Spor yazarlarından Beşiktaş yorumu!

Beşiktaş'ın kaza yaparsa çok konuşacağımız, yapmazsa da beklenen oldu diyeceğimiz bir maçını geride bıraktık. Hem Şenol Hoca’nın tercihleri hem de sakatlıklar ve Dünya Kupası nedeniyle eksik bir kadro ile sahaya çıkan Beşiktaş, zayıf rakibi karşısında ilk yarıda bulduğu gollerle fişi çekti. Kadrodaki zorunlu değişiklikler nedeniyle Adriano’yu ve Medel’i bile ceza sahası içinde gol pozisyonuna girerken görmek hayli ilginçti. Sahada Lens yine bildiğiniz gibi kötüler kervanında olmayı başaran isimdi. Caner’i ise nazar boncukları ile sahada tutmak lazım. Adam için rakibin veya turnuvanın hangi seviyede olduğunun önemi yok.

‘Babel sorunu!’

Babel, menajerinin yaptığı para arttırma hamleleri nedeniyle taraftarın gözünde itibarsızlaşmaya başlar eğer böyle devam ederse. Çok isteksiz ve mücadeleden uzak bir görüntüsü vardı. Böyle devam ederse Beşiktaş için de kendisi içinde sıkıntı olur. Larin ilk 11 başladığı maç boyunca çok etkisiz kaldı. Çok fazla iş düşmediği için Fatih’in maç performansı için bir şey söylemek zor. Bu maç sonrasında Beşiktaş’ın eksiklerini görmek ve söylemek çok zor. 5 dakikada biten maçın analizi de ancak bireysel olarak yapılabilir.

Son olarak geçen sezon Monaco, Porto, Bayern Münih derken şimdi adını bile telaffuz etmekte zorlandığımız takımlarla oynamak biraz can acıttı. Netice itibarı ile Beşiktaş turu geçip dönüyor. Hazırlık maçı olarak bile sayılmayacak seviyede bir takımla maçı sakatlıksız tamamlamak önemliydi.

UEFA’nın takvimine de maaşallah (!)... Avrupa’daki takımların çoğu hazırlık sürecini tamamlamadan eleme turları başlıyor. Hele ligde aldığınız derece düşükse (dördüncülük), hem transferi, hem de hazırlığı tamamlamadan sahaya çıkmak zorundasınız. Bu arada geçen yıl Şampiyonlar Ligi’nde iyi bir performans gösteren takımın Avrupa Liginde iki ön eleme oynaması da tuhaf. Her neyse...  Geçmişte yaşadığımız gibi sürprizi, kazası bol, netameli bir eleme maçında Beşiktaş değişik bir on birle sahadaydı ama maçın seviyesi İstanbul Süper Amatör Ligi’nin üstüne çıkamadı! Yine de sezona pozitif enerjiyle yaklaşan oyuncuları vardı Beşiktaş’ın... Öncelikle Caner Erkin, çabukluğuyla, ustaca kale önüne kestiği toplarla maçın en dinamik unsurlarından biriydi. Lens’i attığı gol dışında da istekli ve gayretli gördük. Ama geçen yılın üstüne çıkar mı, bilemiyoruz.

Şenol Hoca, belki idmanlarda denediği ama resmi maçlarda birlikte oynatmadığı Necip ve Fatih’e savunma göbeğinde görev verdi. Malum, Beşiktaş’ın en netameli yeri de defans göbeği. Sık sık oyuncu gelip geçişleriyle bir türlü iki yakası bir araya gelemiyor. O nedenle Necip-Fatih arıza çıkarmadan oyunu bitirdiler.  Buna karşılık kulübün en büyük gelir kaynağı da stoper satışı olabilir. Babel, saçını mor-kızıl bir renge boyatmış... Keyfi bilir. Ama hiç bir hava topuna kafayla vuramayan kafayı değiştirmesi gerek. Adriano orta alanda görev yaptı. Oyunu sağ-sol iki ayağıyla da oynaması hoş bir ayrıntıydı. Kaleci Tolga ile birlikte Lens’i de Gökhan Gönül’ü de kutlamak gerekiyor. Attıkları gollerle maçın tansiyonunu sıfırladılar.   Beşiktaş’ın dünkü oyunu bir tür 4-3-3 denemesiydi. Orta alanda Tolgay’ın dağınıklığına rağmen, Medel ve Adriano tamam da, forvette Lens, Larin, Babel olmadı gibi. Oyun sisteminin değişmeden 4-2-3-1’e dönmesini bekliyorum kendi adıma... Yeter ki Fikret Başkan bir golcü bulsun!

Belki bir Avrupa kupası ön eleme maçı ama rakibe ve ortama baktığımızda tipik bir hazırlık döneminin oyunu gibiydi. Beşiktaş'ın çekineceği en büyük sorun saha ortamı ve konsantrasyon problemi olabilirdi. Buna rağmen olumsuz bir şey yaşamadı. Maç öncesinde de çok ağır favoriydi ki oyun tamamen Beşiktaş'ın istediği gibi oldu. Hiç sorun yaşamadan, pozisyon vermeden sonuca gitti. Fakat bu maçtan bu sezonki Beşiktaş hakkında ipuçları bulmak çok zor...

Gerek rakip B36 Torshavn'ın gücü, gerekse Beşiktaş'ın 11'i bize bir şeyler anlatabilecek düzeyde değildi. Belki de maçın en güzel anı, geçen seneden beri eleştirdiğimiz ve bir türlü bekleneni veremeyen Lens'in golüydü. Bu gol bize bir şeyler anlatır mı, bunu öngörmek de çok zor. Normalde solla bile vurmaz ama bu seviyede vurabiliyor. Fakat şu bir gerçek ki Beşiktaş'ın kadrosu özellikle savunma merkezini yani Fatih-Necip ikilisini düşündüğümüzde aynı olmayacağı aşikar... Bundan sonra oynanacak 2 eleme var belki ama seribaşı olmasıyla avantajlı kuralarla gruplara kalınacağını düşünüyorum. Bu kadro eleme süreci boyunca değişecek ve gelişecek, süreç de Beşiktaş'ı gruplara taşıyacak.

Beşiktaş için sezon öncesi yapılan hazırlık maçlarından biri oldu. Beleştepe'si bile olan mahalle stadında, üstelik suni zeminde, B36 Torshavn takımına karşı Beşiktaş skoru düşük tuttu ve atmadığı golleri İstanbul'a bıraktı. Şampiyonlar Ligi tecrübesi olan Gökhan Gönül, Caner Erkin, Medel, Adriano ve Babel gibi oyuncular güçlü tecrübeleriyle ve aldıkları sorumlulukla Beşiktaş'ı galibiyete kolay taşıdılar. Yeni sezonda Atiba'nın rolünü Medel alacak. Şilili oyuncu orta alanı, Adriano'dan da destek alarak bir lider gibi yönetti. Medel kazandığı topları basit oynadı, riske girmedi. Hücumda ortaklık kuran iki Hollandalı Babel ile Lens sürekli kanat değiştirerek oynadı ve Beşiktaş'ın etkili hücumlarında rol sahibi oldu. Lens'in sol ayağıyla attığı gol öncesi topu göğsünde yumuşatıp önüne alması mükemmeldi. Lens güçlü olduğu sürece Beşiktaş'a katkı verir.

Şenol Hoca belli ki Negredo-Vagner Love ikilisine sıcak bakmıyor. Eğer yeni bir golcü gelmeyecekse Larin gol yolları için çözüm olamaz. Kanadalı Larin genç ve çabuk ama gol vuruşları konusunda istikrarlı değil. Yine de Negredo ile Süper Lig gol kralı Love'ı göz ardı etmemek gerekir. Caner sakin oynadığı sürece Türkiye'nin en iyi bekleri arasında ilk 3'e girer... Maç boyu hatasız oynayan Caner, galibiyette pay sahibi olduğu gibi, her hücuma gittiğinde rakip ceza alanı içine öldürücü kesme ortalar yaptı. Lens'in golü öncesi Caner adrese teslim orta yaptı. Fabri sonrası kaleyi teslim almak Tolga için kolay değil. Deplasmanda Beşiktaş kalesine dönüş yapmak Tolga için bir şanstı. Hatasız oynadığı gibi geri paslarda topu oyuna sokma konusunda zafiyet yaşamadı. Belli ki ayaklarını da geliştirmiş.

Bundan sadece 5 ay önce Alman devi Bayern Münih ile oynayan Beşiktaş, Faroe Adaları'ndan B36 Torshavn ile karşı karşıya. Hayat gibisin Beşiktaş, inişli çıkışlı' diye bir yorum vardı twitterda. Gerçekten de doğru; Hayat gibisin Beşiktaş. Öyle ki son yıllarda ezbere bildiğimiz, saydığımız takım artık yok. Kim nerede, hangi mevkide? Forveti, santrforu, kalecisi, on numarası kim? Torshavn ciddi bir rakip değildi ama transfer açısından, gidecekler, gelmesi gerekenler konusunda fikir verdi Şenol Güneş ve kurmaylarına. O kadar zayıf bir ekip ki Torshavn, Guti ve İlhan ikilisi de girse sırıtmazlardı dün akşam.

"Ciddiyetini korudu"

Beşiktaş tüm eksiklerine rağmen, hatta yazımın başında belirttiğim gibi 'hayat gibi olmasına' rağmen, bir Avrupa takımı ciddiyetinde fotoğraf verdi. Fabri, Atiba ve Talisca gitmiş, Negredo psikolojik olarak bitmiş, Pepe ile Quaresma yok. Şampiyonlar Ligi'nden UEFA Avrupa ligi ön elemelerine... Dünyanın bir ucunda, atların, dağların arasında, çimlerin değil otların içinde bir maç. Tüm bu negatif unsurlara rağmen bir Beşiktaş vardı sahada. Akıllara gelen soru; Lens'in dün akşamki performansı en çok kimi mutlu etmiştir? Tabi ki 'Quaresma ile Çin'den gelecek olan paranın hayalini kuran büyük başkan Fikret Orman'ı'. 'B36' vitamin gibi geldi Beşiktaş'a. Her yönüyle ayakta tuttu Kartal'ı dün akşamki rakip. Merak edilen bir konu; Kampın en iyisi Töre niye yok? Gökhan Töre suni çim nedeniyle riske edilmedi. Bilginize!...

Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nde Faroe Adaları ekibi B36 Torshavn ile karşı karşıya geldi. Şenol Güneş ve öğrencileri, rakibini Lens ve Gökhan Gönül'ün golleriyle 2-0 yenerek büyük avantaj elde etti. Spor yazarları, Beşiktaş'ın dünkü maçtaki performansını kaleme aldı. 

İşte bazı spor yazarlarının Beşiktaş'a dair görüşleri;