Mustafa Denizli: "97 yılda olmayanı yapacağım!"

Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Kasımpaşa'yla şampiyonluk hedefleyen Mustafa Denizli dikkat çeken sözler sarf etti. Denizli, “Şimdilik tek bir hedefimiz var; o da 97 yılda yapılmayanı yapmak” dedi.

Fanatik Gazetesi’ne röportaj veren Denizli’nin açıklamaları şu şekilde;

“Kadıköy’e uzun süre ilk kez çıktım rakip olarak. Değişik duygular. Hangisi olursa olsun hiç fark etmiyor. Türk Telekom’a veya Vodafone’a gidince de öyle. Yaşadıkları hemen gözü önüne geliyor insanın. Böyle büyük camialarda görev yapmanın mutluluğu başka, şampiyonluk yaşamak bambaşka duygular. Kolay değil, heyecan verici. Neticede de 90 dakikalık rekabet. Özellikle bu büyük camialara karşı görev yaptığım zaman duygularım karışık oluyor. Bir yerde anıların canlanıyor, bir yerde başında bulunduğun takımın beklentisi oluyor. İkisini de unutmadan hareket etmen gerekiyor. Sonuç olarak benim üzerimde emeği olan; Galatasaray’dan başlayıp Fenerbahçe ve Beşiktaş camiaları saygı duyduğum ve gördüğüm camialar. İyi anılarla orada bulunmak çok değerli. Beşiktaş’ı da Fenerbahçe’yi de şampiyon yapan ilk Türk hoca olmak inanılmaz farklı ve mutlu köşeler.”

Şu anda Kasımpaşa’yla bir başarı yakalamak istiyoruz. Bir şey denemek, denenmemiş bir şeyi ortaya çıkarmak istiyoruz. Fenerbahçe’yi takip ediyorum yakından. ‘Şöyle olur mu? Böyle olur mu?’ diyorlar. Olmaz kardeşim, Fenerbahçe’ye hiçbir şey olmaz. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi camialar 3-5 maçla büyük olmadılar. Onların büyüklükleri kazandıkları kupayla değil. 20-25 milyon taraftarlardan bahsediyorsan bunu sadece kupayla anlatamazsın. Bu takımlar olmasa ülkede futbolun heyecanı olmaz. Kötü sezon yaşamak ilk kez değil, büyükler için. Benim futbolculuk zamanımda da olurdu böyle düşüşler.

Maçı değerlendirecek olursak; ne olursa olsun Fenerbahçe’den puan almak kayıp hanesine yazılmamalı. Penaltıdan yararlanamadık. Öne geçtik, farkı açacak pozisyonlarımız da vardı. İlk yarı geriye düştük. Fenerbahçe taraftarının 90 dakika boyunca destek vermesi rakipleri açısından hiç kolay değil. Önümüzdeki rakibe 2 puan daha yaklaşma şansımız vardı bunu kullanamadık. Kurallar maçın tekrarlanmasını gerektirirse tabii ki oynarız. Bizim için içeride veya dışarıda oynamak fark etmez. Ben neticede hakem değilim. İşin doğrusunu öğreneceğiz.

Bir gün bile bir galibiyet için ortamı gerecek bir açıklama yapmadım bu camialarda çalışırken... Yapmam da. Bu bir sosyal sorumluluktur. Benim bir galibiyetim için bozulacak dostluklarım yok. Hangisinin başında olursam olayım, rekabet ve dostluk devam etsin isterim. Amacım bu her zaman. Kontrolü asla elimden bırakamam. Ben kontrolsüz olursam ekibimi nasıl kontrol edeceğim!

Her maçın istatistiği geliyor önümüze. İlgilenirim, dağarcığımızda bulunur ama çok değer vermem. Kasımpaşa, Avrupa Ligleri’nin tamamında en çok gol pozisyonuna giren takım PSG ile birlikte. Sadece mutlu eden bir istatistik. Onore eder o kadar. Ama diğer yanda hiçbir maçta rakipten daha fazla topa sahip olamamışız. Topa yüzde 70 sahip olmuşsun, 3 pozisyona girmişsin bunun bir anlamı yok. Futbol tamamen bunlarla sonucu belirli olan bir şey değil. Koşu mesafesi önemli ama doğru koşmak önemli. Bir takım rakibinden daha fazla koşuyorsa topu kazanmak için koşmuştur. Kandırır bu rakam seni...

Benim istediğim futbol türünde gol yemekten korkmayacaksın. 3 tane yersen 4 tane atacaksın. Yemesem iyi olur elbette ama bütün çalışmalarımız gol atmak üzerine. Çalışmamızın tek amacı çerçeveye en çabuk nasıl gideriz. 12-13 saniyede kaleye gitmek mesela. Tek istediğim şey tempo. Oyunun hızını artırmak istiyoruz. Topu bireysel olarak değil takım olarak sevelim. Bunu istiyorum hep. Herkes topu paylaşacak, oynayacak. Bu dağılım bizde iyi. Belli bölgelerin farklı oyuncuları var. Takım birbirini yukarı çeker. İşimiz saha içinde bunu artırmak. Hep yıldızlarla olmaz. Işık artı ışık karanlıktır. Futbolda da hep yıldız olursa olmaz. Orkestra hepsi keman olur mu! Farklı seslerden bir eser ortaya çıkaracağız. Bize orkestra şefi lazım. Onun da arayışı içerisindeyiz.

Net bir şekilde bu sezonki tüm gelişmeler şampiyonluğun büyük takımlardan biri olamayacağını gösteriyor, sürpriz olma yani farklı bir takımın şampiyonluğu. Mesajlar bu yönde, çok net. Türkiye Ligi’nde bugün 18 takımın içeride dışarıda aldığı hiçbir sonuç sürpriz değil. İş yalnızca yabancı kalitesiyle ilgili değil. Anadolu takımlarında yabancı standardı değişmedi ama büyüklerde düştü, bu gerçek. 29. haftaya şu pozisyonda gireyim, kimse benden şampiyonluğu alamaz.

Şu andaki tablo bizi adaylardan biri olarak gösteriyor. İlerleyen haftalardaki tabloyu değiştirmek bizim elimizde. Daha iyisini daha önce yaptık. İlk hedefimiz Avrupa’ya çıkabilmek. Ondan sonra şampiyonluk konusunda gidebilir miyiz? Ben o konuda takımıma güveniyorum.

Turgay Bey ışığı gördüğü anda tereddütsüz gerekeni yapar. Bu ışığı da gördüğüne inanıyorum. Şu avantajımız var. Yaş ortalaması iyi bir ekibiz. 30 yaş üstü az oyuncumuz var. 17-21 yaş grubundan 6-7 oyuncumuz var. Hakan, Ethem, Çağatay önümüzdeki maçlarda hep şans vereceğimiz gençler. Diagne 27, Trezeguet 24 yaşında. Harmanımız iyi. Bunu daha iyiye götürmek istiyoruz.

Hedefi büyük koymazsan eğer gidecek fazla yerin olmaz. Yaklaşık 100 yıla yakın bir tarihi var kulübün. 97 yılda yapılmayan ne varsa onu yapacağız. Bizi Avrupa’ya götürecek bir yerde bitireceğiz bu ligi, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yapılmayanları yapacağız. Burada bir yönetim başarısı var. Diagne ve Trezeguet’nin etrafında çok kaliteli arkadaşları var. Başarı yalnızca onların üzerinden konuşulmamalı. Messi de olmasa Ronaldo da olmasa takımları hiç mi yani! Birey olarak değil takımdan bahsediyoruz. Takım olarak başarı istiyoruz biz.

Şu anda lig bitmiş olsa Şampiyonlar Ligi’nde olacağız. Ama lig bitmiyor. Önümüzde çok önemli maçlar var. Bizim de hedefimiz bu işin sonudur. Başkanımız dahil herkes bu çizgiyi nasıl daha iyiye getiririz onun peşinde. Çeşitli ülkelerde çeşitli arayışlarım var. Takip ettiğim oyuncular var. Dengeler önemli. Hem kaliteyi bulacaksın hem de yüksek rakama çıkmayacaksın. Bunu arıyoruz, bulacağız da. Burası bir futbol takımın ihtiyaçlarının çok üzerinde şeylere sahip. Avrupa’da bir kulüpte ya vardır ya da yoktur böyle bir tesis. İlk yarıdaki konumumuzu muhafaza edersek o zaman biz varız.