Demirkol: "Bu olmadan bataklık olur"

08.10.2017 - 10:05 | Son Güncellenme: 08.10.2017 - 10:05

Demirkol: "Bu olmadan bataklık olur"

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol,  Fanatik Gazetesi’ndeki köşesinde Türkiye A Milli Futbol  Takımı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Demirkol’un yazısı şu şekilde:

Biz kurarak değil, bozarak bir gelecek kuruyoruz. Halbuki Arda, Cengiz Ünder’di. Şimdi Cengiz’e, elenmenin sebebinin kadro dışı kalması olduğunu söylüyoruz. Emre ve Arda’yı böyle delirttik. ‘Dayı’ kültürü değişmeli, ‘İmparator’ değil, ‘sporcu’ üretmeliyiz.

2003 yılında Letonya’ya elendiğimizde, ‘Neden o dönem parlak bir dönem geçiren Ümit Milli Takım’la o maçı oynamadığımızı sormuştuk Şenol Güneş’e’. Bugün Cengiz neden yok? Abdülkadir neden çağrılmıyor? diye soruyoruz ya, o gün de neden Selçuk Şahin yok? diye soruyorduk. Çünkü biz daha genç olanı getirince sorun çözülür sanıyoruz. Kurarak değil, bozarak bir gelecek tahayyülü... Orada olan herkes gitsin gençleri gelsin. Bulduğumuz çözüm bu. İnsan öğütmek. Gençlerin de aynı tarlada yetiştiğini ve son ürün haline geldiklerinde en iyi ihtimalle ‘abileri’ kadar olabileceğini düşünmüyoruz. Arda, Cengiz Ünder’di, Emre, Abdülkadir’di halbuki. Şimdi Cengiz’e de, elenmenin tek sebebinin kendisinin kadro dışı kalması olduğunu söylüyoruz.

Bunu biz yapıyoruz

Cengiz bu sistemde en iyi ihtimalle Arda olacak halbuki. Çünkü biz Emre ve Arda’yı da böyle delirttik. 17 yaşında Leeds’te sahanın ortasında Terim’den dayak yiyen ‘adam’dan ne olabilir ki! O gün maç kazanıldı diye anlı şanlı siyasi yazarlar Terim’in bu tavrını alkışlamadı mı? Terim’i Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermediler mi? Açın bakın. Biz yaptık bunları... Sorunun kaynağı Terim mi peki? Hayır ona da aynı şeyi yaptılar yıllarca...

Sistem bu çünkü. Yetenek Delirtme Cumhuriyeti... ‘Cengiz olsa Dünya Kupası’na gidecektik...’ Bu genç adama söylediğimiz bu. İşte böyle olduğu için Çağlar gibi şahane bir genç, rakip kaleciye faul yaptıktan sonra bir de üstüne yürüyor. Dövecek... Bunu biz yapıyoruz. Sistem üretiyor bu ‘dayı’ kültürünü. Değiştirmemiz gereken bu. Sporcu üretmek lazım, imparatorlar değil. Yani ikinci olarak da yapılması gereken kaynağı düzgün işlemek.

Peki nasıl yapacağız?

Futbolu gerçekten bilenler ve organizasyon kurmayı bilenleri bir araya getireceğiz. Federasyonu, eski futbolcu arpalığı, zengin çocuklarının da prestij ve oyun alanı olmaktan çıkaracağız...

Önce sporun ekonomisini iyi denetleyip çalmayıçırpmayı, har vurup harman savurmayı keseceğiz. Sonra organizasyonu kuracağız. Futbolu gerçekten bilenler ve organizasyon kurmayı bilenleri profesyonel bir yapıda bir araya getireceğiz. İşini iyi bilen her alandan profesyonellerle... Federasyonu eski futbolcu arpalığı, zengin çocuklarının da prestij ve oyun alanı olmaktan çıkaracağız. Ellerini futboldan çekecekler. Almanya’nın 2000 yılından sonra yaptığı atılımı onlardan sonra en iyi bilenler, orada bunun eğitimini alan Türk kökenliler.

Onları getireceğiz

İş bulamayan eski futbolcuların boş oturup maaş aldıkları yer olmaktan çıkaracağız TFF’yi... Gerçekten çalışacak vizyon sahibi az sayıda adama ihtiyacımız var.. Ve TFF sadece altyapılarla ve milli takımla ilgilenecek. Gerçek futbol öğretmenleri üretecek. Altyapıda maaşlar yükselecek. Altyapı antrenörlüğü saygın bir iş olacak. Torpil bulunan bir iş değil. Altyapılara oyuncu alınmayacak sonra. TFF sadece bunlarla uğraşacak. Günlük zırvalarla değil.

Kulüpler Birliği yönetecek

Ligin yönetimini Kulüpler Birliği’ne vereceğiz. Her başları sıkıştığında TFF ve hakemlere saldırıp başarısızlıklarını örtmekten vazgeçecekler. Rakip değil ortak olduklarını bilecekler. Önümüze bir hedef koyacaklar. Ben bir yol açayım: 5 yılda 4 takımla Şampiyonlar Ligi’ne katılım... Birbirlerini yemeyi bırakıp küresel piyasada kapışacaklar. Yerli oyuncu teşvik paketini genişleteceğiz. Türk oynatan daha fazla kazanacak. Yabancı oynatmak isteyen kârını Avrupa’dan toplayacak. Yapamazsa yerliye dönecek. Çünkü FFP tam işleyecek. Yoksa küme düşeceksin. Düzeltmezsen bir daha.. Ve camialar kayırma istemek yerine kulübü o hale getirenlere hesap soracak.

Saçmalıkları hak etmiyor

Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. Çözümü kısıtlamalarda değil, küresel rekabet gücünü artırmakta arayacağız. Hiç bir çocuğumuza, ‘Sen olsaydın Dünya Kupası’na giderdik’ demeyeceğiz. ‘Sen istersen Dünya Şampiyonu olabilirsin’ diyeceğiz. Bunları yapmazsak olmaz. Bunlar olmaz diyen futboldan çekilsin. Çünkü onlar zaten futbolda olmak istemiyor. Mutsuzluklarını futbol üzerinden kusmak istiyorlar. Futbol, bunlar olur diyenlerle yükselecek. Bu nüfus bu ülke bu saçma salak tartışmaları hak etmiyor. Hak etmediğini düşünenler öne çıkacak. Bu işi böyle çözeceğiz.

Hesap verilmiyor!

Eskişehirspor son 5 yıldaki transfer alışverişinden tam 64 milyon TL artı yazmış. Geçen yaz açıklanan resmi borç miktarı ise 116 milyon TL. Kulaktan kulağa asıl borç rakamının 200 milyon TL olduğu konuşuluyor. Bilet, yayın, sponsor, ligde başarı payı, devletten alınanları saymıyorum bile. Yani kaba bir hesapla 500 milyon TL harcanmış. Stadı yapan da TOKİ. Kulübe bir mali yükü yok. Peki bu mali tablo, bu iflas nasıl oluyor? Eskişehir bu ülkenin futbolunun ortalaması. Her yönüyle. Dolayısıyla bu korkunç mali tablo herkes için daha büyük ya da daha küçük bir şekilde var. İşte Galatasaray yine UEFA’yla anlaşmaya gidiyor. İşte Fenerbahçe gelirlerini temlikleyip korkunç krediler alıyor vs. vs...

Bu nasıl oluyor?

Denetimsiz yüz milyonlarca dolar piyasada dönüyor. Başı sıkışan devlete gidiyor. Vergi vermiyor, statlar bedava, hesapları gizli. Hesap vermiyor. Peki ne için? Modern zamanlarda 1 kez gidilen bir Dünya Kupası. 1 UEFA Kupası ve 1 Süper Kupası. 2 takımla Devler Ligi’ne katılım yok. Dünya derbisinin tarafları, Vardar ve Ostersund’a eleniyor. Denetimsiz 1 milyar Dolar adamı bozar. Ekonomisi kötü ve çürümüş olan hiç bir şey doğru yaşamaz. Önce bunu halletmemiz lazım. Her şeyin başı sağlıklı ekonomidir. Bu olmadan sadece bataklık olur.

Senin için hazırladığımız haberler