Podolski: "Önceliğim yönetimi ya da şehri mutlu etmek olmayacak"

15.04.2020 - 12:09 | Son Güncellenme: 15.04.2020 - 12:17

Podolski: "Önceliğim yönetimi ya da şehri mutlu etmek olmayacak"

Antalyaspor'un Alman yıldızı Lukas Podolski Fanatik gazetesine konuştu. Kariyerinde Dünya Kupası şampiyonluğu da bulunan yıldız oyuncu, "Türkiye’de elbette büyük takımların hedefi, şampiyonluktur. Ancak sadece şampiyonluğa odaklanmak ve bunun en önemli şey olduğuna inanmamak gerek. Bir futbol kulübü, şampiyonluğun yanı sıra bir tarih, bir akademi yaratmalı" ifadelerini kullandı.

"Türkiye çok iyi tesislere sahip"

“Avrupa’da her kulüp akademiye sahip ve yatırım yapıyor. Akademide Almanya ya da İngiltere gibi ülkeler örnek alınabilir ya da oralardan birileri bulunup, size yardımcı olabilir. Belki aynı kaliteye ulaşamayabilirsiniz ama belli bir noktaya gelebilirsiniz. Türkiye büyük bir ülke ve çok iyi tesislere sahip. Galatasaray’da oynarken akademiye bakan arkadaşım Tuğberk Tanrıvermiş’ti. Normalde birinci takımdaydı ama daha sonra altyapıya geçti. Ne yazık ki orada bir üst seviyeye çıkma şansı yoktu. Ben de ona, ‘Almanya ya da başka bir ülkeye gitmelisin’ dedim. Türk hoca olarak şu an İtalya’nın Roma U15 takımında ve geçen sezon ligde kupayı kazandı.”

"Bir standart oluşturmak lazım"

“Galatasaray’dayken fırsat buldukça altyapı maçlarını izliyordum. Çok iyi takımlar ve oyuncular vardı. Her sezon alttan 1-2 oyuncu çıkabilir ama burada bir standart oluşturmak lazım. Bazen Türkiye’de takımların sahaya çıkan 11’lerine bakıyorum, sadece 1-2 Türk oyuncu oluyor. Bu Türk futbolu için çok kötü. Senede transfere 15-20 milyon Euro para harcıyorsanız, sadece bir seferliğine akademiye ortalama 10 milyon Euro’luk yatırım yapabilirsiniz. Ya da her sezon altyapıya ve futbolun diğer unsurlarına 1 milyon Euro ayırabilirsiniz. Bunu söylerken, yönetimde kimin olduğu ya da onların böyle bir felsefeye sahip olmalarına gerek yok. Çünkü kulüpler bunu her zaman yapmalı. Bu sayede gençlere daha iyi sahalar, tesisler, malzemeler ve daha iyi hocalar sağlayabilirsiniz.”

"Eğer Türkiye'de bir gün hoca olursam..."

“İyi akademiniz olursa, mutlu gençler ve çok iyi oyuncular çıkarırsınız. Türkiye’de kulüp yönetimleri 2-3 yılda bir değişiyor. O zaman kulübe yatırım yapılmıyor, herkes A Takım’a odaklanıyor. Eğer kulüp felsefenizde ‘altyapı’ yoksa bir şey diyemem. Ayrıca her sezon Şampiyonlar Ligi’nde üst seviyede oynuyorsanız, çok paranız ve atıyorum yılda 1 milyona yakın ürün satışınız varsa, buna önem vermeyebilirsiniz. Eğer Türkiye’de ya da başka bir yerde bir gün hoca olursam, yeni bir jenerasyon yaratmak, onları mutlu etmek ve her şeyi öğretmek isterim. Bu planımda önceliğim yönetimi ya da şehri mutlu etmek olmayacak.”

"Gençlerin elinde şu an her türlü imkan var"

“Türkiye’de birçok genç oyuncunun daha iyi bir konuma gelmek için potansiyeli var ama genelde tembeller. Yurt dışına gidip, kendilerini bir üst seviyeye çıkarmak için zorlamıyorlar. Türk futbolunu artık çok iyi biliyorum. İyi bir oyuncu görüyorum ve ona, ‘Niye yurt dışına gitmiyorsun, çok yeteneklisin’ diye söylüyorum. Gençlerin elinde şu an her türlü imkan var. Ben 15-17 yaşlarındayken Almanya’da Köln’ün alt yapısında forma giyiyordum. Sabah okula gidiyor ve öğlen 3’te eve dönüyordum. Eve geldikten sonra hızlıca bir yemek yiyip ve ardından üzerimi giyinip, idmana gitmek için yola çıkıyordum. Bu yolculuk yürüyerek, trene binerek, bazen de arkadaşlarımın beni araçla getirip götürmesiyle ortalama toplamda 4-5 saat sürüyordu. Akşam ise eve 9’da geliyordum. Haftanın 4 gün bu şekilde idmana gidiyordum. Başarmak ve birinci takımda oynamak istiyorsan her zaman savaşman, çabalaman lazım. Hayatın farklı bir alanında ya da futbolda her zaman kendine yatırım yapmalı ve buna tutkunu da eklemelisin."

"Ozan Kabak çok güçlü bir savunma oyuncusu"

“Ozan Kabak’ın genç yaşta Avrupa’ya özellikle de Almanya’ya (Schalke 04 takımında) gitmesi onun adına çok iyi bir şey. Çok güçlü bir savunma oyuncusu. Ozan’ın yanı sıra Merih Demiral ve Çağlar Söyüncü de onun gibi geleceği parlak futbolcular. Burada önemli olan potansiyellerini doğru şekilde kullanabilmeleri.”

"Futbol kulübü akademi yaratmalı"

"Türkiye’de elbette büyük takımların hedefi, şampiyonluktur. Ancak sadece şampiyonluğa odaklanmak ve bunun en önemli şey olduğuna inanmamak gerek. Bir futbol kulübü, şampiyonluğun yanı sıra bir tarih, bir akademi yaratmalı. Türkiye’deki birçok kulüp bunu yapmıyor. Ancak bu ülkede yetenekli oyuncuların sayısı çok fazla. Belki haksız olduğumu düşünenler olabilir ama inanın umurumda bile değil. Bu benim düşüncem, Lukas Podolski’nin düşüncesi!”

"Bir kulüp ayrıca bir tarih, bir akademi yaratmalı"

Süper Lig’de yönetimler 2-3 yılda bir değişiyor ve herkes A Takım’a odaklanıyor. Büyüklerin elbette hedefi şampiyonluk ama bunun en önemli şey olduğuna inanmamak gerek. Bir kulüp ayrıca bir tarih, bir akademi yaratmalı.

"Antalyaspor'da akrep gibi mücadele ediyorum"

"Galatasaray forması giyerken sahada aslanlar gibi savaştım. Şimdi de Antalya'da bir akrep (Antalyaspor'un lakabı) gibi mücadele ediyorum."

"Fatih Terim gerçek aslan"

FATİH TERİM: “Türk futbolu için çok önemli bir isim. Kendisi tam bir motivasyon ustası ve işini çok iyi yapıyor. Zaten Fatih Terim geldi ve Galatasaray yeniden şampiyonluklar kazanmaya başladı. Onu elbette çok beğeniyorum, harika bir karaktere ve harika bir kalbe sahip. O, Galatasaray için gerçek bir Aslan.”

MUSLERA: “Fernando Muslera sadece Galatasaray için değil Türk futbolu için çok önemli bir oyuncu. Uzun yıllardır Türkiye’de forma giyiyor ve Galatasaray için; tüm kariyerini Roma’da noktalayan Francesco Totti gibi bir sembol. Muslera, şimdiden Galatasaray’ın efsanelerinden biri diyebilirim.

FALCAO: “Falcao çok büyük bir forvet ve büyük bir oyuncu. Galatasaray’a gelmeden önce bazı sakatlık sorunları yaşadı. Umarım salgından sonra daha önceki kulüplerinde oynadığı gibi oynar ve takıma önemli katkılar verir.”

Kısa kısa...

Aile: Hayatımdaki en önemli şey.
Futbol: Taraftar gücüyle tutkum ve motivasyonum.
Almanya: 2014 Dünya Kupası şampiyonluğu.
Şu an en iyi futbolcu: Şu an en iyi yok!
Gelmiş geçmiş en iyi futbolcu: Brezilyalı Ronaldo.
Kariyerindeki en iyi an: Dünya Kupası’nı tuttuğum an.
Kariyerindeki en kötü an: Hiç yok.
En iyi takım arkadaşın: Çok var, sayamam.
En sevdiğin içecek: Çay
En sevdiğin yiyecek: Döner.

Çayını elinden düşürmeyen yıldız futbolcu, “Kariyerimde birçok farklı ülkede forma giydim ve Avrupa maçlarına çıktım. Oynadığım ülkelerde hep güzel arkadaşlıklar ve hayatımın içinde de kullandığım önemli tecrübeler edindim” dedi.

Senin için hazırladığımız haberler