Nazan Öncel Beşiktaş için söylüyor: Aynı Nakarat

Beşiktaş’ın Giresunspor ile oynadığı maçın ikinci yarısını izlerken, 1990’lara damgasını vuran Nazan
Öncel şarkısı dilime dolandı: "Aynı nakarat, hep aynı, yarısı bayat…"

Bir takım düşünün, bir karşılaşmadan galip ayrılıyor ama taraftarları tarafından sanki o maçı büyük bir hezimetle kaybetmiş gibi eleştiriliyor. Hatta kazanan takımın hocası için sosyal medyada istifa çağrıları hiç olmadığı kadar yükseliyor. Çünkü Beşiktaş taraftarının gözünde Giresunspor karşısında bu kadar zor alınmış bir galibiyet, yenilgiden daha kötü… Çünkü takım, az önce yazdığım Nazan Öncel şarkısı gibi, değişmeyen; her hafta tekrarlanan bir ikinci yarı oynuyor. 

İlk yarıda rakibine kıyasla daha iyi ve gole çevirmekte zorlansa da atakları olan, kısmen dinç bir Beşiktaş… İkinci yarıda ise Fenerbahçe maçı haricinde, ligin geride kalan 8 haftasının kopyası gibi: Fizik gücü düşmüş, rakibe topu bırakmış, bence hatalı olan değişikliklerle temposu iyice yok olmuş ve her an maçı kaybedebilecek bir Beşiktaş…

Beşiktaş’ın sorunu, öne geçtikten ya da fizik gücü düştükten sonra en büyük sıkıntısı oyunu rölantiye alamamak. Çünkü takımın taktik anlayışında bu gibi bir durum hiç düşünülmemiş. Takımın başına geçtiği günden bu yana fiziki mücadele ile rakiplerini sindirmek üzerine çalışan Valerien Ismael'in sisteminde top çevirmek, topa sahip olmak gibi bir yaklaşım yok. Yani takım ya koşa koşa basacak ve kaptığı topla gol arayacak ya da topu kaptıracak ve yine koşa koşa geri dönerek golü engellemeye çalışacak. Bu kadar kısır bir anlayışa sahip bir takımda da, takım öne geçtiğinde ilk akla gelen topu rakibe bırakıp kapanmak ve gol yemeyelim de ne olursa olsun düşüncesi oluyor. Ama ne yazık ki bu düşünce de işe yaramıyor. Bunun örneklerini daha önceki maçlarda görmemize rağmen, Ismael, takımı aynı şekilde oynatmaya devam ediyor. Ya da bu soruna bir çözüm bulamıyor. Buradan da şu sonuç çıkıyor; bir B planı olmayan bir takım Beşiktaş.

Ancak maç sonrasındaki Valerien Ismael’in açıklamalarına bakarsak Beşiktaş’ın bu maçta bu kadar
kötü olmasının tek nedeni ise zemin! Bu konuda hocaya sonuna kadar katılıyorum. Giresunspor’un
sahasında zeminin iyi olduğunu savunmak için futbol düşmanı olmak gerekir. Ama tüm sorunu
zemine bağlayıp, kendi sistem ve oyununda hiç kusur görmemek gerçekten anlaşılamaz. Gerçi,
zeminin kötü ve zemine bağlı sakatlık olma ihtimalini bile bile, 75. dakikada (biri zorunlu olsa da) 5 değişiklik hakkını kullanan ve sırf oyuncu değiştiremediği için sahada sakat sakat oyuncu tutmak
zorunda kalmış bir hocadan anlaşılabilir şeyler beklemekte hatalı…