Fenerbahçe maçı sonrası flaş yorum: 'Maceraya gerek yok'

12.11.2018 - 08:37 | Son Güncellenme: 12.11.2018 - 11:37

Fenerbahçe maçı sonrası flaş yorum: 'Maceraya gerek yok'

Valbuena iş başında - Erman Özgür / Fanatik

Sezon başından beri en ofansif kadro ile sahadaydı Fenerbahçe. Orta sahada oyunu dikine oynama içgüdüsüne ve özelliğine sahip İsla ve Eljif ile gelen tempolu oyun, taraftarın da desteğini alınca coşkulu oyuna dönüştü. Problem çözen oyuncusu Valbuena yine devredeydi. Kolay ceza sahasına girdi. Ayew ve Frey ile bulduğu gollerde hafif Haydar hatalı olsa da çabuk hücum etmek isteyen Alanya’ya pozisyon vermediği bir ilk yarı oynadı. 2. yarıya ise daha kontrollü başladı. Oyun dengelendi. Ancak asıl sıkıntı Şener sakatlanınca başladı. Şener’in yerine İsmail’i alan Koeman direk İsmail’i sağ bek oynatmak yerine saha içinde 3 oyuncunun birden yerini değiştirerek tek santrforlu sisteme dönmesi Alanya için fırsatlar doğurdu. Ancak Harun izin vermedi. Sonuçta Fenerbahçe son maçlarda arkasına aldığı rüzgar ile Alanya’yı ilk yarıdaki tempolu oyunuyla yenerek ligde adeta çıkışa geçtiğini ilan etmiş oldu.

Gecenin sorusu?
Fenerbahçe iç saha oyununu buldu mu? Koeman’ın ilk 11 tercihi sezonun geri kalanı için iç sahadaki en doğru 11’di. Ancak derbiler ve özel maçlarda Topal ya da Ekici gibi oyuncular 11’e girebilirler.

Maçın starı
Yeteneği ve kalitesi tartışılır. Ancak kazanma arzusu, iyi niyeti ve sahada her yere basıp attığı gol ile birlikte takım savunmasına yaptığı katkı Frey’i gecenin yıldızı yaptı.

Maçın olayı!
Görünen o ki Koeman’ın Fenerbahçe kadrosuna Cocu’dan çok daha hakim. Bu hakimiyeti Isla gibi oyuncuları farklı bölgelerde oynatıp performans alarak ispatlaması gecenin olayıydı.

Kısa mesaj
Slimani kazanan özgüvenli Fenerbahçe takımında performansı ile hayal kırıklığı yaratan tek oyuncu oldu.

Serdar Ali Çelikler - Fransız modası / Habertürk

Önce Galatasaray maçında 50 bin seyircinin önünde 2-0'dan geri döndüler. Fenerbahçelilerin hemen hepsi şunu söyledi: "Galibiyeti kaçırdık. Ölü halimizi bile yenemediler.. Bu halimizle bile yenemediler.." Galatasaraylılar ne derse desin 

Fenerbahçeliler maç sonu olaylar için de şunu diyor:
"Bizi yenemediler, galibiyeti kaçıran da biz olduğumuz için zorlarına gitti.. Fatih de Hasan da ondan çıldırdı.." Bu düşünce yapısı takıma ve camiaya moral verdi. Hafta içi cezalar konusunda da fazla polemikle uğraşmadılar. 

Anderlecht maçı kritikti. O maç da neredeyse doğru dürüst pozisyon vermeden kazanılınca Alanya maçına "yeniden" motive olmaya teşne bir camia olarak hazırlandılar. Maça da iyi başlayıp pozisyon da üretilince taraftar da desteği artırdı. Ayew'in golü kilidi açtı, Frey'in golü de skoru rahatlattı. İkinci devrede Koeman doğru bir şey yaptı. 4-2-4 oynuyor takım. 2-0 olunca, takımının hafta içi yorgunluğunu da dikkate alıp 4-2-3-1'e döndürdü takımını. Frey'i sola attı; Valbuena'yı da santrafor arkasına çekti. Bu diziliş Alanya'ya topu bırakıp kontraya çıkmaya dayalı bir düzen içeriyordu. Sadece bir kez doğru kontra yapabildiler. Koeman'ın hatası Şener'in sakatlığında Isla'yı sağ beke çektikten sonra İsmail'i orta göbeğe almasıydı. İsmail de hemen sarı kartlık olunca bu kez defansif işler aksadı. Takım iyice gömüldü. 'Kayıp Hazine' Slimani de hiç top tutamayınca Alanya etken takım oldu. Harun'un 62 ve 77'deki 2 kurtarışları takımı tuttu.. Koeman'ı değişiklikleri konusunda soru işaretli olarak değerlendiriyorum. Ama artıları var. 

Misal kompleksi yok belli ki.. Kendisine tripli tweet atan Benzia'ya sadece 1 maç ceza verip oyuna alması gibi.. (Benzia ile sözleşme yenilenmemeli o ayrı kompleks yapmaması ayrı)

Isla'yı orta ikilide değerlendirmesi soru işaretli de olsa bu oyuncuyu dün çok beğendim. Bu da artı.

Ve elbette Valbuena'yı kazandı. Bu oyuncu iki yıldır teknik adam gadrine uğradı. Ama görüldü ki yetenek bir çok sorunu çözebiliyor. Koeman, Valbuena'yı sadece son 30 metrede risk alması konusunda ikna edebilirse daha da fazla verim alır. Bu konuda kendisini tebrik ediyorum. Fenerbahçe'yi ayağa kaldıran Fransız modası oldu. Önce Galatasaray maçında kazanılan moral; sonra 2 maçı kazandıran Valbuena.. Muhtemelen Koeman ile devre arasına kadar devam edilecek. O zaman tavsiyelerime başlayayım:

Sayın Erwin Koeman, İsmail Köybaşı ancak ve sadece sol bek yedeği olur, hoş o bile tartışılır ama orta saha, sol ön falan aman diyim...

Şu Ayew Cocu'yu da seni de CV'si ile etkilemiş belli ki ama bu oyuncu da çok güvenilir bir isim değil. 

Isla orta ikilide bu maç iyiydi. Topal da düzeldi. Jailson'un yokluğunda bu iki isim olabilir. 

Islam Slimani için bence Trabzonspor maçı son şans olmalı. O maçta da olmazsa Frey tek oynasın sistem 4-2-3-1'e dönsün mesela.. Zaten 5 maç sonra Soldado döndüğünde kesin ilk tercih o olmalı..

Naçizane fikirlerim bunlar.. 
Bu arada F.Bahçe altyapısında yetişmiş Alanya stoperi Merih Demiral'ı özellikle açık alanda çok beğendim. Büyük takım stoperi olabileceğine dair işaretler verdi. Yolu açık olsun..

Valbuena devri - Mehmet Demirkol / Fanatik

Antrenör takımından Valbuena takımına... Geçen yıl 11. haftada o ünlü Osmanlıspor maçından sonra Valbuena hızlı bir şekilde ilk 11’in dışına çıkmıştı, hatırlarsınız. Fenerbahçe lider Galatasaray’ın 9 puan gerisinde lig 7.’siydi. Fransız kulübeye gidince Fenerbahçe devreyi Galatasaray’ın 2, Başakşehir’in 3 puan gerisinde kapattı. Valbuena savunmaya yardım etmediği için değil taktik disipline uymadığı için formayı kaybetmişti o gün. ‘Antrenör Takımı’ olmak için bu gerekiyordu. 1 yıl sonra Fenerbahçe küme düşme hattında ve bu kez Koeman ‘Valbuena takımı’nı etkili bir çözüm olarak masaya koydu. Frey, Hasan Ali, Elijf ve dün orta sahada mükemmel oynayan Isla onu taşıdılar. Koeman ona 3. bölgede özgür bir ortam tanıdı. Fazlalık değil oyunun mobil merkezi olarak lanse etti. Yani demek ki takımı değiştirmiyorsan lideri değiştir lafı sadece teknik direktör için geçerli değil.

Gecenin sorusu
İkinci yarıda iyi işleyen 4-4- 2’den 4-2-3-1’e daha yakın bir oyuna neden geçildi. Enerji tasarrufu için mi? Amaç skoru tutmaksa tamam. Ama oyun geriledi.

Maçın starı
Valbuena ilk yarıda tutulması zor, hareketli ve serbest oyunuyla farklı yarattı. Fenerbahçe 2. bölgeye kadar rakibi bekledi ve onu mümkün olduğu kadar 2’den 3’e geçişte kullandı. Yani tehlikeli işler yapacağı yerde ve pozisyonda değil, tehlikeler yaratacağı yerde.

Maçın olayı
Skrtel ve Roman’ın geri kaçmaktansa ilk toplara önde basışı Fenerbahçe’nin oyun boyunu kısalttı. Frey’in öndeki pres çabası da gelince ev sahibi daha kompakt bir takım oldu.

Kısa mesaj
Erwin Koeman’la devam... Yeni bir maceraya gerek yok.

Beyin artık sahada - Erman Toroğlu (Sabah)

F.Bahçe'de bir şeyler değişiyor belli. Ama hangi oranda? Yalnız şu bir gerçek; Fenerbahçe son 1.5 yıldır beyinsiz oynuyordu. Ama gelen teknik adamlar bir türlü göremedi. O beyin hiç ortada görünmedi, hep kenarda oturdu, dinlendi. Sonunda bu teknik adam o beyni sahaya sürdü ve Fenerbahçe top oynamaya başladı. İlk yarıda Fenerbahçe iyi mücadele etti, iyi işler yaptı. Aman aman mı oynadı? Hayır... Ama iyi mücadele etti. Atılan ilk gole bir bakın! Valbuena inanılmaz derecede bir mücadeleyle topu geriden çıkarıyor. Ona bariz faul yapıyorlar, hakem "avantaj" diyor. Aynı hakem rakip takımın mükemmel bir avantaj pozisyonunu kesmişti ama burada o hatayı yapmadı. Hakemin avantajı, sonra tekrar Valbuena, sonra Ayew, sonra gol... Yani daha 70 metreden gol olacağı belli ve gol oluyor. İkinci golde yine Valbuena var. Yani herpozisyonda Valbuena var. Valbuena ikinci yarıda çıkınca F.Bahçe teklemeye başladı. 

Ama teknik adam da hatalı işler yaptı. Mesela İsmail Köybaşı'nı bitirdi. İsmail Köybaşı'nı alıyorsun, İsla'yı beke koyuyorsun. Yanlış! Aslında Koeman'ın yaptığı en güzel olay İsla'yı önce en ideal yerde oynatmasıydı. İsla Valbuena'dan sonra ikinci en iyi adamdı. Ama İsmail'i oyuna alıp, İsla'yı da yerinden oynatınca bence iki hatayı bir arada yaptı. Madem onu yapıyorsun Köybaşı'nı al beke! Hasan Ali bile ortada daha iyi olurdu. Bu, şunu gösteriyor; yabancı teknik adamlar bizi öğrenene kadar bayağı vakit geçecek! Frey mi? İyi mücadele ediyor, stoperleri alıp götürüyor, orta sahaya geliyor, iki kişilik koşuyor ama Fenerbahçe'nin santrforu mu? Hayır... Neden? F.Bahçe'nin santrforu, 2 pozisyona girip 2'sini atacak, 3 pozisyona girip 3'ünü atacak, 4 fırsatın 4'ünü değerlendirecek. 5 pozisyona girip 1 atıyorsan, F.Bahçe'nin forveti olamazsın. Hoş, Alanyaspor da Fenerbahçe'nin istediği gibi oynadı. Oyunu kilitlemediler, açık alanda oynadılar.

Koeman'ın farkı aklı - Gürcan Bilgiç (Sabah)

Bu sezon ilk defa bir maçın kenar tarafından yönetildiğini gördüm. Koeman'ın elindeki kadroyu seçme şansı zaten sınırlıydı. İçeriden yaptığı görev değişiklikleri, aynı kadro ile iki farklı oyunu oynama kararı verdirdi ve zor günleri geçerken, rahat bir nefes alan Fenerbahçe'yigetirdi bize. Oyuncu becerisindeki sınırlı kaliteyi, ikiye bölerek yeni bir karar verdi Hollandalı. 7 kişi koşturup, kalan üçü için (Valbuena, Slimani ve Ayew) "gol de size kaldı" taktiğine döndü. Elinde Reyes varken, Isla'yı ön libero oynatması da objektif oyuncu değerlendirmesiydi.Kendisinden önceki gibi "Bir görelim bakalım" fikrine gelmeden, kimin; ne yapabileceğinifutbol adamı gözüyle ölçtü.

2-0 biten ilk yarının ardından "empati" girdi devreye. Maçı kazanmak önemliydi. Rakip teknik adamın Valbuena'nın kanadını daha çok kullanmak isteyeceğini tahmin etti. Frey'den taktik disiplin istedi, dönüp Ayew'e de muhtemelen aynısını söyledi. Alanya'nın baskısı bu akılla gelişmek istedi ama atakları hep ortaya yönlendirerek, kendi kalabalıklarında boğdular. 

İlginçtir; hepimizin gözündeki birinci isim Slimani olmasına rağmen, maçın etkili ismi Frey oldu. Son 10 dakikada tek santrfora dönmesiyle birlikte Slimani'nin öne taşıyamadığı takımı, uzun toplara saldırarak rahatlatlattı. 6 maçtır ligde kazanamayan takım, milli maç arasına galibiyetin morali ve keyfi ile girecek. Bu yenilenme hamlesinde çok değerli hamle şansını da tanıyacaktır.

Ve Valbuena... Eğer artık oyun karakteri olmayan, mücadele takımıysanız; tecrübeli yıldızınıza da maçı emanet edersiniz. Koeman'ı Cocu'dan farklı biri yapan da bu akıl zaten. Kurt Fransız, kendini önemli görenleri yanıltmadan oynuyor. İyi mücadele ediyor, fizik gücü yettiğince de koşmaktan sakınmıyor. Bir de Şener'in sakatlığı ve sonrası. Oyuncu kenara giderken neredeyse tüm takım gelip, sırtına vurdu. "Birliktelik" lafla olmuyor. Birbirine sahip çıkan ve arkadaşı için üzülen bir grup yaratılıyor.

Senin için hazırladığımız haberler