Mert’in Akşamı!

Bu akşam Kadıköy,10 Kasım’ın hüzünlü atmosferiyle ve Gazi’nin sevdiği şarkılarda, ulu önderimizi bir parça da olsa bulmanın verdiği ferahlık hissiyle doluydu. Atatürk sevgisi ulusumuza o kadar derinden işlemiş ki yıllar, çağlar geçse de bu hislerde eksilme olmayacak.

Bu minnet, keder ve özlem dolu karışık ruh halinden, insanı dünyanın renklerine döndürebilecek pek az şeyden bir tanesidir Fenerbahçe forması…AZ maçını unuttuk, sevdamızın seyrine daldık.

Uzun süredir tanık olmadığımız gariplikler oldu Fenerbahçe-Sivasspor mücadelesinde. VAR’ın tavsiyesine kulak asmayan Kadir Sağlam, soyadı gibi sağlam bir irade göstererek, “Benim kararım yerindedir” diyebildi. Hakemin gösterdiği bu dirayet, Galatasaraylı bir yöneticiyi o kadar derinden etkilemiş ki, İbrahim Hatipoğlu maçın devre arasında, ihanete uğramış, yüreği yanmışçasına, “Bu gol nasıl iptal olmaz” diyerek feveran ediyordu. Hayretle dinledik.

Sizinle yarışan rakibinizin henüz bitmemiş maçının ortasında, hakemi doğru verdiği bir karardan ötürü hedef gösterip, etki altına almaya çalışmak, sportmence değil, son derece düşük bir davranıştır. Yakışmadı Sayın İbrahim Hatipoğlu.

Oyundan çıkana kadar, gerek ön alan baskısıyla top kaparak, gerekse rakibin hücum geçişlerini bloke ederek sıra dışı bir performans gösteren Mert Hakan bana göre maçın adamıydı. Futbol oynamaya odaklı olduğunda ister ilk 11’de olsun ister yedek kulübesinde, bir teknik direktör için nimettir Mert Hakan. Yeter ki kafasında rakibiyle değil, futbol topuyla oynamak olsun.

Szymanski her ne kadar maçı asistle tamamlasa da 22.dakikada duraksadığı, geciktiği boş bir pozisyonda büyük bir mental sorunu olduğunu gösterdi tekrar. Birileri bu genç adamla konuşmalı ve onu kazanmalı. Saint Maximen bir gol atıp, iki de güzel şut çıkardığı maçta yine yer yer izleyenlere “La havle vela” dedirtmeyi başardı. Şu stepover yanıltmacasını çok seviyorsun belli ki Maxim kardeş. Ancak bu hareketi art arda yaparken kaçırdığın birkaç pas verebilme ihtimalli sekans oluyor ki, bunları sen topa baktığın için göremiyorsun, izleyenler görüyor.

70. Dakikada oyuna giren Dzeko mu yoksa maça ilk 11 başlayan Dzeko mu? Ben oyumu 70’te oyuna girenden yana kullanıyorum. 38 yaşında defans arkasına sarkan, driblingle takımı ileri taşıyan bir forvet vardı dün maçın son bölümlerinde. Dzeko’yu efektif kullanmak böyle olur. Yürüyen futbol aklı Tadic, sanatını mükemmellikle icra etmeye devam ediyor. Bu kadar iyi saha görüşü olan bir virtüözü,kanat çizgisinde kısıtlama konusunu sürekli sorguluyorum.

Mourinho bu akşam Mert Hakan’ı keşfetti. Fenerbahçe istenilen ve özlenen baskılı oyundan uzak olsa da yer yer ortaya koyduğu futbol güzellikleriyle, milli aradan önce kendisini sevenlerin ağzına bir parmak bal çaldı. Hata yapmayan bir rakiple mücadele etmek kolay değildir, hele ki arkasına devasa yel değirmenlerinin rüzgarını aldıysa bu rakip, işiniz daha da zordur. Fenerbahçe Don Kişot, bizler Sancho Panza…Gittiği yere kadar.