Çebi ya seçim, ya devrim yapacak!

23.01.2020 - 17:48 | Son Güncellenme: 23.01.2020 - 15:23

Çebi ya seçim, ya devrim yapacak!

ÇEBİ YA DEVRİM, YA SEÇİM YAPACAK

Yüksek bir krediyle göreve gelen Ahmet Nur Çebi yönetimin bir an önce kurtuluş reçetesini açıklaması gerekiyor. Çebi ya devrim yapacak veya seçime gidecek. Evet Fikret Orman, kulübü borca batırdı, bunu herkes kabul ediyor. Fakat artık çarenizin ne olduğunu söylemek zorundasınız. Yoksa da yok deyin.

KENAN BAŞARAN

 

Beşiktaş, tarihinin en büyük mali krizini yaşıyor!

Ne 70’lerin sonundaki ‘Bir kibrit de sen çak’ ne de 2012’deki ‘Feda’ dönemi bu kadar yıkıcı değildi. Kulübün 500 milyon dolara karşılık gelen bir borcu var. Son açıklanan 6 aylık rapora göre sadece borsa şirketi 150 milyon lira borç yaptı. 12 aylık raporda bu borç katlanacak.

Bu ne demek?

Şu demek: Beşiktaş’ın gelecek sezon takım harcama limiti daha da düşecek. Şu an, ara transfer yapamayan Beşiktaş, belki gelecek yaz da transfer yapamayacak. Başkan Ahmet Nur Çebi’nin bugüne kadar cebinden 120 milyon liranın üzerinde bir ödeme yaptı. Ödemeyi, takımın ilk devrenin ikinci yarısındaki galibiyet serisine denk gelen dönemde yaptı. Yani topçular para alınca birden şahlandı! “Burada olmaktan çok mutluyum, taraftar inanılmaz” gibi topçu laflarının bir kıymeti harbiyesi yok yani. Ne kadar para o kadar futbol! Fakat Beşiktaş’ın mali sorunları cepten yapılacak günübirlik ödemelerle çözülemez.

Tarihi bir değişim şart.

Büyük bir borç yüküyle Fikret Orman’dan kulübü devralan Çebi ve yönetimine camia  yüksek bir kredi tanıdı. Öyle ki Çebi’nin Fikret Orman ile 6.5 yıllık mesaisi de tolere edildi. Kongre üyesi de camianın ağırlıklı kesimi de kulübün çöküşünün faturasını Orman’a çıkardı. Evet, Çebi yönetimine süre verilmesi şarttı. Taraflı tarafsız herkes bunda hemfikir. Kasa delikli tencere olmuş, yapılan transferler boş çıkmış, yaratılan kaynak hiçbir açığı kapatmaya yetmez olmuş ve sürekli bir alacaklı çıkıyor...


Bunlar tamam. Ama sabır eşiği de aşılmak üzere. Çebi yönetimi bir an önce Orman dönemine ait inceleme raporunu tamamlayıp kamuoyunun önüne çıkıp Beşiktaş’ın röntgenini göstermeli. O zaman görülecek ki mesele Caner, Dibay, Necip falandan öte çok daha vahim.

Var olmak veya olmamak meselesi…

Orman dönemine ait mali incelemenin 1 ay içinde çıkması bekleniyor. Diğer yandan da yönetimin bu kadar bekleme lüksü kalmadı.
Üç aşağı beş yukarı vaziyetin ne olduğu tahmin ediliyor. O halde yönetimin bir an evvel bir ne yapacağını açıklaması lazım.Çare üretilemeyecekse bu bile söylenmeli ve gerekiyorsa olağanüstü seçime gidilmeli. Yapamıyorsan, yapacak olana yol verirsin. Misal, “Cebinden çıkar 15 milyon Euro vereceksin” diyen Serdal Adalı’ya “Eğer bu iş 15 milyon Euro ile çözülüyorsa, buyur gel ver” demeli. Yok eğer Çebi ve arkadaşları göreve devam edeceklerse de tarihi kararlar almalılar.

1-Eğer yeni kredi bulunamıyorsa, söylensin.


2-Eğer yapılmış olan yapılandırma anlaşması revize edilemiyorsa, söylensin.


3-Eğer yeni sponsorlar bulunamıyorsa, söylensin.


4-Eğer altından kalkılamayacak bir durum varsa, söylensin.

Ya devrim, ya seçim denilsin!

Bir yanıyla Beşiktaş, yeni bir ‘Metin-Ali-Feyyaz’ devriminin eşiğinde. Koşullar benzer bir ekol için oluşmuş durumda. Çünkü istese de dış transfere harcayacak parası yok. Kiralık giden Fatih Aksoy, Muhayyer Oktay, Sedat Şahintürk gibi gençlerin Diaby’den, N’Koudu’dan, Rebocho’dan hiçbir eksiği yok. Büyük bir tarassurfa gidilmeli. Kontratlar yarı yarıya eksiltilmeli. Yapan kalır yapmayanla anlaşarak yollar ayrılmalı. Alper Potuk, kontratını yarı yarıya indiriyorsa, kaptanlık pazubandı taşımış Oğuzhan Özyakup da Necip Uysal da yapacak! Yönetim, adı konulacak kurtuluş mücadelesine taraftarı da mutlaka her hücresiyle dahil etmeli.

Çebi acı reçeteyi yazmalı, yapamıyorsa bırakmalı...

Esasen Çebi ve yönetiminin taraftara gitmekten başka daha güçlü bir çaresi yok. Fakat o taraftar da sevgisini eyleme dönüştürmeli. Dünkü kupa maçında 8 bin taraftar var! Hani “Sevinmek için sevmedik” diyenler? Yönetim, kısa, orta ve uzun vadeli bir planı derhal ilan etmelidir. Çebi yönetimi, gelecek sezon şampiyonluk yarışından uzak kalma pahasına çok acı bir reçeteyi yazmalı, bunu yapamıyorsa da bırakmalı…

Rebocho'ya konulan madde utanç verici!

Rebocho ile Beşiktaş’ın yaptığı anlaşmadaki ‘4.’lük şartı’nı ilk olarak Ajansspor yazdı. Gözlerime inanamadım! Koskoca Beşiktaş, bilmem kaç maç oynamasının yanısıra eğer ligi ilk 4’te bitirirse Rebocho’yu satın alacak!

Bu maddeyi dün kurulan bir kulüp bile koymaz!

Beşiktaş’ı dünya markası yapacağını söyleyen, bunun için Çin’e seyahat yapan Fikret Orman, Rebocho’ya ‘ilk 4’e girersek’ diye şart koşmuş!
Buradan Ersin Düzen’e istirham ediyorum, bu maddeyi bu akşamki programında Orman’a sorabilir misiniz? Yeri gelmişken, Orman’ın tek bir program çıkmak yerine tüm medyanın önüne çıkması gerekirdi.

Ali Koç, haklı o anlaşma çökecek!

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türkiye Bankalar Birliği öncülüğünde Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un yaptığı anlaşmanın 5 yılı tamamlayamayacağını ve çökeceğini söylüyor. Bunu her fırsatta söylüyor ve muhatapları da “Hayır, çökmez” diyemiyor.

Büyük borç batağında olan kulüpler ana paranın yüzde 85’ini ve üzerine de faiz ödemesi başladığında bu işin altından nasıl kalkacak? Bu anlaşmaya imza atan başkanlar, açıkçası “Benden sonrası tufan, 5 yıla kim öle kim kala. Burası Türkiye…” mantığıyla hareket etmiştir.

Türk futbolu nasıl kurtulur?

Kulüpler batmış, sahada oynanan futbolun tadı tuzu yok, saha içinden çok, saha dışında yöneticilerin birbirlerine yaptığı şaibe suçlamarıyla vakit geçirirken laf dönüp dolaşıyor Türk futbolunun baştan aşağı değişmesine bağlanıyor. İyi, güzel…


Ama bu tartışma başlarken de biterken de siyasete teşekkürle taçlandırılıyor!


Özerkliğini gönüllü olarak devreden ve mali kaynak yaratmak için siyasete teşne olan Türk futbolu, bu ilişkiyi sonlandırmadıkça kurtulamaz. Siyaset de soyunma odasına inme pahasına futbolla kurduğu bu ilişkiyi bitirmeli. Aksi halde bu gayya kuyusuna sürekli kaynak aktarır ve sağlıklı bir ortamın oluşmasını da önler…

Vedat Muriqi bilerek mi kart gördü?

Günlerdir Vedat Muriqi’nin bilerek mi bilmeyerek mi sarı kart gördüğünü tartışıyoruz. Vedat’ın niyeti bu olsa da TFF Futbol Disiplin Talimatı’nın 37. Maddesi bunu tespit etmeye yetmiyor.

İşte o madde!

MADDE 37 – BİLİNÇLİ KART GÖRME


Müteakip müsabakalardaki ceza durumunu düşünerek bilinçli olarak sarı veya kırmızı kart gören futbolculara 2 müsabakadan men cezası verilir. Peki delilin ne olacak? Kaç futbolcu veya teknik adam çıkıp, “Evet bilerek kart gördüm” diyerek itirafta bulunacak. İstisnalar kaideyi bozmaz.
Çözüm basit: Kupadaki kartlar kupada, ligdeki kartlar ligde geçerlidir. Nokta!

Senin için hazırladığımız haberler