Yusuf Namoğlu: "Dünya Türk işi VAR'a gidiyor''

Merkez Hakem Kurulu Eski Başkanı Yusuf Namoğlu ve spor yorumcusu Erman Toroğlu, A Spor’da yayınlanan Takım Oyunu programında hakemleri, hakem kararlarını ve VAR sistemini değerlendirdi.

İşte Namoğlu’nun açıklamaları...

Biz eğitimlere başladığımızda sadece İtalya’da uygulama yapılmaktaydı. Hollanda büyük uğraşlar verdi ama devreye sokmadı. Sonra Almanya’da uygulandı. Biz hakemlerimizde eğitime başlamıştık. Hatanın minimuma indiği bir ortamı VAR’ın getireceğini, adaletin daha çok sağlanacağı ve herkesin rahat edeceğini düşünerek VAR’ın devreye girmesini istedik. 

Mevcut protokole göre, VAR pozisyonla ilgili kanaatini söyleyemiyor. Bu sene IFAB benim düşündüğüm düşünceyi hayata geçirdi. Ben bu uygulamayı yaptığım zaman 'Türk işi VAR' dendi. Şimdi dünya bunu yapıyor. VAR hakemi, görüşünü belli edebilecek. Bu sene uygulananlar bana göre yanlıştı. Dünya ''Türk işi VAR"a gidiyor, yeni sezonda VAR görüşünü belirtebilecek.

Yeni Süper Lig’e çıkmış olan hakemler VAR’da, FIFA kokartı olanlar sahada… Bu doğru değil. Bu dönemde VAR’da oturan hakem görüşünü belli edebilecek. Mesela Cüneyt Çakır’a yeni çıkan bir hakemin görüşünü söyleyebilmesi kolay değil. Trabzonspor - Galatasaray maçında doğru olduğu gibi sahada Cüneyt Çakır, VAR’da Ali Palabıyık vardı. 

VAR’daki teknik elemanı MHK değil yetkili firma maçlara atıyor. Her yönüyle eğitilmiş, karar veren biri olması lazım. Dışarıdaki hakem artık uzaklaşmış. Bugünkü sistemde FIFA, UEFA, mevcut olan hakemlerle sistemi götürüyor. 

Tayinlerde her kulüp kendi kafasına göre bir şeyler düşünüyor. Bana direkt olarak bir şey demediler. İma olarak şöyle olsun böyle olsun diye gelir ama bana direkt hakem şu olsun diye gelmediler. Bana ‘Bu hakemi ata’ diyen olmadı. Geçmişte yönettiği maçlardan dolayı hakemi eleştiren oldu.

Galatasaray - Trabzon maçında VAR'da Bülent, Ümit'i çağırdı, 'Ayağına basıyor' dedi. Ümit Öztürk, görmesine rağmen gidip yanlış kararda ısrar etti. VAR, komite falan buna ne yapacak?

Nedenlerin içinde bizi çalışamaz noktaya getiren şeyler de vardı. Başkanla benim konuşmalarda televizyonu var, gazetesi var diyorlardı. O şartlarda çalışmanın zor olduğunu, daha da yıpranacağımızı düşündüm. Başkalarını getirmek kafalarında vardı.

Hakemlerde akrabalık olabilir ama yetenek olacak. Yeteneği yoksa torpille olmaz, olmamalı. Cüneyt Çakır yetenekli olarak çıkmış ve kendini dünyaya kabul ettirmiş.Kurullara bağlı. Oğlu akrabası diye değil, yeteneği varsa aldık. Yetenek, deneyim ve tecrübe önemli.

Bu sene iyi maçlar çıkaran var. Genel her dönemde hatalar da var. Hollanda’da FIFA hakemi Serdar var. Türkiye’ye geldi ve davet ettim. ‘Gel Türkiye’de hakemlik yap’ dedim. Kafası yattı, Hollanda’ya gitti. Hanımıyla konuştu ve olmadı. Yoksa onu ben Türkiye’ye getirecektim.

Türkiye’deki FIFA hakemleri bir ligin maçına, oradaki hakemler de Türkiye’deki bir maça gelebilirdi. Ben kafamda olan düşünceleri uygulayamadım, o imkanı bulamadım. Türkiye’de arama tarama yapalım dedim. Neticede tabandan ele alarak bir takım şeyleri yapmak istedik. 

UEFA’da 10 üzerinden bir puanlama sistemi var. Orada belli kriterler var. İngiltere'de eski hakemlerden bir heyet var. Onlar televizyonda maçı izliyor ve onunla ilgili raporu dolduruyorlar. Ben de hakemleri gözlemci neden izlesin diye düşünüyordum. İngltere gibi bir sistem kuralım dedim.