Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi Açıklama Yaptı

Akın Ungan
08.03.2022 - 19:35 | Son Güncellenme: 08.03.2022 - 20:19

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, mali durum, sözleşmesi biten futbolcular, Önder Karaveli, altyapı, kadın futbolu ve hakemler hakkında açıklama yaptı.

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi Açıklama Yaptı

Bu sezon Spor Toto Süper Lig'de belirlenen hedefin altında kalan Beşiktaş'ta Başkan Ahmet Nur Çebi, takımın durumu, mali yapı, kadın futbolu, altyapı, sözleşmesi bitecek futbolcular ve Sergen Yalçın'ın ayrılığı sonrası kendisi ile devam etme kararı alınan Önder Karaveli hakkında Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulundu.

"Kadına şiddete kırmızı kart"

8 Mart Kadınlar Günü'ne özel Medipol Başakşehir maçını kadın taraftarlara ücretsiz yapan Ahmet Nur Çebi, şu şekilde konuştu: "Kadınlara verdiğimiz değeri, önemi ve toplum olarak da dahil edilmesi gerekenleri vurgulamaya devam edeceğiz. İşte okuyoruz gazeteleri çok tatsız tuzsuz haberler. Kadına şiddet. Kadına şiddete tabii ki hayır, kırmızı kart."

"Seslerini daha fazla duyurabilekleri aksiyonları almak istiyoruz"

"Bu vesileyle onların sesini daha fazla duyurabileceği aksiyonları almak istiyoruz. Çocuklarıyla beraber ya da çocuklarını evde bırakıp gelemeyecek olanlara da dedik ki 'Çocuklarınızı alıp gelin'. Böyle bir şey yaptık. Sağlıklı bir karar verdik."

"Kadın futbolunda öncüyüz"

"Kadın futbolunda öncü olduğumuzu düşünüyorum. Geçen sene şampiyon olmamızın verdiği ses çok önemliydi. Artı geçen sene A takımın almış olduğu 3 kupanın yanında bir de Kadın Futbolu Şampiyonluğu gelince tabii ki algılanması ve önemi daha da ortaya çıktı."

"Fenerbahçe ve Galatasaray'a ön ayak olduk"

"Fenerbahçe de Galatasaray da bu sene kadın futbolunda güçlü birer takım yaptılar. Ona da ön ayak olduğumuzu düşünüyorum. Bundan sonra daha da zevkli olacaktır."

"Belki önümüzdeki yıllarda futbol takımının içinde iki bayan olacak"

"Hatta ve hatta bazen düşünüyorum 'İki, üç, dört yerli futbolcu olacak' diyoruz ya. Belki önümüzdeki yıllarda futbol takımının içinde iki bayan olacak. Minimum üç olacak diyerek belki de eşitlik anlamında karma bir takım statüsüyle böyle bir şey de neden olmasın? Olabilir."

"50 sene evvel kadın futbolu olur mu olmaz mı deniliyordu"

"40 sene, 50 sene evvel kadın futbolu olur mu olmaz mı deniliyordu. Nasıl olduysa bunlar da olabilir."

"Mayısta seçim var, yine aday olduk"

Göreve geldiği tarihten bu yana temel stratejisi ve hedefleri hakkında açıklama yapan Ahmet Nur Çebi, Mayıs ayındaki seçime de tekrar aday olduklarını söyledi. Çebi, şu ifadelere yer verdi:

"Biliyorsunuz ben 6 buçuk yıl burada ikinci başkanlık yaptım. Sonra bir sene civarında bir ayrılık söz konusu oldu, sonra da başkanlık. Yani benim ikinci başkanlığımda tam anlamıyla değil ama en azından şu andaki süreç kadar yorucu ve aktifti."

"Ama tabii ki başkanlık ayrı bir şeymiş. Başkanlıkta her şeyden haberdar oluyorsunuz. O gün bilmediğimiz birçok konu söz konusu icra ediliyordu. Bugün ise bilmediğimiz bir konu hemen hemen yok. Yüzde 90'ından 99'una haberdarız. Aradaki tek fark o."

"Çalışma anlamında bugün daha tempolusunuz, o gün biraz daha az tempoluydu ama benim neredeyse yaklaşık 9 yılım Beşiktaş camiasında hizmet anlamında tamamlanmış oluyor. İnşallah önümüzdeki mayısta da olağan seçim var. Görev süremiz tamamladık, yine aday olduk."

"Umarım birçok Beşiktaşlı arkadaşımızın talip olacağı bir süreç olur. Beraber keyifle yaşayacağımız, Beşiktaş'a katkı verebileceğimiz söylemlerde bulunacağımız bir süreci inşallah yaşayacağız."

"Buraya gelirken bir şeyi planlama şansım olmadı"

Beşiktaş'ın başına geldiği dönemden bahseden Çebi şu şekilde konuştu: "Özellikle neyi hesapladık, neyi hesaplamadık derken, ben buraya gelirken bir şeyi planlama şansım olmadı. Biliyorsunuz, olağanüstü bir seçimle geldim. Birdenbire seçim kararı aldım. En azından 2 buçuk yıl sonra bir seçim olabileceğini, belki o süreçte işin içerisinde olabileceğimi düşünürken birden bire bir önceki başkanın ani bir şekilde seçime gitme isteği, talebi, kendine göre gerekçeleriyle kendimizi seçim atmosferinde bulduk."

"Zaten geldiğimizde neyi planlayacakmışız ki?"

"Her şey çok çabuk gelişti, dolayısıyla öyle bir planla gelmedik. Zaten geldiğimizde neyi planlayacakmışız ki? Zaten ekonomik bir yangın içine düştük. Eski futbolcularla yapılmış sözleşmeler şu anda bile halen yürüyor. Bu sene nasipse bitecek yüzde 90'ı. Elinizi kolunuzu bağlayan bir sürü futbolcu sözleşmeleri, burada yapılmış sözleşmeler."

"İmzaların arkasında asker gibi nöbetçi dikildik"

"Elimiz kolumuz bağlıydı. Biz bir şey yapmadık. Biz, yapılanları taşıyıp, yürütebilmeyi ancak amaç edinebildik. Artı biz gelmeden 3-4 ay önce bankalarla yapılan sözleşmeyle her şey kilitlenmişti, her şey! Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu! Biz geldik, atılmış bütün imzaların arkasında asker gibi nöbetçi dikildik. Bunu onurlu bir şekilde yapmaya çalıştık."

"Yanlışlıkları temizlediğim bir süreç olarak kabul ediyorum"

"Beşiktaş'a yakışır bir şekilde yapmaya çalıştık. Ve süreç içerisinde yeni hatalar yapılmasına engel olmaya çalıştık. Dolayısıyla benim uzun bir süre yanlışlıkları temizlediğim bir süreç olarak kabul ediyorum geçen iki buçuk yılı."

"Biz Beşiktaş'ız, adaletsizliğin olduğu hiçbir yerde olmayız"

Üç büyük takımın zirve yarışından erken kopması hakkında düşüncelerini dile getiren Çebi, şunları kaydetti: "Özellikle şunu belirtmek istiyorum: Türkiye Futbol Federasyonu'nun koymuş olduğu transfer harcama limitleri iki yıl evvel başladı. Bu ne olursa olsun futbol takımlarının limitlerinin içerisinde kalmasını, zorla da olsa kurallarla sağlamaya çalışan bir düzen... Ben destekliyorum, doğru."

"Ama biz geçmiş senelerdeki kontratlardan dolayı çok sadık kalamadık, baskı yaptık federasyona, 'Limitlerimizi açın, yoksa biz bir şey yapamayacağız. Çünkü limitlerimiz eski sözleşmelerle dolu. Bu bizim elimizde değil' diye diye de onları da yorduk buradan. Yapabildikleri kadarını yaptılar sağ olsunlar."

"Şimdi baktığınız zaman bu limitler Türk futboluna bir terbiye, bir sınırlama, bir düzen getirmiştir. 'Üç Büyükler'in harcamalarında aşağıya doğru bir düzenleme getirmiştir. Dolayısıyla Anadolu kulüpleriyle aramızdaki o uçurum kapanmaya başladı ve daha da kapanacak gibi gözüküyor. Bu da farkındaysanız Anadolu kulüpleriyle olan rekabeti daha adil hale getirmiştir."

"Dürüst olmamız lazım. Biz Beşiktaş'ız. Beşiktaş büyük kulüp, 'Üç Büyükler'den bir tanesi. Bunların avantajları var ama biz adaletsizliğin olduğu hiçbir yerde olmayız. Bundan da medet ummayız. Önemli nedenlerden biri, harcama limitlerinin daralması ve diğer kulüpler arasındaki farkın kapanmasıyla rekabetimiz daha kabul edilebilir bir hale geldi. Dönüp baktığımızda onların da başarılı olduğunu, artık yukarılara doğru 'Üç Büyükler'i zorlamaya başladığını görüyoruz. Gerekçenin biri bu."

"Yarıştan kopmak zorunda kaldık"

"Diğer konuda ise bu sene Beşiktaş özelinde söyleyebilirim. Diğerleriyle ilgili bir şey söylemek haddim değil. Beşiktaş doğru transferleri yaptı. Neredeyse 35 yılın en iyi takımını kurdu. Başında bir evvelki seneden başarıyı ispatlamış, üç kupa almış Sergen Yalçın vardı, yine özkaynaktan. Yani altyapımızdan gelmiş, yetişmiş, sevilen bir isim."

"Bizimkinde sakatlıklar çok önemli rol oynadı. Bir ay neredeyse 11 önemli futbolcumuzu sahaya çıkaramayacak hale geldik. İkincisi Şampiyonlar Ligi'nin ağır psikolojik yükünü de sırtlanmak zorunda kaldık. Bu süreci pandemiyle beraber yaşadık. Arkasından pandeminin getirdiği hasarlar ve zararlar yine bizim takımda üst üste geldi. Dolayısıyla o kırılganlık, o psikolojik yorgunluk maalesef uzun bir süre devam etti ve yarıştan kopmak zorunda kaldık. O kopmanın yarattığı maç kayıpları ve maç kayıplarının yarattığı kopmalar, ikisi birbirine zincirleme."

"Karaveli'nin sabırla arkasında duracağız"

"Hocamızın vedalaşmak istemesi, kendini Beşiktaş'a zarar vermemek adına zorunlu hissetmesinin arkasından altyapıdan çok değerli ve zaten özkaynağımızdan gelen ve bugüne kadar da başarısından hiç şüphe etmediğim ve hatta şu ana kadar aldığı sonuçlar bile iki ayda takıma adaptasyonunu düşünürsek başarılı olduğunu düşünüyorum."

"Daha da başaracaktır. Sabırla arkasında durmayı düşünüyoruz. O da bunu hak ediyor mu? Fazlasıyla hak ediyor. 'Sağda solda konuşulan yalanlara hep kulağını kapat' diyorum. 'Biz ilk başta hoca baktık ama sonra senin başarılı olduğunu gördüğümüzde buna gerek olmadığına karar verdik. Seninle devam edeceğiz' demeye devam ediyorum."

"Bizim, hocanın arkasında duracağımız sözler kamuoyu tarafından da görülecektir. Kimse gelip buradaki huzurumuzu bozmak için Sergen Hoca ilgili yaşanmamış şeyleri yaşanmış gibi anlatması, artı başka hocaların veya başka medya mensuplarının bazılarının zamansız yapılan söylemleri bizi üzüyor. Bunlara dikkat etmelerini söyleyelim. Daha hassas olalım cümlelerimizle."

"Artık taraftarın art niyet aramayacağı bir atama usulü gelmeli"

"Hakemlik müessesesinde hep camialarda bir sıkıntı var. Geçmiş hakemler, şu andaki hakemler uzun süre hakemlik yapmışlar. Her takımın yaşadığı artı, eksi, negatif, pozitif yaşanmışlıklar olmuştu. O yaşanmışlıkların sonucu taraftar diyor ki 'Şu hakem beni şu maçta yakmıştı, bizim bu maçımıza niye veriyorsun? Bilerek veriyor'."

"'Şimdi niye verildi'den ziyade 'bilerek verildi' kavramı çok tehlikeli bir kavram. Yani arkasında art niyet olduğu, o maçı daha baştan sanki takımının kaybedeceği hissini yaratıyor. Dolayısıyla önümüzdeki sezon da hep söylüyorum aritmetiğe dayalı, başarılı olmuş bir numaralı hakem seçilecek, en yüksek not alan önümüzdeki haftaki en önemli derecede olan maça verilecek."

"Yani 'Atamaları yapan bir MHK başkanı, bir federasyon başkanı, bir federasyon başkan yardımcısının olduğu' algısından uzaklaşılması lazım. Bunu da tek yolu 'Evet kısmetimize Ahmet Nur Çebi Hoca'mız çıktı. Bu hafta bu maçı yönetecek. Yani bunun arkasında insanların, artık taraftarın art niyet aramayacağı bir atama usulünün gelmesi lazım."

"Bu geldiği zaman artık geriye kalan hakemlerin başarısıdır. Başarısı olan hakem de zaten not ortalaması da bir sonraki maçlarda aşağı düştüğü zaman cezalandırılacağı için de onlar da hassas davranacaklardır. Yani bir, cezasına göre kendini daha iyi olmaya vakfedecek bir hakem ekibi. İki, o maça atanırken birilerinin isteğiyle veya tercihiyle gelmemiş bir hakem ekibi."

"500 milyon verirken kalite bugünkünden çok mu daha yukarıdaydı?"

Yayın ihalesinde verilen düşük teklifler hakkında konuşan Çebi şunları ifade etti: "Bu düşüşün nedeni Türk futbolundaki kalite düşüklüğü falan değil. Hiç kimse bu numaraları bana anlatamaz. Yani Türk futboluna dört sene evvel 500 milyon verirken kalite bugünkünden çok mu daha yukarıdaydı veya bugün daha mı aşağıda? Hayır! Bu bir ticari olaydır."

"Sonuç itibariyle nasıl ticari olay ben size onu anlatayım. Eğer rakibiniz yok ise, yani ihaleye bir yayın kuruluşu giriyorsa, onun karşısına rakip çıkaramıyorsanız o bir kişi sizinle istediği fiyatta oynar. Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı olduğum süreçte de söyledim, 'Bizim yapmamız gereken en önemli iş, bu yayına katılabileceklerin sayısını arttırmak."

"En azından kimse katılmıyorsa biz kendimiz bu işi yaparız. Kendi şirketimizi kurarız'. Bu algıyı yaratmamız gerekiyordu. Başladı bu çalışma ama maalesef bu ihaleye yetişmedi, geç kaldık. Dolayısıyla şu andaki ihaleyi bana göre federasyon, kulüpler birliği çok iç içe yaşıyor. Bir evvelkilere göre daha fazla iç içeler ve bunun pozitif etkisini de görüyorlar."

"Federasyon da rahatladı, kulüpler de rahatladı, birbirleriyle görüşebiliyorlar çünkü. Bazı konular da artık ayrıldı kendi içinde. A yayını, B, C, D herkes her birine ayrı ayrı teklif verdi. Hangisine en yüksek teklif kim vermişse o arkadaşa 'Sen burada en iyi fiyatı verdin, sana veriyoruz'. Öteki kuruluşa 'Sen de burada verdin, sana bunu veriyoruz."

"Buradakine 'Vallahi buradaki bizim işimize gelmiyor. Bunu da biz kendimiz yaparız. Bir kere daha düşünün' diyoruz. Dolayısıyla şu andaki süreçte fiyatlar maalesef düşüyor ama amaca daha uygun bir tarz belirledik. En azından yüzümüz orada gülüyor."

Senin için hazırladığımız haberler