Avrupa'nın kupası Türkiye'nin kupası arasındaki fark

Salı-Çarşamba ve perşembe günleri ile akşamları oynanan müsabakalar ile Ziraat Türkiye Kupası’nda 4. Tur tamamlanmış oldu. Gerçekten irili ufaklı memleket takımlarımız için bir heyecan ve hareket getirmesi beklenen kupamız ne kadar Ziraat, ne kadar Türkiye, ne kadar kupa?

Öncelikle belirtmek gerekir kupanın statüsü futbolun adaletinden ve zayıfın güçlüyü yenme ihtimalini sevmemizden olduça uzak. Pandemi döneminde Avrupa Kupalarında tek maçlı eleminasyon sistemine geçilmiş ve puani düşük olanın evinde oynanması sağlanarak yüksek puanı olan takımla denge oluşturması amaçlanmıştı. 

Ziraat Türkiye Kupasında ise tam tersi bir uygulama bulunmakta, üst ligde bulunan takımın kendi evinde oynaması, alt lig takımının turu geçmesini imkansıza çeviriyor. Zaten oynanan 27 maçta, deplasman takımları sadece 5 kez turu geçebilmesi hatta bu 5 takımdan 2’sinin uzatmalarda turu atlaması bunun en büyük örneği. Daha önce bu konu gündemi getirildiğinde pandemi şartları bahane edilmiş ve alt liglerdeki stadların fizik şartlarının sağlık açısından tehlike oluşturabileceğinden bahsedilmişti. Ancak şükürler olsun ülkemiz coronavirüs pandemisini atlattı. Anlaşılamayan nokta ise neden hala bu adil olmayan statü ile devam ediliyor? Yani ne kadar kupa?

Aslında hikayeyi biraz terse çevirip hep birlikte düşünelim;

Galatasaray Kastamonu ve Pazar deplasmanlarına gitseydi o şehirlerde nasıl heyecanlar olurdu?
Yada Beşiktaş Antalya’nın şirin ilçesi Serik’te oynasa nasıl bir hareketlenme olurdu? Örnekleri fazla çoğaltmak mümkün.

Ayrıca statü gereği, bir önceki yıl süper ligi ilk 4 içinde bitirmiş ve geçen yıl kupa şampiyon olmuş takımlarda belli bir turdan sonra başlıyorlar kupamıza. Yani zaten kendi evinde oynama avantajı üstüne birde 5. turda başlatılıp, avantajlar deyim yerindeyse katmerleniyor! O zaman bu kupa ne kadar Türkiye?

Her uygulamasını örnek aldığımız İngiliz Futbolunun gelenekselleşmiş kupası olan Lig Kupasına bir bakalım ve  2. Tur maçlarından örnekler verelim:

Bizim liglerimize göre 3. lig takımı -İngiltere 2.Ligin orta sıra takımı Stocport ile premier ligin üst sıra kulüplerinden Leicester City ile evinde oynuyor ve maç uzatmalara gidiyor.

Yine bir başka köklü Premier Lig kulübü Everton ise yine deplasmanda 1. Lig ekibi ( bize göre 2. lig kırmızı ve beyaz grup takımı) Fleetwood’u 1-0 zar zor yenip  ve tur atlıyor. Nottingham Forest ise yine 2. Lig ekibi Grimsby ile yine deplasmanda karşılaşıyor.

Almanya bu konuda çok daha sert ve çok daha adaletli. Hangi takım olursa olsun, Alman kupası maçlarında 1. turdan başlamak zorunda ve Bundesliga ekipleri ise deplasmanda oynamak zorunda!

Geçen sezonu 3. sırada bitiren Bayern Leverkusen, 30 Temmuz gibi sezonun çok başında bir zaman diliminde, 3. lig ekiplerinden Elversberg’e 4-3 mağlup olarak eleniyor. Şampiyon Bayern Münich, yine deplasmanda yine 3. Lig ekiplerinden Victoria Köln ile karşılaşıyor. 

En ilginç örnek ise hiç şüphesiz, Leipzeig ile bölgesel lig kuzey grubu takımlarından Teutonia Ottensen arasında oynanan maç olmuştur. Tabiki yine Bundesliga ekibi deplasmanda.

Fransa’da organizasyon biraz daha değişik. Maçlar lig maçları gibi haftasonları oynanıyor. Ayrıca Tüm Ligue 1 takımları son 64 takımın kaldığı ve 3. Tur gibi düşünebileceğimiz bir kısımla kupaya dahil oluyorlar. Örneğin geçen yıl PSG, deplasmanda Ulusal 3. Lig ( bize göre bölgesel amatöre lig) ekiplerinden Aulnoye ile karşılaşmıştı. Yani o ünlü ve popüler hatta şampiyonlar ligi şampiyonluğunu hedefleyen büyük bir kulüp,  Ulusal Lig yani bizim BAL diye dudak büktüğümüz ve pek ilgilenmediğimiz profesyonelliği tartışılabilecek bir takımın sahasında Fransa Kupası maçı oynuyor!

İspanya Kral Kupası'nda statü biraz daha farklı. Öncelikle kupaya katılmak için İspanya 3. Ligin ( bizim ligimize göre Bölgesel Amatöre Lig ) bir altında yer alan liglerdeki takımlar 1. turda ön eleme oynuyor, kazananlar 1. turdan itibaren kupaya başlayabiliyorlar. La Liga’yı ilk 2’de bitiren kulüpler ise son 32 turunda kupaya dahil oluyor ve deplasman oynuyorlar. Diğer La liga ekipleride 1. turdan itibaren kupada mücadele ediyorlar.

Örneğin bu sezon çekilen kuraya göre Atletico Madrid, deplasmanda 3. Lig ekiplerinden Almazan ile karşı kaşıya gelecek. 

İşte verilen örneklerden anlaşılacağı gibi Avrupa’nın futbol ülkeleri, kendi ulusal kupalarındaki heyecanı en üst seviyede tutmak için futbolun ruhuna paralel uygulamalar yapmakta. Böylelikle küçük şehirlerden büyük hikayeler çıkması mümkün gözükmekte ve bu durumda heyecanı daima yüksek tutmakta.

Darısı bizim memleket ligleri takımlarımıza!