Mustafa Denizli'den derbi yorumu: 'Bu ya bir kumpastır ya da...'

Mustafa Denizli, futbol gündeminde yaşanan son gelişmeleri Hürriyet'e değerlendirdi.

Perşembe akşamı Kadıköy’de yaşananların akılla izanla açıklanır bir tarafı yok. Fenerbahçe evinde oynuyor ve her geçen dakika onun lehine. Diyelim ki tahrik var, insan bunu takımının aleyhine kullanır mı? Bu ya kumpas ya da akıl tutulmasıdır?

- Kulübeye yakın olan F.Bahçeli yönetici veya taraftar görebilir. Ben görmedim. Şenol Hoca’nın başına gelen maddeden sonra -ne geldi bilmiyorum- başına bir buz torbası konulduğunu gördüm. Kulübeye oturdu. “Kalkıp giderken de başka maddeler geldi mi?” Dün hoca ile konuştum ”Tünele girerken bir madde geldi düştüm ancak ne olduğunu bilmiyorum, çünkü hatırlamıyorum” dedi. Bu, maçı veya hakemi değrelendirmek gibi bir şey değil. Hadise Quaresma, iki kez korner atarken gereksiz yere yabancı madde atılmasıdır. Hakem ikaz ettiği halde. Provokasyon dışında akla bir şey gelmiyor.

- Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir bakış açısı var, kulüp yöneticilerinin, Fenerbahçelilerin, Beşiktaşlıların ve dışarıdan bizlerin de bir bakış açısı var. Vodafone Stadı’ndaki maçlardan sonraki demeçler bu maç için havayı germişti biraz. Diyelim ki bunlar derbilerde yaşanıyor.

Peki akıl var, izan var! F.Bahçe evinde onuyor her geçen dakika lehine. Diyelim ki tahrik var. Peki bunu insan takımının aleyhine kullanır mı? TV’den öyle bir şey görmedim. Ama diyelim içeride bir şey oldu. Bir insan takımını, maçı tehlikeye atacak hareketleri nasıl yapar? Sağduyulu insanlar bunu yapamayacağına göre iki ihtimal kalıyor: Ya kumpastır ya da akılsızlıktır. Bunun başka izahı yok.

- “Maçı oynatmak istemediler” derken ortada görünür bir şey olmalı. Maçın oynanmaması için rakip oyunculara, taraftara, kulübeye bu denli bir hareket yapıldı mı? Ben görmedim. Kulübeden bir tahrik olduysa da göremedim. Tolga’nın tribünle olan diyaloğu var. O mu, tribün mü başlattı? Ama ne olursa olsun, bir kaptan bu tür olaylara hiç girmemeli. Kimin haklı, haksız olduğunu söylemem mümkün değil, ama bir sporcu bu işlere girmemeli.

- Beşiktaş’ın Malatya karşısındaki şansı F.Bahçe’nin Antalya karşısındaki şansından daha fazla. Psikolojisi bozulmuş, ne karar çıkacak onu bekleyen ve ligde de rakiplerinin gerisinde olan bir takım. Tribün coşkusunu bulur mu, tam muamma. Tribünü, ancak daha önce oynanacak maçların skorları belirler. Onun dışında derbiyle hafta, F.Bahçe için olumsuz bir görüntüye döndü.

- Oynatabilirdi ama o zaman da Beşiktaş kulübesinde Şenol hoca olacak mıydı? O olmadığında maçı oynatabilecek miydi? Çünkü yaşanmış şeyler var öyle ya da böyle.

Daha evvel birçok hadise olduğu halde oynanan maçlar var. Onlar doğru örnek miydi, yoksa bu kötü örneklere bir milat mı olur derbi, onu bilemem. “Hakem doğru yaptı” diyenler haklı mıdır, haksız mıdır? Onu federasyon yönetimi değerlendirecek. Ama ilk olay kulübede yaşanan olsaydı ve maç tatil edilseydi o zaman karar belki çok tartışılırdı.

- Rotasyon kararları vardıysa da bir gün evvel Akhisar finale kalınca vazgeçmişlerdir. Ama bana göre zaten rotasyon yapmayacaklardı. Çünkü Türkiye’de sezon boyunca alınacak iki kupa var. Burada rotasyonu belki Şenol Hoca düşünürdü. Çünkü ligde F.Bahçe’den daha iddialı. F.Bahçe ilk maçtan avantaj yakalamış ve kaybetmek istemez. Galatasaray’ın yerine Akhisar’ın finalist olması ikisinin de kupa iştahını artırmıştır.

Kimse G.Saray rotasyonunu örnek vermesin. Çünkü o ilk maçta avantajlı bir skor almıştı ve sahaya sürülenler de zamanında banko oynayan isimlerdi. Benim için rotasyon olsaydı süpriz olurdu esas.

- G.Saray’ın elenmesinin iki faktörü var: 3 gün önce en ciddi rakibini yenip büyük moral kazanması, ikincisi ilk maçta aldağı avantajlı skor. İki düşünce Akhisar rövanşının önemini azalttı.

Bu bilerek azaltılan bir şey olmaz. İçinde yaşanarak olur. G.Saray bunu yaşadı. Hatta gazeteci arkadaşlar ve çevremdeki arkadaşlarla otururken “Böyle maçlar çok zor geçer. G.Saray’ın işi kolay değil” dedik. G.Saray’da başkanından en küçük taraftarına kadar herkes turun geçileceğine inandı. Herkes sahaya o şekilde gitti ama öyle olmadığını gördü.

Alanya etkisine gelince. Nasreddin Hoca “Damdan düşen halden anlar” demişti. G.Saray damdan düştü. Maçların neler ifade ettiğini yaşayarak gördü. Alanya’ya böyle hazırlanmıştır.

- “Bu iş oldu” duygusunu veremez. G.Saray’ın şampiyonluğunu garanti görmesi için 5 maçını da kazanması lazım. Bu hafta kazanır, rakipleri de kazanırsa olası bir Beşiktaş beraberliğinde liderliği kaybetme ihtimali ortaya çıkar. Bu 4 takımdan sadece 3’ünün 5 maçını kazanma ihtimali var. Başakşehir, F.Bahçe ile Beşiktaş ve G.Saray’dan biri. Derbiyi kazananın 5’te 5 şansı olur. Tabii oynanmamış maçlardan önce söylüyoruz. Hafta sonunda söylediklerimiz bir anlam ifade etmeyebilir. Bugünkü tablo itibarıyla konuşuyoruz.

- Beşiktaş, Malatya maçında herhangi  bir zorluk yaşamaz; hem taraftar desteği hem de form grafiği açısında. F.Bahçe karşısında 10 kişi kaldığında bile çok zor durumlar yaşamadı. Bu bir ölçü müdür, değildir ama Beşiktaş’ın zorlanacağını asla düşünmüyorum.

- Arda kendisinden beklenen katkıyı dün bir gol, bir asistle yaptı ve bu kendi adına da takımı adına da önemli bir dönüş oldu. Başakşehir’in zorlandığı bir maçtan bahsedebiliriz. Bu maçta Başakşehir rakipleri adına da şu çağrıyı yaptı: “Artık şampiyon olmak isteyen 5’te 5 yapacak. Ben bu haftayı huzur içinde geçireceğim dedi.

Başakşehir kazandı ve rakiplerinin alacağı sonuçları beklemeye başladı. Tabii özellikle de G.Saray’ı bekleyecekler. Başakşehir son dakikada rahatladı, sıkıntılı bir maç oynandı. Arda’nın bundan sonraki maçlarına dünkü performansı olumlu yansıyacaktır. Bir kez daha söyleyeyim, Başakşehir ligin ilk yarısındaki futbol kalitesine henüz ulaşamadı.