"Bunu ancak Pirlo yapardı!"

23.04.2019 - 09:36 | Son Güncellenme: 23.04.2019 - 12:36

"Bunu ancak Pirlo yapardı!"

Pirlo Burak! - Ali Ece (Fanatik)

İlk 15 dakikada Burak Yılmaz, santrfordaki yerini bırakıp çok fazla orta saha ve kenarlara geldi, iki kritik pas hatası yaptı. İkinci top kaybından sonra asıl mevkisine döndü ve iyi oynamaya başladı. 24’te Burak, Sivas ceza alanında yerde kaldı. Hakem zahmet edip VAR’a bile bakmadı. VAR’a bak yine verme ama bir zahmet bak! Aynı şey Sivaslı oyuncunun Vida’nın müdahalesinde yerde kaldığı pozisyon için de geçerli: Penaltı versen de vermesen de bir zahmet VAR’dan bak! Lens de maçtan sonra Diabate’nin golündeki hatasını izlemeli: Kademede savunmacı varken arkasından tek hamle riskine girilmez, Diabate gibi olağanüstü hızlı bir oyuncu varsa aksine rakibe doğru değil, kendi savunmacının arkasına koşarsın! İkinci yarıda Beşiktaş uzun süre baskı kurdu. Kagawa bekleneni veremedi, çilingir olamadı. Sonunda Burak frikikte Pirlo olunca çok zor ama bir o kadar değerli 3 puanı getirdi. Gecenin sorusu Devre arasında içeri giden Burak Yılmaz’ın kafasına nesne atıldığı doğru mu? Doğruysa bir cezası olmayacak mı? Maçın starı Burak golüyle maça damga vurdu. Dorukhan ise yine müthiş oynadı. Maçın olayı Burak Yılmaz’ın frikikten attığı olağanüstü gol. Ljajiç sahadayken topun başına geçme cesaretini göstermesi yüzde 99 oradan ısrarla frikik çalışarak oluşan özgüveninin karşılığı. Pirlo böyle frikik atardı! Kısa mesaj Futbolcular ve Şenol Güneş, şampiyonluk mücadelesini bırakmamaya kararlı. Yönetim de artık kademeye daha güçlü girmeli.

Gollerin efendisi - Bilal Meşe (Milliyet)

Süper Lig’e valla yürek dayanmaz arkadaş, kimin şampiyon, kimin düşeceği henüz belli değil! Başakşehir, beş hafta kala, cebindeki krediyi ha bitirdi, ha bitirecek, üç puanlık avantaja sahip, artık yenilme lüksü yok! Ensesinde Galatasaray var, bitmedi Kartal’da fırsat peşinde, kralın nefis golüyle yarışa devam ediyor. Lig’in yukarısı böyle ya alt taraf? Orası da karışık, şu takım düşer, şu takım kefeni yırtar, diyemiyoruz! Dememiz o ki kırmızı hatta soru işaretleriyle dolu, öngörüyü asla kabul etmiyor! Niye? Çünkü puan farkı o kadar aman, aman değil. Akhisar, Göztepe ve Erzurum, şimdilik SOS veriyor, tamam. Ne var ki, Bursaspor ile Fenerbahçe ‘de tehlike çemberinde! Evet, Beşiktaş 11 haftadır kaybetmiyor, müthiş bir performans. Ne var ki, takımlar arasındaki makas giderek daralıyor, bu da büyük takımların işini zorlaştırıyor. İşte Sivasspor, akıllı bir taktikle başladı maça, alan daralttı, rakibine oynayacak boş alan bırakmadı, ilk yarıda... Eee, Caner ve Adriano’nun olmayışı, Kartal’ı sol kanatta olumsuz etkileyen en büyük faktör idi. Yük tamamen Gökhan Gönül’ün sırtına bindi. Vallahi, kanadını müthiş verimli kılan, takımını atağa kaldıran Gökhan Gönül’e kim 34 yaşında der arkadaş? Neyse, nazarımız falan değmesin... Haa Atiba’yı da unutmayalım, sahanın her yerinde onu görebilirsiniz, bravo. .. Kartal, rakibin bu anlayışı nedeniyle pozisyon üretemedi, çareyi duran toplarda aradı. Nitekim, Vida’nın attığı gol, duran toptan geldi. Ancak her korner, atışında savunma önleminizi iyi almazsınız, ailece ileri çıkarsanız, kalenizde de golü görürsünüz! 45’deki Diabete’nin ilk yarının skorunu belirlediği gole bakın, anlarsanız! Ev sahibi takım, oyun anlayışını ikinci yarıda da sürdürürken, pas yüzdesi bu kez Kartal’dan yanaydı. Ancak bu özelliğinizi pozisyon üretimine yansıtamıyorsanız neye yarar ki? Haa Kagawa’nın oyunda kaldığı süreçte yoklar hanesindeydi! Kartal’ın bu yarıdaki çok pasa dayalı oyunu biraz baskısı 76’da karşılık buldu. O ana kadar istediği derinlemesine pasları alamayan, ofsaytta düşen Burak Yılmaz, yüzde yüzlük fırsatı yakaladı, kaleciye nişanladı! Ama onun adı kral, durur, durur turnayı gözünden vurur. Altıpas içinden atamadığı golü, muhteşem bir frikikten buldu, Kartal’ı çekip ipten aldı, hayat verdi.

Burak "bırak" deyince - Atilla Gökçe (Milliyet)

Duruşuna, gayretine, samimiyetine bakarsanız Gary Medel’i Beşiktaş’ın “köyiçi” çocuğundan ayıramazsınız. Şilili çook uzaklardan geldi ama Beşiktaş’la özdeşleşti…  Dünkü maça da böyle başladı ve abarttı. Adriano’nun sakatlığı (!), Caner’in cezası nedeniyle zorunlu olarak solbekte görev üstlendi, elinden geleni yapmaya çalıştı, tamam. Ne var ki hata yapma endişesiyle gereğinden fazla gerildi. 40. dakikada Paul Papp’la girdiği ikili mücadeleden sonra rakibine abartılı ve aşırı sert davranması, göğsünden itip kakması, sorumsuzluktu. Kalkavan sarı kart gösterdi ama, Medel son beş dakikayı da itiş  kakışla tamamladı. İkinci yarı başlarken, gördük ki Şenol Hoca, Medel’i tutup, Necip Uysal’ı sürdü sahaya zorunluluktan… Doğru da yaptı hoca… Sahada tutsaydı Medel belki kırmızıyı görecekti. Beşiktaş hem zor bir süreci yaşıyor, hem de gerçek bir hedef mücadelesi veriyor. Dokuz maçlık seride tek beraberliği var, sürekli kazanmış. Sivas’ta da niyet, galibiyet! O nedenle işte Ljajic’i ve Kagawa’yı birlikte oynattı hoca. Ljajic solda, uçlarda, orta alanın hemen her yerinde koşarak liderliği üstlenirken, Kagawa’dan 10 numara performansı izleyemedik. Akan oyunda Burak, Kagawa, Lens üçlüsü oldukça verimsizdi. Sivasspor’un savunma anlayışı, alan daraltması ve kazandığı topları çok çabuk hücuma taşıması Beşiktaş’ı zorluyordu. Buna rağmen kornerden Ljajic’in gönderdiği topu kale ağzında dürte dürte sonunda Vida ile golü bulmaları şanstı. Sivasspor’da Emre Kılınç bir orta alan oyuncusundan beklenen her şeyi yaparak büyüdü. Hele Hakan Arslan’ı tek pasta yüzde yüz gol pozisyonuna sokması büyük beceri örneğiydi. Sivasspor yine de devre biterken golü buldu. Diabate’nin Rybalka’dan  aldığı topu kaleye sürerken Lens ve Medel’e yakalanmadan Karius’a çarptırarak golünü atması hak ettikleri bir ödüldü. Beşiktaş topla çok oynadı. Çok koştu. Çok şut attı, çok korner kullandı… Ama bazen istatistikler anlamını kaybediyor. Özellikle ikinci yarıda Güven’in oyuna girmesiyle daha çok gol pozisyonu ve duran top fırsatları yakaladılar. Ljajic’in vuruşlarından golü bulamadılar. Bir de Sivasspor kalecisi Tolgahan vardı tabii. Onu da kutlamak gerek. Şimdi maçın kahramanı için tek adresiniz var: Burak Yılmaz! Doğrudan yanına gidip elinizi uzatacak ve tebrik edeceksiniz… Duran topların tamamını kullanan Ljajic’e “Bunu bana bırak” derken, kararlıydı sanırım… 28 metre uzaktan öyle bir vurdu ki… Kendine yapılan faulü muhteşem bir golle cezalandırdı. Kendi de dahil, etkisiz ve verimsiz oynayan takımını adeta ipten aldı. Hükmünü icra etti, klasını bir kez daha gösterdi.  Beşiktaş ilk yarıda Vodafone Park’ta Sivas’a yenilmişti, biliyorsunuz… Dünkü sonuçla rövanşı da almış oldular. Ama daha fazlasını kazandılar. Şimdi inanılmaz fulelerle koşuyor Kartal… Öndekileri tehdit eden bir koşu bu… Öyle bir final turu ki her şey olabilir. Bravo!

Temkin/denge/fırsat - Cem Dizdar (Fanatik)

Maçın ilk 10 dakikasının ardından Beşiktaş topu ele alıp pas istatistiğini yükselttiyse de özellikle sol beki savunan Medel üzerine kurgulu oyunlarda sıkıntıya düştü. Sivas ters kanadı da doğru kullanınca Kagawa, Lens, Burak üçgeni bir türlü kurulamadı. Haliyle ilk yarıda oyunda görünür ancak işlevde düşük bir Beşiktaş vardı. Sivas ise tersi, bekledi, gözledi, fırladı. Duran toptan gol yedi, akan oyunda bir attı iki kaçırdı. İkinci devre Beşiktaş tempoyu yükseltemeyince Sivas’ta aradığı fırsatları bulamadı. Hal böyle olunca ilk devredeki futbol vaadi yerini temkin/denge/fırsat oyununa bıraktı. İki takımın güçsüz oyununda, ki kadro farkları düşünüldüğünde Beşiktaş’ınki anlaşılamaz, kim yakalarsa atacaktı. Sonunda altı pastan topu kaleciye nişanlayan Burak serbest vuruşta noktayı koyup Beşiktaş’ı üçlü denklemin içinde tuttu. Gecenin sorusu Diabate’nin attığı golde Medel kart korkusu ile süratli rakibe yaklaşamamış olsa da ‘hızlı oyuncu’ olarak bilinen Lens’in durumunu nasıl açıklanabilir? Maçın starı Kesinlikle Lens ya da Kagawa değil!.. Hakan Arslan ile N’Dinga Sivas’ın, Atiba ile LjajicBeşiktaş’ın göze çarpanlarıydı. Diabate ile o muazzam vuruşun sahibi Burak ise maçın en pırıltılı işlerini yaptılar... Maçın starı Rize maçında kart korkusuyla Burak bu maçta öfkeli Medel kenara alındı. Ligin sonu yaklaşırken bu kadar gerginlik hiçbir takıma hayır getirmez. Kısa mesaj Birkaç hafta öncesine kadar o denli umut var olmayan Beşiktaş bir kez daha kazanarak ligde önündeki ikiliye gerilimi yükledi.

Golden önce ofsayt var - Deniz Çoban (Fanatik)

Maç içerisinde iki penaltı beklentisi oldu. Beşiktaş’tan Burak, Sivasspor’dan Rybalka ceza sahasında yerde kaldı ve gözler Kalkavan’a çevrildi. 23. dakikada Bjarsmyr-Burak karşı karşıya geldi. İki oyuncu da alan kazanmak arzusundaydı. Burak sol ayağını Bjarsmyr’in koşu yoluna uzatarak avantaj elde etmeye çalışırken; teması hissettiğinde kendisini kolaylıkla yere bıraktı. Hakemin pozisyonu devam ettirmesi bence doğruydu. 42. dakikada ise Vida-Rybalka mücadelesinde, Vida rakibine yakın savunma yaparken; Rybalka’nın hissettiği basit bir temasta aynı ilk pozisyondaki gibi kendini kolay yere bıraktığını düşünüyorum. Bu pozisyonda da Kalkavan “devam” derken yanılmadığı düşüncesindeyim. Maçtaki tek ve önemli hata ise Beşiktaş’ın galibiyet golü öncesi gözden kaçan ofsayttı. 87. dakikada Güven’in kafa ile Burak’a gönderdiği topa doğru hareketlenen Burak ofsayt pozisyonundaydı. Yardımcı hakem Kerem Ersoy bayrağını kaldırmadı. Topla buluşan Burak yerde kalınca Kalkavan faul çaldı ve o faulü kullanan Burak Beşiktaş’ın galibiyet golünü attı. Bu pozisyona VAR neden karışmadı diye sorgulayanlar olursa, verilen serbest vuruşlar VAR’ın müdahale alanı dışındadır.

Keciboynuzu tadında bir maç - Erman Toroğlu (Sabah)

Beşiktaş açısından çok gergin bir maçtı. Siyah-beyazlılara beraberlik yaramıyor, Sivasspor "1 puan kafi" dercesine sahadaydı. Maç başlıyor, Beşiktaş daha iyi oynar gözüküyor ama iki net gol pozisyonunu yakalayan Sivasspor, birini gol yapıyor. Sivasspor mücadele ediyor görünüyor ama ikinci yarı maça baktığınızda "Bu maçı ne Beşiktaş alır, ne Sivasspor alır. Atılacak bir gol değiştirir" diyorsunuz. İşte o atılacak bir golü Burak atıyor. Sivasspor iyi oynadı mı? Eh işte... Peki Beşiktaş iyi oynadı mı? Eh işte... Maç iyi miydi? Eh işte... Maçın hakkı beraberlik gözüküyordu. Burak'ın son dakikalarda attığı çok güzel frikik golü neticeyi değiştirdi. Tamam, Burak Yılmaz'ın vuruşu çok güzel, top da iyi yere gitti. Peki bu şutta kaleci hareketlense, direğe doğru hamle yapsa, o topu sağ koluyla dışarı atabilir miydi? Bunu yapabilirdi ama seyretti. Beşiktaş çok şeyi kaybedebileceği bir maçta çok şey kazanarak İstanbul'a döndü. Bakınız... Önceki akşam Alanyaspor'un Fenerbahçe karşısında oynadığı futbolu gördükten sonra iki takımın oynadığı futbol bana keçiboynuzu gibi geldi. İnsan iyiyi görünce kötüden rahatsız oluyor. Bir de şu var; dakika olmuş 90... Sivasspor golü yemiş, 5 dakika uzatma var. Sivasspor Teknik Direktörü Hakan Keleş oyuncu değiştiriyor. Takımın 70'ten sonra yorulduğunu görmedin mi? Bir takım boş topların tamamını rakibine veriyorsa bunun tek gerekçesi vardır. Yorgunluk... Yorgun olmasan, oyundan düşmesen o topları rakibe vermezsin. Sen bunu erken göremez, 90'dan sonra da oyuncu değiştirirsen bu rakibe yarar. Vakit geçirmiş olursun, sana hiçbir faydası olmaz. Eh o kadar acemilik olacak. Daha işin başında. Bu şunu gösteriyor; bir teknik adam oyunun akışına kendini kaptırmayacak. Oyunun içinde olacaksın ama seyretmeyeceksin, duruma el koyacaksın. Akıntıya kapılıp gitmeyeceksin. Maçta iki takımın beklediği iki penaltı pozisyonu var. Bana göre ikisi de gri bile değil

Sezon başı gelseydi Beşiktaş şampiyondu - Murat Özbostan (Sabah)

Şenol Güneş'in milli takım kararı sonrası seri galibiyetler alan ve ligin en çok ikili mücadele kazanan takımı Çaykur Rize'ye deplasmanda 7 gol atan Beşiktaş, lideri de devirip ikinciliği hatta şampiyonluğu son haftaya kadar kovalayacağını göstermişti. Dün orta sahası geçilmez bir Sivas buldular. İkinci yarıda Atiba'nın önde oynayan arkadaşlarına "Yaklaşın, mesafeyi kapatın" işareti aslında gecenin bir özetiydi. Dorukhan ve Atiba rakiple savaşmaktan öne top atmaya fırsat bulamadılar. Kagawa ortalıkta yoktu. Lens bildiğiniz gibi kötü. Bütün yük iki ismin üzerine kaldı: Adem ve Burak Yılmaz… Sivas'ta Diabate mükemmel bir gole imza attı. Bu gol ciddi manada Beşiktaş'ın dengesini devre biterken bozdu.. Böyle kritik anlarda kritik kurtarışlar yapacağı bir kalecisi de olmadığı için Beşiktaş topu 45'te kalesinde gördü. Maça sol bekte başlayan Medel gördüğü sarı kartın üzerine bir de sakin kalamayınca, Şenol Güneş risk almadı ve ikinci yarıda Necip'e forma verdi. Medel iyi futbolcu ama hep sinirli ve dengesiz.. Mete Kalkavan onu atabilirdi.. İyi yırttı.. Aslında Sivas'ta Beşiktaş'ın en çok aradığı isim ortalarıyla Quaresma oldu.. Futbol olarak Sivas'ın gerisinde kaldı ama büyük takımların büyük yıldızları vardı.. Beşiktaş'ta da bir Kral vardı.. Nefis bir frikik golü attı.. Sanırım bütün Beşiktaşlılar aynı şeyi düşünüyor artık. Bu Burak sezon başında transfer edilseydi Beşiktaş'ın kaç artı puanı olurdu!

Şampiyonluk yarışına devam - Fatih Doğan (Sabah)

Futbolda yazılı olmayan bir kural var; kötü oynasan da elinde golcü oyuncular varsa bazen onlarla kazanır ve yoluna devam edersin. Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi hatta şampiyonluk yarışı rezervasyonunu dün attığı kritik ve güzel golle Sivas'ta Burak yaptı. Maçın görüntüsü pek iyi değildi. Şenol Güneş'in sürprizi, Kagawa ile Ljajic'i birlikte sahaya sürmesiydi. İki yetenekli ayağı aynı anda sahada görmek isteyen yüzbinlerin olduğu bir gerçek. Ancak sürpriz nitelendirmemizin iki nedeni vardı. Birincisi, puana şiddetle ihtiyacı olan Sivas'ın evindeki oyun yapısı. İkincisi, sol bekte cezalı Caner ve 'finansal sakat' Adriano'nun yokluğunda Medel'in oynayacak olmasının oluşturduğu zafiyet. Medel'e yardım edecek o kanadı enerjisiyle dolduracak Güven'in daha mantıklı olacağını düşünmüştük. Güneş kapanan rakip defansı orta sahadan çözmeyi planlamış olacak ki tercihini iki yıldızı aynı anda oynatmaktan yana kullandı. Ancak Beşiktaş'ın solu zayıf kaldı. Hakan Keleş'in takımı Douglas ve Diabate ile Medel'in üzerine çalıştı. Solda anlamsız bir gerginlikle oynayan Medel'i, Şenol hoca oyundan almasa takım son 50 dakikayı 10 kişi oynardı. Hatta Diabate'nin golü hem Medel hem Lens için kötü bir hatıra olacak kadar kötüydü. 67'de Kagawa'nın yerine oyuna giren Güven, koşularıyla hem sol bek Necip'i hem de Burak'ı rahatlattı. Devre arasında kafasına çakmak atılan Burak, Kagawa ve Ljajic'ten alamadığı, bulamadığı fırsatı frikikte buldu. Atiba, Vida, Gökhan ve Dorukhan'ın kalburüstü mücadelesini bir kenara koyuyorum. Burak attığı golle Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi ve hatta şampiyonluk yarışına ortak etti.

Burak Yılmaz fişi çekti - Oktay Derelioğlu (Takvim)

Çok değişik bir maç oldu. Beşiktaş bu maçta önceden alıştığımız direnci gösteremedi. Özellikle orta alanda Ljajic ve Kagawa etkili olamadı. Rakibin de etkili oyuncuları vardı. Özellikle Diabate attığı golde kalitesini gösterdi. Müthiş bir çabukluk ve sürat sergiledi. Mesela bir Douglas, Beşiktaş'ta yok diyebilirim. Maçın belli bölümlerinde Sivas etkili oldu ama gol bölgelerinde bir türlü becerikli olamadılar. Maçın kırılma anlarında Hakan Aslan'ın Emre'nin pasında bomboş durumda atamadığı bir gol var. Akabinde Burak Yılmaz'ın altı pastan atamadığı var. Bu pozisyonu Tolgahan çıkardı da diyebiliriz. ARTIK SKORA BAKILIR Bunun dışında pozisyon anlamında durağan geçen bir maçtı. Ama çok kiritik dakikada Burak Yılmaz'ın 25 metreden attığı firikik maçı çözen gol oldu. Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışında tutmaya devam etti. En kötü 2.'lik de önemli. Çünkü işin sonunda Şampiyonlar Ligi var. Sonuçta kritik bir galibiyet oldu. Zaten bu saatten sonra skor öhemli. Bu bakımdan Beşiktaş istediğini aldı. MAÇIN EN İYİSİ: BURAK YILMAZ Attığı gol maça damgasını vurdu. MAÇIN EN KÖTÜSÜ:KAGAWA Kalitesi tartışılmaz ama sahada gözükmedi.

Spor yazarları, Sivasspor ile Beşiktaş arasında oynanan müsabakayı köşelerine taşıdı.

Çarpıcı değerlendirmelerden öne çıkanlar şöyle:

Senin için hazırladığımız haberler