Hürser Tekinoktay: "Kişisel çıkarlar Beşiktaş'ın üstünde değildir"

23.02.2019 - 20:38 | Son Güncellenme: 24.02.2019 - 12:03

Hürser Tekinoktay: "Kişisel çıkarlar Beşiktaş'ın üstünde değildir"

Beşiktaş Başkan Adayı Hürser Tekinoktay, Mayıs ayındaki seçim hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yönetimlerin futbol ekonomisini bilmesi gerektiğini anlatan Tekinoktay, "Biz, eğitim, hukuk, mali disiplin ve şeffaflık diyoruz. Ben hakiki Beşiktaşlılara sesleniyorum. Kişilerin çıkarları kulübün çıkarlarından hiçbir zaman üstün olmamalı. Beşiktaş üzerinden siyaset yapılması da yine hoşuma gitmiyor" ifadelerini kullandı.

Radyospor'da yayınlanan Spor Kazanı programında Emrah Karalinç'in sorularını yanıtlayan Hürser Tekinoktay'ın açıklamaları şu şekilde;

Hürser Tekinoktay'ın seçimle ilgili çalışmaları nasıl gidiyor?

Seçimle ilgili çalışmalar iyi gidiyor. İlk adaylığımızı açıkladığımız dönemden itibaren temel prensip ve projelerimizi açıkladık. Biz göreve geldiğimizde neler yapacağımızı vadettiğimizi ve bunları hangi kriterlere göre yapacağımızı 1-2 manifestoyla daha açıkladıktan sonra artık seçimi dönemine hazır bir şekilde girmiş olacağız. Bir medya karteli oluştu. Demokrasinin kuralları ne kadar yerine gelecek bilemiyorum ama tüm Beşiktaşlılara ulaşmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin genel spor medyasında olay sevimsiz bir noktaya geldi. Bunu mutlaka ifade etmem gerekiyor. 

"Beşiktaş başkanları bir anda ortadan kayboldu, çirkin bir fotoğraf oldu"

Bizim camiamız son 18 yıldır pek güzel devir-teslim yapamadı. Rahmetli Süleyman Seba'nın görevi bırakmasından sonra bu süreç yaşandı. Seba farklı bir insandı. Farklı bir kültürdeydi. Baba Hakkı'ya mesela taraftarlar yuh dediğinde Baba Hakkı futbolu bırakmıştı. Eski değerlerimizden, beyefendilerden bahsediyoruz. Seba'ya da, "Ahmet Dursun, Seba gitsin" dediler. Serdar Bilgili ve Yıldırım Demirören döneminde Beşiktaş Başkanları bir anda ortadan kayboldu. Böyle bir fotoğraf oluştu. Bu çok çirkin bir şey. Beşiktaş'ı yönetenlerin görevi bıraktıktan sonra artık TFF'yi yönetmek ve Spor Bakanlığı'nda görev almak gibi bir misyonu olmalı. Gruplar ve derneklerle ilgili herhangi bir pazarlıkta bulunmadım.

"Kişilerin çıkarları, kulübün çıkarlarından üstün olmamalı"

Biz eğitim, hukuk, mali disiplin ve şeffaflık diyoruz. 4B projesi diyoruz. Türkiye'ye ve dünyaya eğitim ihraç eden bir proje gerekiyor. Böyle bir proje olduğunda herkesin buna ilgi göstermesi gerekiyor. Ben tabandaki, sokaktaki hakiki Beşiktaşlılara sesleniyorum. Kişilerin çıkarları kulübün çıkarlarından hiçbir zaman üstün olmamalı. Beşiktaş üzerinden siyaset yapılması da yine hoşuma gitmiyor.

"Sadece menajerlerin düşüncesiyle hareket ederseniz pilot takım olursunuz"

Doğru bir futbol işletme modelimiz yoktu. Futbol ekonomisinde temel kaynağımız; insan ve futbolcu üretebilmektir. Bu işi dünyada yapan kulüplerle aynı seviyede yapabilmek gerekiyor. Chelsea bile bu konuda bazı yanlış uygulamalar yaptı, usulsüz transfer metotları kulandı. Chelsea bile acemice metotlar kullandı. Şu önemli; onlar yıldız adaylarını düşük yaşta bulmaya çalışıyor ve doğru bir futbol işletme modeli uygulamaya çalışıyor. Bizde ise menajerlerin işlettiği bir futbol modeli vardı. Tabi ki menajerler futbolun içindeler ama sadece menajerlerin düşünceleriyle ile hareket ederseniz pilot takım olursunuz. Bu konuda Talisca örneği var.

"Futbol ekonomisini bilmeyen bir yönetim var"

Futbolun içinden gelmeyen bir yönetim kurulu var. Futbol ekonomisini ve imalatını bilmeyen bir yönetimden bahsediyoruz. Profesyonel bazda da yanlarında 1 menajerden başka danışmanları yok. Böyle olunca ne olur? Kısa süreli çözümler ürettiler. Sivrilen bir Cenk Tosun'u zamansız sattık. Şampiyonlar Ligi'nde çıkış yapan takıma el freni çektirildi. İşletme modelinin düzgün olması lazım. İyi giden takımda bozulma yapılacağına, futbol adamlarıyla bir fikir alış veriş yapılsaydı belki de başkan metodun yanlış olduğunu anlayacaktı. Mesela; Bayern Münih ile onları nasıl eleyebiliriz diye yarışacağımıza, Cenk'i sattık. Cenk Tosun kararı hatalı bir karardı. 12 ayda ciddi bir düşüş bu hatalı kararla birlikte geldi. Mali ve sportif başarı birbiriyle çok ilişkilidir. İkisinin arasında çok ince çizgiler vardır. Bir anda tepe taklak olabilirsiniz. Beşiktaş'ın yaşadığı da bu.

"Şenol Güneş'in saha dışında inisiyatif almak zorunda kalmaması gerekiyordu"

Şenol Güneş, Beşiktaş'a geldiği dönemden itibaren saha dışıyla çok meşgul oldu. Fenerbahçe'de önceki dönemde Aziz Yıldırım vardı. Agresif tutumları biliniyordu. Rekabet, bir saha dışında bir de saha içinde var. Rakibinizin ayağına çelme takarak başarı kazanılmaması gerekiyor. Centilmence olması gerek. Şenol Güneş'in Aziz Yıldırım ile karşı karşıya gelmemesi gerekiyordu. Bu rolü, Beşiktaş'ın içindeki bazı yöneticilerin üstlenmesi lazımdı. Güneş'in yalnız kalması, inisiyatif alması doğru değildi. Saha dışındaki birçok sorun, iyi bir teknik direktöre iyi çalışma şartları sağlamadı. 

"Yönetimler, teknik adamın çalışma koşullarını zayıflatmamalı"

25-30 farklı karakterle uğraşmak kolay değil. Teknik adamın saha içi yerin, dışarıda uğraşmadığı iş kalmadı. Ben de antrenörlük yaptım. Şenol Güneş geldiğinden beri Beşiktaş 10-15 tane stoperle oynadı. Sergio Ramos mesela 10 yıldır aynı bölgenin oyuncusu. Santrfora bakıyorsunuz uzun yıllardır aynı formayı giyiyor. Bizim santrforumuzda 5 tane oyuncu değişebiliyor. Teknik olarak da saha dışında da Şenol Güneş'e imkan tanınmadığı kanaatindeyim. Yöneticiler, teknik adamın çalışma koşullarını zayıflatmamalı. Hocanın elini zayıflattığınız zaman, teknik adamı eleştirmek bence doğru olmaz.

Senin için hazırladığımız haberler