Hiperenflasyon nedir, ne anlama gelir? Hiperenflasyon olursa ne olur?

21.12.2021 - 18:31 | Son Güncellenme: 21.12.2021 - 18:37

Son günlerde merak edilen konu olan Hiperenflasyon anlamı araştırılmaya başlandı. Hiperenflasyon nedir, Hiperenflasyon olursa ne olur gibi meraklar sürüyor. İşte detaylar...

Hiperenflasyon nedir, ne anlama gelir? Hiperenflasyon olursa ne olur?

AJANSSPOR PLUS

Hiperenflasyon konusu hakkında yapılan araştırmalar gün geçtikçe daha da artmaya başladı. Vatandaşlar, Hiperenflasyon olursa ne olur gibi soruları merak ederken Hiperenflasyon uygulanırsa dolara veya tlye etki eder mi gibi aramaları sürdürmeye başladılar. Hiperenflasyon nedir ve ne anlama geliyor gibi merak edilen sorular da dahil tüm detayları içeren bir haber hazırladık. Aradığınız soruların cevaplarını haberimizden bulabilirsiniz.

Hiperenflasyon Nedir?

Hiperenflasyon, bir ülkedeki tüm mal ve hizmetlere ait fiyatların belirli bir dönem süresince kontrolsüz bir şekilde yükseldiği durumları tanımlamak için kullanılan bir ekonomi kavramıdır. Farklı bir deyişle, hiperenflasyon oldukça hızlı ve çok daha kontrolsüz bir enflasyondur. Genel olarak, bir ülkede enflasyon oranın ayda yüzde 100 veya daha fazla yükselişe geçtiği durumlar hiperenflasyon olarak ifade edilmektedir. Bununla birlikte farklı ekonomistlere göre enflasyon oranın ayda yüzde 50 ya da 200’den daha fazla yükseldiği durumlar da hiperenflasyon olarak tanımlanabilmektedir.

Hiperenflasyon, enflasyonun yılda yüzde 200 sınırını aştığı anlardaki halidir. Dörtnala enflasyon olarak da adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir.

Hiperenflasyonun nedenleri

Hiperenflasyonun en önemli nedeni aşırı parasal genişlemedir. Merkez Bankası bağımsız olmayan devletlerde para politikasını da hükûmet yönetir. İşte bu noktada hükûmetin maaşların ödenmesi, yatırım ya da bütçe açığının kapatılması için kontrolsüzce para basma kararı alması çok yüksek enflasyona neden olur. İkincil olarak, ülkede siyasi istikrarın olmadığı, hükûmetlerin ortalama ömürlerinin 1-2 yıl olduğu durumlarda iktidar partisi, seçimlerin tekrarlanacağı ve halkın kendilerini cezalandırıp tekrar iktidara taşımayacağı beklentisi taşımaları durumunda kendilerinden sonra gelecek partinin iktisadi planlarını bilerek ve isteyerek bozacak kısa vadeli gayrı-iktisadi kararlar alabilirler. Özellikle gelişmemiş ve yeni gelişmekte olan ülkelerde gözlemlenen bu durum, ileride arz ve talep yönlü daralmalara yol açacak derin ekonomik krizlere sebep olabilir.

Yüksek enflasyonla boğuşan ülkelerin hiperenflasyon tuzağına düşmelerinin nedenlerinden biri de bilerek ve isteyerek hedeflenenden daha yüksek bir enflasyon düzeyi yaratmaktır. Enflasyonun %80 olduğu bir ülke düşünün. Böyle bir durumda ülkeden yerli para cinsinden alacağı olan kişiler kendilerini enflasyonun yıpratma payına karşı kendilerini korumak (örneğin memur sendikalarının zam haricinde enflasyon farkı da talep etmesi) yerine belli bir para isterlerse hükûmet o parayı değersiz konuma düşürecek enflasyonu bilerek veya isteyerek oluşturabilir.

Hiperenflasyonun çözümleri

Düşünülenin aksine kısa vadede %400'lük enflasyonu düşürmek %40'lık enflasyonu düşürmekten daha kolaydır. Çünkü böyle durumlarda daha önce siyasi maliyet yüzünden alınamamış tedbirler daha kolay alınabilmektedir. Üstelik %400'lük bir enflasyonu %200'e indirmenin siyasi kazancı, %40'lık enflasyonu %20'ye indirmekten daha fazla olabilir. İkincil olarak, çoğu zaman hiperenflasyona neden olan aşırı parasal genişlemeyi kontrol altına almak bile enflasyonu daha makul düzeylere indirmek için yeterli olabilmektedir. Uzun vadeli çözümler için bütçe disiplinini sağlayacak reformların yapılması ön koşuldur. Bunun için de kararlı bir finansal istikrar programı uygulanmalıdır. Bu program dahilinde kurumsal açıdan yapılanma, vergilendirilmeyen tabanı vergilendirmeye çalışma, vergi idaresinin iyileştirilmesi ve harcama önceliklerinin kesin olarak belirlendiği bir mali reform önşarttır.

Para ikamesi

Hiperenflasyon döneminde kişiler kendilerini enflasyonun etkisinden korumak için yabancı para tutmaya başlarlar. Hiperenflasyon süreci ne kadar uzarsa, yabancı para cinsinden alışverişin niteliği de o denli artar. Örneğin ev sahipleri kira ücretini yabancı para cinsinden istemeye başlarlar ya da kişiler maaşlarını alır almaz yabancı paraya çevirirler. Yerli paraya olan güvenin bu derece sarsıldığı ortamda kişiler ülkedeki döviz talebini inanılmaz şekilde arttırır. Bunun sonucunda piyasada gittikçe kıtlaşan dövizin değeri artar, döviz kuru yükselir. İlginçtir ki bu durum belli bir sınıra kadar ülkenin makro politikalarını belirleyenler için katlanılabilir bir maliyettir zira döviz kurunun yükselmesi öncelikle reel kuru, ardından da ihracatı yükseltip ülkenin makro dengelerinde kısa süreli bir iyileşmeye neden olur. Ama orta vadede yabancı para cinsinden borçlu olan kesimlerin, örneğin devletin ve şirketler kesiminin, borçlarını katlayarak arttıracağı için önce bütçe açıklarına, önlem alınmaması halinde ise ekonomik krizlere neden olabilir.

Senin için hazırladığımız haberler