Güneş'ten Karius'a: "Manken gibi kaleciler..."

Trabzonlu ünlü şair, yazar Sunay Akın, Milli Takımlar teknik direktörü, Şenol Güneş'i kendi youtube kanalında konuk etti. 

''Eski gezginlerin denizden bakınca tavus kuşuna benzettiği Trabzon'un Sotka mahallesinde bir çocuk, sokakta arkadaşlarıyla maç yaparken kaleye geçiyor. Top olarak da sıkılmış limon kabuğu tutuyor. O çocuk, futbol kariyerine kaleci olarak başladı ve sonrasında başarılı bir teknik direktör oldu.''

İşte o çocuk, Şenol Güneş'in hayat hikayesi

''Lisenin bahçesinde futbol oynardık, o heyecan deplasmanda olmuyor. Hafta sonu tüm komşular toplanıp piknik yapardık. 15 yaşına kadar lisede top oynardık. O zaman bizi gördüler beğendiler lisans çıkardılar. Bizim hayallerimiz kadar, bizi bulanların da katkısı bize çok oldu. Kaleye kimse geçmezdi, herkes önde oynamak isterdi. Topu olanı ben kaleye geçmem derdi. Ben okulda hep önde oynardım. Beni öne koyarlardı. Benim abim forvet isi aynı zamanda kaleciydi. Beni kaleye geçirdi kendisi forvete geçti. Beni kandırdı. Büyüklerin oynadığı maçlarda beğenildim, 15 yaşında bana lisans çıkardılar.  İsmim o zamanlar 'Küçük Kaleci' olarak anılırdı.''

''Lise yıllarında, devamsızlık mümkün değil. Futbolu aile istemiyor, beğenilmezdi, herkes boş insanlar oynar derdi. Maçlara gitmek için okuldan ayrılmanız gerekiyordu. Bazen devamsızlığı arkadaşlarımız yardımcı olur imza atardı. Çok yoğun bir dönemdi. Üniversite zamanlarına geldiğimiz zaman uzun süren dersler vardı. Öğle arasına girdiğimiz zaman Avni Aker'e gider, koşu yapardık.  Hemen okula geri dönerdik. Bize o zamanlar güzel ve kolay geliyordu. Şakir'in arabası vardı. O bizi götürürdü.  4 sene öğretmenlik yaptım. Bazen giremezdim dersleri öğlen boşlukta yapardım. Hem Milli Takım, hem Trabzonspor hem okul çok yorucuydu. Bırakmak istiyordum okulu müdür bırakmazdı beni. ''Aman hocam yapma çocuklar seni seviyor'' derdi.''

''Geçen bir maç seyrettim, 3 tane Beşiktaş kadrosunda, 4 tane Fenerbahçe'de toplam 7 tane Türk oyuncu vardı. Bütün oyunculara bakarsanız gözünüzden kaçırabilirsiniz. Az oyuncuya bakmak lazım. Bunların hepsinin sorunları da var çözümleri de var. Siz şikayetçi olmak durumunda değilsiniz. Haklarınız olabilir ama şikayetçi olmanız sizin başarınızı engeller. Hayatınızda çıkan engelleri basamak olarak adım olarak kullanmak mı istiyorsunuz ben burayı çıkamam atlarım mı dersiniz. Biz çok düştük oradan artık öğrendik. Düşmeler kalkmalar vardır. Önemli olan düşünce kalkmasını bilmek lazım. Ben inanıyorum ki herkes bu dönemlerden geçmiştir. Ben mutluyum şu an, Allah bana bu şansı verdi. Avrupa şampiyonasına 2004'te katılamadık. Bunu telafi etmem gerekiyordu. TFF bu şansı verdi. Şimdi inşallah başarılı oluruz. Çok az katıldığımız Dünya Kupasına 20 sene sonra katılma şansımız olacak. 2 defa dünya kupasına katıldık. Futbolumuzda bugün olan sorunları çözüp yeniden sevilen futbolu herkese sevdirmek istiyoruz.''

''Orta birinci sınıftayken, sınıfta 25-30 öğrenci vardı. Sınıfın çalışkanı tembeli hep belliydi. Bir çocuk vardı hep 1-2 alıyordu. Bir soru soruldu ''Harita üzerinde ölçeğe göre 2 cm gerçek mesafesi kaç'' diye soru sorulurdu. Bu soruyu kolay kolay kimse bilmez, kopya çekme şansında yok. Tek yapan kişide o 1-2 alan çocuk yapardı. Ders anlamazdı ama bunu yapardı. Çocuğun zekası var, neden başarısız olduğunu biliyorsun. Çocuğun annesi ve babası üvey olduğu için çocuk evde sağlıksız şekilde yaşıyor bu okulda sorun oluyor. Bu bizim sosyal sorunumuz. İlkokul mezunu olsun gerisi önemli değil diyorlardı. İnsanı duygularımızı vermemiz lazım. Bugün her şey çok iyi futbol çok iyi olması lazım. Geçmişte olmayan her şey var. Futbolun iyi olması için her şeyi yapmamız lazım.''

''Kaleci müzesi kur ama kötü kalecileri de koy mutlaka. Hep iyileri koyma. Artısı, eksisi var bu işin. Manken gibi arkadaşlarımız var ama kötü gol yiyorlardı. Onları da koy. Kalecilik zeka işi.''

''Futbol herkesin ilgi alanı, herkesin haklı olduğu yerler var. Sosyal medyadan çoğu arkadaşla görüşüyorum. Milli takım kadrosu yapıyorsanız bana da verin dedim. Siz söyleyin en son kararı ben veririm. Farklılıklarla beraber birlikte yaşamamız lazım. Şimdi burada herkes bir kadro çıkarsa çok değişik kadro çıkar bunları alıp farklılık yapmamız lazım. Ben kadro kuruyorum bunları uzun çalışma sonucunda yapıyorum. Milli takım maçı kazandı diyoruz ben onun üzerinde çok çalıştım. Kamp, seyahat, organizasyon, rakip analizleri, kendi oyuncularımız oturması, eksiklere önlem alma gibi... Çalışıyoruz. Misal bu takım çıksın diyorlar senin dediğini ben yıllardır yapıyorum. Ben 52 senedir bu işin içerisindeyim. Ben bildiğimi iddia etmiyorum. Ama işimi yapıyorum. Bu nesil çok farklı nesil. Biz kendimizi katıyoruz oyuncuya, onlar da ki yanlışları atıyoruz. Onların yaratıcılığını geliştirerek öğretmenliğe geçmeye çalışıyoruz.''