Koronavirüs futbolun 3. Dünya Savaşı mı?

25.03.2020 - 11:08 | Son Güncellenme: 25.03.2020 - 11:17

Koronavirüs futbolun 3. Dünya Savaşı mı?

İlk olarak Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgını sebebiyle önce ligler kısa süreliğine ertelendi, ardından birçok ülkede süresiz olarak askıya alındı.

HASAN BEGDİLİ

4 yılda bir düzenlenen ve Avrupa'nın en önemli futbol organizasyonlarından biri olan Avrupa Futbol Şampiyonası, 2021 yılına ertelendi. Güney Amerika'da da Copa America'nın gelecek sene yani 2021'de düzenlenmesine karar verildi. Keza Olimpiyat Oyunları da 1 yıl ertelendi.

İçinde bulunduğumuz 2019-2020 futbol sezonunun tamamlanıp tamamlanmayacağı ise merak konusu. Bu sezonu tamamlamanın mümkün olmadığını savunan kişilerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Yine de buna karar verecek olanlar sporu yönetenler değil, bilim insanları! Çünkü bunun için öncelikle salgını kontrol altına almak gerekiyor.

Peki daha önce dünya böyle bir süreci yaşamış mıydı? Özellikle de Avrupa'yı yakıp yıkan savaşlarda durum nasıldı?

İçinde bulunduğumuz durumu futbolun 3. Dünya Savaşı olarak nitelendirmek mümkün mü?

Oyunun erken çağına kısa bakış

19. yüzyılın ilk yarısında İngiltere'de popüler bir spor dalı olan futbol kamusal olma özelliği taşımıyordu. Bir özel okul eğlencesiydi. Bugün futbol diye tanımladığımız oyundan farklı bir biçimde sergileniyordu. Jonathan Wilson'ın deyimiyle başlangıçta kaos vardı ve futbol biçimden yoksundu.

Yine Jonathan Wilson o dönem oynanan futbolu şu şekilde tanımlıyor:

Oyun tamamen top sürmekten ibaretti; paslaşma, işbirliği ve savunma bir şelilde bayağılık olarak görülüyordu.

İngilizlerin özel okullarına doğan bu oyun kısa süre içerisinde dünyanın birçok yerinde farklı biçimlerde sergilenmeye başladı. En belirgin fark ise bu oyuna işçi sınıfının dokunuşu oldu.

İngiliz filozof Simon Critchley futbolu işçi sınıfının balesi olarak nitelendiriyor. İşçi sınıfıyla birlikte futbolun kamusallaştığını da ifade edebiliriz.

1. Dünya Savaşı dönemi

Arşidük Franz Ferdinand'ın öldürülmesi Avrupa'da korkunç bir savaşın patlak vermesine sebep oluyordu. Aslında burada Dünya Savaşı kısmına katılamıyorum. Çünkü bu savaşın özneleri Avrupa ülkeleri.

Bu bağlamda Avrupa kıtasında yer alan ülkelerde futbolun, diğer kıtalara göre daha fazla etkilendiğini söylemek mümkün.

İngiltere'de 1914-1915 sezonunda lig ve FA Cup maçları oynanmaya devam etti. Sonraki yıllarda ise federasyon lig maçlarını askıya aldı ancak kulüplerin bölgesel turnuvalar düzenlemesine izin verdi. Birçok profesyonel futbolcu da savaşta ülkesi adına çarpışıyordu.

Ayrıca savaş esnasında askerlerin moralini yüksek tutmak için futbol karşılaşmaları da düzenleniyordu.

1916 yılında ise Güney Amerika'nın en büyük futbol organizasyonu olan Copa America ilk kez düzenlendi. İlk kez düzenlenen bu turnuvayı Uruguay, Şili'yi 4-0 yenerek kazanıyordu.

Osmanlı Devleti'nde ise 1. Dünya Savaşı döneminde İstanbul Ligi oynanmaya devam etti ancak mücadele eden takımların birçok oyuncusu cepheye gitti.

İki savaş arası

Futbol, 1 Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'da birçok ülke için bir propaganda aracı olarak kullanıldı. Bu ülkelerin başında ise Mussolini diktatörlüğündeki İtalya geliyor. 1930 yılında düzenlenen ilk Dünya Kupası'na katılmayan İtalya, 1934 ve 1938'de zafere ulaşıyordu.

İtalya teknik direktörü Pozzo da, faşist iktidardan faydalandı ve istediği koşulların sağlanması için onları kullandı. Ancak yine de Pozzo ve Mussolini arasındaki bağın ne denli derin olduğu tartışılan bir konu.

Pozzo'nun İtalya'sı dönemi için yenilikçi bir futbol ortaya koysa dahi, Mussolini'nin gölgesinden kurtulamadı. 1934 Dünya Kupası'nda görevli Belçikalı hakem John Langenus turnuvayı şöyle özetliyordu:

"Kazanma azmi hariç hiçbir spor düşüncesi yoktu ve bu yüzden, daha da ötesinde geçilip bütün şampiyonayı kasvetli bir hava kapladı."

Diğer faşişt ülkeler (Almanya, İspanya) de bu yolu izledi. Futbolu artan popülaritesiyle birlikte propaganda aracı olarak kullandılar.

Tam da burada bir futbolcunun adını anmamız gerekiyor. 1903 yılında Viyana'da doğan Sindelar. 1938 yılında Almanya'nın kadrosunda yer almayı reddetti ve bir dostluk maçında Hitler'e selam vermedi.

1939 yılında evinde ölü bulundu.

2. Dünya Savaşı dönemi

3. kez düzenlenen Dünya Kupası'ndan 1 sene sonra yani 1939 yılında 2. Dünya Savaşı patlak verdi.

Bu dönemde İngiltere'de federasyon 1. Dünya Savaşı'ndaki tutumunun aksine ligleri hemen iptal etti. Hava saldırısı tehdidi ve zorunlu askerlikle birlikte futbolun zaten eskisi gibi devam edemeyeceği kesindi.

Futbolun çok hızlı bir şekilde kamusallatığı ve kendine has figürlerin ortaya çıktığı Güney Amerika'da, en büyük futbol organizasyonuna hız kesmeden devam ediyordu. Copa America heyecanı, Latin Amerika'da nefes kesiyordu.

Bu dönemde Dünya'nın en büyük futbol organizasyonu sayılan Dünya Kupası düzenlenemedi. 4. Dünya Kupası için 12 sene beklemek gerekiyordu. Ve bu kez Dünya Kupası, Güney Amerika kıtasına, Brezilya'ya taşınıyordu. Savaş coğrafyasının uzağına...

1940 Tokyo ve 1944 Londra Olimpiyat Oyunları da, Avrupa'da patlak veren ve dünyayı etkileyen savaş sebebiyle düzenlenemedi. 

Senin için hazırladığımız haberler