Bilal Erdoğan: "Tek renkliliğe gidilmesi kabul edilebilir bir şey değildir"
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Dünyada siyasi, ekonomi olarak tek, çift kutupluluk bunlar tartışılmıştır, tartışılacaktır, mümkündür. Bir veri olarak bunları kabul edebiliriz ama kültürel olarak dünyanın tek kutupluluğa, tek renkliliğe gitmesi kabul edilebilir bir şey değildir. Kabul edilebilir olmadığı gibi insanları daha huzurlu, daha mutlu kılmaz." dedi.
Erdoğan, Sheraton Grand İstanbul Ataşehir Hotel'de düzenlenen UNESCO Geleneksel Sporlar ve Oyunlar 4. Müşterek Danışma Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, katılımcılara İstanbul'a geldikleri için teşekkür etti.
Konfederasyonu kurmaktaki amaçlarını aktaran Erdoğan, Batı hegemonyasının, 200 yıldan uzun süredir dünyayı ekonomik, askeri ve siyasi meselelerde kutuplu hale getirdiğini, bu durumun dünyanın geri kalanını daha mutlu ya da huzurlu yapmadığını belirtti.
Erdoğan, "Bu yüzden Kırgız dostlarımızla birlikte bu inisiyatifi, Dünya Etnospor Konfederasyonu'nu kurduk. Hepimizin renkli bir dünyanın gururlu vatandaşları olması inancıyla bunu kurduk. Çünkü dünya gerçekten renkli bir yer. Biz birbirimizin renklerine saygı duyduğumuzda dünya daha barışçıl bir yer olacaktır." diye konuştu.
Bilal Erdoğan, Dünya Etnospor sorumluluğunu üzerlerine alarak, geleneksel sporları ve oyunları desteklediklerini ifade ederek, "Sanırım bence biz bunu yaparak daha barışçıl bir dünyaya katkıda bulunuyoruz. Böyle bir dünyada farklı kültürlerden gelen insanlar arasında karşılıklı saygı var ve biz bu inisiyatifle daha renkli bir dünyanın kurulmasına katkıda bulunuyoruz." dedi.
Geleneksel spor ve oyunların desteklenmesi noktasında, diğer devlet ve belediyelerin desteğine odaklanılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, dün Erzurum'da, Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu, Okçular Vakfı, MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi ile Erzurum Büyükşehir Belediyesinin iş birliğiyle düzenlenen "Erzurum Türk Oyunları Festivali"nin bu noktada iyi bir örnek olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, geleneksel sporların gelişmesine katkıda bulunulması gerektiğini sözlerine ekledi.
"Geleneksel sporlara gerekli taban ilgisi ve desteği var"
Bilal Erdoğan, programın açılışının ardından, gazetecilere yaptığı açıklamada, UNESCO'nun Geleneksel Sporlar ve Oyunlar Birimi'nin kurduğu bir komitenin toplantısına ev sahipliği yaptıklarını söyledi.
Geleneksel sporların somut olmayan kültürel miras olarak tanıtılmasını önemli bulduklarını ancak bir spor kuruluşu olarak bu sporların icrasına da önem verdiklerini ifade eden Erdoğan, geleneksel sporlarla ilgili en temel aksiyon maddelerinin yerel yönetimlerin geleneksel sporların gelişmesine katkı sağlaması olduğuna işaret etti.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Geleneksel sporlara gerekli taban ilgisi ve desteği olduğunu görüyoruz. Sadece Türkiye'de değil başka ülkelerde de bunun böyle olduğunu görüyoruz. Yeter ki yerel yönetimler de buna sahip çıksın. Geleneksel sporlar felsefesi itibarıyla daha çevre dostu mekanlara ihtiyaç duyan, daha centilmen bir anlayışa sahip olan sporlardır. Aynı zamanda da Batı kültürünün hegemonyasının altında dünyanın böyle bir tek renkliliğe doğru gittiğini görüyoruz. Dünyada siyasi, ekonomi olarak tek, çift kutupluluk bunlar tartışılmıştır, tartışılacaktır, mümkündür. Bir veri olarak bunları kabul edebiliriz ama kültürel olarak dünyanın tek kutupluluğa, tek renkliliğe gitmesi kabul edilebilir bir şey değildir. Kabul edilebilir olmadığı gibi insanları daha huzurlu, daha mutlu kılmaz. Onun için Dünya Etnospor Konfederasyonu'nun temel felsefesi, dünyanın renkliliğini bir zenginlik olarak kabul etmek, kültürlerin birbirlerine saygısını dünyanın huzuru, barışı için bir alt yapı adımı olarak görmektir. Burada da gerçekten bu mesajın bütün katılımcılar, yabancı davetliler nezdinde karşılık bulduğunu gördük. Bunun için de mutluyuz."
"Türkiye, ekonomik temelleri sağlam olan bir ülke"
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, bir gazetecinin "Türkiye'ye karşı yürütülen ekonomik bir savaş var. Dün gecede aslında bunu gördük. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Bizim özgüvenle hareket eden bir ülke olmamız, kendi kararlarını kendisi veren bir ülke olma azmimiz tabii ki birilerini rahatsız ediyor. İşte demin bahsettiğim bu. Dünyanın tek renkliliğe doğru gitmesi, bunun bir zorbalıkla zorlanması kültürel alanda yaşadığımız bu aslında. Yani biz bir spor, müzik, sinema endüstrisinden bahsediyoruz. Başkalarının araya girmesine izin verilmeyen adeta bir tezgahın bu alanlarda olduğunu görüyoruz. Bunun aslında bir uzantısı ekonomik alanda da. Yani ekonomik olarak bir ülke güçlendiği zaman, kendi kararlarını dış ilişkilerde kendisi vermeye soyunduğu zaman, dünyada rekabet var, siyasi nüfuz alanlarını genişletmeye çalışan büyük güçler var. Bunların oyunları bozulmaya başladığı zaman da ister istemez kalkıyorlar sabotaj girişimleriyle neler yapıyorlar. İşte 15 Temmuz'u yaşadık. Aslında şu an yaşadığımız 15 Temmuz'un yanında çok küçük bir şey. Allah'ın izniyle bunun üstesinden bizim ülkemiz gelecektir. Çünkü Türkiye, ekonomik temelleri sağlam olan bir ülke. Kim ne derse desin. Şunun, bunun ne dediğine bakmadan biz ülkemize güvenmek zorundayız. Biz büyüyen bir ülkeyiz. Genç nüfusu olan, insan sermayesi güçlü olan bir ülkeyiz. Ciddi krizleri atlatmayı başarmış ve bu krizlere karşı ciddi dayanıklılık da kazanmış bir ülkeyiz."
Millet olarak "Benim özgürlüğüm, benim inancım hepsinden önemli, benim birliğim hepsinden önemli" ruhunun, dayanışmasının yaşatılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, bu ruhun yaşatılması durumunda Türkiye'nin hem bölgesinde huzuru hakim kılabileceğini hem de bu tür sabotaj girişimlerin, global zorbalıkların karşısında güçlü duracağını sözlerine ekledi.