Bülent Yıldırım yazdı: İşte Meler'in derbi karnesi!

25.02.2020 - 17:08 | Son Güncellenme: 25.02.2020 - 17:08

Uluslararası Oyun Kuralları Kitabı'nın ‘HAKEM’ başlıklı 5’inci maddesi: “Kararlar, hakemin yeteneğinden en iyi şekilde yararlanılarak Oyun Kurallarına ve "oyunun ruhuna" uygun olarak verilir ve Oyun Kuralları çerçevesine uygun hareket etme hakkına sahip olan hakemin kanaatine dayanır”;

Bülent YILDIRIM - Analiz

‘FAULLER VE FENA HAREKETLER’ başlıklı 12’nci maddesi ise: “Bir oyuncu aşağıdaki ihlallerden birini hakemin kanaatince dikkatsiz, kontrolsüz veya aşırı güç kullanarak bir rakibine karşı yaparsa bir direkt serbest vuruş verilir:

(…) Ayakla müdahale ederse(tackle) veya mücadele ederse, (…)

Eğer bir ihlal temas içeriyorsa, direkt serbest vuruş veya penaltı vuruşu ile cezalandırılır.

Dikkatsiz; oyuncunun mücadeleye girdiğinde dikkatsiz ve düşüncesiz davrandığı veya tedbirsiz hareket ettiği anlamına gelir. Disiplin cezasına gerek yoktur (…)” hükmünü amirdir.

Bunları niçin hatırlattım? Çünkü; görüyorum ki ülkemizde herkes “Hakem uzmanı” olmuş ve hatta ‘kendine göre kural kitabı yazan, kitabı yok sayan ve kriterler derleyen hakem yorumcuları’ dahi mevcut!

Hakemlik yapmamış olanlara; buyurun, ömrünüzden ilk aşamada asgari 10-15 yılı vererek, yılda 50 hafta antrenman yapın, binlerce rakibiniz arasından, sonu gelmeyen atletik test ve sınavlardan, yüzlerce gözlemci ve müsabakadan sıyrılıp süper lige çıkın, 5.000- 10.000 saatinizi sırf maç ve antrenman için ayırın, ömrünüzü, gençliğinizi, ailenizi bu işe adayın, “sahaya çıkın da boyunuzu, hünerlerinizi sergileyin” diyorum!

Hakemlik yapmış olanlara da; “Önce hakemlik bilginizi ve kariyerinizi bir sorgulayın, sadece benim dediğim doğru, en iyisini ben bilirim, tribünlere en iyi ben oynarım, en iyi hakem bendim, en iyi kavgayı ben ederim, raconu ben keserim, gündemi ben belirlerim, en iyi rating’i ben yaparım vs vs trip, illüzyon ve egolarınızdan biraz olsun sıyrılmaya gayret edin en azından mücadele edin” diyorum. Durumu kronik olanlara Allah şifalar versin zaten!

Her neyse; bağlı bulunduğumuz FIFA ve UEFA Hakem Kurulları ve evrensel değerlere göre; “Penaltı da dahil müsabakadaki tüm kararlar bir hakemin kanaatine dayanır ve hakem kararlarını verirken sırasıyla, oyun kurallarına, FIFA ve UEFA Sirkülerlerine, hakem kurullarının konuya ilişkin uygulama talimatlarına ve varsa konu hakkındaki ‘özel kriterlere’ dayanarak, oyunun ruhuna uygun bir karar verir.

Bu temel girişten sonra, hafta sonunda oynanan Fenerbahçe- Galatasaray derbisinin Hakem performansını özetle ele alacak olur isek;

Çoğunluk gibi ‘maçın skoruna göre bir değerlendirme hatasına düşmeden’ şunları kolaylıkla ifade edebiliriz:

'MAÇIN SONUCUNUN KAMUOYUNDA KABUL OLMASI HAKEMİN LEHİNE OLDU'

· Türkiye’de derbi müsabakalarını yönetmek gerçekten çok zordur ve Hakem ekibi ne yaparsa yapsın, özellikle maçın sonucuna göre ilgili taraflarca acımasızca eleştirilir.

· Zorlu derbileri yönetecek nitelik ve yeterlilikte çok çok az sayıda hakemimiz olduğundan, Hakem ilk FB-GS derbisini az hasarla tamamlamıştır ve bu durum ülkemizde başarı olarak kabul görmüştür.

· Maçın sonucunun genel anlamda kamuoyunca kabullenilmesi hakemin lehine olmuştur.

· Maç öncesi, hafta boyunca süren tüm gerilime ve genelde kötü niyetli oyuncu grubuna rağmen, hakem reaktif de davranmış olsa başarılı görülebilir.

· Şahsım adına, maça sadece başarılı olmak ve UEFA’da kategori atlamak amacı dışında, başka bir amacı olmayan genç bir hakemin; çok geç kalınmış, riskli ve alternatifsiz bir hamle de olsa, bir derbiye atanmış olmasından büyük bir memnuniyet duydum.

· Derbilere aday, bir genç hakem daha kazanmış olmak, çok sayıda derbi ve zorlu müsabakalar yönetmiş eski bir FIFA hakemi olarak herkesten çok beni mutlu etmiştir.

Öte yandan, hakemin gelişiminin tam ve dengeli olabilmesi, sadece dayanaksız övgü ile değil, sağlıklı eleştirilere dayanan sürekli bir gelişim süreci ile mümkündür. Bu müsabakada, Halil Umut Meler’in; ‘Proaktif Hakemlik’ yapmak konusunda yetersiz kaldığını ve ‘Reaktif bir Hakemlik’ tarzı yürüttüğünü ve ‘maç kontrolü’ ve ‘yönetici kimlik’ konusunda çok zorlandığını belirtmeliyim. UEFA Hakem Kurulu, bu konumda Hakemleri şu terim ile ifade eder; ‘Referee by the book’ tabiri caizse ‘kitap hakemliği’! Bu ne demek? Bu maçta Hakem, önleyebileceği birçok problemi ve sarı kartı önleyememiş; tecrübe eksikliği nedeniyle, olası sorunları öngöremediği için önlem alamamış; faul ve kart dengesini bir türlü tutturamadığı için müsabaka ‘SARILIK’ geçirmiş; buna rağmen ayrıntıları aşağıda belirtilecek fazla sayıda başka ihlal de bu müsabakada yaşanmış ve üzerinde düşünülmesi ve çalışılması gereken, geliştirilmesi mecburi olan temel bazı eksikleri bulunduğu gözlenmiştir.

Özetle;

'PENALTILAR DOĞRU'

· Marcao - Vedat Murigi pozisyonunda verdiği penaltı kararı kanaatimce de doğrudur, Marcao hız alarak, topa yüksekten hamle yapmış, topa dokunmuş olsa bile, süratinden dolayı kontrolsüz kaymasına devam etmiş ve sağ dizi ile rakibinin tendonuna süpürücü nitelikte sert bir müdahalede bulunmuştur. Özellikle ceza alanı içerisinde ve de günümüzde VAR sisteminin olduğu müsabakalarda, defans oyuncuları hamlelerini ve zamanlamalarını dikkatli yapmak ve ‘minimum risk almak’ durumundadırlar. Hakemin ortalama 1 saniyenin altında (0,60-0,85 salisede) bir karar vermek durumunda kaldığı (VAR müdahaleleri hariç) ve bunun o anki konum ve açısına dayanan algıya bağlı bir “kanaat” olduğunu hatırlar isek; 1 saniye süren bir pozisyonu frame’lere bölmenin, şahsi tecrübe, öznel görüşlerimize dayanan faul kriterleri aramanın ve futbolcu niyetleri okumanın zaman zaman derin hafifliğini ve uçukluğunu yaşarız ve bu spekülatif karmaşadan asla çıkamayız!

· Jailson – Onyekuru pozisyonunda, Jailson da iyi niyetle topa ayakla hamle yapmaya çalışmış ancak topu rakibinden net bir müdahale ile kurtarmayı başaramamış; dikkatsiz uzattığı ve hala ivmesini tamamlamayan dizi ve ayağı ile Onyekuru’nun, önündeki topla ilerlemesini, bacaklarını süpürerek temaslı dikkatsiz bir ihlal ile engellemiştir. UEFA kriterlerine göre Hakem kararının destekleneceği bir karardır.

'KIRMIZI KARTLARDA HATA YOK'

· Bu sezon güncellenen Disiplin Talimatı hükümlerine göre, Takım Listesinde bulunan herhangi bir takım görevlisi itiraz etmek amacıyla ya da rakibe veya oyuna müdahale amacıyla oyun alanına girerse, kırmızı kartla oyun alanından ihraç edilir. Ersun Yanal’a gösterilen kırmızı kart doğrudur. Ancak, bu doğru ihraç kararının kabul görmemesinin temel nedeni, teknik alanlarda maç boyu süren karmaşalara karşı daha öncesinden hiçbir tedbir alınmamış olması ve maç boyu devam eden karşılıklı sataşma ve hakem kararlarına karşı itirazların, maçın sonuna kadar sürmüş olmasıdır. Öte yandan, Fatih Terim ise teknik alan çizgilerini ihlal ettiği ancak oyun alanına itiraz amaçlı girmediği için 4.Hakemin uyarısıyla Sarı Kart görmüştür. Eldeki görüntülerle doğru olduğu değerlendirilmiştir.

· Belhanda, oyun alanından değişiklik için çıkarken, Deniz ona yönelerek tahrik edici bir müdahalede bulunmuş ve Belhanda da kendisine sportmenliğe aykırı bir el-boyun hamlesi yapmıştır. Bunları öncesinden öngöremeyen Hakem ve 4.Hakem sayesinde; bir yandan değişiklik yapılmış, öte yandan da Deniz’in rakip teknik alan içerisinde saldırgan müdahalesi gerçekleşmiştir. İhraç kararları doğrudur. Ancak, öngörüsüzlük ve otoritesini oyunculara bir türlü kabul ettiremeyen Hakem ve 4.Hakem sayesinde az kalsın ‘bir kural hatası başvuruna daha’ sebebiyet verilecekti! Zira, kitaba göre oyuncu değişikliği; çıkan oyuncu çıkıp yedek oyuncu oyun alanına girince gerçekleşmiş olur. Hakem ekibini kurtaran, oyunun tekrar başlamamış olması ve Belhanda-Deniz atışması ve ihlaller zincirinin; değişiklik gerçekleşmeden önce başlamış olması oldu! En doğru uygulama ise, Hakemin tartışmayı daha başlamadan engellemesi, eğer tartışma başladı ise 4.Hakemi ile birlikte, tabela ve değişiklikle uğraşmak yerine, öncelikle çıkan oyuncunun sağlıkla oyun alanından hızla çıkmasını sağlamak olurdu! Tabelayı daha sonra da gösterip değişikliği tamamlayabilirlerdi.

· Falcao ve Ozan’a tartışma sonrasında gösterilen sarı kartlar çok kolay verildi ve “genel uyarı” aşaması doğrudan atlanarak sarı kart gösterildiği için “maçın sarılık geçirmesinin” temel nedenlerinden birisi bu kartlar oldu!

· Yerde gerçekleşen Saracchi-Dirar mücadelesi sonunda Dirar doğru bir sarı kart gördü, ancak onu ayağıyla müdahale ederek tahrik eden Saracci de sarı kart görmeliydi.

· Maç içerisinde, rakibin ayağına kontrolsüz basan Vedat; Serdar Aziz’in çenesini yoklayan Falcao, kasten bir verkaç’ı ve umut vadeden atağı elle kesen Hasan Ali, ilk penaltıda Hakemi alkışla protesto eden Fegouli, Tolga’yı kayarak kontrolsüz faulle engelleyen Mariano da sarı kart görmeliydiler.

· Hakemin kaçırmadığı ve verdiği diğer sarı kartlar doğru idi.

'SERDAR'IN POZİSYONU PENALTI ÇALINMALIYDI'

· Tolgay Aslan ve Ryan Donk’un sarı kartları sınırda(borderline) pozisyonlardı. Her iki oyuncu da temas noktaları kırmızı çizgilerde olsa da son hamlelerinde dizlerini kırarak, hareketlerinin şiddetini azaltmaya çalıştılar. Hakemin bu kararlarına saygı duymak gerekir. VAR müdahalesi gerektiren açık ve bariz kırmızı kart gerektiren ihlaller değildi.

· Fenerbahçe’nin bir korner atışı esnasında, Saracci’nin ısrarla Serdar Aziz’i iki koluyla ve tek taraflı olarak arkadan sarılıp çektiği ve yer almasını engellediği pozisyonda, eğer top oyunda ise pozisyonun bir penaltı kararı gerektirdiğini düşünüyorum.

· Fegouli değişikliğinde, koşarak oyun alanına dalan Galatasaray tercümanının böyle bir görevi ve müdahale hakkı yoktu. Kurallara göre oyun alanından ihracı gerekirdi.

· Bu değişiklik esnasında, tahrik olup Hakeme itiraz eden oyunculardan Serdar Aziz, hakemin temasından sonra, eliyle hakemi kaba bir şekilde itmiş ve otoritesini sarsmıştır. Hakemin bir şekilde sarı kartı da bulunan Serdar’ı oyundan ihraç etmesi gerekirdi! Hele, ‘hakem otoritesi’ konusunda inanılmaz hassas olduğunu beyan edip bu konuda sadece ve sadece Suat Arslanboğa’ya, kamuoyu önünde küçük düşürücü nitelikte bir yaptırımda bulunan ve sözleşme feshi cihetine giden Zekeriya Alp komitesinin bu konudaki yorumunu da ciddiyetle merak ediyorum!

Sonuç olarak bir derbi daha acısıyla tatlısıyla, müsabakaya taraf olan herkesin doğruları ve yanlışları, artıları ve eksileriyle tamamlanmış oldu!

Maçın hakemi Halil Umut Meler, gelecekte çok daha başarılı olabilecek niteliklerine sahip genç bir FIFA Hakemi!

Eleştiriye açık olması, her anlamda profesyonel ve disiplinli yaklaşım göstermesi durumunda, hem yurt içinde hem de yurt dışında hakemliğe ciddi katkılar sağlayabileceği uzun yıllar var önünde, bahtının ve yolunun açık olmasını diliyorum…

Senin için hazırladığımız haberler