Nihat Özdemir istifa sorusuna cevap verdi

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, istifa edecek mi? Özdemir bu soruya cevap verdi ve "Bazen alışık olmadığım için zorlandığım oldu ama hiçbir zaman istifa etmedim veya etmeyi düşünmedim. Ben bir görev aldım ve bunu tamamlayacağım" dedi.

Nihat Özdemir'in açıklamalarından Ajansspor'un derledikleri şöyle:

"1 Haziran 2019'da yapılan seçimli genel kurulda göreve geldik. Üzerinden 250 günlük bir süreç geçti. Federasyon başkanı olarak ilk kez gündemle ilgili bir basın toplantısı düzenliyorum. Üzülerek söylüyorum; bugün konuşacağımız konular yerine A Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası'nda nasıl başarılı olacağını, 30 Mayıs'ta İstanbul'da yapılacak Şampiyonlar Ligi finalini konuşmayı çok isterdik.  Ancak inanılmaz bir tartışma ortamı yaşıyoruz. Herkesin futbol ortamından bir şikayeti var. Bu konuda bir kaç noktaya dikkat çekmek istiyorum. Federasyonumuzla ilgili 90'a yakın basın açıklaması var. Konu hep benzer. O hakemi istemeyiz, bu hakemi istemeyiz. O MHK gitsin, şu MHK gelsin. Son 1 yılda 3 MHK gördük. Hepsi birbirinden saygın isimler görev aldı. 18 kulübümüzden de farklı sesler çıkmakta. Ama hepsinin ortak bir dili var; federasyon bizi engelliyor, kurumlar yanlı karar alıyor.

Soruyorum; federasyon ve MHK 18 kulübü nasıl hedef alabilir? Tabii ki hata olacaktır, eleştiri de yapılacaktır. Yeter ki ölçülü, saygılı olsun. Hakka, hukuka adil olsun. Biz x kulübün, y kulübün federasyonu değiliz. 'Masa başı oyunlar, masaya vurma' gibi sorumluluktan uzak söylemlerin Türk futboluna ne faydası olabilir. Oysa biz eleştirildiğimiz bu süreçte hukuksuz hiçbir iş yapmadık. Her hakem hatasının kamuoyu oluşturularak daha ilk haftadan algı oluşturulmasını da üzüntüyle izlemedik. Art niyetle yaklaşıldığını, algı operasyonları yürütüldüğünü sürekli gördük. Ancak kol kırılır, yen içinde kalır hesabı sessiz kaldık.

Bugün hepimizi kenetleyen, gurur duyduğumuz bir milli takımımız var. Gidebildiğimiz kadar gideceğiz. TFF lisans talimatları çok tartışılmaktadır. Ancak aldığımız kararlar devrim niteliğindedir. Biz bu kararı aldık. Kulüplerin de bu kararı uygulaması halinde finansal bataklıktan çıkacaklarına inanıyoruz.

Göreve geldikten sonra kucağımızda yayıncı kuruluş kriziyle karşılaştık. beIN Sports'un üst yöneticileriyle görüştük, önemli kararlar aldık. 2 Ağustos'ta ek bir sözleşme yeniledik. Kulüplerimizin 3 ay geciken ödemelerinin hepsini yaptık. Digiturk bizim stratejik ortağımızdır. Gelecek sezon da kendileriyle devam edeceğiz.

Sponsorluk çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Daha dün Denizbank'la yapılan sponsorluk anlaşmasında sizlerle beraberdik. Yeni sponsorluk anlaşmalarımız olacaktır. 14 Ağustos'ta Beşiktaş Vodafone Park, Süper Kupa'ya ev sahipliği yaptı. Dört dörtlük bir ev sahipliği yaptık. 2 milyar insan canlı izledi. Araştırmaya göre Türkiye'de 1 milyar Türk lirasından daha fazla gelir elde edildi. Bu sefer de 30 Mayıs'ta Şampiyonlar Ligi finalinde aynı performansı göstereceğiz.

UEFA çocuk vakfı ile çok önemli bir anlaşma yaptık. Şanlıurfa'da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Futbolu okullarda yaygınlaştırarak önemli bir hamleyi de gerçekleştiriyoruz. Proje kapsamında futbola başlama yaşını aşağıya çekmeyi hedefliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşme halindeyiz. Başta hakemlik olmak üzere futbol sektörüne yönelik meslek yüksek okullarını açmayı düşünüyoruz. Hedefimiz 129 bin 600 genci lisanslı sporcu yapmak.

Elazığ'daki depremin ardından tüm maçları erteledik. Federasyon için maç ertelememiz için herhangi bir kulüpten talepte bulunmaya gerek duymadık. Yöneticilerimiz sadece Yeni Malatyaspor - Trabzonspor ile değil, depremden etkilenen diğer tüm kulüplerimizle görüştük ve erteleme kararı aldık. Sonrasında ortaya atılan iddialar tamamen bizimle alakasızdır. Tüm maçları ertelerken Malatya'da neden maç oynatalım? Ayrıca stadın fiziki şartları deprem sonrası tespit edilmemişken, biz orada nasıl maç oynatabilirdik? Federasyon olarak sorumluluklarımızı yerine getirdik. O günlerde yapılan açıklamalar beni ve arkadaşlarımı derinden üzmüştür.

Federasyonumuzun öncülüğünde bir talimat ortaya çıktı. Sonrasında diğer tüm takımlarımızın yoğun bir biçimde açıklamaları oldu. Önce 1 Haziran'daki genel kurulumuzda statü değişikliği yaparak talimatnameyi değiştirdik ve 28 Haziran'da yeni talimatı yürürlüğe soktuk. Kulüplerden defalarca 'Kurallara titizlikle uyacağız' açıklaması geldi. Ancak ne hikmetse bir süre sonra bunu eleştiri konusu yaptılar. Oysa takvimimiz net ve açıktı. Mesela 28 Haziran'da talimatı yürürlüğe soktuğumuz gün 2 Eylül'de de takım harcama limitlerinin açıklanacağını bildirdik. Kulüp lisans kurulumuzun uygulamalarıyla ilgili sayın Mustafa Cengiz'in son dönemde bazı sözleri oldu. Bu açıklamaları üzüntüyle izledik. Hiçbir şekilde tasvip etmeyeceğimiz eleştirilerde bulundu. Kulüp Lisans Kurulu da tıpkı Tahkim, PFDK gibi bağımsız hukuk kurullarından bir tanesidir. Federasyonumuzun kurulun uygulamalarına müdahale etmesi mümkün değildir. Kendisine hatırlatmak isterim; ısrarla bazı kulüplere ayrıcalık yapıldığını söylüyor. Anlatayım. 15 Aralık tarihinde limit artırım talebinde bulunulacağını herkes biliyordu. Her kulübün limit artırım talebi yapma hakkı vardı. Bu hususta kurul talepleri değerlendirmiş ve kararlarını vermiştir. Sayın Mustafa Cengiz'in neden kulüplere ceza verilmediğine yönelik iddialara gelince; yaptırımlar açık ve net. Yaptırımlar ancak sezon sonundan sonra yapılacak araştırmalara göre verilebilir. Eğer bir yaptırım gerekiyorsa, kurul uygun gördüğü takdirde bundan asla çekinmeyiz. Kulüplerden rica ediyorum; futbol federasyonunu polemikler yaratarak taraftarların, kamuoyunun önüne atmayın. Başkanlara rica ediyorum; sosyal medyadan değil de talimatları inceleyerek bilgi sahibi olsunlar, ona göre eleştirsinler.

Ali Koç ve Semih Özsoy'un son dönemde federasyonunun kendilerine transfer yaptırmadığına yönelik eleştirileri oldu. Ama transfer yaptılar. Kurulumuz değerlendirdi. Ancak bir transfere izin verebilecek bir transfer limiti ortaya çıktı. Fenerbahçe kulübünün talebini kısmen kabul edip 16 milyon TL'yi harcama limitlerine eklemiştir, diğerini ise reddetmiştir. Kulüpler Birliği başkanı seçildikten sonra Mehmet Sepil limitlerin artırılması gerektiğini bize bildirdi. Limitlerin yüzde 30'dan yüzde 40'a çıkarılmasını kararlaştırdık ve kamuoyuna açıkladık. 

Bizler TFF olarak doğru olduğuna inandığımız her türlü kararı almaya devam edeceğiz. Gelecek sezonla ilgili şunu hatırlatmak istiyorum; bu talimatların daha ilk senesi. Hatalar olabilir. Gerekli değerlendirmeleri masaya koyacağız ve aksaklıkları da düzelteceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Fenerbahçe'nin transferi bildirmesini 18:00'den 24:00'e alınması yönünde bir talebi oldu. Tahkim bunu değerlendirdi ve kabul etmedi. Transferin 18:00'e kadar bildirilmesinin nedeni, lisans kurulu sizin talebinizi değerlendiriyor ve 24:00'e kadar karar veriyor. Biz aslında bir gün öncesinde bitsin dedik ama lisans kurulu 'bize 6 saat yeter' dediği için saati 18:00 olarak belirledik.

Ben TFF Başkanı Nihat Özdemir olarak; tüm kulüp başkanlarımızla gerek federasyon, gerek Zorlu gerekse de her yerde görüşebilirim. Bu tür polemiklerin kimseye bir şey kazandıracağına inanmıyorum. Rekabet açısından çok ilginç bir sezon yaşıyoruz. Süper Lig'de 20. haftayı geride bıraktık. Şu an için neredeyse 18 takımımızın yarısı şampiyonluk için mücadelesini devam ettiriyor. Böylesine rekabetin olduğu ligde nasıl daha fazla gelir elde ederiz diye düşüneceğimiz yerde; hakem kararlarını ön plana çıkarıp senaryo haline getiriyoruz.

Riva'daki VAR merkezimiz, iddia ederek söylüyorum teknik açıdan Avrupa'daki birçok ligden daha iyi seviyededir. Altyapımızı Türk Telekom sağlıyor. VAR ve AVAR'ın yanında görev yapan operatör arkadaşlar IFAB onaylı, sertifaklı operatörler. Geçtiğimiz ay MHK Başkanımız Zekeriya Alp VAR'la ilgili tüm detayları paylaşmasına rağmen futbol kamuoyunun yeterli bilgiye sahip olmadıklarını üzüntüyle takip ediyoruz. Hem kendi camialarını yanlış yönlendiriyorlar hem de VAR'a zarar veriyorlar.

Protokollerde bazı güncellemeler yapılabilir. VAR protokolü sadece Türkiye'de değil tüm liglerde aynı uygulanmaktadır. Buna rağmen kornerde, taçta, ikinci sarı kartta neden VAR'a gidilmedi tartışmaları yapılıyor. Hep beraber VAR'ı geliştirmeye çalışmamız gerek. Eğitimler veriliyor. Hep bardağın boş tarafına bakılırsa sorun yaşarız.

Bizde üç boyutlu bir sistem kullanılmaktadır. Bu sistem Dünya Kupası, Şampiyonlar Ligi seviyesindedir. Ofsayt çizgisini bile tartışıyoruz burada. Bir futbolcu ayağının ucu ile bile ofsayta düşebilir. Böyle ofsayt mı olur diyorlar? IFAB gerek görürse bunu düzenleyecek. 1. ve 2. lig tarandı, mevcut kadroya 10 VAR, 3 AVAR eklendi. 50 VAR, 13 AVAR hakemimiz var şu an.

VAR konuşmalarının açıklanması yönünde talepler var. Bu konu, ülke federasyonlarının tercihlerine bırakılmıştır. 1-2 ligde eğitim ve bilgilendirme amaçlı konuşmalar yayınlanmış olabilir ama orada yapıldı diye burada yapmak zorunda değiliz. O zaman her hafta yayınlamak zorunda kalırız" 

Yapılan her sevk için yargı kurullarımızca ceza verilecek diye bir kural bulunmamaktadır. Birçok kulüp başkanımızı PFDK'ya sevk ettik, ceza almadılar. Bazı teknik direktörler, futbolcular ceza aldı, bazılarına gerek görülmedi. Bunlar tamamen genel hukuk kuralları çerçevesinde olup, daha sevk işlemine başladığımız anda kamuoyunda büyük tartışmaların yaşandığını görmekteyiz.

Nihat Özdemir, yaptığı açıklamaların ardından basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.

Nihat Özdemir'in sözlerinden Ajansspor'un derledikleri şöyle: 

Federasyonun bir çalışma sistemi var. Sekreter cevap verir, itiraz ederlerse yönetim kuruluna gelir. Orada da olmazsa tahkime gidilir. Göztepe - Beşiktaş maçına gelince. Bir talepleri var evet. Bu bizim işimiz değil. Gelen müracaatı MHK değerlendirecektir ve şu an değerlendirme aşamasındayız. IFAB'a yazacaklar ve bir karar verecekler. MHK, IFAB'a yazacak. Birkaç gün içerisinde kararı veririz diye umuyorum. Yalnızca Göztepe - Beşiktaş maçı değil, Gençlerbirliği - Gaziantep FK maçı da değerlendirmede. Biz kim çok bağırmış ona bakmıyoruz. Biz sadece bağımsız kurumların aldığı kararlarla yürüyoruz. Bağırıp da hak alan birini görmedim. Bağıran tüm arkadaşlarımıza gereken cevabı verdik.

İsim zikrederek konuştuk çünkü Mustafa Cengiz beIN Sports'ta açık açık bizi suçladı. O benim direkt olarak ismimi kullandığı için ben de isim kullandım.

Her kulüp bize geliyor. Burası bizim malımız değil. Onlar bizi seçti, burası tüm kulüplerin. Kapımız sonlarına kadar açık. Herkes bize geliyor ve ben görüşmeleri yaparken herkesi davet etmeye çalışıyorum. Her kulüp bize geliyor. Burası bizim malımız değil. Onlar bizi seçti, burası tüm kulüplerin. Kapımız sonlarına kadar açık. Herkes bize geliyor ve ben görüşmeleri yaparken herkesi davet etmeye çalışıyorum. Limit artırımını çok normal gördüm. Kulüp başkanları da bunu normal gördü ve istedi. Finans kuruluşları da bunu normal gördü. Biz bunun üzerine limit artırımı yaptık. 18 kulübün 15'i bize yazılı mektup yolladı, eski sisteme dönülmesini istedi. Hata yaptığımızı anladık, oy birliği ile iptal ettik.

Ayakta izleme olayına gelince, bunu biz federyason olarak çıkarmadık. Meclis'ten geçen yasada ayakta da seyirci maçı seyredebilir diye bir madde getirildi. Biz de devletin çıkardığı bu maddeyi uygulamak istedik. Stadyumda sağladığımız disipline inşallah zarar getirmeyecektir. Artık tribün kapanmıyor. Neden? Passolig sayesinde. Daha çok seyirci istediler, o yüzden bu maddeyi yürürlüğe getirdik.

Lisans Kurulu'nda 7 tane seçilmiş arkadaşımız var. Bunlara yardım eden bir sürü arkadaşımız var. Bunlardan bir tanesi bir şey söylemiş olabilir. Ve bizi de rahatsız eden hiçbir haberin çıktığına inanmıyorum ben. Bizim her şeyimiz açık ve şeffaf. Ali Koç 'Bunların hukuk müşaviri de yok' dedi. Koç gibi hukuk müşavirimiz var. Çok yetenekli bir arkadaşımız ve ekibiyle devam ediyoruz. Hukukla uyumlu bir şekilde çalışıyoruz.

Bu sezon başında çizgiler ve koridorlar konusunda bir disiplin getirdik. Çok şükür 20 haftada ancak 1-2 defa sorun yaşadık. Kulüp yöneticilerinin konuşma yapması için yerler düşündük ancak halen netleştiremedik. Çalışmalarımız devam ediyor.

Zorlu'daki konuşma hakemlerdir. Kamuoyunu yanlış yönlendirmemesi için Ali Koç'a bilgi verdik. Zorlu'ya başka kulüp başkanları da geldi. Biz bunu kamuoyuna yansıtmadık. Ben bunu yarın yine yaparım. Çünkü bizim boğazımızdan haram lokma geçmedi. Bir dahakine Zorlu'nun ortasındaki restoranda da yaparız.

Bu hafta yedi gün maç vardı. İki hafta her gün maç var. Orta hakem, iki yardımcı hakem, dördüncü hakem, VAR, AVAR bunları düşündüğünüz zaman MHK'nın işi gerçekten zor. Genç hakemler üzerine çalışılıyor. Yeni Cüneyt Çakırlar yaratalım, bunu beraber yapalım.

Ben birçok görevlerde bulundum. Bu benim belki de 7-8. başkanlığım. Ben TFF Başkanlığı kadar zor bir görev görmedim. Kulüp başkanı olsam bu kadar zorlanmazdım çünkü tek bir camiadan sorumlusun. Ama burası öyle değil. Bir karar alınıyor bir kısmı memnun, bir kısmı memnun değil. Herkesi memnun edecek karar alamıyorsun. Bazen alışık olmadığım için zorlandığım oldu ama hiçbir zaman istifa etmedim veya etmeyi düşünmedim. Ben bir görev aldım ve bunu tamamlayacağım. Geçtiğimiz günlerde bir tweet atıldı. Onun üzerine açıklama yaptık. Çok tecrübeli ve başarılı bir ekiple çalışıyorum. Bu gemiyi yüzdürmeye çalışıyoruz. Yok mu eksiklerimiz? Olabilir. İstifa haberini doğru kaynaktan alamayanlar utansın. Maalesef aynı arkadaş bugün Posta'da yazmış, ben olsam kırardım o kalemi.

Milli Takım ile ilgili başarılı olduğumuz bölümler de var, başarısız olduğumuz bölümler de var. Başarısız yerler için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Malatyaspor Başkanının neden o maçı oynamak istediğini ben de merak ediyorum. Stada ambulans dahi yollayamazdık. Çünkü orada stada yollayacak ambulans dahi yoktu. Ama o arkadaşımız bunu anlamadı ve bazı ısrarlarda bulundu. Ve bir kulüp açıklama yaptı; o maçı erteleyecekler, sarı kart cezası olan bir oyuncunun da lig maçında oynaması için yapılan başvurunun kabul edileceğini iddia ettiler. Dedikleri olmadı. Her şeyin altında kötü niyet aranmasını doğru bulmuyorum. Maçın ertelenmesi belli olduktan sonra Malatyaspor neden takımla birlikte Antalya'ya gitti? Bunu açıp kulüp başkanına sorun. Çok güvenli bir yerse, maç yapılacak bir ortamsa, kendi futbolcuları mı gitmek istedi Antalya'ya, kendileri mi götürdü açıklasınlar.

VAR sistemi getirilirken çok tartıştık. Yıldırım Demirören çok karşıydı bana. 'Futbol hatalar oyunudur' derdi. Hata derken kulüp başkanı da, teknik direktör de, oyuncular da, hakemler de hata yapabilir. Dolayısıyla maçlarda hakem hatası varsa, 'hakem hatası' olarak değerlendirilir.

Cumhurbaşkanımızla görüştük. Sayın Cumhurbaşkanı 'kesinlikle futbolun içine siyaseti sokmayın' dedi. Biz kesinlikle bunu yapmadık. Ben 'Futbolla siyaset birbirine karıştırılıyor' şeklindeki açıklamaları asla doğru bulmuyorum.