Direksiyon Fenerbahçe'de

21.04.2015 - 16:13 | Son Güncellenme: 21.04.2015 - 16:13

Keyifli, tempolu bir maç izledik. Gergin geçeceği belli olan haftalarda Fenerbahçe, şampiyonluk yarışı adına dizginleri eline aldı. 1 puanlık farkı yabana atmamak lazım. Galatasaray, benzer avantaja sahip olmasına rağmen bunu kullanamadı..

İstatistik denilen kavram kuşkusuz her şey değildir, ancak önemli bir detaydır. 27 haftasını geride bıraktığımız Süper Lig'de şu anki lider Fenerbahçe, en az gol yiyen 2. takım durumunda. Diğeri ise 19 golle Abdullah Avcı'nın çalıştırdığı İstanbul Başakşehir...

Galatasaray'ın Trabzonspor'a 2-1 kaybettiği, Beşiktaş'ın ise Kasımpaşa'yı 5-1 geçtiği bir haftada, Fenerbahçe'nin "dişli" Bursaspor ile oynayacağı maç elbette ilgi çekiciydi. Liderlik fırsatını tepmemenin dışında, final haftalarına girilirken üst üste maçlar kazanmak, takıma özgüven enjekte etme konusunda çok önemlidir. Fenerbahçe, 3 hafta üst üste kazanarak bunu gerçekleştirmiş oldu.
 
Maçın ilk yarısında Şenol Güneş'in çalıştırdığı Bursaspor rakibi tehdit eden, gol arzulayan bir yapıdaydı. Takım savunması konusunda da yeşil-beyazlılar genelde başarılı bir görüntü çizdi. Şenol hoca, Fenerbahçe'nin üretkenliğini nasıl kısıtlamaları gerektiğini oyuncularına iyi anlatmış. Fakat bu da Kadıköy'den 3 puanla çıkabilmek için yeterli olmadı. Bursaspor, bulduğu fırsatları iyi kullanamadı. Kullanmaları gerekiyordu. Ofansif anlamda eksik kaldılar.

Konuk takımın formasını giyen Belluschi'nin ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golü çok ilginç ve tartışmaya açık bir karar. Yeşil-beyazlıların bu karara tepki göstermesini doğal karşılamak gerek. Bu tip maçlarda öne geçerseniz büyük avantaj sağlarsınız. Bu açıdan Bursaspor'un haksızlığa uğradığını düşünüyorum. Bursaspor, bu kadar iyi mücadele ettiği bir maçta en azından 1 puanla dönebilmeliydi.

İsmail Kartal'ın doğru hamlesi...

Diego'nun oynatılmamasının nedeni "teknik bir karar" olarak açıklansa da ben öyle olduğunu düşünmüyorum. İsmail Kartal'ın, "Teknik bir karar" sözü Diego'yu takıma almamak için uydurulmuş bir kılıftır. Bu arada Kuyt'ın ısınırken sakatlık yaşaması elbette bir dezavantajdı. Sarı-lacivertlilerde Emenike çok sönük kaldı ve oynadığı bölgenin etkinliğini düşürdü. Kartal'ın, Hasan Ali hamlesi ve Caner'i daha çok oyuna sokma düşüncesi ise olumlu sonuç verdi.

Topu daha çok rakip yarı alanda tutabilmek ve pozisyon üretebilmek kıymetlidir. Özellikle ikinci yarıda Bursaspor'un biraz oyundan düştüğü gerçeğini de kabul etmek lazım. Her ne kadar teknik kapasitesi yüksek ve diri futbolculardan oluşan bir kadroya sahip olsalar da dinamizm kaybı yaşıyorlar.

Bu maçta bana göre birkaç tane kırılma anı vardı. Ofsayt sebebiyle iptal edilen gol ve Hasan Ali'nin çizgiden çıkardığı top hafızalara kazındı. Son bölümde yapılan savunma-kaleci birleşimi hata ve pozisyon bilgisi-takipçiliği iyi olan Webo'nun dokunuşu skoru belirledi.

Keyifli, tempolu bir maç izledik. Gergin geçeceği belli olan haftalarda Fenerbahçe, şampiyonluk yarışı adına dizginleri eline aldı. 1 puanlık farkı yabana atmamak lazım. Galatasaray, benzer avantaja sahip olmasına rağmen bunu kullanamadı. Ligde kolay maç yok ama fikstür konusunda biraz daha avantajlı olan taraf bence Fenerbahçe'dir. Fenerbahçe'nin, kritik maçlarda 1-0 kazanıyor olması da ayrı bir detay.

Bu arada Fenerbahçe Ülker'in basketbolda attığı dev adımı da unutmamak gerek. Obradovic ve öğrencileri çok önemli bir rakibi geçmeyi başardı. Maccabi maçları, "efsane" maçlar kategorisine girebilir. Basketbolun ne kadar değerli bir spor olduğunu, sanırım parkede aldıkları galibiyetle herkese gösterdiler.

Senin için hazırladığımız haberler