Galatasaray için çarpıcı yorum: 'En dramatik olan da...'

29.11.2018 - 09:10 | Son Güncellenme: 29.11.2018 - 12:10

Galatasaray için çarpıcı yorum: 'En dramatik olan da...'

Mağlubiyeti hak eden performans - Erman Özgür / Fanatik

İlk 43 dakikada yani gol yiyene kadarki Galatasaray’ın, her şey istediği gibiydi. Donk’un zaman zaman savunmanın ortasına girmesi, Ndiaye ve Fernando’nun pozisyon bilgileri ile enerjileri sayesinde Lokomotiv’e pozisyon vermezken, ceza sahasına gereğinden fazla gömüldüğü pozisyonda golü yiyince her şey tersine döndü. Galatasaray, sanki ilk kez gol yemiş gibi ikinci yarıya düşük tempolu moralsiz ve özgüvensiz bir takım olarak döndü. Lokomotiv, Galatasaray’ın tabiri caizse ipin ucunu saldığı maçta hem işin savunma kısmını, hem de hücum savunmasını çok daha iyi yapmaya başladı. Ozan ve Donk haricinde oyuncuların vücut dili, bu maçı çevirmek için çok da niyetli olmadıklarını gösterdi. Sonuçta Galatasaray, gole kadar oyunu dengede tutan performasına rağmen golden sonra mağlubiyeti hakeden bir performans ortaya koydu.

Gecenin sorusu?

Santrfor problemi nasıl çözülür? Görünen o ki Eren, ne fiziksel ne de psikolojik olarak 1. santrfor olabilecek durumda değil. Onyekuru’nun derbide tek santrfor olarak sahaya çıkabileceğini düşünüyorum.

Maçın starı

Anton Miranchuk, Lokomotiv maçında hem işin savunma kısmını hem de 90 dakika boyunca dayanıklılığıyla ve oyunu dikine oynaması ile maçın en iyisiydi.

Maçın olayı

4 as oyuncusu geri dönmüş olmasına rağmen Galatasaray’ın maçın genelindeki hücum performansının kötülüğü hem maçın olayı hem de maçın hayal kırıklığıydı. 

Kısa mesaj

Ozan Kabak, tecrübesizliğine rağmen 90 dakika içerisinde sadece tek bir hata yapıp, Galatasaray’ın en iyisi olduysa artık gençlere her kulvarda şans verebilmek Fatih Terim için mümkün.

Galatasaray sıkıntılı - Osman Şenher / Milliyet

Şampiyonlar Ligi’nin heyecanı, motivasyonu, getirisi çok fazladır. Böyle büyük maçlarda rakip kim olursa olsun, futbolcuların daha istekli olması ve sorumluluk alması lazım.

Yalan yok; Lokomotiv Moskova, sarı-kırmızılıların ayarında bir ekip değil. Ama sahaya baktığın zaman hırsları, mücadeleleri, istekleri rakiplerinden daha çoktu.

Benim anlayamadığım, arkadaşları mücadele ederken Ndiaye, Rodrigues ve Donk kaç haftadır maç yapmıyor. Böyle bir karşılaşmada bütün takımı taşımaları gerekir, ortaya daha farklı bir futbol koymaları gerekirdi. Ama maalesef ortada yoktular. Hele Ndiaye hiç yoktu.

Nagatomo ağır bir sakatlık geçirdi. Ciğeri söndü, toparlandı, kendi arzusuyla oynamak istedi. Ne var ki eski görüntüsü yok. Onyekuru süratli bir futbolcu kabul ediyorum ama boş alan bulup etkili olamadı. Linnes sağ kulvarı iyi kullandı. Sahada en çok mücadele veren sarı-kırmızılı futbolcuydu. Son toplarda ise etkisizdi.

Fernando takımın en büyük yıldızı diyorsunuz, iki haftadır o da bir düşüş yaşıyor. Eren bir türlü etkili olamıyor. Kanatlardan doğru dürüst top gelmeyince, hava hakimiyetini de kullanamıyor. Serdar, Ozan zaman zaman rakip karşısında ağır kaldı.

Fatih Terim, Donk’u da üçüncü stoper olarak oynatarak biraz olsun tedbir aldı. Ancak ne yaparsa yapsın dün gece takımın temposu, mücadele gücü yetersizdi.

Şimdi ne olacak? Burada İstanbul’da Porto’yu yenmek için çok büyük bir mücadele ortaya koymaları gerekiyor. Allah muhafaza, Portekiz ekibi karşısında alınacak kötü bir sonuç, Lokomotiv’in olası bir Schalke galibiyeti zor bir ihtimal olsa da, Galatasaray’ın Avrupa kupalarından elenmesine sebep olur.

Şimdi gruptaki son maç daha da önem kazandı. Sarı-kırmızılı futbolcuların aklını başına toplaması lazım. Süper Lig’de cezalı futbolcular yüzünden sıkıntı çekiliyor. Ancak Şampiyonlar Ligi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çıkıp aslanlar gibi mücadele etmeleri gerekiyor.

Acı fatura - Attila Gökçe / Milliyet

Hava buz gibi, sıfırın altında 10 derece... Saha yerden ısıtmalı ama zemin kaygan. Oynamak da zor, topu tutmak da zor, atmak da! Buna rağmen Galatasaray için Şampiyonlar Ligi’nin beşinci maçı, Moskova’daki puansız ev sahibi karşısında bahar sıcaklığı yaratabilir, ortalığı aydınlatabilir. Paramparça ve dağınık sürece biraz olsun mutluluk katabilirdi.

Olmadı. İçeride yaşadıkları sıkıntıların ve yanlışların bedelini dışarıda ödediler.

Fatih Terim ve kadroda eli ayağı tutup oynayabilecek tüm futbolcular, ceza engeli olmadan özgürce Şampiyonlar Ligi heyecanı yaşayabilirlerdi. Yapamadılar. Ne yazık ki etkisiz, verimsiz, niyetsiz ve tepkisiz oyunlarıyla umut vaat eden bir varlık gösteremediler.

Fatih Terim, dörtlü savunmada tedavi sonrası Nagatamo’ya görev verirken, Ozan-Serdar ortaklığıyla da beklediği stoper direnişini gerçekleştiremedi. Savunmanın en diri, en iyi adamı Linnes’di dün. Önce rakibe kendi kanadından hücum fırsatı vermedi. Asıl katkısını ise sağ kanattan yaptığı bindirmeler, isabetli ortaları ve hücum organizasyonlarıyla gösterdi. Ndiaye ve Donk kolay ve tembel pasların dışında hiç bir varlık gösteremediler. Donk’un ağırlığı ve reflekssiz oyunu Galatasaray’ın yediği ilk golle sonuçlanan kazaya yol açtı.

Galatasaray’ın asıl sorunu, hemen her bölgede hayal kırıklığı yaratan formsuz oyuncularla mücadele etmek zorunda kalmasıydı. Fernando, Onyekuru, Rodriguez ve Eren Derdiyok inanılmaz ölçüde kötü oynadılar. Döküldüler, desek haksızlık etmiş olmayız.

Lokomotiv Moskova, ligde hayal kırıklığı sonuçlarla beli bükülmüş bir ekip. Dün sakat Manuel Fernandes gibi yaratıcı bir oyuncudan yoksun bir kadroyla mücadele ettiler. Yine de hücumda ve savunmada yerleşmeleri, saha koşullarına uygun fizik güçleriyle fark yarattılar.

Lokomotiv de, Galatasaray da oyunu gösteriden uzak bir disiplinle oynamaya çalıştılar. İlk yarım saatte Galatasaray için bu çok olumluydu. Ancak kazandıkları topları en olmaz yerde en yanlış pas tercihleriyle kaptırmaları ev sahibine psikolojik üstünlük sağladı.

Galatasaray’da formsuzlarla birlikte direnenler de hata yapmaya başladılar. Lokomotiv Moskova, kazandığı topları Miranchuk ve Farfan’a atarak sağ ve sol kanattan en az 5’li, 6’lı hücum setleri oluşturmaya başladı. Galatasaray da set oyununda varlık göstermeye çalıştı ama Eren Derdiyok’la, Rodriguez’le, Onyekuru ile olacak iş değildi.

Terim’in maç içindeki hamleleri de hazindi. Feghouli, Selçuk ve Mariano da derde deva olmadı. En dramatik olan da, reaksiyonsuz bir Galatasaray izlememizdi. Şimdi son Porto maçında sahaya UEFA’da devam umuduyla çıkacaklar. Bir yandan Kulüpler Birliği, bir yandan dağınık takım psikolojisi heyecan vermeye yetmiyor. Kaldı ki, o eski ve büyük heyecanın üzerinden 18 yıl geçmiş... Şimdi başka heyecanlar yaşamak vardı cancağızım!

Strateji işlemedi - Mehmet Demirkol / Fanatik

Kimse Şampiyonlar Ligi havasında değil. Ozan ve Donk dışında hiçbir oyuncu, Şampiyonlar Ligi’nde olduğunun farkında değil. Kimse sorumluluk almıyor. Kimse mücadele etmiyor.Duruma isyan eden yok. Burada oyunun taktik detaylarına girmek lüzumsuz. Cephane yoksa, asker motive değilse strateji konuşmak manasızlaşıyor. Donk’un dünkü 3’lü savunmanın merkezi görevi üzerine bir analiz yapmak manalı değil çünkü 4’lü oyunda orta sahada oynasa da destek, dayanışma ve bağlantı eksiği var.Denk başlayan oyunda her dakika geriye gidiş bundan. Terim, Fernando ve Ndiaye’nin merkezinde olduğu oyunda iki kanat savunmacısını oyuna sokup açıkları içe atmak istedi... Orta sahadan iki kanada top açamadılar. Strateji işlemedi. 2. yarıda bunu Selçuk ve Feghouli’yle yapmaya çalıştı ama yine olmadı. İlk maçın ardından Galatasaray’ın 10-11 puan yapabileceğini düşünmüştüm halbuki. Keyfini çıkaramadıkları için sonuç da alamadılar.

Gecenin sorusu?

Mariano gibi olağanüstü ortalar yapan, 40-50 metreye isabetli pas atan bir oyuncu en azından 2. Yarının başında oyuna alınamaz mıydı? 

Maçın starı

Krychowiak, Galatasaray’ın oyuncularında aradığı yüksek konsantrasyonla sahadaydı. Oyundan hiç kopmadı. İki yönlü oyunu tüm gerekleriyle oynadı. Basit, sade ve etkiliydi?

Maçın olayı

Lokomotiv’e sezonun en iyi oyununu oynattık maalesef. Akın yönünü değiştiremeyişimiz, yavaş kalışımız, temaslı oynayamamak... Çizilen oyun, oyunculara geçmemiş. Bunun sebebi odaklanamamak. Kadro eksiklikleri vs. tamam. Ama asıl sorun kafanın başka yerde olması.

Kısa mesaj

Çok yumuşak, çok isteksiz ve çok vasat. Bir Terim takımına yakışmıyor.

Zihinsel çözülme - Levent Tüzemen / Fotomaç

Türk Telekom'da Lokomotiv'e 3 gol atarken yaratıcı kimliği güçlü olan Emre Akbaba'nın katkısı çok fazlaydı. Emre sadece oynayan değil oynatan, pozisyon üreten atan ve attıran bir oyuncu.
Emre'nin yokluğunu Galatasaray, Belhanda-Feghouli ikilisiyle maalesef dolduramadı. Oyunun ilk yarısında savunma güvenliğini mükemmel uygulayan Galatasaraylı oyuncular Lokomotiv kalesine etkili ataklar yaptı. Ancak final paslarında nokta tercihler olmayınca gol gelmedi.
Galatasaray, eğer golü yemeseydi riski alacak takım Lokomotiv olacaktı. Donk'a çarpıp gol olan top sonrası Galatasaraylı oyuncular ciddi bir öz güven kaybı yaşadı ve ilk toplara yaptıkları baskı refleksini kaybetti. Moskova'da Galatasaray iyi bir golcüye sahip olmamanın eksikliğini fazlasıyla yaşadı.
Rodrigues-Gomis ikilisi hücumda birbirlerini tamamlıyordu. Özellikle Gomis, pas istasyonu olup Rodrigues'in rakibi şaşırtan çalımlar ile şut atmasını sağlıyordu.
Eren bu işi yapamadığından Onyekuru-Rodrigues ikilisi bireysel olarak hareket etmeye çalıştı.
Ayrıca duran topları Rodrigues'in kullanması hataydı.
Şu gerçek; Galatasaray kadrosunun Devler Ligi kalitesinde olmadığı Moskova'da belgelendi.
Çünkü çoğu oyuncu Şampiyonlar Ligi tecrübesine sahip değil. Bu zafiyet Galatasaraylı oyuncularda kırılgan bir yapı oluşturduğu gibi zihinsel çözülme yaratıyor.
Galatasaray, Avrupa Ligi'ne katılmak istiyorsa kendi göbeğini kendi kesmek zorunda.
Porto'yu yenmek için Porto'daki gibi oynamak gerekiyor.

Nerede o eski Aslan! - Evren Turhan / Takvim

GALATASARAY ligdeki sıkıntıları bir kenara bırakarak, Şampiyonlar Ligi'nde çok kritik bir sınava çıktı.
Cezalı oyuncuların da tekrar takıma dönmesiyle Fatih hoca ideal bir kadroyu sahaya sürdü.

İYİ GİDİYORDU
Sarı-Kırmızılılar orta sahayı kalabalık tutarak maça başladı.
Orta sahada Ndiaye- Donk artı Rodrigues… Kenarlarda Linnes ve Nagatomo… Maçtaki tempo tam Galatasaray'ın istediği şekildeydi.

BASİT GOL YEDİK
İlk yarıda Rodrigues ve Onyekuru kenarlardan etkili geldiler ama sonuç alamadılar.
Eren Derdiyok ilk yarıda sahada yoktu.
Orta sahada zaman zaman Donk topla ileri çıktı ama final paslarında etkili olamadı.
İlk yarı berabere bitecek derken çok basit bir gol yedik.
İkinci yarıya aynı 11 ile başlayan Galatasaray posizyon üretmekte zorlandı. Orta sahada kalabalık olmamıza rağmen bir türlü dikine paslarla çıkamadık.

ETKİSİZDİK
Fernando gününde değildi ve yerini Feghouli'ye bıraktı.
Eren Derdiyok takım çıkarken kaptırdığı topla da 2. golü kalemizde gördük. Galatasaray oyunu rakip sahaya bir türlü yıkamadı.
Orta saha etkisiz olunca takımda ileride çoğalamadı.
Galatasaray sadece maçı kaybetmedi gruptan çıkma şansını da yitirdi.
Yazık oldu… Galatasaray'ın önünde şimdi çok kritik bir Beşiktaş derbisi var... Orada alınacak bir galibiyet kötü giden işleri bir anda tersine çevirebilir. Fatih hoca böyle derbileri sever.

MAÇIN EN İYİSİ OZAN
Takımda dün ayakta duran tek isimdi.

MAÇIN EN KÖTÜSÜ NDIAYE
Hayelet gibiydi.
Sürekli top kaybı yaptı.

TFF, MHK, VAR YOK peki Galatasaray nerede? - Serdar Ali Çelikler (Habertürk)

Başlık'ın ilk satırı AMK gazetesinden. Yıllarca söylenip çiğnenen bir yalan olan "Fenerli Medya"nın asla atmadığı başlığı atan ama katiyen "G.Saraylı medya" denilmeyen AMK gazetesi bu başlık ile çıkmıştı bugün. 

Evet, Şampiyonlar Ligi'nde TFF, MHK ve VAR yok..

Ama G.Saray epeydir sahada yok. Aklı selim G.Saraylıların da katılacağı gibi G.Saray uzuuun süredir takım bütünlüğü sergileyemiyor. Oyun planlamasında da Porto maçından bu yana bir taktik farklılık göremedik.

4. torbadan kuraya girip bundan daha iyi bir kura çekilemez..

Hele hele 1. torbadan Lokomotiv'i çekiyorsanız bu gruptan çıkmayı planlarsınız. Bir de ilk maçınızda 1. torba takımı Lokomotiv'i 3-0 yeniyorsanız bu iddianızı da güçlenildirirsiniz. Ama kalan 4 maçta hiç gol atamayan, iç sahadaki Schalke müsabakada şansla 1 puan alabilen, Almanya'da haklı bir yenilgi alan G.Saray tek iyi maçını Porto'ya karşı oynayarak turnuvaya veda etmişti.

 

Moskova'yı yenemeyecekleri baştan belliydi. Ama burada bir beraberlik gayet olası idi. Tek tek detaya girmek istemiyorum. 3'lü oynadılar, şöyle olsaydı demeye lüzum görmüyorum. Gerçekten son derece kısıtlı bir kadro ile zayıf bir ekip görünümünde olan rakibine karşı ilk isabetlu şutunuzu 60. dakikada atabilmişseniz oturup düşünmeniz lazım. Rakibin 2 topu direkten dönmüşse, çok net 2 pozisyonu harcamışlarsa ikili averajı kaybetmediğinize de dua etmelisiniz.

G.Saray Kasım ayına iyi başlamadı ve kötü bitiriyor. Bir sürü haklı gerekçe olabilir. Ancak G.Saray'ın son derece formsuz olduğunu da konuşmak lazım.

N'Diaye benim adıma gerçek bir hayal kırıklığı.. Bu oyuncunun ligimizde fark edilir bir katkı sağlayacağını düşünürken inanılmaz düşüşüne anlam veremiyorum.

Bu oyuncu dışında ilk devrede Linnes ve 2. devrede Ozan Kabak dışında iyi oynayabilen yoktu zaten. Yine de bu gruptan 3. olup çıkılabilir. Çünkü ikili averaj hala temsilcimizde.

Ancak Fatih Terim'in bir karar vermesi lazım.. Sahalara dönecek mi? Başkanlık yürüyüşüne devam mı edecek?

Senin için hazırladığımız haberler