Medipol Başakşehir'in yıldız oyuncusu Arda Turan, CNN Türk yayınlanan "Buket Aydın ile 40" programnda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Medipol Başakşehir'in yıldız oyuncusu Arda Turan, CNN Türk yayınlanan "Buket Aydın ile 40" programnda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Arda Turan'ın açıklamarından Ajansspor'un derledikleri şöyle:
Geçmişimle gurur duyuyorum. İyi bir gelecek inşa edeceğime inanıyorum. Ben her gittiğim yerde aynı ilgiyle karşılanıyorum. Stadyumlarda ıslıklanıyorum, toplum psikolojisi. İnsanların gerçeği ve doğruyu gördüğünü biliyorum. Ne primi, ne parası? Milli Takım'ın hocası anlatıyor ama olmuyor işte. Aslıhan ise evimin içindeki Arda. Benim en iyi dostum.
Benim böyle bir lügat oluşturma çabam yok. Bu adamlık lafı cinsiyetçilik yoluna gitti. Artık kullanmıyorum. İnandığın doğrudan gitme anlamındaydı. O doğruyu illa ki Arda Turan savunacak. Bu hikaye buradan başladı. Bu adamlık kelimesindeki vasıfları taşımak için hayatım boyunca mücadele edeceğim. Ben evimin içine girdiğimde çok mutluyum. Gerçek kazanç bu. Para, başarı, zenginlik nedir? Hayatta kazanç olarak neye bakıyorsunuz? Ölüm bize hiç gelmeyecekmiş gibi yaşıyoruz.
İzlanda'yı yenerken ağlamıştım. İzlanda maçından çıkarken güldüm evet ama sinirden. Dünya Kupası'na gitme maçımız ve şansımız var. Lucescu sürekli toplantı yapıyor ve kafa toplarına çıkmayın diyordu. Düşen topları almaya çalışıyorduk. Hatalı gollerden sonra Arda'da sinirden gülerek oyundan çıktı. Güldü, diyenler art niyetlidir. Hala onun üzüntüsünü yaşıyorum.
Böyle bir kariyere sahip bir oyuncuyum ama Dünya Kupası'nda oynayamadım. Bari üzüntülerimize karışmayın. Ayak tendonum yırtılmıştı. Bu ayakla oynanmaz dendi. Kendi futbol kariyerimi riske attım. Ben ülkemi çok seviyorum, yine olsa yine yaparım.
Milli Takım içinde kriz yok. Personelle alakalı. Oyuncular da kendi ceplerinden personellerin parası ödendi. Bu prim krizinden herkes sıyrıldı, bir tek ben kaldım. Suni bir kriz oluşturuldu ve herkes temiz.
Bilal abiye bunu yaptığım için çok üzgünüm. Bilal abi bunların hiçbirini sormadı bana. Ama ona bunu sormasam kendimle çelişirdim. Bu davranışı yapınca hocam bile Milli Takım'ı bırakmamı istemedi. Kendi cezamı ben kestim. Bilal Meşe'nin bana o iddiaları sormasını da isterdim. Biz oraya parayı düşünerek gitmedim. Annem çok ağlıyor, dedim. Onunla bile dalga geçtiler. Kötü sonuçlarda davranışlar değişmesin.
Galatasaray beni hiç istemedi. Göksel Gümüşdağ transferimi tamamlarken çok anlayışlı davrandı. Komik bir teklif geldi demiştim. Çünkü basında gazetecilerle yoklama yapılmıştı. Arda Turan ekonomiyi tercih etti, dediler. Galatasaray benim camiam. Galatasaray'a para kazandırdım. Galatasaray'a hiç yanlış yapmadım. Galatasaray beni hiç istemedi demeye utanıyordum.
Biraz agresifliğim var ama basında göründüğü gibi değil. Bununla mücadele etmeye çalışıyorum. Bu konuda benim de hatalarım var. Birçok şeyi herkes gibi yapıyorum ama ben yapınca problem oluyor. Biraz da iş Arda Turan'a vuralım da okunsun olmaya başlandı. Bazen gazetecilere, 'Benim fotoğrafımı çekmeyin, küfür ettirmeyin bana' diyorum.
Herkes kimin ne olduğunu bilir. Davalar bitsin, gerekeni söyleyeceğim. O kadar Madrid'de, Barcelona'da yaşadım. Dostlarımın sessizliği üzdü. Bilsinler. Bunu ilk defa burada söylüyorum. Hepsini İspanya'da ağırladım, canları sağ olsun. Bazı insanlar reklam peşinde.
'Şampiyonluğun en büyük adayında oynuyorum'
Ben hep şampiyonluk hedefi olan takımlarda oynadım, şu anda da şampiyonluğun en büyük adayında oynuyorum.
Arda Turan, geçmiş açılmasında yer alan 'Aaa her yerde Arda var' diyorlar. Tabii ki de ben olacağım. Yüzyıllık tarihe baksınlar. Kaç tane Arda Turan var! Fazla mütevazılık kibir göstergesidir' açıklaması için de, "Şunu söyledim. Dedim ki; 'Geçmiş yüz seneye bakın. Benden çok daha yetenekli ve başarılı oyuncular olabilirdi. Çok daha yetenekli ve kaliteli oyuncular vardı da tarihimizde ama bu kariyere sahip kimse yok. Yüz senede bi tane Arda geldi dedim. Bu kariyere sahip 11 tane Avrupa'da kupa kazanan başka oyuncumuz var mı? Yok. Ben Barcelona'daydım' O zaman da şunu demiştim o röportajda; Arda'ya başka bir obje olarak bakalım. Nasıl daha iyiye götürürüz? Nasıl daha çok geliştirebiliriz? Gibi... Şimdi Cengiz Ünder'e bakmamız gerektiği gibi, şimdi Hakan Çalhanoğlu'na bakmamız gerektiği gibi... Ben bunu söyledim. Evet yüz senede bu kariyerde bir tane oyuncu geldi. Bu bizim hatamız, problemimiz olarak söylüyorum. Bu benim şansım biraz yoksa benden daha iyi oyuncu elli tane vardı. Bence de var benden daha kaliteli oyuncular vardı ama bu kariyere gelebilen az oyuncu vardı. Bunu anlatmak istedim. Bir sorunu bir çözümle anlatmaya çalıştım ama bu anlatım şekliyle 'Arda Turan gibi biri yüz senede bir gelir' diye bir gazetecilik yaparsanız; ne sorunu çözmeye gidebiliriz, ne de insanlara anlatmak istediğimizi anlatabiliriz" diye konuştu.
Küçüklüğünden beri yoğun tempoda çalışarak hayatına devam ettiğini belirten yıldız futbolcu, "11 yaşından beri doğru düzgün Temmuz ayında denize girmiyorum, Ağustos ayında denize girmedim. Hayatım çalışarak geçti. Yani bu kadar çalışmış bir insana 'ah yan gel yat keyfine bak' Bazen bence saygıyı kaçırıyoruz. İnsanları sevmeyebiliriz ama saygıyı gerçekten çok kaçırıyoruz. Yani benim hayatımda da saygıyı bana karşı kaçıran veya benim kaçırdığım bir sürü an var. Ben kendi hatalarım için de üzülüyorum ama bu saygı konusunu bence karşılıklı çözmemiz lazım. Çünkü iyi bir yere doğru gitmiyoruz. Bugün bana yaramayan, size zararı olan ya da bana zararı olan yarın bir başkasına da zararı olacak. Bence hep beraber güzelleştirmeliyiz. Yani ben kariyerimi dört beş sene daha belki sekiz sene on sene daha oynayabilirim. Ama bu ülkeye futboluna sporuna hizmet etmek istiyorum daha bir sürü şey yapabiliriz" şeklinde konuştu.
Barcelona'da ayrılmasının başka Lionel Messi ve diğer oyunculardan kaynaklanmadığına vurgu yapan Turan,"Messi'nin söylendiği gibi bir ağırlığı vardır ama benim Barcelona'dan ayrılma sebebim yüzde bir bile Messi değildir, çok iyi arkadaşımdır yani Barcelona'daki oyuncularla hala görüşüyorum. Barcelona'dan buraya gelenler var. Neymar'la Dani Alves'le bazen Pique'yle konuşuyorum. Hatta Tenis Federasyon Başkanımızı Pique ile buluşturdum. Türk Hava Yolları ile buluşturdum. Davis Cup gibi bir organizasyonun CEO'luğunu yapıyor. Şimdi kendisi belki Türkiye'ye getirmeye çalışacak. Bunun için bile uğraşıyorum. Yani bununla ilgili hiçbir sebep yok. Benim Barcelona'dan ayrılma sebebim Luis Enrique ile takımın on ikinci oyuncusuydum. Takımın jokeriydim, çok fazla süre buluyordum. Valvarde gelince bana bu şansı tanımadı. Ben de oynayamadığım bir yerde mutlu olmadığım için taktiksel sporun içinde olacak sebeplerden dolayı ayrıldım. Çok basit yani o kadar basit ki hayatta bazen basite bakmak zor oluyor. Bu kadar. Barcelona'dan bu sebepten ayrıldım. Kimse bana git demedi. Ben kendim oynamadığım için ayrıldım. Yani ben Barcelona'da hala kalabilirdim, hala oturabilirdim ki birçok insan bunu tercih eder ama bu benim tercihim değildi. Ben her zaman mücadele etmekten, çalışmaktan yanayım. Yani Barcelona'dan ayrılış sebebim Barcelona'ya gitme sebebimle hemen hemen aynı, çalışmak ve mücadele etmek" açıklamasını yaptı.
Yeniden Atletico Madrid'te oynarken Barcelona'dan teklif gelmesi durumunda yine aynı tercih yapacağını dile getiren milli oyuncu, "Yüzde yüz yaparım. Çünkü Barcelona bir hayal. Sizin mesleğinizde ki en üst seviye neyse bir futbolcu için de Barcelona en üst seviyedir. Başka bir şeye geçiyorsunuz; ülkenizi temsil ediyorsunuz. Barcelona resmi sosyal medya hesabından oyuncularıyla birlikte Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyordu. Yani bunu hangi parayla, hangi ilişki ile yaptırabilirsiniz? Barcelona'ya gittim sponsorluk transferi dediler, ver bakalım 100 milyon Euro Türkiye'den bir oyuncu alacaklar mı? Şu oyuncuyu al de alırlar mı? Yani bu kulüpler böyle şeylerle hareket ederler mi? O yüzden dediğim gibi Barcelona'ya mutlaka giderim. Bir hayaldi bence ve bu hayal hala birçok gencin hayali.. Bir çizgi, bir çıta olarak düşünüyorum" dedi.
Arda Turan, Atletico Madrid formasıyla önemli başarılara imza atması ve taraftarlar tarafından çok seivlen bir futbolcu olmasını için şunları söyledi:
Atletico Madrid hayatımın en güzel günlerini yaşadığım yerlerden bir tanesi. Oradaki yeni stadın yolunda kendi ismime ait bir plaket var, kazanılmış beş adet kupa var, kaybedilmiş hayatımda ki en üzüldüğüm anlarından bir tanesi: Şampiyonlar Ligi finali var. O yüzden Atletico Madrid bana başka bir unvan kattı ve Atletico Madrid camiasına başta başkan Migele, Simione hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Her zaman kalbimde ayrı bir yerleri var çünkü bana başka bir statü, başka bir level verdiler. O yüzden başka hissettiriyor Atletico Madrid'i duyunca duygulanıyorum yani çok güzeldi oradaki günlerim. Atletico Madrid'deki hikaye tamamlanmış bir hikayeydi. O yüzden Barcelona'ya geçtim. Yani başarabileceğimiz hemen hemen her şeyi başarmıştık, birazcık da doyumluluk daha bir Barcelona tatmak istiyordum ve böyle bir şey oldu."
İnsan ilişkilerine kadın erkek olarak bakmadığını söyleyen Arda Turan, "Ben insanlara kadın erkek diye bakmam. Benim her zaman insan ilişkilerim çok iyi oldu. Eşim, dostum, arkadaşlarım... Hayatımda ki insanlarında hep kıymetini bilmişimdir. Eşim dostum kim olursa ve hangi konumda olursa.. Bu sorunun cevabına yani değer konusuna girersek; değer bir kıvam belirtme.. Aslıhan'ın benim gözümde bir değeri yok. Eşime gerçekten çok aşığım ve onun değeri bende paha biçilmez. Yani öyle bir değer yok. Bir defa bana dünyanın en güzel şeyini verdi, oğlumuzu verdi. O yüzden ona minnettarım. Ona her fırsatta teşekkürlerimi sunuyorum. Eve döndüğümüzde, geriye döndüğümüzde, içeri kapandığımızda beni o kadar iyi tanıyor ki... Sorunları, o sıkıntıları yaşadığım anda neler hissettiklerimi... Çünkü bazen sorunları konuşmaktan hoşlanmıyorum. Yoruluyor insan "Ben şöyle değildim, ben böyle değildim." Ya 100 kere Türk Milli Takım kaptanı olmuşum, 17 kere 17 maç inanılmaz bir seri yakalamışız. İlk maçta Hırvatistan'a ıslıklanıyorum. Neden ıslıklandığımı bilmiyorum. Bunu nasıl anlatayım. Bu ne primmiş? Ne primi ya, ne parası" diye konuştu.
2016 Avrupa Şampiyonası'ndaki prim krizi ile ilgili olarak da Turan, "Prim krizi yoktu. Prim diye bir kriz yoktu. Milli Takım Hocası da söyledi, ben de söyledim. Personelin yatmamış primleri vardı. Orada onlarla ilgili bir konuşma vardı. Bu kadar bir tartışma, bu kadar. Personelle alakalı. Orada oyuncular da zaten federasyon da gereğini yaptı. Oyuncular da kendi ceplerinden -sağ olsunlar hiçbiri de beni kırmadılar- çalışan personele para ödedik. Neden? Oradaki malzemeci, masör, çalışan hayatlarında bir para kazanıp belki kendilerine bir ev alırlar, bir araba alırlar bir şeye girerler diye. Bu konu bu kadardı. Bir şeyin farkında mısınız? Bu prim krizinden herkes sıyrıldı. En tepedeki, en yukardaki, en arkadaki, en öndeki, en yandaki bir tek Arda kaldı. Kötü çocuk Arda. Neden haksızlığın karşısında durdu. Eksik bir şey vardı "Tamamlasak mı?" dedi, mücadelesini etti. Bir prim krizi oluşturuldu, suni bir kriz ve herkes temiz. Koskoca ülkede bir tek ben suçluyum. Eyvallah. Ne yapalım canları sağ olsun" ifadelerini kullandı.
Futbol dışında isminin çok fazla gündeme gelmesinden dolayı yaşadığı sorunları dile getiren Arda Turan şöyle konuştu:
"Artık tartışmadan kavgadan çok yoruldum. Uzlaşmacı, barışçıl, kimseden de bir şey istemiyorum ama daha sakin daha anlayışlı olsunlar. Çok yoruldum çünkü. İnsanın evladı olunca da konulara daha merhametli bakıyor vallahi daha sakin ya. Ya aslında birçok şeyi herkes gibi yapıyorum ama benimkiler problem oluyor. Aslında ben de sizin gibi yapıyorum ama ben yapınca problem oluyor. Ya bir kere babamın arabasını aldım. Her gün yeni arabayla geziyor diye manşetler. Birazcık da iş Arda haberine döndü açıkçası. Hani Arda'ya vuralım da okunsun. Sen de gazetecisin, gazeteci eşin dostun da var.. Benim çok yakın arkadaşlarım vardı. O gazete müdürleri ile yakın arkadaş.. "Ee yapacak bir şey yok. Arda da idare edecek artık" diyorlardı. Ee ne diyeyim şimdi ben böyle denince.. Her yerde bunu görüyoruz. Hikayesi var, sanki ben her yere gidiyorum, her yerde Arda ya. İnanır mısın? Çekildiğimin en az 5-10 kat fazlasını gazeteci çocuklardan rica etmişimdir. Allah aşkına beni çekmeyin çocuklar diye. Orada bizim Nuriler, Recepler bir sürü Emrahlar.. Bir sürü magazinci kardeşim var. Bilirler yani.. Çekmeyin çocuklar beni yeter insanlara küfür ettirmeyin yeter yani yeter."
Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim'in babası Talat Terim'in vefatından sonra Fatih Terim'i hemen arayarak başsağlığı dilediğini dile getiren Turan, "Ya yakışıyor mu bizim ülkemize görünen baş sağlığı demek... Talat Amca, Allah rahmet eylesin. Kendisi hayır duasını aldığımız, daha önce konuştuğum bir büyüğümüzdü. Hocamızın da başı sağ olsun tekrardan duyduğumda da ilk kendisini telefonla aradım hocamızla da konuştum. Biz böyle insanlar değiliz. Duyar duymaz aradım, aramaz mıyım? Olur mu öyle, şey duyar duymaz aradım. Bir baba vefat etmiş, orada hemen aradım. Yani fırsat olsa cenazesine de giderdim. Ama biz çalışıyoruz. Kulübümüzü temsilen başkanımız gitti. Öteki tarafta rahmetli Zafer Çika, abimizdi beraber yedik, içtik, güldük. Cenazesine gidemedim. Serdar Özkan canım kardeşim. Annesi vefat etti. Allah rahmet eylesin. Cenazesine gidemedim, kendi babaannemin cenazesine gidemedim. Bizim mesleğimiz böyle bir meslek ama görünen baş sağlığı nedir? Ben görünen baş sağlığı dilemiyorum kimseye, dilemeyeceğim de. Ben o taraftar mutlu olacak diye.. Ahmet, Mehmet mutlu olacak diye, olur mu? Ya burada acı var, acıyı paylaşıyorsunuz. Allah gani gani rahmet eylesin. Duasını da etmişimdir, ederim de her zaman.. Öyle şey olmaz, o başka bir konu" diye konuştu.
Arda Turan, oğlu Hamza Arda'nın doğumundan sonra Fatih Terim ile görüşüp görüşmediği ile ilgili soruya da şöyle cevap verdi:
"Ya hoca aramadı. Şundan dolayı aramayabilir yani bir tarafta ölüm bir tarafta doğum var. Bir tarafta üzüntü, bir tarafta sevinç var. Hani üzüntülere ve sevinçlere verilen tepkiler aynı olmayabilir. O yüzden mutlaka ki 'a çocuğu oldu' iyi şeyler geçirmiştir içinden. O yüzden hiçbir problem yok."
2016 Avrupa Şampiyonası'nda İspanya ile Türkiye arasındaki mücadelede Türk taraftarların tepkisi ve İspanyollarında desteği için Turan, "17 maç ile tarihteki en iyi ikinci seri. Yani iki tane var birincisi, ötekisine imza atmışız. Avrupa Şampiyonası'na gelmişiz, her şey güllük gülistanlık Hırvatistan'a yeniliyoruz. İki maç daha var hem de üç takım çıkıyor gruptan çıkma şansımız da var ve ben ıslıklanıyorum neden? Ya yüz kere milli olmuş bir insanı sen neden ıslıklarsın neden ya bana sebebini söyle. Buket Hanım böyle bir şey yok. İşte diyorum ya bu yanlış. Benim tabii ki hatalarım olabilir ama gel turnuvadan sonra oturttur ne olmuş ne etmiş konuş. Avrupa Şampiyonasında 20 bin İspanyol Arda Turan diye bağırırken 20 bin Türk'ün 10 bin'i beni ıslıklıyordu. Yani İniesta neden beni teselli ediyor, neden? Neden beni? Sarıp sarmalamadılar ki ben, niye kimi? Kim bana sarılmak istedi de ben ona sarılmadım? Kim bana tokat atmak istedi ağabey gibi de ben yanağımı uzatmadım? Kim kulağımı çekmek istedi, ben kulağımı uzatmadım? Söylesinler. Söylenecek çok şey var, dökecek çok şey var da hep toparlamaya çalışıyorum. Yani içimde toparlamaya çalışıyorum, neden biliyor musun? Cengiz yaşamasın diye, o seviyeye gelsin ona da yaşatırlar. Hakan Çalhanoğlu yaşamasın diye ama o Avrupa'da yetişmiş onun biraz daha avantajı var. Ya neden 17 maç sonunda Hırvatistan maçında ne oluyor abi? İspanya maçında ne oldu? Yani 5 ay önce 6 ay oynamamış.. Arda Hollanda maçında gol atıp asist yapıp Avrupa Şampiyonasına gitmeye katkı yapıyor. Oraya geldiğinde ıslıklanma. Değerim hep bilindi çok şükür ama ben ülkemize daha iyi hizmet, daha büyük başarılar kazanabilirdik diye düşünüyorum. Ben inanıyorum ki biz doğru davransaydık, kalbimizi iyi tutsaydık Çek Cumhuriyeti'ni 2-0 yendiğimizde, o İrlandalı, o kafayı atamayacaktı. Biz birlik olamadık. O hissiyatı veremedik sonra arkasından bir turnuva daha gitti. Kavgalarla gürültülerle, tartışmalarla ne olduğu belli olmadı. Şimdi işte Allah'tan çok iyi enerji yakaladı milli takımımız inşallah da böyle devam eder" açıklamasını yaptı.
Ünlü futbolcu Arda Turan, şarkıcı Berkay ile arasında yaşananların hukuki sürecinin devam etmesi nedeniyle açıklama yapmanın çok doğru olmadığını dile getirirken şunları söyledi:
"Sadece dava sürecinde olduğu için bu konularla ilgili konuşmam normal değil ama orada barda yaşanan tartışma iki erkek arasında hoş değil tabii ki.. Orada bi hata var, yanlışlık var. Hastane işi de aslında göründüğü gibi değil. Gayet normal bir konuşmaydı neyse benim bu konuyla ilgili tek söyleyeceğim şey şu; ben hayatım boyunca hiç kimsenin eşiyle alakalı böyle bir ahlaki durum içinde olmadım, girmedim. Böyle bir şey kesinlikle ve kesinlikle, asla ve asla yoktur. Öteki hatalar konuşulur, edilir dava süreci ama yine net ve net şekilde söylüyorum bu ülkede herkes kimin ne olduğunu bilir. Eğer konu bu kadar hassassa sabah 6'da gazete aranmaz. Bu işin reklamı olmaz. Bu konularla ilgili tek söyleyeceğim budur. Davalar bitsin ben yine uygun bir şekilde, uygun olanları söyleyeceğim. Bu konuyla ilgili başka bir hassasiyetim var. O kadar Barcelona'da Madrid'de yaşadım, o kadar evime gelen giden oldu, dostların sessizliği üzdü beni, haklı olduğumu bildikleri halde neden? Aman bize bir şey olmasın, bir toplum baskısı.. Harala gürele oldu ya ilk günler, sonra da bi sürü gazeteci aradı. "Aa Ardacığım kusura bakma, olay öyle değil böyle değil" falan.. Onları da geçiyorum, beni dostlarımın sessizliği üzmüştür, bilsinler. Bunu ilk defa burada söylüyorum. Onlara söylemedim. Hepsi eşleriyle kız arkadaşlarıyla.. Onları, bir Türkiye ağırladım İspanya'da. Canları sağ olsun. Ama sessizlikleri beni çok üzmüştür. Onlar kendilerini bilirler. Ama Arda yine onların her sıkıntısı olduğunda maddi manevi her zaman yanlarında olmuştur. Arda cengaver zaten kesilip, doğranıp, biçilmeye hazır bu ülkede. Olsun bu konuyla ilgili söylemek istediklerim bu kadar, tatsız bi olay, gerçeği yansıtmayan bir olay ama yine söylüyorum asla bu iftirayı kabul etmiyorum. Benim kulübüm olduğu için, milli takım sorumluluklarım olduğu için sesimi yükseltmedim. Çok fazla bu işler hassas olduğu için bizim konumumuzda bu işler hassastır. Bu kadar sağa sola düşmez, o yüzden. Biz iyi gün dostu da arıyoruz artık biliyor musunuz? İyi günümüzde de bizi kıskanmayan, bizim sevincimizle sevinen.. Onları da özledik. Artık zor günleri kendimiz atlatıyoruz ama iyi kazanırken acaba bizimle seviniyor mu diyoruz artık."
Türkiye Futbol Federasyonnu ve Galatasaray ile ilgili gelecek dönemde bazı hedeflerinin olduğunu söyleyen Turan, "Şimdi yüzde yüz böyle hedeflerim var, böyle hayallerim var. Hedeften önce hayal çünkü daha hayal kuracak yaştayım. Çünkü saha kenarında da futbola hizmet edebilirim. Bu devam edebilir ama buralara geldiğimde şahıstan çok bir sistem kurmak istiyorum çünkü Türkiye'deki problem bu. Ben geldiğimde bir şeyle devam ediyorum, siz geldiğinizde siz başka bir şeyle devam ediyorsunuz. Artık seviye öyle başka yerlere gitti ki.. Atıyorum siz bir takımın başına geliyorsunuz, o takımın sağlık ekibini de değiştiriyorsunuz.. Benim anlamadığım şey tıp da mı değişti yani o yüzden sizden Buket'ten Arda'dan Ahmet'ten Mehmet'ten önce bir sistem oturtturmalı, bir sistem yerleştirmeliyiz. Benim hedefim camiama, kulübüme, federasyona, ülkeme mutlaka hizmet etmek istiyorum yönetici bazında.. Çünkü orada gördüklerimi, Avrupa'da gördüklerimi yansıtmak istiyorum ama kendi şahsi fikirlerimle değil sistemle.. Oradaki sistemleri buraya getirmek istiyorum. Çünkü ben gittiğim zaman da bana bir şey olduğu zaman da Ahmet geldiğinde de aynı sistem üzerinden düzeltmeler yaparak devam etsin diye. Yazık günah yani, hayır kulüplerde çalışan başkanlara da yazık günah.. Emek veriyorlar, uğraşıyorlar işte.. Ali Koç'udur, Mustafa Cengiz'idir, Fikret Orman'ıdır, sayın Trabzon Başkanı Ahmetoğlu'dur her yerle uğraşıyorlar.. UEFA'ya gidiyorlar bu insanların bir iş kimlikleri, bir başka kimlikleri var toplum nezdinde. Çok yoruluyorlar yani neden Real Madrid gibi yönetmesinler, Atletico Madrid gibi yönetmesinler. Geliri gideri belli, dengesi belli, her şeyi belli şekilde" dedi.
Algı nedeniyle başarıların konuşulmadığı magazinsel olayların daha çok gündem olduğunu belirten Turan, "Algı gerçeği geçiyor. Çünkü sen Avrupa'da 11 kupa kazanmış, final kazanmış bir insanın, o başarısını yansıtmazsan, bu tarafını yansıtırsan, bunu alırsın. Bakış açısı. Hep bunu söylüyorum. Yani kimse gelip bana UEFA Kupası yolculuğumuzu sormuyor. Kimse gelip bana Süper Kupa finalinde Chelsea'ya nasıl dört tane gol attık diye sormuyor. Herkes magazini merak ediyor, saati merak ediyor, arabayı merak ediyor, 'napıyosun'u merak ediyor.. Ee öyle olunca, ben ne yapayım Buket Hanım? Ben insanlara, çocuklara, gençlere bunları anlatmaya çalışıyorum. Bana dediler ki 'a vizyonsuz şöyle böyle Barcelona'ya gittiğinde kapat her şeyini' falan 'Neden kapatayım?' dedim. Her şey açık olacak, çocuklar her şeyi görecek. Gelebildiği kadar insan gelsin, gelebildiğimiz kadar çocuğa ulaşalım diye.. Yani ben bu yolda gittim, doğru yanlış.. Belki yanlış olmuştur. Ben size baktığım zaman bin tane kusur görürüm ama bin tane de güzel şey görürüm. Bakış açınızla alakalı bir şey bu, ben bir şey yapamam ki.. Bu insanların sorunu.. Ben buraya baktığım zaman yüzlerce güzel şey görüyorum. Bir anda kahramansın, bir anda hain olabileceğin bir seviyede, bu kadar uzun sene oynayıp başarılar kazanmışsın. Ya bunu bazen kendi kendime evde konuşurken "Bu tırnaklarınla kazıya kazıya geldin Arda, bunu unutma" hani çalış diye kendi kendime konuşurken dalıyorum, böyle yapıyorum. Hala çok çalışıyoruz, hala çok düşünüyoruz. Futbol gelişiyor. Bir defa 90 dakikası, başka bir 90 dakikasına hiç benzemeyen bir oyunun içindeyim. Hep yenileniyor. Basketbol birbirine benzer, tenis benzer öteki benzer ama bu iş hiç benzemiyor. Tiyatroda tekrar var ama bu 90 dakika diğerine hiç benzemiyor" diye konuştu.
Gazeteci Bilal Meşe ile arasında yaşanan olaylar nedeniyle de pişmanlığını dile getiren 32 yaşındaki futbolcu, "Öncelikle burada bir pişmanlığım var. Bilal Ağabey'e bunu yaptığım için çok üzgünüm ama şöyle bir şey var. Bilal Ağabey benim evime en çok giren gazeteciydi. Bana hiçbir şey sormadan Bilal Ağabey yazılı bir imza görünce 'Ah bu paranın gözü kör olsun' diye çok kırıldım. Bilal Ağabey'e de uçakta onu sordum, dedim ki; Sen buradasın, federasyon başkanı, hocamız, yöneticiler herkes burada.. Buyur ağabey, ben kimden bir lira para istemişim söyle, cevap vermedi bana. O günden sonra benimle selamı sabahı kesti. Ben ona üzüldüm. Bilal Abi'ye yaptığım davranış 100'de 100 haksız, ondan özür diliyorum. Bunu yapmasaydım da kendimle çelişirdim, ona bunu sormasaydım... Ama öteki konuda haksızım, yine o pişmanlığı, o üzüntüyü hissediyorum. Milli takımı bırakma sebebim de böyle bir yanlış yapınca, hata yapınca, arkadaşlarım, hoca dahil o zaman milli takımı bırakmamı istemediler ama bu davranışı yapıp milli takımda kalmak doğru değildi. Milli takım futbolcusuna yakışmazdı, kendi cezamı kendim kestim" şeklinde konuştu
Medipol Başakşehir'e transferi ve o dönemde isminin Galatasaray ile anılmasıyla ilgili olarak da Arda Turan, "Bir defa Göksel Ağabey bu transferi yaparken ona da çok ayrı teşekkür ediyorum, dedi ki "Arda hiçbir zaman Galatasaray camiasını kaybetmezsin, Galatasaray her zaman senin camiandır onu bilerek hareket et." Sağ olsun bu benim gönlümü hep rahatlatır. İkinci şu Galatasaray beni hiçbir zaman istemedi, inanıyor musunuz buna? 'Komik bir teklif geldi' diye bir lafım var benim. Mehmet Arslan'da buralardadır ,Tayfun Ağabey (Bayındır) de burada.. Onlara da sorarsınız 'komik bir teklif'.. Neden demiştim biliyor musunuz? Çünkü basında gazetecilere söylemişlerdi. Şimdiki yönetimi ve Galatasaray'ın hocamızı ayrı tutuyorum, bu konuyla alakalı onlarla ilgili hiçbir şey yok.. Daha önceki yönetimden hiç kimse beni istemedi ki.. 6 aylık dönemde boştum, müsaittim. Galatasaray Başkanı 'Arda ekonomiyi tercih etmiştir' dedi. Nasıl ekonomiyi tercih edeyim? Hayatımda iki tane tercih hakkım oldu da ben mi ekonomiyi tercih ettim. Galatasaray benim camiam, Galatasaray Başkanı'na veya başka insanlara benim cevap vermem doğru olmaz ama ben Galatasaray'a hayatım boyunca hiç yanlış yapmadım. 13-14 milyon Euro kazanarak gittim, dünyanın her yerinde 'Galatasaraylıyım' diye söyledim. Ben rakiplerimizden de teklif aldım. Ne yaptığım ortadadır, hangi cevapları verdiğim ortadadır. İsteyen istediğini söyleyebilir. Bu söylediklerimde Sayın Fatih Terim'i, Mustafa Cengiz'i ayrı tutuyorum çünkü onlarla ilgili hiçbir şey yok. Mustafa Cengiz her zaman gayet kibardır. Bundan önceki dönemde ki durumlarla ilgili konuşurum. Ayhan hoca ve Tudor oradaydı, onlara da sorsunlar. Gelmedi, gelmedi! 'Galatasaray beni istemedi' diyemiyordum, utanıyorum insanlara ne diyeyim? Yani o zaman da oynarken Galatasaray beni istemedi. Bir kamuoyu yoklaması yapıyorlar, biraz taraftar, bir kaç mesaj.. O zaman tamam.. Ne yapayım ben Galatasaraylıyım ama Başakşehir ile en büyük hayallerimi yaşayacağım inşallah" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 2018 Dünya Kupası Elemeleri I Grubu maçında sahasında İzlanda'ya 3-0 mağlup olduğu mücadelede 60'ıncı dakikada yerini Emre Mor'a bırakan Arda Turan, sahadan çıkarken gülümsemesi ile ilgili soruya da şu açıklamayı yaptı:
"Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. İçimde yaradır bu, o kadar büyük bir yaradır ki... Hiç kimse acaba İzlanda'yı ilk yendiğimizde, Selçuk frikik attığında Avrupa Şampiyonası'na gittiğimizde, ne kadar ağladığımı hatırlıyor mu? Bir defa insanların sevinçlerini, üzüntülerini belirtme şekilleri farklı olabilir, evet orada güldüm. Hala daha o maçı hatırladığımda o sinirle evde bazen gülerim. Hayatımda beş maç saysak, en çok üzüldüğüm maç, O'dur. Neden biliyor musunuz? Sebebi şu; Dünya Kupası'na gitme maçımız, Türk tarihi için çok önemli.. Bir şekilde Dünya Kupası'na gitme şansımız var ve şöyle bir şey oluyor. Lucescu, Mister sürekli toplantı yapıyor şöyle bir şey diyor "İzlanda sürekli uzun top atıyor. Onlar bizden daha fizikliler, lütfen kafa topuna çıkmayın. Etrafını kapatın ki düşen topu alalım" bu anlattıklarımı anlayabildiniz dimi? Bizim maçta yediğimiz gole bakar mısınız? Arkadaşlarımı asla eleştirmek için söylemiyorum. Oluyor futbolda ama bu kadar üst seviye, ülkemiz için bu kadar önemli bir maçta, böyle bir gol yedik. Bir sonraki gol "Lütfen merkezlerine oynamayın, çok kapatıyorlar. Kenardan oynayalım ki kaybedeceksek kenardan gidelim" Merkezden kaptığımız topta geçiş yiyip gol yiyoruz ve Dünya Kupası'nı kaybediyoruz . O kadar toplantı toplantı, o kadar izah.. Çalıştığımız yerlerden gol yersek, Arda da oraya çıkarken sinirden gülerek gelir. Çünkü neden? Hayatında en çok istediği şeyi kaybediyor. Benim Türk Milli takımı hayatımda en çok sevdiğim şey. Buna güldü diyenler bence art niyetlidir. Ben hala onun üzüntüsünü yaşıyorum ya. Hala oturup 'O İzlanda maçında acaba şöyle mi yapsaydık? Emrah'a bir pas atsaydım o da gol atsaydı, şöyle mi olurdu?" diye düşünüyorum. İnsanların üzüntülerini, sevinçlerini duygularını belirtme şekillerine bari karışmayalım."