
Türk güreşinin efsane isimleri arasında yer alan Yaşar Doğu, vefatının 62. yılında anıldı. Yaşar Doğu'nun oğlu Gazanfer Doğu, açıklamalarda bulundu.
Son dakika güreş haberleri | Vefatının 62. yılında anılan Yaşar Doğu, kazandığı başarılarla Türk güreşinin efsaneleri arasında yer alıyor. İşte detaylar.
Türk güreşinin efsane isimleri arasında yer alan Yaşar Doğu, vefatının 62. yılında anıldı. Yaşar Doğu'nun oğlu Gazanfer Doğu, açıklamalarda bulundu.
Babasının 1. Dünya Savaşı'nda şehit olması üzerine dedesinin köyü Emirli'de büyüyen Yaşar Doğu, çocukluğunun geçtiği bu köyde karakucak güreşi yapmaya başladı. Elde ettiği başarılarla ünü duyulmaya başlayan Yaşar Doğu, Ankara'da askerliğini yaparken minder güreşine geçti.
1939'da Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda 66 kiloda mücadele eden Yaşar Doğu, yaptığı dört güreşin birinde mağlup olarak ikinci sırayı aldı. Bu, efsane güreşçinin kariyeri boyunca ay-yıldızlı mayoyla aldığı ilk ve tek yenilgi oldu.
1940 yılında İstanbul'da düzenlenen Balkan Şampiyonası'nda birinci olan Yaşar Doğu, ilk Avrupa şampiyonluğunu ise İsveç'in başkenti Stockholm'de yaşadı. 1946'da gerçekleştirilen organizasyonda 73 kiloda 6 maça çıkan Yaşar Doğu, Avrupa şampiyonu unvanını elde etti.
Yaşar Doğu, bir yıl sonra bu kez Çekya'nın (Çekoslovakya) başkenti Prag'da yapılan Avrupa Grekoromen Şampiyonası'nda 73 kiloda altın madalyaya uzandı.
Yaşar Doğu, kariyeri boyunca ay-yıldızlı mayoyla yaptığı 47 güreşin yalnızca birini kaybederken, galip geldiği 46 karşılaşmanın 33'ünü tuşla bitirdi.
1948 Londra Olimpiyatları'nda yaptığı 5 güreşi de kazanan Doğu, ilk olimpiyat madalyasına kavuştu. Bir sporcunun kariyerinde elde edebileceği en özel şampiyonluğu Londra'da yaşayan Doğu, adını efsaneler arasına yazdırdı.
1949 yılında İstanbul'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda da altın madalyaya uzanan Yaşar Doğu, hayatı boyunca bir kez Dünya Şampiyonası'na katılma şansı yakaladı. Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de 1951'de gerçekleştirilen Dünya Şampiyonası'nda mücadele eden milli güreşçilerin tamamı altın madalyayla yurda döndü. 87 kiloda Finlandiyalı, İranlı, Alman ve İsveçli rakiplerini yenen Doğu, kariyerinin tek dünya şampiyonluğunu kazandı.
Köy köy dolaşıp yetenekli gençleri keşfeden Yaşar Doğu, öğrencileri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı. Doğu, karşılık beklemeden yaptıklarıyla "Türk güreşinin babası" adıyla anılmaya başlandı.
Takımıyla İsveç'te bulunduğu sırada kalp krizi geçiren Doğu, doktorların "dinlen" tavsiyesine rağmen yurda döndükten sonra genç güreşçiler yetiştirmeye devam etti. Yaşar Doğu, Ankara'da geçirdiği ikinci kalp krizi sonrası 8 Ocak 1961'de hayata gözlerini yumdu. Efsane güreşçinin kabri Ankara Cebeci Askeri Şehitliği'nde bulunuyor.
Doğu'nun büyüdüğü Samsun'un Kavak ilçesi Emirli Mahallesi'ndeki ev ise anı evi müzesi olarak ziyarete açık tutuluyor.
Olimpiyat şampiyonu Yaşar Doğu'nun oğlu Prof. Dr. Gazanfer Doğu, Anadolu Ajansı'na (AA) açıklamalarda bulundu. Gazanfer Doğu, "Babam ömrünü Türk güreşine adadı." dedi.
Gazanfer Doğu, "Yaşar Doğu'yu anlamak, onun değerlerini yaşatmak lazım." diyen Gazanfer Doğu, "Kendisine sunulan her türlü imkanı Türk güreşine hizmet için kullanmış, geleceğin şampiyonlarına harcamış. Nitekim de sonuçları ortada. Zamanın hükümeti olan Demokrat Parti'nin ilgili bakanı, babama Ankara Varlık mahallesindeki ilk toplu konutlardan 10 daire anahtarı vermiş. Babam zaten kendisine almıyor, hak edenlere, talebelerine dağıtıyor. Bu konuyla ilgili gazetelerde en ufak bir haber de yazılmamış. Demek ki o kadar doğru iş yapmış" ifadelerini kullandı.
Gazanfer Doğu, "Pehlivanları, talebeleri için çocuklarım derdi. Bir anıyı paylaşayım; İstanbul'da işten çıkarılan bazı güreşçilerin tekrar işe alınması için ziyaretlerde bulunmuş. İstanbul'dan dönüyor, ateşleniyor, yatağa düşüyor. İki gün sonra da rahmetli oluyor. Ağzından çıkan son söz, 'Şu çocukların işini halletsem gözüm arkada kalmazdı.' oluyor. Ölüm döşeğinde bile pehlivanlarını düşünüyordu. Babam, sporcuların toplum üzerindeki önemini her zaman vurgulardı. Onların iyi bir güreşçi olmalarının yanı sıra, ahlaklı, iyi bir insan olmalarına da çok önem veriyordu" şeklinde konuştu.