"Bir canavar yarattılar"

20.05.2019 - 09:22 | Son Güncellenme: 20.05.2019 - 12:22

"Bir canavar yarattılar"
Yaz tahtaya bir daha - Şansal Büyüka (Milliyet) Fatih Terim’e kızabilirsiniz, tavırlarına, üslubuna tepki duyabilirsiniz... Ama hakkını teslim etmeliyiz... Eğer Fatih Terim gibi bir hocanız varsa, yarışa bir adım değil, birkaç adım önde başlıyorsunuz... İşte sonuç... Maç sonu seyirci söyledi: Yaz tahtaya bir daha... Galatasaray‘ın tarihe yazılan 22. şampiyonluğu bu... Yürekten kutluyoruz... Bırakın 32 haftada olan biteni... Şu maç bile Galatasaray’ın şampiyonluğu Başakşehir’e oranla çok daha fazla hak ettiğini açıkça ortaya koydu... Başakşehir önde oynadığı dakikalar dahil, Aslantepe‘de asla bir şampiyon adayı gibi oynamadı, oynayamadı... Başakşehir, ilk yarı 1-0 önde soyunma odasına giderken, Aslantepe‘de canlı yayın yaptığım Tugay Kerimoğlu “eyvah eyvah, futbolcular yandı“  dedi... Anlamadım, “niye hocam“ dedim... “Fatih Terim şimdi futbolcuları yerle bir eder... İkinci yarı başladdığında görürsün“ dedi... Tugay Hoca‘nın dediği çıktı... İkinci yarının ilk dakikası ile birlikte Galatasaray‘ın beraberlik golü geldi... 10 dakika içinde üç gol daha ... İkisi VAR tarafından iptal edildi... İkisi Galatasaray‘ın şampiyonluğuna ve tarihine yazıldı... Acaba futbolun adaleti mi, bir raslantı mı bilemem ama, kanat oyuncusu olmalarına rağmen bir sezonda 20 golden fazla atan iki oyuncu Feghouli  ile Onyekeru‘nun şampiyonluk gollerini atması, sanki kendileri için hak edilmiş bir ödülün verilmesi gibiydi... Tabi Abdullah Hoca‘ya sormak lazım... Şampiyonluk maçı oynayan bir takım on dakika içinde ikisi VAR tarafından iptal edilen 4 gol yer mi? Bunun saha içinden, ya da dışından bir önlemi alınmaz mı? 1-0 önde oynarken adeta “Çanakkale geçilmez“ savunması yapılır mı? En azından çıkmaya, pas yapmaya çalışsana... Tamam Galatasaray buna izin vermedi de, sen her zaman yaptığın pas oyununu bu defa denemedin bile... Sen dene, yapama, kabul... Ne zaman Galatasaray öne geçti, Başakşehir kendi alanından çıkmayı denedi... Pozisyon buldular mı derseniz, hayır bulamadı... Galatasaray‘ın şampiyonluğunda elbette devre arasında alınan iki stoper Luyindama ve Marcao‘nun büyük katkısı oldu... Ara transferde böyle   iyi oyuncuları bulup getirmek kolay iş değil... Burada Galatasaray scout ekibi de ciddi bir alkışı hak ediyor... Aslında çok gergin bir final oldu... Her düdükte futbolcular hakemin yanına gitti... Her kararda yedek kulübeleri sahaya girdi...  Saha kenarında arbedeler yaşandı... Hoş olmadı, güzel olmadı... Avrupa‘da bu kadar şampiyonluk maçı izliyoruz, bu görüntülerin onda birine tanık olmuyoruz... Türkiye‘de bu maç dahil, genel olarak söylüyorum, çok ciddi bir yedek kulübesi anarşisi yaşanıyor... Bunun yeni sezonda tavizsiz önlenmesi lazım... Tabi önleyecek yetkili bulabilirsek... Başakşehir‘i buralara Abdullah Avcı getirdi, şampiyonluğu da Abullah Avcı‘nın yanlışlarında inadı ve alternatif üretmemesi götürdü... Buna rağmen hem hoca, hem Başakşehir ciddi bir alkışı hak ediyor... Ayrıca son 10 maçta Epureanu’nun, bu maçta da Emre‘nin erken bir dakikada sakatlanıp çıkmasının faturasını ağır ödediler... Galatasaray‘ın son düzlüğe kafa kafaya girip kaybettiği bir yarışı hatırlamıyorum... Galatasaray‘ın bir kupa finalini, bir şampiyonluk maçını kaybettiğini hiç hatırlamıyorum...  Ortada müthiş bir kolleksiyoncu var; G.Saray ve Fatih Terim. Maç sonu seyircinin tezahüratına ben de katılıyorum. Yaz tahtaya bir daha: 22. şampiyonluk hayırlı olsun. Alkışlarımı,  taktirlerimi ve tebriklerimi gönderiyorum.
Taraftar ve Terim’in eseri - Osman Şenher (Milliyet) İsmi üstünde dün gece Galatasaray ile Başakşehir final maçı oynadılar. Hayatımda bu kadar sıkıntılı, stresli bir maç seyretmedim. Futboldan daha çok sinir harbiydi. Kazanan şampiyon olacaktı, bu da normaldir. Kimse bu kadar itişip, kakışmayı çok anormal karşılamasın.  Belhanda gol atıyor, iptal ediliyor. Onyekuru gol atıyor, iptal ediliyor. Düşünebiliyor musunuz o atmosferi; statta 50 bin taraftar var! Fatih Terim oyundan atıldı. Orhan Ak oyundan atıldı. İki kulübe de fokur fokur kaynadı. Cüneyt Çakır’dan başkası yönetseydi bu maç bitmezdi.  İlk yarı Başakşehir bilhassa orta sahada rakibini kilitledi. Buna rağmen Galatasaray, Diagne ile gol pozisyonlarına girdi fakat değerlendiremedi. Başakşehir de Muslera’nın ve defansın pas hatalarından iki gol pozisyonuna girdi. Birini Bajic ile gole çevirdi. İlk yarı sarı-kırmızılılar oyuna ağırlığını koyamadı. Ama ikinci yarıda sahada farklı bir takım vardı. Feghouli’nin harika golü, arkasından Belhanda’nın ve Onyekuru’nun sayılmayan iki golünden sonra Onyekuru’nun inatçılığı Cim Bom’a galibiyet golünü getirdi.  İkinci yarı Başakşehir’in girdiği gol pozisyonu yok. Kazanmak, şampiyon olmak isteyen, daha hırslı olan takım Galatasaray’dı. Resmen fizik gücüyle ağır bastı. Başakşehir’i de kutlamak lazım. En büyük handikapı taraftarının olmaması. Abdullah Avcı çok iyi bir hoca. Başakşehir sistem futbolu oynuyor. Biliyorsunuz 12. adam olmayınca takım bir yere kadar şampiyonluğu kovalayabiliyor.  Şampiyonlukta en büyük etken taraftardı. Galatasaray taraftarı dün ikinci yarıda takımını şahlandıran, sahaya müthiş mücadele koymasını sağlayan en büyük faktördü. Sonuçta Galatasaray dişiyle, tırnağıyla savaştı ve bir sürü handikaplara rağmen şampiyonluğu hak etti. Fatih Terim çok tecrübeli ve büyük hoca. Galatasaray takımında o kadar çok sorunlu futbolcu var ki, bunları bir arada tutup şampiyon olmak gerçekten kolay bir iş değil; hakikaten tecrübe ister.  Dün gece şampiyonluk maçında bile Belhanda, Feghouli, Selçuk birbirlerine küsebiliyorlar. Önemli olan şampiyon olmaktı. Eminim herkes birçok şey konuştu, bundan sonra da konuşacak. Ama benim gördüğüm tablo; başkanıyla, teknik direktörüyle, taraftarıyla bütünleşen bir takım vardı, o da Galatasaray. Zaten bunun da karşılığını şampiyon olarak aldılar.
Şimdi çıldırma vakti - Atilla Gökçe (Milliyet) Süper Lig Şampiyonunun tek final maçında belirlenmesi çok rastlanmış bir olay değil. Yarışı haftalar önce garantileyerek, puan farkı yaratıp unvan kazanan takımlara karşılık, finişe bir hafta kala işi bitiren şampiyonlar da var. Bu yıl da öyle oldu. 32 haftalık maraton yetmedi, Şampiyon, tek maçta taç giydi.  Şikayetçi değiliz... Böyle bir final maçına da şapka çıkarılır. İki takım da doğruları ve yanlışlarıyla tüm gücünü ve becerisini sahaya taşıyarak tacı yakalamaya çalıştı. Oynanan oyuna, atılan gollere, verilen kararlara saygımız var. Bu maçta, bir finale yakışmayacak şeyler de oldu. Saha içindeki mücadele zaman zaman futbol dışına taşıp itiş kakışa da döndü. Kaba güç kullananlar oldu. Cüneyt Çakır’ı baskı altına almak için yoğun çaba gösterenleri de gördük. Çakır oyunculara kırmızı kart göstermedi ama, Fatih Terim ve Ümit Davala’yı tribüne gönderdi. (Hasan Şaş’ın da kendiliğinden gönüllü olarak hocasını yanlız bırakmamak için tribüne çıktığını gördük. Bu onun ilk sadakat gösterisi değil. Yanlış, saçma ve açıklanamayacak bir sadakat (!) örneği.) Her neyse biz yine futbola dönelim... Başakşehir sezon boyunca yaşadığı sıkıntıdan finalde de kurtulamadı. Yaş ortalamasının yüksekliğinden, yorgunluktan ve sürekli baskı altında kalıp “savunmaya” zorlanmalarından maçı kaybettiler. Emre’nin sakatlanıp çıkması (Dk.29), top kayıplarının artması, korner atışlarında bir ara 7-0 geride kalmaları, Abdullah Hoca’nın her nedense maçı adeta Adebayor (Dk.70) ve Robinho’suz (Dk.81) oynayarak hücumda pasif kalmaları yenilgiyi hazırlayan nedenlerden bazısı... Galatasaray yenik başlayıp nasıl kazandı?  Öncelikle çok istediler. Geçen yıl şampiyon olan kadro, hedefe daha sıcak duygularla koştu. Savunmada bir kez hata yapıp geri düştüler. Sonrasında geri adım atmadan sürekli önde basıp golü aradılar. Oyuna coşkuyu da kattılar. Tribünler takımı, takım tribünleri ateşledi. İkinci yarıda 17 dakikada 2 gol atıp maçın sahibi oldular.  Feghouli, sahanın en iyi oyuncusuydu. Belhanda en hırçın. Onyekuru en fırsatçıydı. Geri kalanların hepsi de şampiyon takımın oyuncularıydı. Emekleri, heyecanları ve birbirleriyle dayanışma duyguları, onları doruğa taşıdı. Süper Lig Şampiyonu Galatasaray’ı hak ederek kazandığı başarı için Başkanı, yönetimi, teknik ekibi, oyuncu kadrosu ve milyonlarca taraftarı ile kutlarken, Başakşehir’e de teşekkür borcumuzu ödeyelim. Bu ligin rekabet düzeyini yükselttiler. Yıllardır yaşadıkları hayal kırıklığının analizi elbette yapılabilir, yapılmalı da. Başakşehir bu yarışta hep olmalı. Ekonomisi kadar stratejisini de geliştirmeli. Onları da sevgiyle kucaklıyoruz.
Muslera ve Feghouli - Ömer Üründül (Sabah) Fatih Terim bu kritik final maçında defansif ve ofansif açıdan iki doğru plan hazırlamıştı. İlki, Başakşehir'in oturmuş pas trafiğini ve Visca tehlikesini göz önüne alarak Nagatomo'yu da kilitleyip savunma güvencesini ihmal etmemek. İkincisi de ofansif açıdan da Epureanu'suz rakibinin kalesine gelen yüksek toplardaki ciddi rahatsızlığını ve kendi takımında da etkili 5 futbolcunun olduğunu düşünerek yüksek ortaları ve hücum girişimlerini odak noktası olarak tespit etmişti. Zaten ilk yarı boyunca kontrol altına alamadıkları oyunda gole yakın pozisyonların hepsi yüksek ortalar ve duran toplardandı. Emre sakatlanıp çıkana kadar kontrol Başakşehir'deydi. Gol de buldular ikinciyi de Kudryashov ile kaçırdılar. Terim devrede beklenen Selçuk-Donk değişikliğini yaptı. İkinci yarı başlar başlamaz Feghouli ile atılan gol hem takımı hem de tribünleri ateşledi. Ondan sonra da VAR ile iptal edilen 2 gol sonrasında yine 2. golü buldular, ardından da kontrollü oyunla şampiyonluğa uzandılar. Terim, bu sene de 2 kupayı birden kazanarak teknik direktörlük başarısına bir yenisini daha ekledi. Galatasaray'ı şampiyonluğu için kutluyorum. Şampiyonlukta en önemli oyuncular kim derseniz, Muslera ve Feghouli derim. Dün gece Abdullah Avcı'nın hatası bana göre, Kudryashov'u Attamah'a tercih etmesiydi. Çünkü Attamah, kafa toplarına daha iyi çıkıyor. Ellerindeki avantajı kaybetmelerinin 2 nedeni var: Biri hiç taraftarlarının olmayışı, ikincisi de Visca'dan sonra en önemli oyuncusu Epureanu'nun sakatlığı ve de Arda, Elia, Demba ba, Robinho ve Adebayor gibi yıldız oyuncuların fiziki tükenişleriydi. Büyüklerin hegemonyasındaki ligde seyircisiz bir takımın final oynamasını her şeye rağmen başarı olarak görüyorum.
Aslan'ın kaybederken kazanacağı belliydi - Mehmet Demirkol (Fanatik) VAR’da geçersiz kılınan 2 gol, Muslera ve Luyindama’nın büyük hatalarından Başakşehir’li oyuncuların yararlanamayışı, kulübe gerginlikleri, 0-1’den geri dönüş... Dramatik anları fazla, stresi büyük bir maçtı. Stresi avantaja çevirmeyi iyi bilen kazandı. Galatasaray stresten aksiyon çıkardı, Başakşehir ise uyuşukluk. 7 hafta öncenin 8 puan öndeki takımı değil dağılmış düşmeyi garantilemiş bir takım gibiydi Başakşehir. Bunun fiziksel durumla, yaşlılıkla bir alakası yok. Bu tamamen mental. İşin ilginç tarafı 0-1’den sonra Başakşehir’in mental üstünlüğü tamamen Galatasaray’a verişi. 2. bölge penceresine çok rahat sarktılar. Başakşehir’in Luyindama’ya yönlendirme çabası Fernando, Donk ve Belhanda’nın ekstra pas istasyonu oluşuyla kolayca çözüldü Galatasaray çok rahat çıktı baskıdan. Başakşehir gömüldü. Açık konuşmak lazım maç 0-1’ken Galatasaray’ın kazanacağı belliydi. Gecenin sorusu? Var mıymış bir komplo? Yokmuş. Hakeme ve kalecine rağmen şampiyon olamazsın. Maçın starı Sezonun ortasından bu yana Visca benim için sezonun yıldızıdır diyorum. Feghouli’nin de onun kadar değerli bir performansla final yaptığını söylemem lazım. İhtiyaç olan her dakikada sahneye çıkıyor. Maçın olayı Son 8 haftada puan durumunda Başakşehir lig 9.’su... 8 atıp 9 gol yediler. Bunun sebebi mental çöküş. Peki buna yol açan ne? Devre arası transferlerin antrenman kulübe ahengini bozması mı? Abdullah Avcı bunun analizini nasıl yapıyor acaba? Kısa mesaj 22 etti. 8’i Terim’in. Bitirdiği 9 sezonun 8’inde şampiyonluk. Eşsiz bir başarı. Aklında 5. yıldız olduğuna ve bundan sonra alınacak ilk yıldızı almak için şu anda yanıp tutuştuğuna hiç şüphem yok.
Genlerinde şampiyonluk var - Levent Tüzemen (Sabah) Kewell, Galatasaray'da oynarken tarihe geçen şu sözü söylemişti: "Futbol Türkiye'de Galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur." Galatasaray bu sezon, rakiplerinin başarılı olmaması için yarattığı algı operasyonuna rağmen tarihinin en önemli şampiyonluğuna imza attı. Fatih Terim ile öğrencilerinin, Başakşehir'e karşı 8 puan geriye düştükleri anda bile vazgeçmeyen kazanma duyguları, inançları bu şampiyonlukta etken oldu. Yeri geldi, hocası ve oyuncuları yüksek cezalar aldı, yeri geldi başkana 150 gün ceza kesildi. Rakiplerinin algı operasyonu yetmezmiş gibi, camiadaki bazı kişiler yönetimi idari yönden ibra etmeyerek, Galatasaray takımına darbe vurmaya çalıştı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen başta Muslera olmak üzere, Feghouli, Onyekuru, Linnes, Fernando, Mariano, Luyindama, Marcao ve diğer tüm oyuncu grubu tekmeye kafa koydu. Sahada yüreğiyle mücadele etti. Ve şampiyonluğu tırnaklarıyla kazıyarak aldılar. Başakşehir maçında kazanılan başarıda Türk Telekom'u dolduran her zamanki cefakar seyircinin payı da büyüktü. Ama Türkiye'nin en iyi kompakt futbolunu oynayan takıma karşı devreye skor olarak geride girip, ikinci yarıda ikisi sayılmayan dört gol atan G.Saraylı oyuncuların ortaya koyduğu refleks büyük takım olmanın göstergesiydi. G.Saray'ın genlerinde her zaman finalleri kazanma özelliği vardır. Başakşehir'i de ligi buraya taşıdığı için kutlamak gerekir. Ama büyük takım olamadığınız sürece, taraftara ve medyaya sahip olamadan bu tür finalleri kazanamazsınız. 22'nci bu anlamlı ve kıymetli şampiyonluk, rakiplerinin moralini bozacağı gibi G.Saray'ı da kâra geçirdiği için bu ortamda ciddi bir ekonomik destek sağlayacaktır. Emeği geçen herkesin eline ve yüreğine sağlık..
Ustalıklar 22. şampiyonluğa - Bülent Timurlenk (Sabah) Lig uzun bir maraton. Puan ya da puanlar kaybedebilirsiniz ama vazgeçtiğinizde havlu atarsınız. Galatasaray, 8 puan geriye düştüğünde de dün Başakşehir öne geçtiğinde de o kazanma ruhunu sahaya koydu. Abdullah Avcı'nın puan kayıpları yaptığı maçlardaki 11'ini radikal olarak değiştirmesi ve Elia'nın ortasında golü bulması, maçın dengesini bozdu. Galatasaray, ilk yarının son çeyreğinde oyunu dengeledi ve ikinci yarı müthiş bir tezahürat ile geri döndü. Feghouli'nin erken gelen golü, ardından VAR ile iptal edilen golleri ile oyunun momentomu Galatasaray'daydı. Emre'nin erken sakatlığı, Avcı'nın planlarını bozdu. İkinci yarıda ne kadar forveti varsa sahaya sürdü. Sezonun ilk yarısını santforsuz oynayan Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, Türkiye Kupası derken Mayıs'ın 3. haftasına 2 kulvarda birden gelen Galatasaray, Terim'in de usta teknik adamlığı ile 22. şampiyonluğuna uzandı. Ligin finali Feghouli-Visca kapışmasıydı. Galatasaray, Visca'yı iyi kitlerken, Feghouli ise zor açıdan nefis bir gole imza atıp, Galatasaray'ı hayata döndürdü... Ve elbette ki verdiği skor gücüyle Rodrigues'i aratmayan Onyekuru. Kupa maçının aksayan adamı Selçuk da ikinci yarıda oynarken büyük futbolcu olduğunu hatırladı ve temiz ayağı ile orta sahayı rahatlattı. Bu maça gelirken Başakşehir'in kaybederse şampiyonluğu, bu maçta kaybetmeyeceğini söylemiştim. 33. haftaya kadar onlar da emek verdiler. Ama bu oyunda gemiyi limana yanaştıran kaptanlar her zaman zirveye çıkar. Bir şampiyonluk öyküsünün yanında kim fırtınalı denizlerdeki aksamaları duymak ister ki! Galatasaray yönetimi, teknik kadrosu ve futbolcularına tebrikler.
Galatasaray bir kez daha şampiyon - Cem Dizdar (Fanatik) ‘Sakin kalan’ın taktiğine hakim olacağı bir maç. Sakinlik seviyesini belirleyecek olan da ev sahibi. Genç İsmail Çipe’nin hocası Terim’i aşarak belki de futbolcu olmasına yol açanlardan Adebayor’u kulübeye itmesi ajitasyon seviyesinin göstergesi sanırım. Devre boyu Galatasaray telaşlı, Başakşehir sakin. Galatasaray en iyi bildiğini yapıyor, gidiyor. Başakşehir, yıllardır en iyi bildiği pozisyonda; bekliyor ve gözlüyor. 45’te Kudryashov rakibi Luyindama’nın hediyesini kabul etse ikinci devre gerilim filmine dönebilir! İkinci devreye ‘Donk diye vuran’ oyuncusunu çıkarıp topa daha hükmeden ve bu tür maçları daha çok oynamış Selçuk’la çıktı Terim. Akabinde bir dönem öfke paratoneri olan Feghouli sezonun en güzel gollerinden birini atarak devreyi açtı ve onlar için eğlence başladı... Galatasaray son haftalarda reaksiyon yitimine uğrayan Başakşehir’e karşı ardı ardına gollere başladı. İkisi VAR’dan döndüyse de üçüncüsü sayıldı. Sonrasında ‘futbol içi gerilimler’ ve GALATASARAY bir kez daha ŞAMPİYON... Gecenin sorusu? Gol sevincinde ‘taraftarı tahrik’ neyin nesi anlamış değilim! Kale arkası fotoğrafçı ve kamera dolu. Oyunun parası da yayından, reklamdan geliyor. Forması reklam dolu bir oyuncunun sevinç fotoğrafı vermesi neden tahrik sayılır ki? Maçın starı Başta Cüneyt Çakır, hakemlerin tamamı... Bu gerginlikte bu maçı sükûnetle tamamladıkları için... Ve öncelikle teknik ekip olmak üzere Galatasaray takımı.. Maçın olayı 74’te bir serbest vuruşta Selçuk’un sarı kart almasıyla tamamlanan olaylar! Şampiyonun santrfor hattında Eren-Sinan değil de Diagne’nin oynaması. Ve, üç haftalık arada Başakşehir’in oyun olarak tarumar olması... Kısa mesaj Yarıştaki rakiplerini bir bir yenen Galatasaray hakkı olan şampiyonluğa ulaştı.
Çakır büyük iş başardı - Deniz Çoban (Fanatik) Dün akşam ligin hakem açısından en zor maçı oynandı. Bu tür atmosferlere fazlasıyla alışık olan Cüneyt Çakır, maç süresince kontrolü sürekli elinde bulundurdu. Öyle anlar oldu ki, küçük bir kontrol kaybında maç çok farklı yerlere gidebilirdi. Böyle bir maçta her çalınan düdüğü, her çıkan kartı değerlendirmek doğru olmaz. Oyun geneline bakmak lazım. Hakem ekibi, hakemlerin konuşulmasına mahal vermeyecek şekilde maçı tamamlayarak, büyük iş başardı. Sorun kulübelerdi Çakır, asıl problem olan yerin kulübeler olduğunu fark etti ve gereğini yaparak Fatih Terim, Ümit Davala ve Orhan Ak’ı haklı olarak tribüne gönderdi. Bu adımıyla kontrolü tamamen ele aldı. Verdiği kritik kararlar kabul gördü. 64’te Onyekuru’nun golünde ofsayt beklentisi oldu. Kudryashov, top Onyekuru’ya gelmeden; bilerek, isteyerek topla oynadı. Dolayısıyla top savunmadan geldiği için Onyekuru ofsayt olmaz. Palabıyık hatalı Hakem, 55’te Belhanda’nın golünü, VAR’da izledikten sonra iptal etti. Diagne’nin topu eliyle bilerek oynadığına hükmetti. Çakır’ı VAR’a çağıran Palabıyık’ın burada hatalı olduğunu düşünüyorum. Sana göre/bana göre bir pozisyondu. Çakır kararını sahada vermişti. Müdahale etmemesi gerekirdi. Bu karar elbet Çakır’ın genel performansına gölge düşürmedi ama bence de Diagne topu eliyle bilerek oynamamıştı.
Aslanlar gibi '22' - Oğuz Dizer (Fanatik) Arena tribünleri 90 dakikaya, müthiş bir patlamayla girdi. Tribünler girdi de, sahadaki Galatasaray’lı aslanlar nerede? Üst üste final değerindeki zorlu 90 dakikalar, öncelikle zihinsel yorgunluk nedeni olmuş sanki. Naif bir aslan topluluğu var sahada. Muslera ikramını dakika 10’da Bajic değerlendiremedi. 17’de kolay topu reddetmedi kibarca golü attı ama sonra tribünlere yaptığı çok kabacaydı. Kulübeler karıştı, hocalar atıştı. Sahadakiler uymadı! Başakşehir 1-0 önde girdi devreye. İkinci yarıya ‘Terimtimol Q10’ formülü girmiş devreye! Tribünlerle, sahadaki Galatasaray futbolcularının müthiş bileşimi net olarak ortada. Feghouli’nin şiir tadındaki golü ve 1-1 dakika 47. Sonra Cüneyt Çakır ‘Allah’ın hakkı üçtür’ dedi ve bu mübarek ramazan akşamı Galatasaray 3 attı 1 saydı: 2-1. Şampiyonluğun daim abonesi, Türkiye’nin yüz akı Sarı-Kırmızılı armada 22. Şampiyonluk kupasını da bileğinin hakkıyla, haksızlıkları aşa aşa kazandı... Ders olsun herkese ders olun... Gecenin sorusu? Ligin başından bu yana istikrarıyla dikkat çeken Başakşehir, ne oldu da son 6 maçta 13 puan kaybetti? Maçın starı Umulmayan provokasyon ve mandepsilerle bezeli bir sezonun şampiyonluk mücadelesine ancak Cüneyt Çakır dürüstlüğüyle ; hakkaniyet ve erdem katabilirdi. Kattı. Helal olsun. Maçın olayı Golü attığında sevineceksin. Hakkın. Ama tribünlere yaptığın hareket çok çirkin ve iğrençti Riad Bajic. Yazıklar olsun. Herkesin yaptığı kendi şahsına... İyi mi? Kısa mesaj Galatasaray tribünlerine tebrikler, şampiyonlukları kutlu olsun. Türlü provokasyon girişimi kulübeler arası kapışmalar seyrinde kaldı ve bazılarının istediği yere varmadı... Helal olsun Galatasaraylı!
Canavar yarattı - Erman Toroğlu (Sabah) Galatasaray şampiyon oldu. Peki, Galatasaray'ı şampiyon yapan faktörler nelerdi? Galatasaray'ı üç olay şampiyon yaptı. 1- İstanbul'da oynanan Galatasaray- Konyaspor maçında VAR ve hakem faciası yaşandı. Ve o meşhur bildiri yayımlandı. Peki bu bildiriyi yayımlayanlar kimlerdi? Başakşehir Başkanı, Beşiktaş Başkanı ve Fenerbahçe Başkanı… Bu filmin başlangıcı, o gündür. 2- Galatasaray kongresi… Galatasaray Başkanı'nı "Sen hırsız değilsin, namuslu bir adamsın. Galatasaray'ın paralarını iyi harcadın" dediler. Sonra bizim dediklerimizi yapmadın deyip idari olarak ibra etmediler ve Galatasaraylı futbolcular çok etkilendi. 3- Digiturk'ün 'Yılın Enleri'ni seçmesi oldu. Ne Trabzonspor'dan ne de Galatasaray'dan tek futbolcu vardı. Bu da onları hırslandırdı. Sonunda da bu şampiyonluk geldi. Abdullah Avcı sakın bahane bulmasın. 'Galatasaray Canavarı'nı yaratan maalesef kendisi oldu. 8 puan fark varken iki maç daha alsaydı dün gece bu canavar onu yutmayacaktı. Bütün bunlar üst üste gelince G.Saray şampiyon oldu.Tabii ki işin başka perde arkası da var: Galatasaray, gelecek 1 milyar TL civarındaki parayı iyi kullanırsa, Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki farkı daha da açabilir. Onun için de Beşiktaş ve Fenerbahçe, Başakşehir'den yana omuz verdi. Çünkü bu ikisi önümüzdeki yıl Başakşehir'i badem yaparlardı. Hakemler mi? Bu senenin en kötüleri onlardı. Bütün takımların canına ot tıkadılar. Kimse çıkıp "Bana senden daha fazla haksızlık yapıldı" diyemez. Federasyon deseniz o da bir alem. Son hafta verilen cezalara bakın, rezilliği görürsünüz. Kulüplerde para yok. UEFA'nın beyzbol sopası hepsinin beyninde. Bütün bu gerginliğine rağmen Fatih Terim işi bırakmadı. NOT: Galatasaray yönetimi stadın önüne Fatih Terim'in heykelini dikecekmiş. Bence Fatih Terim'in heykelinden önce bu sene stadın önüne Feghouli'nin heykelini diksinler.
Gecenin kahramanı Cüneyt Çakır - Ahmet Çakar (Sabah) Galatasaray, daha birkaç ay öncesine kadar 8 puan gerideydi ve müthiş bir çıkış yakalayarak pek tabii ki buna Başakşehir'in anlamsız ve tuhaf kayıpları eklenince şampiyonluğu dün gece yakalayacak duruma getirdi ve çatır çatır aldı. Söylenecek hiçbir şey yok. Ne hakem ne kenar baskısı ne de başka bir şey... Üstelik ilk yarı Galatasaray çok kötü oynadı ve devreye yenik girdi. İlk yarıda Feghouli, Belhanda, Diagne, Onyekuru gibi sonucu her an değiştirebilecek isimler, hem tutuktu hem de adeta ayakları titriyordu. Hatta ilk yarıda Muslera'nın hatasında Bajic karşı karşıya kaçırmasa ya da 45. dakikada Kudryashov iyi vursa belki de maç bu devre bitmişti. İkinci yarı Terim, doğru bir değişiklik yaptı. Organizasyon ve takımı ileri taşıma yönünde Donk'tan daha iyi olan Selçuk'u sahaya sürdü ve gol ikinci yarının başında Feghouli'nin kalitesiyle geldi. Önce kafayı vurdu, direkten döndü, sonra da röveşatayla golü kazandırdı. İşte bu dakikadan sonra zaten Emre'nin çıkışıyla dağılan Başakşehir, art arda goller yedi. İkisi VAR yardımıyla sayılmadı, sonuncusu yine bir defansif hatayla Onyekuru tarafından geldi. Bu şampiyonluk çok anlamlı. Çok fazla puan farkını kapata kapata geldiler. Ciddi cezalar yaşadılar, pes etmediler ve sonunda kazandılar. Dün gecenin kahramanı böyle maçlar sonrası umumiyetle başrol oyuncusu olan hakemlerdir. Ama dedik ya dün gecenin kahramanı Cüneyt Çakır'dı. Harika ama tek kelimeyle kusursuz bir maç yönetti. VAR yardımıyla birinci golü Diagne'nin elle oynaması nedeniyle, diğer golü de yine VAR yardımıyla ofsayt olduğu için iptal etti. Haftalardır rezil olan Türk hakemliğinin dün gece iftihar yüzüydü.

Spor yazarları, Galatasaray ile Başakşehir arasında oynanan şampiyonluk maçını değerlendirdi...

Senin için hazırladığımız haberler