"Beceriksizler mangası!"

20.10.2019 - 15:20 | Son Güncellenme: 20.10.2019 - 12:21

"Beceriksizler mangası!"
Beceriksizler mangası! - Bilal Meşe (Milliyet)Beşiktaş’ın sezon başından bu yana üst üstte iki maça aynı kadroyla çıktığına tanıklık etmedik. Bir yanda sakatlıklar, diğer yanda kart cezaları, bir teknik adamın korkulu rüyasıdır! Böylesi negatif tablolarda hiçbir teknik adam, kafasındaki ideal onbirini bulamaz!Kartal’da tam biri iyileşiyor, hop arkadan iki kişi sakatlanıyor! Avcı ne yapacağını şaşırdı. Acaba kurşun mu döktürse? İşin özeti, Avcı’nın güvendiği dağlara, sekiz haftadır karlar yağıyor! Kim mi, elbette Burak Yılmaz, ikinci yarıda net bir pozisyondan yararlanamadığını gibi, 66’da sakatlandı, kenara alındı! Sadece o mu, Diaby iki net, bir de Umut Nayır, o fırsatlar kaçar mı?Bir de şu ofsayt meselesi var, arkadaş net pozisyonlara bayrağı çekin, VAR’ı beklemeyin! Haa fludur, kaçırmışsındır eyvallah. Net, arkadaş net, elinizi tutan mı var?***Tüm bu handikaplara karşın, Avcı’nın Ankaragücü karşısına sürdüğü kadro fena değildi... İlk yarıda eksik Kartal, arzulu, iştahlı ve baskılı bir oyun ortaya koydu. Nitekim bu özellikler istatistiklere de yansıdı, top yüzde 70 Kartal lehine idi. Gelin görün ki, bu özellik pek de pozisyon üretimine biri hariç öyle aman aman yansımalar yapmadı. Örneğin, Diaby, kardeşim topu sürüşün, savunmanın arasından sıyrılışın harika, ya son dokunuş, kötü ötesi! O pozisyonu gole çevirsen, rakibin direnişini kıracaksın, farkında değilsin! Bu yarıda tartışmalı tek pozisyon var, o da Eleny’nin kaleci Korcan’a girişi... Bence, Eleny topa basıyor, kayıyor, ayağı Korcan’ın yüzüne geliyor, yani kırmızı kart ağır olurdu sanki...***Ankaragücü ile ilgili tek satır yazmıyorsak, haklıyız, bir takım doksan dakika savunmasına yaslanır mı? Dişe dokunur bir pozisyonları bile yok! Hadi bunu geçtik, Sedat Ağçay’ın çift sarıdan kızarmasına ne demeli? Rakibin on kişi kalmasıyla birlikte Kartal, baskısını üst seviyeye çıkardı. Çıkarsa ne olur kardeşim, altı pas içinde net pozisyonu Diaby gole çeviremiyorsa, Avcı ne yapsın arkadaş? Umut Nayır’a ne demeli? Ne güzel savunmayı çizgi halinde yakalamışsın, niye panik yapıyorsun, biraz topu sürsen, ya penaltı olur, ya da gol! Nerdeee? Maçın özeti, sen doksan dakika tek kale oyna, üret, atama. Yazık, hem de çok yazık! Şanssızlık falan değil, beceriksizliktir beyler!
Başka Beşiktaş yok... - Şansal Büyüka (Milliyet)Beşiktaş son dört yılında, şampiyonluğu kaçırdığı iki yıl da dahil “yüksek kalite“ kadrolarla oynamıştı... İster “ahh bu paranın gözü kör olsun“ deyin, isterseniz “gelenler gidenleri arattı“ deyin, kabul edelim ki artık Beşiktaş‘ta o “yüksek kalite“ kadro yok...Beşiktaş’ta “yüksek kalite“ kadro olsa, koşmaktan başka futbol adına bir iş yapmayan, özellikle savunma yaparken geniş boşluklar bırakan Ankaragücü karşısında bu kadar zorlanmazdı...Allahı var, sakatlıklar da Beşiktaş‘ın belini fena büktü... Hatta travma yarattı... Bu ligde sekizinci maç, Vida‘ya sorsanız şimdiye kadar kaç stoperle birlikte oynadığını, belki hatırlamaz bile... Resmen “yedi kocalı Hürmüz“e döndü Vida...Herşey bir yana, kaçan fırsatlar, beceri yoksunu vuruşlar, hepsi bir yana... Bitime dört dakika kala, kale boşken, top Diaby‘e “beni ağlarla buluştur“ diye adeta yalvarırken, o gol vuruşu için bu kadar geç kalınır mı? Kulusiç’in vuruşu kesen hamlesine izin verilir mi?Elbette Burak Yılmaz da, Türkiye‘nin en büyük golcüsü de kendini, yani eski Burak Yılmaz‘ı arıyor. Bu kadar ağır sakatlıklar, bu kadar ayrı kalmalar Burak‘ı doğal olarak çok geriye çekti. Bir de şu var; Burak‘a, savunmanın arasına derin toplar atarsanız, o toplarla buluşturursanız, Burak‘ı hiçbir savunma yakalayamaz. Ama Ankaragücü maçında Burak çıkana kadar o toplardan “yarım pozisyon“ bile alamadı.Ankaragücü‘nün çok çalışmasına, aşırı koşmasına, Beşiktaş‘ın kalite yetersizliği ve beceriksizliği eklenince golsüz beraberlik geldi. Eski Beşiktaş olsa, o “yüksek kalite“ kadro olsa, Ankaragücü kusura bakmasın, bu maç çok farklı bir sonuçla biterdi.Ankaragücü‘nde iki bek; Kitsiou ile Pinto son derece iyi oynadı. Diaby‘nin uzatma dakikalarında gelen pozisyonunda geç kalmasına rağmen, Kulusiç‘in “fırıncı küreği“ gibi uzayan ve gol vuruşunu karşılayan hamlesi tek kelime ile “mucize“nin adıydı. Elbette kaptan Sedat. Bir kaptan hakeme itirazdan, hem de oyundan çıkarken, ikinci sarıyı görür mü, takımını bir eksik bırakır mı, “gemiyi karaya oturtur mu“?.. Sedat 40‘a merdiven dayadı, alkışlanacak bir profesyonelliği var, ama geldi gidiyor bu yönünü hâlâ törpüleyemedi.İlk yarıda, akıllarda Elneny‘nin kaleci Korcan‘ın yüzüyle buluşan tabanı kaldı. Elbette istem dışıydı, çok ağırdı, Korcan’ı Allah korudu, ucuz kurtuldu. Suratı bu darbe ile “çarşamba pazarı“na dönebilirdi. İstem dışı olsa bile bu pozisyon en azından VAR‘ı hak ediyordu.Beşiktaş bundan önce üç deplasman oynadı. Sivas‘la başladı, kaybetti. Gaziantep‘e gitti kaybetti, Trabzon’a gitti, adeta teslim oldu. İlk deplasman puanını Ankaragücü karşısında aldı. Bu istatistik Beşiktaş‘ın doğasına aykırı. Bu sonuçlar Beşiktaş seyircisinin alışkanlıklarına aykırı. Uymaz; camiaya, seyirciye bunu kabul ettiremezsiniz. Ya düzeleceksiniz, ya düzeleceksiniz... Başka Beşiktaş yok...
Koyverme, oyver! - Ali Ece (Fanatik)İnsanların dilinde tüy, kaleminde mürekkep bitti: Bu takımın Cenk gittikten sonra Burak Yılmaz gelene kadar büyük bir gol sorunu vardı. Yaşı ve sakatlık karnesi de göz önünde bulundurularak mutlaka Burak’a alternatif olabilecek kaliteli bir santrfor alınmalıydı! İyi bir alternatif santrfor almayıp maaşların zamanında ödenmesi sorununu da çözemeyenler halen, “Geçmişi boş verelim, geleceğin başkanı seçilecek” diyerek kaçtıklarını zannediyorlar. Dürüst insanlar için gerçeklerin ortaya çıkmak gibi güzel bir huyu vardır yani geçmişten ne kadar kaçabilirsiniz ki? Gerçek yüzünüze mutlaka çarpar: Dün gece Beşiktaş kendisinden daha beter mali sorunlarla uğraşan Ankaragücü karşısında, rakibi 10 kişi kaldığında bile baskı kuramadı. Yakaladığı gol pozisyonlarında oyuncuların bitiricilik kalitesi eksiklikleri herkesin yüzüne çarptı. Bu mevcut kadronun Abdullah Avcı’nın idealindeki oyunu oynayabilmesi imkânsızdı, lakin Ankara’daki gibi başka türlü oynayıp Beşiktaş seviyesinde sonuçlar alması da şu an itibarıyla çok zor gözüküyor.Gecenin sorusuAnkara deplasmanındaki yetersiz oyundan sonra yeni yönetimin seçileceği kongreye en az 13 bin üye gelmezse birden fazla soru ortaya çıkar? Bu üyeler gerçekten varlar mı yoksa bu durumdan rahatsız olup gelmezlerse Beşiktaşlı değiller mi?Maçın starıKulusic yıllardır Ankara’da verilen görevi yapıyor. Sahanın belki en yetenekli 5 oyuncusundan birisi değil ama iyi performansa dönüşmeyen yetenek sadece masraftan ibaret!Maçın olayı86. dakikada, 10 kişi kalan Ankaragücü’nün tam saha pres yapıp Beşiktaş’ı önce çıkarmaması, sonra da ofsayt tuzağına düşürmesi. Ayrıca 90 artılarda halen Beşiktaş 3-0 öndeymiş gibi oyuncuların ağır çekim yan pas yapması da başlı başına olay!Kısa mesaj Konumu tarafsız kalması gereken medya mensupları haricindeki Beşiktaş kongre üyeleri, bugün gidip kime olursa olsun oy vermezsen bu sıkıntı zor biter!
Suçlu aranacaksa hatalı Abdullah Avcı’dır - Ahmet Çakar (Sabah)Kan kaybı devam ediyor. Beşiktaş hem çok kötü oynuyor hem de sakatlıklarda kadro derinliği fazla olmadığı gün gibi aşikâr. Üstelik tam olarak ne oynadıkları da belli değil. Bazı oyuncular asla bu takımda oynayabilecek yetenekte değiller. Bütün organizasyonu Ljajic gibi Beşiktaş'ın en yaratıcı oyuncusu yapması gerekirken ilk 11'de başlayamıyor. Lens ve diğer kanat oyuncuları hatta kanat bekleri oyunda yoklar. Peki o zaman Beşiktaş nasıl gol atacak? Burak gibi Türkiye'nin en etkili forvetlerinden biri Beşiktaş'ta ama hem istediği topları alamıyor hem kanatlara inemiyor hem de formsuz bir dönem geçirdiğinden etkisiz kalıyor. Tabii hatalı ya da suçlu aranacaksa bunun başında da Abdullah Avcı gelmeli. Takım asla iyi gitmiyor. Yeni hoca yeni sistem dedik ama maalesef haftalar geçiyor Beşiktaş toparlanacağına daha da kötü bir görünüm içerisinde. Aslında bütün bunlara rağmen Beşiktaş kazanabilirdi de. Son beş dakikada yakalanan iki mutlak gol pozisyonu var ki atmak kaçırmaktan daha kolay. Diaby'nin kaçırdığı gol inanılır cinsten değil. Köşeye bırakacağına kalenin ortasına vuruyor. Ankaragücülü oyuncu da ayağıyla golü çıkarabiliyor. Hemen ardından da Umut Nayir'ın hem acemiliği hem de belki tecrübesizliği ortaya çıktı. Kaleci ile karşı karşıyayken hem erken vurdu hem de kötü vurdu. Normal bir golcü biraz daha topla ilerler öyle vurur. Sonuçta Beşiktaş her geçen hafta kan kaybediyor. Ve ilerisi için asla ışık vermiyor. Ali Şansalan'a kim ne derse desin ben çok beğendim. İlk yarıda Elneny'nin kalecinin suratına ayakla müdahalesi var. Pozisyonu defalarca inceledim. Ve kasıt unsuru taşımadığını düşünüyorum. Topa hamlesini yapıyor. Ayak topun üzerinden sıyırıyor ve o ayak istemeden kalecinin suratına geliyor. Burada bu olayı kasıt var diye değerlendirmek futbolun mantığına uygun değil.
Milli ara da yaramadıysa! - Cem Dizdar (Fanatik)Başlarda durgun giden Beşiktaş, Atiba/Elneny/Diaby üçgeniyle öne doğru akıp tempoyu ele geçirmeye uğraşırken devreye ülkenin en bildik çözümü girdi; faul. İlk devre faul sayısı 13/4 (maç sonu 17/9) Ankaragücü lehineydi! Oyun sık sık durdu, ancak etkili ataklar da olmadı değil. Ankaragücü hızlı hücum ettiyse de sayısal olarak az oyuncuyla gittiğinden etkili olamadı. Beşiktaş organize ataklarla devre boyu hareketliydi, ancak onlar da gömülü Ankaragücü kalabalığını aşamadı. Yedekten katkı verecek tek isim gibi görünen Ljajic bile sınırlı etki koyunca maç ilk devreye göre daha sıkıcı bir hal aldı. Ankaragücü’nün yapabilecekleri belliydi ama kadrosu dar olsa da Beşiktaş saha içi düzenlemelerle oyuna çeşitlilik getirebilirdi. Bu da olmayınca ‘milli maç arası’nı iyi kullanması beklenen takımlarda fazladan herhangi bir şey göze çarpmadı! Bizlerde ülke vasatını koruyan maçlardan birini daha izlemiş olduk.Gecenin sorusuOyun oynamak yerine bolca faul yapmanın birincil çözüm olduğu bir ligde kaliteden, oyuncu gelişiminden, teknik adam performansından söz etmek mümkün mü?Maçın starıTakımlarının direnç merkezi olan önce Pazdan sonra Kulusic. Sanırım ‘anti kahraman’ olarak da gollük iki pozisyonu kaçıran Diaby gösterilebilir!Maçın olayıGenç hakem Ali Şansalan’ın değişiklik anonsu yapılmışken ‘zaman çaldığı’ ve sanırım itiraz gerekçesiyle Sedat Ağçay’ı üst üste sarı kartlarla oyun dışına göndermesi. Atiba’nın topu yere vurmasında ise benzer uygulamayı göstermedi.Kısa mesajİstatistikleri ne gösterirse göstersin Beşiktaş’ın işi her geçen hafta güçleşiyor. Sahiden, bu oyunun çözümü nerede?
İki takımı değil hakemi seçerim - Erman Toroğlu (Sabah)Ankaragücü toplama bir takım. Çok koşuyorlar, mücadele ediyorlar, fakat belli bir oyun planları yok. Yani, çok pozisyonda boşu boşuna koşuyorlar ve mücadele ediyorlar. Beşiktaş ise daha bir derli toplu görünüyor. Ne yaptıklarını biliyorlar. Ama onlar da iyi oynuyor mu? Hayır...Zaten koskoca 45 dakikada 1 tane pozisyon var, onu da Beşiktaş yakaladı.İkinci yarı başlıyor, maç ilerledikçe Beşiktaş'ın da baskısı artıyor, ama bu baskı da haybeye yurttan sesler! Göstermelik baskı. A.Gücülü oyuncular da yorgunlar, daha fazla kapanıyorlar ama iyi kontratak yapamıyorlar. Yük çok fazla defansa biniyor.Bu arada sahneye A.Gücülü Sedat çıkıyor. Hakeme bir şeyler söylüyor ve atılıyor, muhakkak küfür ediyor. Altını çizerek söylüyorum, böyle bir maçta böyle bir pozisyonda hakeme küfür eden oyuncuya ben 'geri zekalı' derim. Ama futbolcu akıllı adamdır, zeki adamdır; geri zekalıdan futbolcu olmaz.Pekala bunun sebebi nedir? Ben şuna bağlıyorum; çok fazla yük bindi, antrenman noksanlığı var, beyine de oksijen az gitmeye başladı, saçma sapan bir iş yaptı! Bu oyuncu bunu düşme maçında yapsa 'maçı sattı' derler. Bir ikili mücadele olsa, zor ya da kritik bir akını kessen ve atılsan; öpüp başıma koyacağım. Fakat işin enteresan tarafı Beşiktaş, 10 kişi kalan bu A.Gücü'nden yine faydalanamadı.Beşiktaş iyi değil, futbolcuların havası da, teknik heyetin havası da iyi değil.. Bakalım yeni yönetimle birlikte, kımıldayacak mı siyah-beyazlılar. Ankaragücü için bu altın değerinde bir puan.. Ancak bu kadar efor sarf ettikten sonra inşallah haftaya oynayacakları maça daha derli toplu çıkarlar. Hakemi dikkatle izledim. Futbolcularla münasebeti iyi, gördüğünü çalmaya gayret ediyor. Bu maçta bayağı beğendim. İnşallah bundan sonra daha iyi olur. Çünkü bir maşallah diyoruz, ondan sonra bakıyorsunuz ki rezalet! Ama fiziği, duruşu ve hareketleriyle; özellikle de maçı oynatma isteğiyle iyi puan verdim. İki takım ve bir hakem.. İçinden birini seç deseler, hakemi seçerim..
Beşiktaş’ın sezon başından bu yana üst üstte iki maça aynı kadroyla çıktığına tanıklık etmedik. Bir yanda sakatlıklar, diğer yanda kart cezaları, bir teknik adamın korkulu rüyasıdır! Böylesi negatif tablolarda hiçbir teknik adam, kafasındaki ideal onbirini bulamaz!Kartal’da tam biri iyileşiyor, hop arkadan iki kişi sakatlanıyor! Avcı ne yapacağını şaşırdı. Acaba kurşun mu döktürse? İşin özeti, Avcı’nın güvendiği dağlara, sekiz haftadır karlar yağıyor! Kim mi, elbette Burak Yılmaz, ikinci yarıda net bir pozisyondan yararlanamadığını gibi, 66’da sakatlandı, kenara alındı! Sadece o mu, Diaby iki net, bir de Umut Nayır, o fırsatlar kaçar mı?Bir de şu ofsayt meselesi var, arkadaş net pozisyonlara bayrağı çekin, VAR’ı beklemeyin! Haa fludur, kaçırmışsındır eyvallah. Net, arkadaş net, elinizi tutan mı var?***Tüm bu handikaplara karşın, Avcı’nın Ankaragücü karşısına sürdüğü kadro fena değildi... İlk yarıda eksik Kartal, arzulu, iştahlı ve baskılı bir oyun ortaya koydu. Nitekim bu özellikler istatistiklere de yansıdı, top yüzde 70 Kartal lehine idi. Gelin görün ki, bu özellik pek de pozisyon üretimine biri hariç öyle aman aman yansımalar yapmadı. Örneğin, Diaby, kardeşim topu sürüşün, savunmanın arasından sıyrılışın harika, ya son dokunuş, kötü ötesi! O pozisyonu gole çevirsen, rakibin direnişini kıracaksın, farkında değilsin! Bu yarıda tartışmalı tek pozisyon var, o da Eleny’nin kaleci Korcan’a girişi... Bence, Eleny topa basıyor, kayıyor, ayağı Korcan’ın yüzüne geliyor, yani kırmızı kart ağır olurdu sanki...***Ankaragücü ile ilgili tek satır yazmıyorsak, haklıyız, bir takım doksan dakika savunmasına yaslanır mı? Dişe dokunur bir pozisyonları bile yok! Hadi bunu geçtik, Sedat Ağçay’ın çift sarıdan kızarmasına ne demeli? Rakibin on kişi kalmasıyla birlikte Kartal, baskısını üst seviyeye çıkardı. Çıkarsa ne olur kardeşim, altı pas içinde net pozisyonu Diaby gole çeviremiyorsa, Avcı ne yapsın arkadaş? Umut Nayır’a ne demeli? Ne güzel savunmayı çizgi halinde yakalamışsın, niye panik yapıyorsun, biraz topu sürsen, ya penaltı olur, ya da gol! Nerdeee? Maçın özeti, sen doksan dakika tek kale oyna, üret, atama. Yazık, hem de çok yazık! Şanssızlık falan değil, beceriksizliktir beyler!
Beceriksizler mangası! - Bilal Meşe (Milliyet)Beşiktaş’ın sezon başından bu yana üst üstte iki maça aynı kadroyla çıktığına tanıklık etmedik. Bir yanda sakatlıklar, diğer yanda kart cezaları, bir teknik adamın korkulu rüyasıdır! Böylesi negatif tablolarda hiçbir teknik adam, kafasındaki ideal onbirini bulamaz!Kartal’da tam biri iyileşiyor, hop arkadan iki kişi sakatlanıyor! Avcı ne yapacağını şaşırdı. Acaba kurşun mu döktürse? İşin özeti, Avcı’nın güvendiği dağlara, sekiz haftadır karlar yağıyor! Kim mi, elbette Burak Yılmaz, ikinci yarıda net bir pozisyondan yararlanamadığını gibi, 66’da sakatlandı, kenara alındı! Sadece o mu, Diaby iki net, bir de Umut Nayır, o fırsatlar kaçar mı?Bir de şu ofsayt meselesi var, arkadaş net pozisyonlara bayrağı çekin, VAR’ı beklemeyin! Haa fludur, kaçırmışsındır eyvallah. Net, arkadaş net, elinizi tutan mı var?***Tüm bu handikaplara karşın, Avcı’nın Ankaragücü karşısına sürdüğü kadro fena değildi... İlk yarıda eksik Kartal, arzulu, iştahlı ve baskılı bir oyun ortaya koydu. Nitekim bu özellikler istatistiklere de yansıdı, top yüzde 70 Kartal lehine idi. Gelin görün ki, bu özellik pek de pozisyon üretimine biri hariç öyle aman aman yansımalar yapmadı. Örneğin, Diaby, kardeşim topu sürüşün, savunmanın arasından sıyrılışın harika, ya son dokunuş, kötü ötesi! O pozisyonu gole çevirsen, rakibin direnişini kıracaksın, farkında değilsin! Bu yarıda tartışmalı tek pozisyon var, o da Eleny’nin kaleci Korcan’a girişi... Bence, Eleny topa basıyor, kayıyor, ayağı Korcan’ın yüzüne geliyor, yani kırmızı kart ağır olurdu sanki...***Ankaragücü ile ilgili tek satır yazmıyorsak, haklıyız, bir takım doksan dakika savunmasına yaslanır mı? Dişe dokunur bir pozisyonları bile yok! Hadi bunu geçtik, Sedat Ağçay’ın çift sarıdan kızarmasına ne demeli? Rakibin on kişi kalmasıyla birlikte Kartal, baskısını üst seviyeye çıkardı. Çıkarsa ne olur kardeşim, altı pas içinde net pozisyonu Diaby gole çeviremiyorsa, Avcı ne yapsın arkadaş? Umut Nayır’a ne demeli? Ne güzel savunmayı çizgi halinde yakalamışsın, niye panik yapıyorsun, biraz topu sürsen, ya penaltı olur, ya da gol! Nerdeee? Maçın özeti, sen doksan dakika tek kale oyna, üret, atama. Yazık, hem de çok yazık! Şanssızlık falan değil, beceriksizliktir beyler!
Başka Beşiktaş yok... - Şansal Büyüka (Milliyet)Beşiktaş son dört yılında, şampiyonluğu kaçırdığı iki yıl da dahil “yüksek kalite“ kadrolarla oynamıştı... İster “ahh bu paranın gözü kör olsun“ deyin, isterseniz “gelenler gidenleri arattı“ deyin, kabul edelim ki artık Beşiktaş‘ta o “yüksek kalite“ kadro yok...Beşiktaş’ta “yüksek kalite“ kadro olsa, koşmaktan başka futbol adına bir iş yapmayan, özellikle savunma yaparken geniş boşluklar bırakan Ankaragücü karşısında bu kadar zorlanmazdı...Allahı var, sakatlıklar da Beşiktaş‘ın belini fena büktü... Hatta travma yarattı... Bu ligde sekizinci maç, Vida‘ya sorsanız şimdiye kadar kaç stoperle birlikte oynadığını, belki hatırlamaz bile... Resmen “yedi kocalı Hürmüz“e döndü Vida...Herşey bir yana, kaçan fırsatlar, beceri yoksunu vuruşlar, hepsi bir yana... Bitime dört dakika kala, kale boşken, top Diaby‘e “beni ağlarla buluştur“ diye adeta yalvarırken, o gol vuruşu için bu kadar geç kalınır mı? Kulusiç’in vuruşu kesen hamlesine izin verilir mi?Elbette Burak Yılmaz da, Türkiye‘nin en büyük golcüsü de kendini, yani eski Burak Yılmaz‘ı arıyor. Bu kadar ağır sakatlıklar, bu kadar ayrı kalmalar Burak‘ı doğal olarak çok geriye çekti. Bir de şu var; Burak‘a, savunmanın arasına derin toplar atarsanız, o toplarla buluşturursanız, Burak‘ı hiçbir savunma yakalayamaz. Ama Ankaragücü maçında Burak çıkana kadar o toplardan “yarım pozisyon“ bile alamadı.Ankaragücü‘nün çok çalışmasına, aşırı koşmasına, Beşiktaş‘ın kalite yetersizliği ve beceriksizliği eklenince golsüz beraberlik geldi. Eski Beşiktaş olsa, o “yüksek kalite“ kadro olsa, Ankaragücü kusura bakmasın, bu maç çok farklı bir sonuçla biterdi.Ankaragücü‘nde iki bek; Kitsiou ile Pinto son derece iyi oynadı. Diaby‘nin uzatma dakikalarında gelen pozisyonunda geç kalmasına rağmen, Kulusiç‘in “fırıncı küreği“ gibi uzayan ve gol vuruşunu karşılayan hamlesi tek kelime ile “mucize“nin adıydı. Elbette kaptan Sedat. Bir kaptan hakeme itirazdan, hem de oyundan çıkarken, ikinci sarıyı görür mü, takımını bir eksik bırakır mı, “gemiyi karaya oturtur mu“?.. Sedat 40‘a merdiven dayadı, alkışlanacak bir profesyonelliği var, ama geldi gidiyor bu yönünü hâlâ törpüleyemedi.İlk yarıda, akıllarda Elneny‘nin kaleci Korcan‘ın yüzüyle buluşan tabanı kaldı. Elbette istem dışıydı, çok ağırdı, Korcan’ı Allah korudu, ucuz kurtuldu. Suratı bu darbe ile “çarşamba pazarı“na dönebilirdi. İstem dışı olsa bile bu pozisyon en azından VAR‘ı hak ediyordu.Beşiktaş bundan önce üç deplasman oynadı. Sivas‘la başladı, kaybetti. Gaziantep‘e gitti kaybetti, Trabzon’a gitti, adeta teslim oldu. İlk deplasman puanını Ankaragücü karşısında aldı. Bu istatistik Beşiktaş‘ın doğasına aykırı. Bu sonuçlar Beşiktaş seyircisinin alışkanlıklarına aykırı. Uymaz; camiaya, seyirciye bunu kabul ettiremezsiniz. Ya düzeleceksiniz, ya düzeleceksiniz... Başka Beşiktaş yok...
Koyverme, oyver! - Ali Ece (Fanatik)İnsanların dilinde tüy, kaleminde mürekkep bitti: Bu takımın Cenk gittikten sonra Burak Yılmaz gelene kadar büyük bir gol sorunu vardı. Yaşı ve sakatlık karnesi de göz önünde bulundurularak mutlaka Burak’a alternatif olabilecek kaliteli bir santrfor alınmalıydı! İyi bir alternatif santrfor almayıp maaşların zamanında ödenmesi sorununu da çözemeyenler halen, “Geçmişi boş verelim, geleceğin başkanı seçilecek” diyerek kaçtıklarını zannediyorlar. Dürüst insanlar için gerçeklerin ortaya çıkmak gibi güzel bir huyu vardır yani geçmişten ne kadar kaçabilirsiniz ki? Gerçek yüzünüze mutlaka çarpar: Dün gece Beşiktaş kendisinden daha beter mali sorunlarla uğraşan Ankaragücü karşısında, rakibi 10 kişi kaldığında bile baskı kuramadı. Yakaladığı gol pozisyonlarında oyuncuların bitiricilik kalitesi eksiklikleri herkesin yüzüne çarptı. Bu mevcut kadronun Abdullah Avcı’nın idealindeki oyunu oynayabilmesi imkânsızdı, lakin Ankara’daki gibi başka türlü oynayıp Beşiktaş seviyesinde sonuçlar alması da şu an itibarıyla çok zor gözüküyor.Gecenin sorusuAnkara deplasmanındaki yetersiz oyundan sonra yeni yönetimin seçileceği kongreye en az 13 bin üye gelmezse birden fazla soru ortaya çıkar? Bu üyeler gerçekten varlar mı yoksa bu durumdan rahatsız olup gelmezlerse Beşiktaşlı değiller mi?Maçın starıKulusic yıllardır Ankara’da verilen görevi yapıyor. Sahanın belki en yetenekli 5 oyuncusundan birisi değil ama iyi performansa dönüşmeyen yetenek sadece masraftan ibaret!Maçın olayı86. dakikada, 10 kişi kalan Ankaragücü’nün tam saha pres yapıp Beşiktaş’ı önce çıkarmaması, sonra da ofsayt tuzağına düşürmesi. Ayrıca 90 artılarda halen Beşiktaş 3-0 öndeymiş gibi oyuncuların ağır çekim yan pas yapması da başlı başına olay!Kısa mesaj Konumu tarafsız kalması gereken medya mensupları haricindeki Beşiktaş kongre üyeleri, bugün gidip kime olursa olsun oy vermezsen bu sıkıntı zor biter!
Suçlu aranacaksa hatalı Abdullah Avcı’dır - Ahmet Çakar (Sabah)Kan kaybı devam ediyor. Beşiktaş hem çok kötü oynuyor hem de sakatlıklarda kadro derinliği fazla olmadığı gün gibi aşikâr. Üstelik tam olarak ne oynadıkları da belli değil. Bazı oyuncular asla bu takımda oynayabilecek yetenekte değiller. Bütün organizasyonu Ljajic gibi Beşiktaş'ın en yaratıcı oyuncusu yapması gerekirken ilk 11'de başlayamıyor. Lens ve diğer kanat oyuncuları hatta kanat bekleri oyunda yoklar. Peki o zaman Beşiktaş nasıl gol atacak? Burak gibi Türkiye'nin en etkili forvetlerinden biri Beşiktaş'ta ama hem istediği topları alamıyor hem kanatlara inemiyor hem de formsuz bir dönem geçirdiğinden etkisiz kalıyor. Tabii hatalı ya da suçlu aranacaksa bunun başında da Abdullah Avcı gelmeli. Takım asla iyi gitmiyor. Yeni hoca yeni sistem dedik ama maalesef haftalar geçiyor Beşiktaş toparlanacağına daha da kötü bir görünüm içerisinde. Aslında bütün bunlara rağmen Beşiktaş kazanabilirdi de. Son beş dakikada yakalanan iki mutlak gol pozisyonu var ki atmak kaçırmaktan daha kolay. Diaby'nin kaçırdığı gol inanılır cinsten değil. Köşeye bırakacağına kalenin ortasına vuruyor. Ankaragücülü oyuncu da ayağıyla golü çıkarabiliyor. Hemen ardından da Umut Nayir'ın hem acemiliği hem de belki tecrübesizliği ortaya çıktı. Kaleci ile karşı karşıyayken hem erken vurdu hem de kötü vurdu. Normal bir golcü biraz daha topla ilerler öyle vurur. Sonuçta Beşiktaş her geçen hafta kan kaybediyor. Ve ilerisi için asla ışık vermiyor. Ali Şansalan'a kim ne derse desin ben çok beğendim. İlk yarıda Elneny'nin kalecinin suratına ayakla müdahalesi var. Pozisyonu defalarca inceledim. Ve kasıt unsuru taşımadığını düşünüyorum. Topa hamlesini yapıyor. Ayak topun üzerinden sıyırıyor ve o ayak istemeden kalecinin suratına geliyor. Burada bu olayı kasıt var diye değerlendirmek futbolun mantığına uygun değil.
Milli ara da yaramadıysa! - Cem Dizdar (Fanatik)Başlarda durgun giden Beşiktaş, Atiba/Elneny/Diaby üçgeniyle öne doğru akıp tempoyu ele geçirmeye uğraşırken devreye ülkenin en bildik çözümü girdi; faul. İlk devre faul sayısı 13/4 (maç sonu 17/9) Ankaragücü lehineydi! Oyun sık sık durdu, ancak etkili ataklar da olmadı değil. Ankaragücü hızlı hücum ettiyse de sayısal olarak az oyuncuyla gittiğinden etkili olamadı. Beşiktaş organize ataklarla devre boyu hareketliydi, ancak onlar da gömülü Ankaragücü kalabalığını aşamadı. Yedekten katkı verecek tek isim gibi görünen Ljajic bile sınırlı etki koyunca maç ilk devreye göre daha sıkıcı bir hal aldı. Ankaragücü’nün yapabilecekleri belliydi ama kadrosu dar olsa da Beşiktaş saha içi düzenlemelerle oyuna çeşitlilik getirebilirdi. Bu da olmayınca ‘milli maç arası’nı iyi kullanması beklenen takımlarda fazladan herhangi bir şey göze çarpmadı! Bizlerde ülke vasatını koruyan maçlardan birini daha izlemiş olduk.Gecenin sorusuOyun oynamak yerine bolca faul yapmanın birincil çözüm olduğu bir ligde kaliteden, oyuncu gelişiminden, teknik adam performansından söz etmek mümkün mü?Maçın starıTakımlarının direnç merkezi olan önce Pazdan sonra Kulusic. Sanırım ‘anti kahraman’ olarak da gollük iki pozisyonu kaçıran Diaby gösterilebilir!Maçın olayıGenç hakem Ali Şansalan’ın değişiklik anonsu yapılmışken ‘zaman çaldığı’ ve sanırım itiraz gerekçesiyle Sedat Ağçay’ı üst üste sarı kartlarla oyun dışına göndermesi. Atiba’nın topu yere vurmasında ise benzer uygulamayı göstermedi.Kısa mesajİstatistikleri ne gösterirse göstersin Beşiktaş’ın işi her geçen hafta güçleşiyor. Sahiden, bu oyunun çözümü nerede?
İki takımı değil hakemi seçerim - Erman Toroğlu (Sabah)Ankaragücü toplama bir takım. Çok koşuyorlar, mücadele ediyorlar, fakat belli bir oyun planları yok. Yani, çok pozisyonda boşu boşuna koşuyorlar ve mücadele ediyorlar. Beşiktaş ise daha bir derli toplu görünüyor. Ne yaptıklarını biliyorlar. Ama onlar da iyi oynuyor mu? Hayır...Zaten koskoca 45 dakikada 1 tane pozisyon var, onu da Beşiktaş yakaladı.İkinci yarı başlıyor, maç ilerledikçe Beşiktaş'ın da baskısı artıyor, ama bu baskı da haybeye yurttan sesler! Göstermelik baskı. A.Gücülü oyuncular da yorgunlar, daha fazla kapanıyorlar ama iyi kontratak yapamıyorlar. Yük çok fazla defansa biniyor.Bu arada sahneye A.Gücülü Sedat çıkıyor. Hakeme bir şeyler söylüyor ve atılıyor, muhakkak küfür ediyor. Altını çizerek söylüyorum, böyle bir maçta böyle bir pozisyonda hakeme küfür eden oyuncuya ben 'geri zekalı' derim. Ama futbolcu akıllı adamdır, zeki adamdır; geri zekalıdan futbolcu olmaz.Pekala bunun sebebi nedir? Ben şuna bağlıyorum; çok fazla yük bindi, antrenman noksanlığı var, beyine de oksijen az gitmeye başladı, saçma sapan bir iş yaptı! Bu oyuncu bunu düşme maçında yapsa 'maçı sattı' derler. Bir ikili mücadele olsa, zor ya da kritik bir akını kessen ve atılsan; öpüp başıma koyacağım. Fakat işin enteresan tarafı Beşiktaş, 10 kişi kalan bu A.Gücü'nden yine faydalanamadı.Beşiktaş iyi değil, futbolcuların havası da, teknik heyetin havası da iyi değil.. Bakalım yeni yönetimle birlikte, kımıldayacak mı siyah-beyazlılar. Ankaragücü için bu altın değerinde bir puan.. Ancak bu kadar efor sarf ettikten sonra inşallah haftaya oynayacakları maça daha derli toplu çıkarlar. Hakemi dikkatle izledim. Futbolcularla münasebeti iyi, gördüğünü çalmaya gayret ediyor. Bu maçta bayağı beğendim. İnşallah bundan sonra daha iyi olur. Çünkü bir maşallah diyoruz, ondan sonra bakıyorsunuz ki rezalet! Ama fiziği, duruşu ve hareketleriyle; özellikle de maçı oynatma isteğiyle iyi puan verdim. İki takım ve bir hakem.. İçinden birini seç deseler, hakemi seçerim..
Beşiktaş’ın sezon başından bu yana üst üstte iki maça aynı kadroyla çıktığına tanıklık etmedik. Bir yanda sakatlıklar, diğer yanda kart cezaları, bir teknik adamın korkulu rüyasıdır! Böylesi negatif tablolarda hiçbir teknik adam, kafasındaki ideal onbirini bulamaz!Kartal’da tam biri iyileşiyor, hop arkadan iki kişi sakatlanıyor! Avcı ne yapacağını şaşırdı. Acaba kurşun mu döktürse? İşin özeti, Avcı’nın güvendiği dağlara, sekiz haftadır karlar yağıyor! Kim mi, elbette Burak Yılmaz, ikinci yarıda net bir pozisyondan yararlanamadığını gibi, 66’da sakatlandı, kenara alındı! Sadece o mu, Diaby iki net, bir de Umut Nayır, o fırsatlar kaçar mı?Bir de şu ofsayt meselesi var, arkadaş net pozisyonlara bayrağı çekin, VAR’ı beklemeyin! Haa fludur, kaçırmışsındır eyvallah. Net, arkadaş net, elinizi tutan mı var?***Tüm bu handikaplara karşın, Avcı’nın Ankaragücü karşısına sürdüğü kadro fena değildi... İlk yarıda eksik Kartal, arzulu, iştahlı ve baskılı bir oyun ortaya koydu. Nitekim bu özellikler istatistiklere de yansıdı, top yüzde 70 Kartal lehine idi. Gelin görün ki, bu özellik pek de pozisyon üretimine biri hariç öyle aman aman yansımalar yapmadı. Örneğin, Diaby, kardeşim topu sürüşün, savunmanın arasından sıyrılışın harika, ya son dokunuş, kötü ötesi! O pozisyonu gole çevirsen, rakibin direnişini kıracaksın, farkında değilsin! Bu yarıda tartışmalı tek pozisyon var, o da Eleny’nin kaleci Korcan’a girişi... Bence, Eleny topa basıyor, kayıyor, ayağı Korcan’ın yüzüne geliyor, yani kırmızı kart ağır olurdu sanki...***Ankaragücü ile ilgili tek satır yazmıyorsak, haklıyız, bir takım doksan dakika savunmasına yaslanır mı? Dişe dokunur bir pozisyonları bile yok! Hadi bunu geçtik, Sedat Ağçay’ın çift sarıdan kızarmasına ne demeli? Rakibin on kişi kalmasıyla birlikte Kartal, baskısını üst seviyeye çıkardı. Çıkarsa ne olur kardeşim, altı pas içinde net pozisyonu Diaby gole çeviremiyorsa, Avcı ne yapsın arkadaş? Umut Nayır’a ne demeli? Ne güzel savunmayı çizgi halinde yakalamışsın, niye panik yapıyorsun, biraz topu sürsen, ya penaltı olur, ya da gol! Nerdeee? Maçın özeti, sen doksan dakika tek kale oyna, üret, atama. Yazık, hem de çok yazık! Şanssızlık falan değil, beceriksizliktir beyler!

Spor yazarları Ankaragücü ile Beşiktaş arasında oynanan ve 0-0 berabere biten müsabakayı değerlendirdi.

Senin için hazırladığımız haberler