Süper Lig'de Erzurumspor’u düşmekten kurtaramayan Yılmaz Vural, kadro dışı bıraktığı 5 futbolcuyla ilgili çok ses getirecek itiraflarda bulundu.
AJANSSPOR-HABER
Süper Lig'in son haftalarında BB Erzurumspor'da teknik direktörlük görevine gelen Yılmaz Vural, Doğu temsilcisini ligde tutamamıştı. Takımıyla yolları lig bitmeden ayrılan deneyimli çalıştırıcı bu süreçte yaşanan olaylarla da çok konuşuldu.
Mavi-beyazlılarda Vural’ın isteği ile kadro dışı bırakılan Aatif Chahechouhe, Mustafa El Kebir, Brahim Darri, Manuel da Costa ve Ricardo Gomes hakkında soru işaretleri oluştu. Yılmaz Vural, kendi YouTube kanalında yaptığı röportajdan, bu futbolcular hakkında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Deneyimli teknik adam, ilk olarak Aatif Chahechouhe ile yaşadığı problemi şöyle anlattı: “ Aatif, ki takımın kaptanıydı, ama ne yapıyordu? Uçak saatini ve oteli beğenmiyordu. Bir gün antrenman yapıyoruz, Aatıf geldi yanıma “Hocam yeter artık, oyun oynayalım’ dedi. ‘Sen kim oluyorsun da antrenmana müdahale ediyorsun’ dedim. Sonrasında antrenmanı bıraktı ve gitti.”
Vural sonra sözü Manuel Da Costa’ya getirdi: “Da Costa denilen kardeşimiz, aşçılara ‘İki yumurtanın sarısı birbirine değerse ben yemem’ diyordu. Mesela tavuk istiyordu, yapılıyor, ‘Ben bu kadar istemem, daha büyük tavuk isterim’ ya da ‘Bunun sosu kötü olmuş, sen bana sandviç yap’ diyordu. Sandviçten bir ısırık alıp ‘Aaa, bu güzel olmamış’ deyip sandviçi aşçının üzerine fırlatacak kadar ahlaksız biriydi.
Bu oyuncu, ısınma yaparken ‘Ay yeter, ısındık’ deyip takımı içeri sokuyordu. Biz Costa’yı kadro dışı bırakmamıştık. Costa bize haber yolladı, ‘Benim ayağım ağrıyor, Denizli maçına gelmeyeceğim’ dedi. Ben sonra yardımcı hocaları konuşsunlar diye yolladım. Costa, ‘Siz üç oyuncuyu kadro dışı bıraktınız ve ben de onlardan yanayım. Bavullarınızı toplayıp siz buradan gidin’ diyerek bizi tehdit etti.”
Yılmaz Vural sözlerine şöyle devam etti: “El Kabir’i de şu yüzden bıraktım: Biz Sayın Erzurumspor Başkanıyla Acun Ilıcalı’nın Tv8’deki Erzurumspor gecesindeydik. Bana hocalardan bir telefon geldi, ‘El Kabir’in çocuğu düşmüş, bu nedenle İsveç’e gitmek istiyormuş, çocuğun durumunda bir şey yokmuş ama karısı onu görmek istiyormuş’ dediler.
Denizli maçına gidiyoruz ve berabere kalsak bile o gün küme düşüyoruz, böyle bir istekte bulunur mu insan? Bu ne demektir, sen gönül olarak, duygu olarak burada değilsin demektir. Denizlispor maçı öncesinde yardımcı hocalar beni arıyor, ‘Darri diş çektirdi isterseniz Denizlispor maçına İstanbul’dan gelebilir mi?’Kardeşim, kim dedi sana dişini çektir diye? Bu çocukların kalbi burada değildi.”
Ardından Fenebahçe maçında yaşananlara değinen Yılmaz Vural, “Novikovas’ı maçtan çıkarttım diye soyunma odasında yardımcı antrenörün suratına havlu atmış, sonrasında yardımcı antrenöre ve bana küfretmiş. Şimdi ben bu adamı kadrodan çıkartmayıp ne yapacaktım?
“Gomes’e gelecek olursak, ben onu hep oynattım, hem de kritik maçlarda oynattım. Gomes’i oynatmamın gerekçesi de şuydu: Oltan Karakullukçu sonradan oyuna soktuğumda çok fayda sağlıyordu. Fenerbahçe maçına kadar dayandık ama sonra ‘Yeter’ dedik, çünkü Gomes boş kaleye gol atamıyordu” diye konuştu.
Fenerbahçe maçında Gomes’in oyuna girmek istememesini de yorumlayan tecrübeli çalıştırıcı şunları söyledi: “Ben Gomes’i seviyorum, efendi çocuk, ‘Gideyim, ikna edeyim’ dedim. Omuzuna dokundum, ‘Bana dokunma’ dedi. Afedersin, benim elimde b…k mu var? ‘Bana dokunma’ diyorsun, seni ikna etmeye çalışıyorum.
Allah bana orada sabır verdi, çünkü kafasını tutayım, ağzına burnuna vurayım diye geldi içimden ama televizyonları ve kameraları gördüm. Orada bırak Türkiye’yi, dünyaya rezil olurduk. Fenerbahçe maçından sonra ‘Bunları otele sokmayın, yedirmeyin, uçağa bindirmeyin, neyle gelirlerle gelsinler’ dedim. Gomes benden birkaç kere özür dilemeye geldi ama onun yüzünü görmek istemedim.”
Erzurumspor’la sözleşmesinin mayıs sonunda bittiğini, o yüzden hala Erzurumspor’un teknik direktörü olduğunu da ifade eden Yılmaz Vural, “Ekonomik olarak bu kulübe bir kere ağzımızı açmadık ve zorluk çıkartmadık. Erzurum Belediye Sayın Mehmet Sekmen Bey’i de aradım, mesaj da attım ama telefonda görüşemedim. Giderken bir ‘Allah’a ısmarladık’ demek isterdim. Sayın Ömer Düzgün başkanıma da ‘Allah’a ısmarladık’ demek isterdim ama nasip olmadı” diyerek serzenişte bulundu.
Senin için hazırladığımız haberler
