'Beşiktaş sahadan silinip gitti'

19.03.2018 - 09:54 | Son Güncellenme: 19.03.2018 - 09:54

'Beşiktaş sahadan silinip gitti'

Tebrikler Başakşehir - Erman Toroğlu / Fotomaç

Öyle bir maç ki, tam derslik. Artısıyla, eksisiyle… Çok köşe başı yerler var. Mesela; Beşiktaş Şampiyonlar Ligi'nde yürürken futbolcular, Şampiyonlar Ligi'nin yüzü suyu hürmetine bazı şekilde yürüdüler. Peki bu bazı şekil ne? "Mümkün olduğu kadar havayı bozmayalım" dediler. Bu hava bozukluğu neydi peki? Kesinlikle disiplin. Başkandan başlayan, teknik direktörle devam eden ve takıma yansıyan. Öyle şeyler konuştular, öyle beyanatlar verdiler ki sahadaki uygulama bunu göstermedi. Bazı maçlar tavana vurdular, bazı maçlarda sefilleri oynadılar, dibe vurdular. Hiçbir gün belli bir şablonları olmadı. Hep bireysel… Bir gün bir futbolcu çıktı, bir gün iki futbolcu. Maçı aldılar. Ama "Yahu bu Beşiktaş çok güzel, müthiş oynuyor. İki sene evvelki gibi oynuyor" dedirtemediler.

Bunu söylediğimiz zaman da bana kızdılar. Kalemşörleri hep seyirciye pembe baktırdılar. "Kral çıplak" diyemediler. Belki şunu diyebilirsiniz; Yahu kardeşim bir maçta mağlup oldu, sen bu takıma haksızlık yapıyorsun. Bakınız! Böyle diyenlere cevabım şu; Bugün Beşiktaş maçı da alırdı. Zor alırdı ama alırdı. Peki önceki gece iki takımı seyrettik Fenerbahçe ve Galatasaray… Dün gece iki takımı seyrettik Başakşehir ve Beşiktaş. Bunlar ligin ilk dördü…

Elinizi vicdanınıza koyun, taraftarlık yapmayın. Bu dört takım arasında size en keyif vereni hangisi? Özellikle dün akşam ilk bir saatte, yani 10 kişi kalana kadar Başakşehir. Peki bunu niye söylüyorum? Başakşehir'in oynadığı futbolda bir karakter var, bir çalışılmışlık var. Bakın, şimdi size bir benzetme vereyim. Geçenlerde kadının biri bir tweet atmış, "Yahu kuaföre gittim, makyajımı yaptım, en güzel elbisemi giydim, ayakkabılarımı özenle seçtim ama erkekler yine kalçama bakıyor. Bu emeğe saygısızlık değil mi?" demiş. Şimdi Başakşehir'in futbolunu görmemek, çalışılmışlığı inkar etmek, bu kadın arkadaşın dediği gibi emeğe saygısızlık olur kardeşim! 10 kişi kalmasına rağmen Başakşehir'in futbol karakteri bozulmadı. "Beşiktaş'ın kadrosu geniş" diyoruz evet bir tane Adebayor yok. Aslında Başakşehir için şu yorumu yapmak lazım; Adebayor ve çocukları… Başakkşehir büyük maçlarda önemli eksiklerine rağmen, çalıştığı dersleri sahada nasıl ciddiyetle uyguladıklarını bize bastıra bastıra gösterdiler yine dün gece. Tebrikler Başakşehir. Maçın özeti bu!

MELTEM VE POYRAZ!

Hakem kardeşim Halil Umut Meler… Başakşehir'den Caiçara'yı ikinci sarı karttan çok rahat atıyorsun. Medel'i nasıl atamıyorsun? İşte burada şeytanlığın var! Sakın bu şeytanlığa devam etme. Kimse keriz değil! Senin yetiştiğin İzmir'in iklimi biraz yumuşak, denizi de var. Ama futbol oyun kuralları bu kadar meltemi kaldırmaz. Hafif sert rüzgarlar esecek. Ya o meltemi herkese aynı uygulayacaksın ya da birine meltem, birine poyraz yapmayacaksın! Kimse yemez! Dün akşam yemedikleri gibi. Cin olmadan şeytan oluyorsun, böyle sürerse senden de bir halt olmaz.

Farkında değillerdi - Güntekin Onay (Vatan)

BAŞAKŞEHİR geçen haftaki Alanya hezimetinden sonra belli ki bu maça çok iyi hazırlanmış. Müthiş de bir başlangıç yaptılar... İlk 5 dakikadaki yoğun baskı bile ev sahibine 2 gol getirebilirdi. Bu üstünlük ve tek taraflı oyun 30 dakika boyunca devam etti. Maç boyunca her şeyi doğru yapan bir Başakşehir gördük. Fizik olarak, mental olarak yani her anlamda Beşiktaş’ın önündeydiler. Özellikle Tolgay ve Atiba’ya çok iyi baskı yapıp, pas kanallarını kapattılar. Talisca da orta sahaya hiç yardım etmeyip, topla buluşmayınca Beşiktaş mahkum oynadı. Negredo, çok statik, orta sahayla bütünleşmiyor, top almıyor ve buluştuğu zaman da ağır kalıyor.  

İLK yarı boyunca Beşiktaş’ta sahada ayakta kalan sadece Tosic, Medel ve Fabri vardı. Devre sonunda skor 3 veya 4-0 olabilirdi. 2. yarıda daha istekli ve yenilgiye reaksiyon gösteren bir Beşiktaş vardı ama yine de oyun olarak siyah-beyazlılar yetersizdi. Başakşehir sıra dışı bir istekle, sanki hayatının maçını oynuyormuşçasına yüksek konsantrasyonla savaştı. Beşiktaş bu dirence karşılık veremedi. Özellikle Talisca için bir parantez açmak istiyorum. Brezilyalı futbolcu hiç sorumluluk almıyor, oyuna hiç girmiyor, sadece tabelayı değiştirmek için yay civarında dolaşıyor. Gerçekten çok zor bir oyuncu, çıkarsan bir türlü, oynatsan başka türlü.  

TATİLE ODAKLANMIŞLAR  

10 kişi kalan Başakşehir karşısında baskıyı yoğunlaştıran Beşiktaş, rakibi karşısında net pozisyon üretemedi. Son dakikalarda beraberliğe razı olacak bir görüntü ortaya koydular. Başakşehir ise kazanmayı fazlasıyla hak etti ve uzun süren bir aradan sonra ilk kez bu kadar coşkulu ve istekli göründü.  

BAŞAKŞEHİR bu maçın öneminin fazlasıyla bilincindeydi ve ona göre oynadı. Beşiktaşlı futboluların bir çoğu ise görünen o ki bu maçın öneminin farkında değillerdi. Herhalde lig arasındaki tatile odaklanmışlardı.

Avcı'ya alkış borcumuz var! - Attila Gökçe / Milliyet

Süper Lig’in en iyi oynayan iki ekibiydiler. Her türlü arızaya, eksiğe, yanlışa ve kayıplara rağmen eleştirilerle birlikte hem övgüye, hem de takdire layık görülüyorlardı... Maç başladığında gördük ki o en iyilerin buluşmasında sayı 2’den 1’e inmiş. Başakşehir, Epureanu ve Emre gibi iki cezalı oyuncusunun yokluğuna rağmen kalitesinden hiç bir şey kaybetmemişti. Epureanu yoksa Da Costa vardı. Emre yoksa İrfan Can koşuyor, genç enerjisiyle elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Mahmut, Visca, Adebayor, Mossoro ve Elia da istim üzerindeydiler. Abdullah Avcı’nın takımı rakibinden daha çok koşarak, daha çabuk oynayarak, topa daha fazla sahip olarak maça ağırlığını koydu.

En azından ilk yarı için söyleyelim, Beşiktaş belki de sezonun en kötü oyununu dün oynadı. Hepsi de sarhoş gibiydiler. Oyun içinde bulundukları yeri, pozisyonu, rakibin planını filan hiç görmeden ağır çekim bir uyku mahmurluğuyla eh işte, oynuyorlardı. İlk 10 dakikada Emanuel Adebayor’la ne yapacaklarını bir türlü anlayamadılar. M.Başakşehir bu kadar kısa sürede en az üç gol kaçırdı. Beşiktaş’ın yediği gole bakalım. Top Adriano’da Tolgay Arslan yorgun (!) ve şaşkın... Adriano Tolgay’a pas atıyor. O da üç kişinin arasına girip kaybediyor topu. Orada Elia Tolgay’ın ayağına basıyor. Halil Umut Meler  faulü görmüyor. Skoru etkileyen hata yapıyor. İşte Elia’nın gol hikayesi. Halil Umut Meler Mossoro’ya hareketinde sarı kart görüyor, evet. Ama Mossoro da iterek faulü başlatan oyuncu ona da sarı yok mu? Caiçara rakibine faul yaparak ikinci sarıdan dışarı gidiyor, tamam. Aynı karar Adebayor’a omuz atan Medel’e de uygulanmalıydı.

Beşiktaş için önce de belirtmiştik. Evet, takımın belli bir oyun sistemi var. Çabuk oyun, çok pas ve etkili kanat ataklarıyla sonuca ulaşabiliyordu. Dün gördük ki Pepe savunmada yoksa, kimya bozuluyor. Sağ kanatta Quaresma yoksa hücum etkinliği ortadan kalkabiliyor. Özellikle M.Başakşehir’e karşı bu eksiklerle oynuyorsanız, gerçekten gücünüz ve ağırlığınız kayboluyor. Bir kez daha gördük ki Beşiktaş’ın oyun içindeki yaratıcı aklı Oğuzhan yoksa, sistem de eksik - güdük kalıyor. (Bu yıl Oğuzhan pek yetersiz. Böylece gerçek daha iyi anlaşılıyor.)  

Dün 62’de Caiçara’nın kırmızısıyla Başakşehir 10 kişi kalınca Oğuzhan ve arkadaşları topa daha çok sahip olarak etkinlik gösterdiler. Ne var ki Başakşehir savunmada kulelerini dikerek, Beşiktaş’a tek hava topu da bırakmadan, ceza yayının üzerinde yoğunlaşıp duvar oluşturarak bu etkinliği sıfırladı. Negredo iyi niyetli, oyunun içinde çalışkan bir oyuncu. Ama şut ve zamanlama ile ilgili sorunları var. Vagner Love da galiba Beşiktaş’ın aradığı santrfor değil, açık alanların oyuncusu. Talisca da en çok didinen araştıran , golü bulmaya çalışan oyuncuydu, çok talihsizdi. Beşiktaş için alacağı sonuç ne olursa olsun, sezon hiç de iyi geçmedi. Elbette Şampiyonlar Ligi performansına saygımız var ama, ligde galiba şampiyonumuz yaşlandı, yorgun düştü. Şenol Hocamız’ın öfkeli hallerini de unutmayalım...Beşiktaş eline geçen altın fırsatı değerlendiremedi. Maçı kazanan Abdullah Avcı ve ekibini de kutlamalıyız, onlara alkış borcumuz var.

Böyle kazanamazsın -Ömer Güvenç / Vatan

YARIŞTAKİ 4 takımdan haftayı en karlı kapatan Başakşehir olurken, en çok hasar gören de Beşiktaş oldu. Gerçeği söylemek gerekirse Beşiktaş kazanacak bir futbol ortaya koyamadı. Beşiktaş’ın en güçlü yeri orta sahası. Atiba, Talisca, Tolgay.. Hiç biri gerçek performansında değildi. Bu futbolcular oynarsa Beşiktaş neticeye gidiyordu. Ama Abdullah Avcı’nın evlatları bu 3’lüye bırak pas ya da şut attırmayı nefes bile aldırmadılar. Bu 3’lü yok olunca Beşiktaş forvetleri de hiçbir şey yapamadı.   

TEBRİKLER ADEBAYOR  

LENS’İN vücut dili ‘Ben kötü oynuyorum’ diyor. Haklısın Lens.. Vücut dilin doğruyu söylüyor. Negredo kayıp.. Nasıl olmasın ki.. Sağda Jeremain Lens, solda Babel. Adama ne pas verdiler ne orta yaptılar. Kısacası Beşiktaş bu futbolla kazanamazdı ve kazanamadı.  

ABDULLAH Hoca ve Başakşehir’i tebrik ediyorum. Gerçek futbollarını oynamamalarına rağmen inancıyla hak ettiği 3 puanı aldı. Bu arada Adebayor’un iş ahlakını ve profesyonelliğini de ayakta alkışlamak gerekli.

Yanlış taktik - Metin Tekin / Sabah

Derbinin ardından Beşiktaş'tan ne bekliyordunuz, ne buldunuz? Bu maç için iki tane senaryo vardı. Başakşehir kendi oyun düzeninde mi oynayacak yoksa bir plan ile mi Beşiktaş karşısına çıkacaktı? Başakşehir kendi oyununu dikte etmeye karar verdi ve bunu da 60 dakika başarıyla uyguladı. Özellikle başlangıç ve 15 dakikalık bölümde oyuna başlayamayan bir Beşiktaş vardı. Başakşehir ise iki tane net pozisyon buldu ve daha sonra Elia ile oyunu 1-0'a getirdi. Başakşehir çok doğru bir iş yapıyor ve Beşiktaş'ın stoperlerine topu aldırıp ondan sonra baskı yapıyordu. Beşiktaş ise bana göre yanlış bir taktik olan Başakşehir stoperlerine top aldırmayan bir savunma anlayışı ile sahadaydı ve bu da istediklerini sahaya yansıtmasını engelleyen bir anlayıştı.

Başakşehir'in yaptığı en önemli şey ise Tolgay ile Atiba'nın takımla olan irtibatını kesip, kazandığı toplarda etkili olmaktı ki bunu da başarıyla yaptılar. İlk 45 dakikanın hikâyesini tamamen Başakşehir yazdı. Beşiktaş'ın dün eksiği neydi? Eksik olarak bakmamak lazım. Dün gece sahada iki tane kendi oyununu kabul ettirmek isteyen takım vardı. Bunu da 10 kişi kalıncaya kadar yapan Başakşehir oldu. Eksikler değil de kimin kime üstünlüğünü kabul ettireceği önemliydi ve bunu Başakşehir yaptı. Çünkü daha önce Başakşehir'e zorluk çıkaran takımlar bir planla sahaya çıkıyorlardı.

Beşiktaş ise dün 'Ben bu ligin kabadayısıyım' diyerek oyununu kabul ettirmeye çıktı ama yapamadı. Beşiktaş için yenilgi ne ifade ediyor? Eğer bu maçı Beşiktaş kazansaydı şampiyonluğun ilk adayı olacaktı. Ama şimdi buraya kadar gücüyle gelen Beşiktaş acaba bundan sonra ne yapabilir sorusunu akıllara getirdi. Bu maç kazanılsa çok farklı bir şampiyonluk hikâyesi olacaktı Beşiktaş için. Ama tam tersi olarak bakarsak da ayağa kalkan ve lider Galatasaray ile arasındaki puan farkını 1'e indiren bir Başakşehir var. Ha, Beşiktaş çok mu uzaklaştı yarıştan? Hayır ama buradaki kayıp diğer 8 haftaya nasıl yansıyacak? Beşiktaş bunu gösterecek. Ancak en önemli kayıp, lider Galatasaray ile arasındaki puan farkının 4'e yani, tek hamlelik farktan çıkması oldu.

Mükemmel yönetti- Ahmet Çakar / Sabah

Beşiktaş dün gece büyük hayal kırıklığı yarattı... Belki de sezonun en kötü futbolunu oynadılar... Şampiyonlar Ligi grubunda rüzgar gibi esmiş Beşiktaş dün şeklen deplasman Başakşehir karşısında inanın bana tek bir gol pozisyonu bile bulamadı. Hatta bırakın gol pozisyonunu bu pozisyona yakın bir pozisyon bile üretemedi... Sebebi çok açık; bütün oyuncular, çok kötü oynadılar. Talisca, Babel, Tolgay fark yaratan oyunculardır ama dün gece bırakın sıradan olmayı çok kötüydüler. Özellikle ilk yarı Başakşehir ne istiyorsa yaptı. Adebayor'un önderliğinde pozisyonlar buldu, bunlardan birinde de Visca'nın asistiyle Elia'nın mükemmel vuruşu geldi.

Aslında Başakşehir biraz becerikli olsa ilk yarıda ikiyi hatta üçü bulabilirdi. Beşiktaş özellikle Başakşehir'in takım savunması altında ezildi gitti. Üstelik Başakşehir'in Epureanu, Emre gibi iki omurga oyuncusu da yoktu. Buna rağmen kanatları kademeli markaj yapıp yan toplarda Negredo'yu önlü arkalı marke edip, Beşiktaş'ı kilitleyiverdiler. Çok az maç vardır ki, Beşiktaş pozisyon bulamasın.

Çok az maç vardır ki, Beşiktaş yan toplar ya da kanat akınlarıyla pozisyon üretemesin. Ama Beşiktaş dün gece bunların hiç birisini yapamadı ve sahadan silinip gittiler. Dün geceki maçın sonucu Beşiktaş'a şampiyonluk yarışında büyük yara verdi. Başakşehir ise hem aldığı bu galibiyet hem de ortaya koyduğu futbolla Galatasaray'ın ensesine yerleşiverdi. Maçın hakemi Halil Umut Meler için maç hiç kolay değildi... Zaman zaman sert geçti. Ama sahada mükemmele yakın bir hakem vardı. Halil Umut Meler zaten bu sezon iyi maçlar yönetiyor. Caiçara'yı oyundan atarken verdiği ikinci sarı kart yüzde yüz doğru. Bilerek isteyerek Adriano'nun ayağına basıyor. Belki Caiçara'nın ilk sarı kartını tartışabiliriz ama çok sayıda gösterdiği sarı kartların hemen hemen tamamında haklıydı.

Çanakkale geçilmez - Şansal Büyüka / Milliyet

“Bir musibet bin nasihatten iyidir” diye boşuna söylememişler. Başakşehir, geçen hafta Alanya’da yediği ağır darbeden öyle bir ders almış ki, Beşiktaş karşısında müthiş bir başlangıç yaptı. Beşiktaş daha ilk dakikalarda “baskın” yemişe döndü. Sağını tuttu olmadı, solunu tuttu olmadı, göbeği sağlama almaya çalıştı, işe yaramadı. Başakşehir geride kalan haftalardaki bir sağa, bir sola bıktırıcı paslar yerine, sağdan Visca, soldan Elia ile yaydan çıkan ok gibi öyle hızlı, öyle etkili ataklar geliştirdi ki, sağlamlığıyla tanıdığımız Beşiktaş savunması adeta şaşkına döndü.

Başakşehir o kadar etkili oynuyordu ki, “Bu ateşe karın dayanmayacağı” belli olmuştu. Nitekim Başakşehir golü gecikmedi. Ama Başakşehir, rüzgârı arkasına almışken, bu kadar fazla pozisyon yaratmışken bunları hovardaca harcadı. Beşiktaş başlangıç dakikalarında, rakibin yoğun baskısının da etkisiyle, bugüne kadar görmediğimiz ölçüde top kaybıyla oynadı. Yediği gol de zaten Tolgay’ın kaybettiği br toptan geldi. İlk yarının unutulmaz iki pozisyonu vardı. 21. dakikada Lens tam 35 metre “tam gaz” top sürerken, 35 yaşındaki Adebayor o 35 metrede rakibini kovalayıp, Lens’in ayağından topu “terayağından kıl çeker” gibi çaldı.

İlk yarının son dakikasında da Babel... Kendi kaptırdığı topla Beşiktaş savunması 3’e 1 yakalandı. Adebayor ceza alanına girdi, önünü açtı, gol olur olmaz vurmaya hazırlanırken, Babel 40 metre geriden yetişip kaptırdığı topu yeniden kazandı. Böyle bir ilk yarıydı... Hareket vardı, hırs vardı, tempo, çabukluk, iştah... Futbol adına ne ararsanız hepsi vardı. Mossoro’nun sakatlanıp çıkması ile birlikte orta alanda dengeyi kurmayı başaran Beşiktaş da bu ilk yarının son 15 dakikasında vardı. Adeta 30 dakika gecikmeli  maça başlamıştı. İkinci yarının başlangıcı ile birlikte, ilk yarıda olduğu gibi Başakşehir baskını değil, Beşiktaş egemenliğinin sahaya yayıldığını gördük. Üstelik bitime daha yarım saat varken Caiçara atıldı, Elia sakatlığını işaret edip çıktı.

Maç Beşiktaş’a göz kırpmaya başladı. 1-0 yenik olmasına rağmen maç gerçekten Beşiktaş’a göz kırpıyordu. Ama Allah’ı var, Beşiktaş gibi bir takıma karşı bir eksik oynayan Başakşehir, 18 Mart Çanakkale Şehitleri Anma Günü’nde, adeta “Çanakkale geçilmez” diye mükemmel bir savunma yapıyordu. Kim varsa, hepsi canını dişine takıp oynadı. Epureanu’nun yokluğunda Da Costa bile neredeyse kusursuz bir savunma anlayışıyla adeta savaştı. Başakşehir dışında hangi takım olursa olsun, son yarım saatini bir eksik oynadığı Beşiktaş karşısında bu 1-0’lık üstünlüğü koruyamazdı. Ko-ru-ya-maz-dı... Başakşehir ilk yarıda mükemmel hücum etti, ikinci yarıda mükemmel savunma yaptı. Abdullah Hoca’yı ve her bir Başakşehirli oyuncuyu ayırım yapmadan yürekten kutlamak lazım... Beşiktaş için işler artık çok daha zor... Bu maçın özellikle ikinci yarısını izlerken aklıma Gomez, Cenk Tosun, Demba Ba, hatta Aboubakar geldi... Zaten Pepe ile Q7 yoksa Beşiktaş’ta her şey eksik...

Bir de geçmiş yıllardan alıştığın  “vurduğunu atan golcüler” olmayınca, rakibin son yarım saati bir eksik oynamasına rağmen böyle sonuçlar kaçınılmaz oluyor. Artık Beşiktaş için tek alternatif var: Galatasaray’ı Aslantepe’de yenmek... Kolay mı? O da kolay değil... Kabul edelim ki bu saatten sonra Beşiktaş’ın şampiyonluğu da kolay değil... Galatasaray 4 puanla, Başakşehir 3 puanla önünde... Biri kaybetse, diğeri kaybeder mi? Beşiktaş kalan maçların tamamını kazanabilir mi? Beşiktaş’ta şampiyonluğa dair sorular ve sorunlar çoğalıyor.

Büyük darbe aldı - Engin Verel / Akşam

F.Bahçe ve G.Saray arasında oynanan derbinin 0-0 bitmesinden sonra bu maçın önemi daha da artmıştı. Herkes Beşiktaş’ın baskılı oynayacağını düşünürken tam tersi yaşandı. Eğer ev sahibi Başakşehir son vuruşlarda biraz daha etkili olabilseydi, ilk 10 dakikada skor 3-0’a gelirdi. Karşılaşmaya ağırlığını koyan taraf Başakşehir’di. Oyunu her anlamda Beşiktaş’tan daha iyi oynadılar. Beşiktaş’ın geriden çıkarken yaptığı inanılmaz hatalardan biri ise golle sonuçlandı. Tolgay’ın kaptırdığı top ağlarla buluştu. Bu pozisyon öncesinde sık sık aynı problemi yaşayan Beşiktaş, golü yedikten sonra bile yanlışından dönmedi. Başakşehir önde baskı kurarak, ikinci gol için fırsat kolladı.

Burada Adebayor’a da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Onun yokluğunda Alanya’dan fark yiyen Başakşehir, Togolu forvetle bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Çünkü Adebayor, hem orta sahaya gelip oyun kuruyor hem de hücum hattında inanılmaz işler yapıyor. Yani Başakşehir onunla birlikte adeta 11 değil, 12 kişi oluyor. İkinci devrede farklı bir mücadele beklerken Başakşehirli Caiçara’nın atılmasıyla işler tamamen değişti. Abdullah Avcı, daha sonra mecburen defansif bir hamle yaparken Beşiktaş oyunu rakip yarı alana yığdı. Ancak sağlı sollu ortalardan sonuç alınamadı.

Beşiktaş, eksik rakibine karşı organize olmakta büyük sıkıntı yaşadı. Seri galibiyetler alan Siyah-Beyazlılar, belki de en çok kazanması gereken maçta büyük bir darbe aldı. Başakşehir ise lider G.Saray’la aradaki farkı 1’e indirdi. Şampiyonluk yarışında köprünün altından daha çok sular akar ama Beşiktaş, dün akşamki kayıp yüzünden büyük sorunlar yaşayabilir. G.Saray bundan sonraki haftalarda hem Başakşehir hem de Beşiktaş’la Türk Telekom Stadı’nda oynayacak. Sarı-Kırmızılılar, şu anda kağıt üzerinde bir avantaj yakaladı. Ancak futbolda fikstür veya avantaj sadece sahada savaşıp kazanırsanız bir anlam ifade eder.

Altın fırsatı kaçırdı -Oktay Derelioğlu / Takvim

BEŞİKTAŞ, şampiyonluk yolundaki rakipleri Fenerbahçe ile Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada Başakşehir maçına daha istekli başlamalıydı. İsteği bir kenara bırak ilk 20 dakika kalesinde üst üste tehlikeler gördü... Başakşehir özellikle Elia ve Mossoro ile Beşiktaş kalesinde tehlikeler yarattı. Beşiktaş'ın iki beki Gökhan Gönül ve Adriano, zor durumlara düştüler. İkisi de maç boyu kötüydü. Başakşehir, kurduğu baskıdan sonra Elia ile golü buldu ve öne geçti... Siyah-Beyazlılar, ilk yarının son bölümünde dengeyi kurmayı başarsa da iyi bir görüntü vermedi.

YILDIZLAR SÖNÜKTÜ

Beşiktaş, ikinci yarıya ise daha istekli başladı... Yıldız oyuncularının devreye girmesiyle birlikte oyunu rakip kaleye yıktılar. Caiçara'nın kırmızı kart görmesiden sonra Beşiktaş oyunu tek kaleye çevirdi. Başakşehir ise zaman zaman kontra ataklarla pozisyon üretmeye çalıştı... Beşiktaş'ta özellikle Talisca ve Babel'in gününde olmayışı da skoru etkiledi. Beşiktaş, ezeli rakiplerinin berabere kaldığı haftada önemli fırsatı değerlendiremedi... Başakşehir'in Togolu golcüsü Adebayor'u alkışlamak lazım. Takımı 10 kişi kaldıktan sonra 3 kişilik oynadı. Abdullah Avcı ve teknik ekip dersine çok iyi çalışmış... Başakşehir'in bu galibiyetiyle şampiyonluk yarışı iyicie kızıştı.

MAÇIN EN İYİSİ ELIA

Hollandalı oyuncu dün çok iyiydi

MAÇIN EN KÖTÜSÜ TALISCA

Brezilyalı yıldız Talisca dün kötüydü..

Böylesi görülmedi - Gökhan Dinç / Vatan

ŞAMPİYONLUK yarışındaki önemli maçlardan birisine çıktı Beşiktaş. Zorlu maç temposunun sonuncusuydu. Yani yorgunluğu bahane olarak gösterebileceği son maçtı. Bana göre büyük takımların böyle bir bahane içine girme hakkı yok. Bahanelere sığınan oyuncu ve teknik adamların tamamının, başarısızlıklarını örtemeye çalıştığını düşünüyorum. 

BÜYÜK takımsan her maçı kazanacaksın veya kazanmak için elinden geleni yapacaksın. Beşiktaş dün gece özellikle ilk yarıda kazanmak için bir şey yapmadı. Bu zamana kadar hemen hemen her maçta kazanma iştahını rakibine hissettiren siyah beyazlılar dün adeta Başakşehir’in iştahını izlemek ile yetindi.  

SEZON başından bu yana kanatları kullanarak rakiplerine kabus olan Başakşehir, benzer taktik ile mücadele etti. Başakşehir’in tek yaptığı kanat organizasyonlarına önlem alamamak da bana göre çaresizlik. Beşiktaş’ın taktik anlamında ikinci bir planının olmadığını gördüğümüz bir maçı daha geride bıraktık. Ancak bir oyuncunun inisiyatif alarak performans yapması gerekiyordu dün akşam. Şenol hoca, Emre’nin yokluğunda Mossoro ve kanat oyuncuların üzerine kurulmuş Başakşehir taktiğini, Mossoro oyun dışında kalmasına rağmen çözemedi.  

CAYIR CAYIR YANACAK...  

62’DE Caiçara’nın atılması sonrasında oyuna müdahale etmekte biraz gecikti. Ancak elindeki tüm kozları da kullanmaya başladı. Oğuzhan ve Love tercihleri ile deyim yerindeyse topu ve tüfeği ile saldırmayı planladı. Başakşehir fazla gömülünce oyun sadece ev sahibi takımın yarı sahasında geçmeye başladı. Ancak yukarıda da yazdığım gibi ortaya inisiyatif alan bir alan bir oyuncu çıkmayınca sonuç kaçınılmaz oldu.   

Beşiktaş, F.Bahçe-G.Saray derbisinde kazanan çıkmamış olmasına rağmen fırsatı değerlendiremedi. Ancak unutulmasın ki daha çok fırsat gelecek her takıma. Ligin son haftasına kadar ligin zirvesi cayır cayır yanacak.

Batan güneş! - Ertem Şener / Fotomaç

Yorgunum. Ayağım ağrıyor. Adalem çekiyor. Dinlenemedim. Sular kesildi. Elektrikler gitti. Falan da filan da. Beşiktaş'ın bahanesi olmaz. Olamaz. Olmamalı. Maç bir başladı herkes geliyor Başakşehir'de Beşiktaş'ın üzerine. Beşiktaş'ın son iki sezonunda en kötü ilk 30 dakikasını izledik dün gece. Fener, Alanya çözmemiş dağıtmış. Moraller yerlerde. Emre yok, Epureanu yok, Arda da yok. Kimse yok nerdeyse. Bunun üzerine Mossoro da sakatlanmaz mı maçın başlarında! Umursamadı bile Başakşehir.

Her şey Başakşehir'in aleyhineydi. Ama Beşiktaş'tan çok daha iyilerdi. Hepsi iki kişilik oynadı. Aratmadılar yokları. Maç Beşiktaş'ın yarı sahasında geçti durdu. Beşiktaş savundu durdu. Yahu Aykut Kocaman ne yaptı? Mesut Bakkal? İkisi de önlerde bastılar. Saldırdılar. Güneş çözemiyor Başakşehir'i olacak gibi değil. Basit top kayıpları bitirdi siyah-beyazlıları. Beşiktaş'ın üretken ismi yoktu. Golcüsü yoktu. Ortadan getireni yoktu. Güneş sıkılmasa, elinde olsa tribündeki Cenk Tosun'u indirecekti sahaya. 61'de sahada 10 kişi kalan Başakşehir'e karşı da etkisizdi Beşiktaş. Oğuzhan oyuna sonradan girdin, imkan buldun yap yapacağını! Oğuzhan'a sormaz mı taraftar 'dün değil de ne zaman?' Babel sahanın her yerindeydi de onun futbol lisanını bilen, anlayabilen yoktu ki? Hücumu çok kısır kaldı Beşiktaş'ın. Çok açık ve net bir şekilde; Beşiktaş ligde her takımla baş ederken Başakşehir'e gücü yetmiyor. Yetemiyor. Biri demedi mi futbolculara 'bu maçı kazanırsanız şampiyonluk için büyük adım atacaksınız' diye? Yok hayır yani taraftar bile futbolculardan daha çok inanmıştı.

Her şeyiyle yanlıştı Beşiktaş için dün gece. Değişiklikler yanlış. Hamleler yanlış. Reaksiyonlar yanlış. Yanlıştı Beşiktaş baştan sona. Adri, Tosiç, Atiba, Tolgay her biri inanılmaz kritik yerlerde atağa çıkarken top kayıpları yaptılar. Beşiktaş'ın futboluna iyi çalışan Avcı ve Başakşehir'in futboluna çalışmayan Güneş var. 10 kişi kalan takıma beraberlik golü atamayan Beşiktaş'ın şampiyonluk şansı F.Bahçe'den biraz daha fazla. G.Saray ile Başakşehir ise başbaşa giderler. Düşünün ki Beşiktaş'ın pozisyonu bile yoktu dün. 10 kişilik Başakşehir'i deviremeyen Güneş bu sezon battı.

Çilingir yok! - Bilal Meşe / Milliyet

İstatistiklere pek takılmam, ne var ki Başakşehir, ilk yarıda topla oynama yüzdesi 58... Bu da ev sahibi takımın ne kadar baskılı oynadığının en büyük göstergesiydi. Başakşehir’in kaptan Emre Belözoğlu ve Epureanu gibi etkili oyunculardan yoksun olması, Beşiktaş adına avantaj idi elbette. Gelin görün ki, Beşiktaş’ta ilk yarıda bu avantajı kullanacak ne hırs, ne de iştah vardı! Diyeceksiniz Pepe yok, tamam, ama Lens gibi takımı eksik bırakan bir oyuncu var Kartal’da... Güneş hoca bu oyuncuda niye bu kadar ısrarcıdır, anlamakta zorlanıyoruz. Koy Adriano’nun önüne Caner’i, hiç olmazsa oyunu üçüncü bölgeye taşır. Yani, Caner hamlesi geç kalınmış hamledir, bizce! Savunmanın önünde Tolgay ve Atiba ikilisinin etkisiz oyunu, ilk yarıda Başakşehir’in baskılı oyununda en büyük faktördü. Nitekim Elia’nın attığı golde Tolgay’ın kritik yerde kaptırdığı top büyük rol oynadı. Ne var ki o pozisyonda Tolgay’a yapılan bir faul vardı, hakem süzemedi maalesef! Tolgay’ın Oğuzhan ile değişimi etkisizliğindendir!

Artı, Edin Visca’nın kritik bir şutunda Tosic’in son anda ayak koymasını da hatırlatalım. Kim ne derse desin, Quaresma’nın olmayışı, zorlu haftalarda Beşiktaş için büyük kayıptır. Görüyoruz ki, Portekizli’nin yokluğunda Kartal, ofansif çıkışlar yapamıyor, etkili olamıyor, pozisyon üretemiyor. Lens mi? Valla onun tırnağı olamaz! Şenol Güneş, Tolgay’dan sonra, ikinci yarıda 62’de Caiçara’nın çift sarıdan kızarması üzerine Lens’i aldı, Love’u sahaya sürdü, doğru da yaptı. Başakşehir, skoru koruma ve eksikliği nedeniyle savunması kapanırken, uzun toplarla ofansa çıkmayı hedefledi, pek de etkili olamadı. Beşiktaş, tüm hatlarıyla risk aldı, oyunu sürekli rakip alana yıktı, gol için her yolu denedi, ama duvarı bir türlü yıkamadı!  O kilidi açacak çilingirler ortada yoktu. Örneğin Negrado, bırakın pozisyona girmeyi, top ayağına değmeden maçı bitirdi dersek, abartmış olmayız! Valla, Beşiktaş yenilgiye sakın ola mazeret üretmesin. Koca bir ilk yarıda ne yaptılar Allah aşkına? Bırakın pozisyon üretmeyi, o alışagelmiş pas trafiğinin uzağındaydılar! İşin özeti Başakşehir ilk yarıdaki futboluyla, eksik olmalarına karşın ikinci devredeki müthiş takım savunmasıyla galibiyeti hak ettiler, haftanın kazananı oldular.

Senin için hazırladığımız haberler