"Galatasaray'a gelenler yıldız değil"

Fatih Altaylı, Lucescu'nun Milli Takım için çok doğru bir seçim olduğunun altını çizdi: "Lucescu, kompleksli olmadığı için futbolcu havuzunu iyi değerlendirir. Öfkeli değil sakin, dolmuşçu değil babacandır. Terim’den daha başarılı olacaktır."

- Fatih Bey, Lucescu’nun gelişinden sonra sizinle bir mini röportaj yaptık ama detaylara giremedik. Terim’in istifasından saatler sonra ekrana çıkıp “Milli Takım’a Lucescu gelmeli” dediniz ve öyle oldu. Kefil misiniz?

Lucescu “Türk Milli Takımı’nı Avrupa ya da Dünya şampiyonu yapacağım” diye senet mi imzaladı da benden kefalet istiyorsunuz? Benim söylediğim şuydu... Lucescu bir taktik dehasıdır. Rakibi çok iyi okur ve çok iyi durdurmayı başarır. Zayıf takımların güçlü rakipler karşısında iyi sonuçlar almasını sağlayacak bir beceriye sahiptir. Kompleksleri olmadığı için de futbolcu havuzunu iyi değerlendirir. Öfkeli değil sakin, dolmuşçu değil babacandır. Ve bana göre Milli Takımımız’ın böyle birine ihtiyacı vardı. Bu Şenol Güneş de olabilirdi ama Beşiktaş’ın şu dönemde Güneş’le ilerlettiği projeler vardı ve sekteye uğramaması gerekiyordu. O yüzden “Şenol Güneş’i ve Beşiktaş’ı rahat bırakın” dedim. Bu sorudan şunu anlıyorum, “Başarılı olur mu?” demek istiyorsunuz. Şu kadarını söyleyeyim, Terim’den daha başarılı olacaktır. Çünkü Terim gibi önyargıları, önkabulleri, takıntıları yok. Terim’in başarısının önündeki en büyük engel kendisiydi.

- Fatih Terim çok eski dostunuz olduğu halde ona yönelik en sert eleştiriler sizden geliyor!

Evet. Benim kültürümde eleştiri dostluktur. Beni de en sert biçimde eleştiren kişi eşimdir. En yakınınız eleştirirse bunda bir art niyet bir kıskançlık olmadığını anlamanız lazım. Sizin iyiliğinizi istediği için eleştiriyordur. Eleştiri bir kültürdür. Eleştiriye açık olmak ise bu kültürün bir üst noktasıdır. Tekamül eleştiri ile olur. Einstein, Newton’u eleştirerek fiziği bir üst noktaya taşımıştır. İlerleme eleştiri ile olur.

- Lucescu’nun, G.Saray Başkanı Dursun Özbek ile görüştükten ve süre istedikten sonra ertesi gün milli takımı kabul etmesine ne diyeceksiniz?

Size geçen gün de söyledim. Lucescu’nun süre istediğini G.Saray’ın Başkanı’ndan duydunuz, Lucescu’dan değil. Benim bildiğim kadarıyla ki, yüzde yüz doğru, Lucescu ne olduğu belli olmayan bir sportif direktörlük görevini reddetti. Süre müre istemedi. Süre lafı G.Saray Başkanı’nın doğru olmayan açıklamalarından biriydi sadece.

- Başkan Dursun Özbek’in, Lucescu’nun ayağına gitmesi de eleştiriliyor...

Gitmesinde eleştirilecek bir şey yok. Gider de, G.Saray Başkanı bir yere gidiyorsa alır gelir. Çuvallamaya gitmez. Belli ki, ilk görüşmeyi yapan Can Topsakal “Başkan görüşürse belki gelir” demiş, o da gitmiş. Dursun Özbek’le birlikte G.Saray Başkanı’nın bir ağırlığı, bir güvenirliliği de kalmadı. Bak mesela Kulüpler Birliği toplantısının sonunda Göksel Gümüşdağ “10 Ağustos’ta görevi bırakacağım” dedi. Özbek son derece kalitesiz bir biçimde lafa girip, “Bırakamaz, izin vermiyoruz” diye kendince espri yaptı. Şimdi üç gün sonra Gümüşdağ bırakınca ne diyecek Özbek. G.Saray Başkanları espri yapar ama zevzeklik yapmaz. Çünkü sonuçta kendini rezil ediyor ama kulübünü de utanç verici bir duruma düşürüyor. Kimsenin iplemediği biri oluyor.

 Göksel Gümüşdağ, Kulüpler Birliği başkanlığını bırakacağını söyledi. Sizce kim başkan olmalı?

Gördüğüm kadarıyla bu işe G.Saray Başkanı Dursun Özbek teşne (istekli). Aziz Yıldırım zaten o birliği pek takmıyor. Özbek ise her yerde olmak istiyor. Sanki Trabzonspor Başkanı Usta o işi yapacakmış gibi geliyor bana ama ben olsam bambaşka bir şey yaparım. Oraya aktif kulüp başkanı olmayan birini getiririm.

- Mesela kimi?

Benim kafamdaki isim Ali Şen. Ben olsam teklif ederim kendisine. Çok da yakışır. Diyeceksiniz ki, niye dışardan birisi. Çünkü tarafsız olur. Hiçbir kulübe yakın olmaz. O kabul etmezse Faruk Süren olabilir.

- Siz Federasyon Başkanı da değişmeli diyorsunuz zaten!

Evet değişmeli. Bu saatten sonra Yıldırım Demirören orada kalmamalı. Benim önerim Servet Yardımcı diye defalardır söylüyorum. Hem onun için iyi, hem Türk futbolu için iyi olur. Demirören ne yazık ki, güvenilirliğini ve saygınlığını yitirdi o makamda.

- Avrupa kupalarında Galatasaray dışında fire vermedik...

F.Bahçe ve Başakşehir’in turu geçeceğini söylemiştim zaten. Yeni kuralarda Başakşehir zor, F.Bahçe ise kolay rakip buldu. Ama size inanmayacağınız bir şey söyleyeyim. Ben Başakşehir’in Sevilla karşısında da şansı olabileceğini düşünüyorum. Başakşehir; sert, alan bırakmayan, rakibe basan bir oyun oynarsa Sevilla karşısında şansı var. Çünkü Sevilla sert, kora kor oyunu sevmiyor.

- Sizce en iyi transferi kim yapıyor?

Çok açık biçimde Beşiktaş. Çok para savurmadan nokta atışlarla çok iyi adamlar alıyorlar. Pepe’den sonra Negredo. Lens de geldi. Hep üst düzey isimler. Şampiyonlar Ligi kalitesinde adamlar. Başakşehir de öyle. Kadroyu derinleştirdiler. Tek eksikleri şu, Emre’nin alternatifi yok. Mesela Valbuena’yı alsalardı çok iyi ederlerdi. F.Bahçe de bir iki iyi isim aldı ve takımı oturtmaya başladı.

- G.Saray da fena isimler almadı...

Fena değil. Ama hiçbiri yıldız değil. Yıldızımsılar. Olacakmış ama olamamış isimler. Hiçbir üst düzey değil. Ortanın üstü. Ve inanılmaz bir maliyet. G.Saray’da 3 milyon Euro’dan ucuz adam yok neredeyse. Bu taşınabilir bir maliyet değil. Saygınlık olmayınca para ile adam almaya çalışıyorlar. Para babası olduğu için, tipi, tarzı kültürü olmadığı halde güzel kızlarla gezen adamlar gibi. Genç oyuncu yok, altyapıdan gelen kimse yok. Bu takım iyi bir antrenörle bile zaman gerektirir ki, G.Saray’da şimdilik iyi bir antrenör de yok. İşleri çok zor. Başarı gelmezse, kulüp çok büyük bir batağa saplanır. Hazırlık maçlarını izledikçe üzülüyorum. Hiçbir gelişme yok. Ne yaptığını bilmeyen bir futbol oynuyor G.Saray. Sonuçlara takılmıyorum ama oynan futbola çok takılıyorum.

- Ya Trabzonspor’a gelenler...

Trabzonspor da olmayan bir parayı harcıyor. Trabzon mantalitesinin dışına çıktılar ve Trabzon’un potansiyelinin dışında İstanbul’un üç takımı gibi davranmaya başladılar. Bu maliyetlerle nereye kadar giderler bilmiyorum. Ersun Yanal’ın tüm sezon konsantre olması gerek. Yoksa işleri zor.

- Biraz da atletizme geçelim. İzliyor musunuz Dünya Şampiyonası’nı? Usain Bolt da geçildi...

İzlemez olur muyum. Çok üzüldüm. Keşke geçilmeseydi. Hele hele Gatlin gibi 2 kez doping cezası almış birine geçilmesi beni daha da üzdü. Keşke genç Coleman şampiyon olsaydı da ona geçilseydi. 2008’de bayrak yarışında diskalifiye olması ve 2007’de bir bayrak bir de 200 metre ikinciliği dışında hep altın hep altın almış adam sonunda geçildi. Ama yarış sonunda şampiyon olan Gatlin gelip önünde secde etti. Büyük atlet.

GULİYEV NİYE KATILMADI?

- Keşke katılmayıp zirvede mi bıraksaydı? Yaşı çok ilerledi.

Geçilmek de yarışa dair ve geçilebileceğini bile bile bu yarışa katılmak da büyük sporculuk aslında. Yaşa gelirsek, yarışı kazanan Gatlin, Bolt’dan daha yaşlı. Bu arada bizim milli atletimiz Ramil Guliyev niye 100 metreye iştirak etmedi anlamadım. Koşanlar arasında bu yılki en iyi 2. dereceye sahip olandı Guliyev. Bolt’un final derecesi 9,95, Guliyev’in bu sezonki en iyi zamanı 9,97. En azından final serisi koşardı diye düşünüyorum. İnşallah 200 metrede başarılı olur sporcumuz. TRT Spor’u da kutluyorum. İyi bir yayıncılık yapıyorlar. (HT Spor)