlar. Zaman zaman böyle mesajlar veriyoruz. Kulübümüzün gücü yettiği kadar, ki ocak ayında yetecek. Ne istersen onu oynayacak duruma geleceğiz.”
  • 11 Aralık 2018 (3-2 kaybedilen Porto maçı sonrası): “Bazı arkadaşlarımızla yollarımızı ayıracağız. Ocak ve temmuzda alacağımız oyuncu sayısı yüksek olabilir. Değişmesi gereken birçok şey var. Bazı mevkilerin de değişmesi ya da takviye edilmesi gerek. Herkes değişikliklere hazır olsun. Bazı değişiklikleri yapmak zorundayız.”

Ve son Gençlerbirliği maçından sonra söyledikleri: “Satmadan oyuncu alamama durumunun sezon sonunda sona eriyor olması elimizden gelenin fazlasını yapmamıza engel değil. Bolluk içinde veya imkanlar fazla gibi bir durum yok. Bütün müsait olmayan şartlara rağmen yönetimimizin önemli işler yapacağına inanıyorum. Bazı mevkilere ve değişimize ihtiyacımız var.”

Bunlar benim bulabildiklerim. Elbette kaçırdığım olmuştur ama bu kadar ocak göndermesi sizce de çok fazla değil mi?

Terim ara transferi daha fazla sevmeye başladı!

Fatih Terim’in görevde olduğu dönemlerde yapılan devre arası transfer rakamları:

1996-97: 2 transfer

1997-98: 2 transfer

1998-99: 0 transfer

1999-00: 1 transfer 

2002-03: 5 transfer

2003-04: 2 transfer

2011-12: 2 transfer

2012-13: 2 transfer

2017-18: 1 transfer

2018-19: 6 transfer

2019-20: 3 transfer

2002-03 sezonunu bir kenara bırakırsak son iki sezonda sayının yükselme eğilimi gösterdiği fark ediliyor.

Devir, elindeki futbolculardan en iyi şekilde yararlanıp onlardan verim alma devri!

Şimdi gelelim Fatih Terim’in “Büyük transferler hiç kolay değil” açıklamasına. Kulübün içinde bulunduğu ekonomik durumu ondan daha iyi bilen kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordur. Peki bunu bile bile neden hala böyle transferler istiyor? 

Açıkçası geçen sezon yaşanan altıncılık gibi bir durumla tekrar karşılaşmak istemediğini düşünüyorum. Zira kariyerinde daha önce böylesine bir başarısızlık yaşamamıştı. Üst üste ikinci sezonda da benzer bir durumla karşılaşmak onu pek hoşnut etmeyecektir. O yüzden işi sıkı tutmak istiyor belli ki. 

Ben hiç transfer istemesin demiyorum. Mesela Taylan Antalyalı’ya bir alternatif düşünülebilir. Etebo’dan verim alınamadı. Onun sözleşmesi uygun şartlarda feshedilirse merkez orta sahaya da bir takviye olabilir. Ama gidip Onyekuru ve Visca gibi isimleri istemek günümüz koşullarıyla bağdaşmıyor. 

Devir, elindeki futbolculardan en iyi şekilde yararlanıp onlardan verim alma devri. Aslında kendisi geçen sezon Ömer Bayram, bu sezon da Taylan Antalyalı’yla benzerlerini yaptı. 6 numaraya yıldız bir transfer yapılsa biz bugün Taylan’ın performansını konuşamıyor olacaktık.

Beşiktaş’ta hiç beğenilmeyen, sezon başı ayrılması istenen Cyle Larin’in geldiği nokta ortada. Türk futboluna artık böyle dokunuşlar lazım. Süper Lig kulüplerinin toplam borcu 20 milyar TL’ye dayandı. Döviz kurunda hala dramatik bir iyileşme yok. Hal böyleyken böyle pahalı transferleri istemek günümüz gerçekleriyle bağdaşmıyor.

Mesela Onyekuru. Galatasaray’ın Onyekuru’nun yerine sol kanatta oynatabileceği tam dokuz futbolcu (Arda, Babel, Emre Kılınç, Emre Akbaba, Ömer, Kerem, Sekidika, Oğulcan, Ali Yavuz) bulunuyor. Bunlardan faydalanmanın yolunu aramak yerine neden transfer? (Onyekuru bu isimlerin hepsinden daha fazla verim verebilir. Ama konu bu değil.)

Kulüplerimiz artık tüketim modelini bırakıp üretim modeline geçmeli, her şeyi transferle çözme devri bir an önce bitmeli. Türk futbolunun kurtuluşu böyle transferlerle olmayacak.

Ozan Kabak’taki senaryo mu tekrarlanacak?

Hatırlayacaksınızdır, Fatih Terim bu sezon başında beIN Sports’a özel bir röportaj vermişti. Altyapılarla ilgili söylediği bir söz bir hayli çarpıcıydı. Ozan Kabak’ın satışından gelen bonservis parasının yüzde kaçının akademiye yatırıldığını sormuştu Terim. Ve kendi sorduğu soruyu kendi cevaplamıştı: “Sıfır.” Sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Neden? Çünkü o anda ya yeni oyuncu alınması gerekir ya maaş ödenir ya da borç ödenir.”

Diyelim ki Galatasaray devre arasını iyi geçirdi ve iyi paralara futbolcu sattı. Bu paraların bir kısmı maaşa, bir kısmı da borçlara gidecek. Fatih Terim’in istediği futbolcuların kalibresine bakılırsa geri kalan kısım da transfer harcamalarına gidecek belli ki. Peki Galatasaray’ın geleceği olan altyapısı ne olacak? Oraya nasıl para aktarılacak? 

Son söz…

Fatih Terim’in tüm bu süreçteki açıklamaları ve icraatlarından anladığım, kısa vadeli, egoları besleyen başarıların Galatasaray’ın geleceğinden daha önemli olduğu. Galatasaray bu anlayışla bu sezon şampiyon olabilir belki ama ileride büyük sıkıntılar yaşayacağı açıktır. 

Senin için hazırladığımız haberler