Ne…! Alfa kuşağı mı? Peki o hangi spor dallarını sevecek?

Cüneyt Muharremoğlu
19.04.2021 - 13:31 | Son Güncellenme: 19.04.2021 - 13:34

X,Y ve Z kuşağının ardışık ve sıradan isimlerinden sonra Alfa kuşağı epey bir havalı. Bu kuşağın, sosyal yaşamı ve ekonomiyi tamamen dijitalleştirecek bir bakış açısı var. Onun için zaman ve mekan kavramı yok. Bir tek dijital dünya var ki o da sınırları olmayan bir dünya anlamına geliyor.

Ne…! Alfa kuşağı mı? Peki o hangi spor dallarını sevecek?

Hakan Demiray

2010 yılı ve sonrasında doğan bir kuşak geliyor.

Ve bu kuşak X – Y – Z kuşaklarının temsil ettiği ve içinde bulunduğu tüm süreçlerden daha izole ve sıradışı bir yaşamın temsilcisi olacak.

Yeni kralı tanıtmadan önce geçmiş dönemdeki krallara ve onların temsil ettiği tahtlarının yansımalarına bir bakalım mı?

X kuşağı dediğinizde; kurallara uyan insanlar arıyorsanız, - yönetime saygı duyan, aidiyet duygusu yüksek, sıkı çalışmaya önem veren ve başarıyı çok çalışmak olarak tanımlayan insanlar- işte onlar bu dönemin insanlarıydı. 1963 ve 1981 yılları arasında tahtta kaldılar. Sonrasında tahta çıkan Y kuşağı oldu.

 

Y kuşağı ise açık iletişimleri ile öne çıkan ve anlaşılır olduklarını söyleyenlerdi ve çok yönlülerdi. Her ne kadar açık iletişimden yana olsalar da yine de sisteme entegre olmakta zorlanan yapıları da vardı. Bu arada her işten anlayan çok yönlü yapıları da süreçte etkin oldukları özelliklerinden biriydi. 1970 itibarı ile başlayan ve aynı dönemin 21. yüzyıl başlarına kadar giden süreçte tahtta kalmayı başardılar. Ardından tahtın adayı yeni yüzyıl ile birlikte Z kuşağı oldu.

Z kuşağı da internet ve mobil teknolojiler ile iç içe yaşamayı seven, bu sevgiden dolayı da ekonomileri etkileyecek süreçleri tetikleyen dönemin temsilcileri oldu. Bu dönem aynı zamanda X kuşağının son dönemlerinde Y kuşağının da tamamında varlığı hissedilen, elektronik oyunların da sürekli geliştiği dönemlerin ardından dijital oyun dünyası sektörünün ya da e-games’ in de varlığında zirveyi zorlamaya başladığı dönemdi. 2000 ve sonrası doğumluların tahtlarında estiği dönemlerdi. 

Ta ki, “Kral öldü, yaşasın! Yeni kral” sesleri yükselmeye başlayana kadar.

Peki kimdi yeni kral ve bu kralın özelliği neydi?

Bu kralın adı ve temsil ettiği kuşağın adı Alfa kuşağı idi.

Açıkçası şunu söylemeliyim; X,Y ve Z kuşağının ardışık ve sıradan isimlerinden sonra Alfa kuşağı epey bir havalı. Yani yeni krala yakışan bir isim. Bir de özelliklerine bakalım mı?

Öncelikle bu kralın, sosyal yaşamı ve ekonomiyi tamamen dijitalleştirecek bir bakış açısı var.

Onun için zaman ve mekan kavramı yok. Bir tek dijital dünya var ki o da sınırları olmayan bir dünya anlamına geliyor. Bu dünyada kendi kuralları içinde yaşayabiliyor ve hatta yeni yaşamlar oluşturabiliyor. Böyle bir dünyanın içinde olmasından kaynaklı da tüm bilgilere hızlıca ulaşabilme isteğine ve aynı zamanda kapasitesine de sahip. 

Kısaca sisteme “hadi hadi daha çabuk, istediğim bilgiyi göster, ona ulaşmama yardımcı ol” diyor.

Çünkü Alfa Kralın istediği bu bilgiyi alarak onu kişiselleştirecek, onu kendine göre şekillendirip kendi yaşam tarzına uygun hale getirecek. Sonrasında da her seferinde onu geliştirerek konfor alanında her daim kullanacağı ve keyif alacağı hale getirecek. Telefonu elinden bırakır mı derseniz de size “hiç sanmıyorum” diye cevap vereceğim. Hatta bu artık bir telefon değil başka bir alet, ekipman, teknoloji ürünü ya da ne derseniz deyin,  her neye evirilecekse işte onsuz asla olmayacak. Çünkü sanal dünya ile her an entegre olmak gibi bir yaşam döngüsünün içinde olacak. Bilgiye süratle sahip olan ve bu bilgi ile etrafını domine etme kabiliyetini her an güçlendiren Alfa Kralın girişimci bakış açısı her yerde baskın olacak. İzole hayat yaşamayı sevmeleri konusundaki bakış açılarına önceleri alışamasak da kralın tarzının bu olduğu aşikâr. Az kişi ile temas onun kurallarından biri. O daha çok sanal dünyada var... Orada aktif bir yaşamı var. Açıkçası iletişim konusunda her kuşağın bir önceki ile öyle ya da böyle belirgin farkları olmuştur ama Alfa’nın tarzı tamamen değişik. O kendi öğrenme yollarını tasarlama kabiliyetine sahip olurken iletişim konusunda da dijitaldeki robotik, yapay zeka arkadaşlarına daha yakın olacak. Elbette ki bizlerle de temas da olacaklar, o kadar da değil ama Alfa Kral’ın bakış açısı bu. Bu onun döneminin özelliği. Bir de en önemlilerinden birisi fiziksel temaslardan kaçınma eğilimde olmaları olacak. Bu geçmiş kuşakların olur mu öyle şey diyeceği türden bir yaklaşım ama dediğim gibi “Her kral kendi kuralını koyar.”

Peki o zaman aklıma şu sorular geliyor; Alfa Kralın kuşağı, geçmiş kuşaklar gibi statlarda “omuz omuza” tezahüratları arasında spor müsabakası izler mi, halı sahalarda maç yapar mı, Olimpiyatlara gidip binlerce seyirci ile birlikte 100 metre finali izler mi, tuttuğu takımın müsabakasını aynı evde arkadaşları ile mısır cipsi yerken izler mi, geleneksel spor müsabakalarının bazılarının adını bile unutur mu ve daha niceleri… Sizce durum ne olur?

Eğer bu şekilde olacağını öngördüğümüzü düşünürsek o zaman Alfa Kralın döneminde acaba hangi yeni tip spor dalları çıkar? Peki bu kuşaklar arası sosyal yaşam döngüsü içerisinde hangi kuşağın borusu öter ve diğerleri ona “ağam, paşam” der? Ya da şöyle soralım; spor endüstrisinin hayatta kalması ve yaşaması için döndürülmesi gereken bu ekonomik sürecin gelir getireni hangi kuşak olur? Sponsorlar Alfa Kralın sanal dünyasına mı yatırım yapar yoksa geçmiş dönemlerin gelenekçi ve hibrit yapısına mı?

Sanırım hepimiz cevabı biliyoruz:)

O zaman bir kez daha haykıralım da aramızı şimdiden iyi tutalım. 

“Kral Öldü Yaşasın Yeni Kral”

Senin için hazırladığımız haberler