Ceyhun Eriş: Jesus ve Kartal mı? Ali Koç'un işi çok zor!

Cüneyt Muharremoğlu
15.05.2022 - 17:23 | Son Güncellenme: 16.05.2022 - 14:37

Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor forması giyen Ceyhun Eriş, Ali Koç'tan Aziz Yıldırım'a; İsmail Kartal'dan Jorge Jesus'a kadar birçok konuda Ajansspor'dan Ahmet Uykan'ın sorularına yanıt verdi.

Ceyhun Eriş: Jesus ve Kartal mı? Ali Koç'un işi çok zor!

AHMET UYKAN - MASKESİZ SÖYLEŞİLER

Galatasaray altyapısından yetişti. Oradan ayrılıp Anadolu takımlarında oynadıktan sonra Fenerbahçe'ye geldi. Sarı lacivertlilerin 6-0'lık Galatasaray zaferinde 5. golü ağlara gönderen isim oldu. Ortega ile yaşadığı polemik ile hafızalara kazındı. Fenerbahçe sonrası bir diğer büyük Trabzonspor'da da forma giydi. 32 yaşında  A Milli olmayı başaran Ceyhun Eriş, 'Maskesiz Söyleşiler'e konuk oldu. 

"KADIKÖY'E NİYET, FLORYA'YA KISMET"

- Koyu Fenerbahçeli bir ailenin çocuğu olarak Galatasaray alt yapısında futbola başlamak nasıl bir duyguydu?

 

O çok enteresan bir hikayedir. Rahmetli babam iyi bir Fenerbahçeliydi. Beni Fenerbahçe’ye götürmek istiyordu. Fakat  biz  Zeytinburnu'nda oturuyorduk. Sene 1987 idi. Bir de Kadıköy çok uzak tabi...Beni her gün oraya götürüp getirmesi meşakkatli olacaktı. En yakın yer Florya idi. Önemli olan benim bir şekilde sahaya inmemdi. Evet, Fenerbahçeliydim  ama Galatasaray’ın altyapısında oynamak keyifliydi. Amacım futbola  bir yerden başlamaktı. Galatasaray’da eğitim aldığım için gurur duyuyorum. Orada A Takım’a kadar çıkmayı başardım.

"CRUYFF'UN İZİNDEN GİTMEYE ÇALIŞTIM"

- İdolünüz veya örnek aldığınız bir futbolcu var mıydı?

 

Herkes Pele, Maradona der ama ben Johan Cruyff hayranıydım. Hatırlarsanız Halit Kıvanç’ın anlattığı bir dünya kupası belgeseli vardı. 1972 Dünya Kupası’nda Almanya-Hollanda finali oynanmıştı. O maçı TRT’nin bir belgeselinde izlemiştim. Hollanda’nın oyun başlangıcı vardır. 12, 13, 14 veya 15 pastan sonra en son top Cruyff’a gelirdi. Hatta Halit Kıvanç o belgeselde pasları da sayar. Cruyff, orta sahada topu alıyor ve el işaretli ile takımı yerleştiriyor. Ondan sonra topla süratlenip ceza sahasına giriyor ve penaltı yaptırıyor. O pozisyon çocukluğumda aklımda kalmıştı. Ondan sonra Cruyff hayranlığı başladı. Onun video kasetlerini alır izlerdim. Dikine gitme ondan bana daha çocukluk yıllarından kalma bir özentidir. 14 numara giymemin sebebi de Cruyff’tur zaten.

"O KADROYA GİRMEM ÇOK ZORDU"

- Galatasaray’da uzun soluklu kalmadınız. Daha çok kiralık olarak değerlendirildiniz. Bunun sebebi neydi?
 
Aslında 10 sene Galatasaray’ın bütün kategorilerinde oynadım. 3 sezon ark arkaya hazırlık kampı geçirdim. Souness’ın ilk geldiği sezonda sürekli kadronun içindeydim. Fakat Fatih Hoca’nın gelişiyle 2000 ruhu diye tabir edilen iyi bir kadro kuruldu. Dolu bir kadroydu. Oynadığım mevkide de benden önce oynayacak futbolcular vardı. Mesela Hagi gibi…Aynı şekilde Okan Buruk, Suat Kaya vardı. O yüzden beni oynatacağı fazla yer yoktu. Ben de oynayıp kendimi geliştirmek istiyordum. Bana talepler olunca da başka takımlara kiralanmayı tercih ettim.

"BENİ GALATASARAY YETİŞTİRDİ"

- Galatasaray’ın alt yapısından yetişmiş biri olarak Fenerbahçe’nin teklifini kabul ederken taraftar tepkisinden çekindiniz mi?

 
Çekinecek bir şey yoktu. Zaten Galatasaray’dan ayrıldıktan sonra iki sezon Siirt Jetpaspor’da oynadım. Oradan Fenerbahçe’ye geçtim. O yüzden tepki çekecek bir durumum olmadı. Şu an 45 yaşındayım. Her zaman gönül rahatlığıyla şunu söylemişimdir; babamın çocukken maçlarına götürdüğü Fenerbahçe’de oynamak çok keyifliydi. Ama Galatasaray da benim futbol eğitimimi aldığım bir yer. Bütün yaş kategorilerinde oynadığım, emek verdiğim aynı şekilde onların da üzerimde emeği bulunan bir kulüptür.

 "İŞİN İÇİNDE MARADONA'NIN VELİAHTI OLUNCA"

- Sizin isminiz ona bir maçta pas vermediğiniz için ‘Ortega’yı yiyen adam’ şeklinde lanse ediliyor. Buna karşılık Galatasaray’da Kerem Aktürkoğlu ile Marcao arasında sahanın ortasında yaşanan kavga bile Ortega olayı kadar konuşulmadı. Bunun sebebi nedir?

 
Onun sebebi olayın içinde Ortega ile benim adımım olması. Ariel Ortega, Fenerbahçe’ye geldiğinde Maradona’nın veliahtı gözüyle bakılan bir dünya yıldızıydı. Ama tutunamadı. Ülkeye  ve takıma uyum sağlayamadı. Çok içine kapanıktı. Aramızda yaşananları defalarca anlattım.

"BÜTÜN TOPLARI ONA VERECEK DEĞİLİM"

- Ama dediğim gibi sahanın içinde Kerem ve Marcao gibi kavgaya tutuşmadınız. Buna rağmen hâlâ konuşuluyorsunuz.

 
Bizimki kavga değildi. Ağız dalaşıydı. O bana niye pas atmadın diye bağırıyordu. Ben de ona sus diyordum. Zaten her aldığım topu sana atıyorum. Bir tane atmayınca bağırma, sesini kes deyip sus işareti yapıyordum.

"ORTEGA'YI BEN YEMEDİM"

-Gençlerbirliği maçıydı sanırım.

 

Evet, bir de Diyarbakır maçı vardı. O iki deplasman maçında tartışmıştık. Tabii adamın adı Ortega olunca doğal olarak olay büyütüldü. Saha içinde onunla tartıştığım için onu ben yemişim gibi oldu. Daha sezon bitmeden Arjantin’e gitti. Bir daha da dönmedi. Ama onun ayrılışının benimle bir ilgisi yok. Basının yakıştırması. Çok da umursamıyorum. Aradan 20 sene geçmiş.

"ARJANTİN'E KAÇMASINA UMURSAMADIK"

-Ben de onu soracaktım. Ortega'nın Arjantin’e kaçtığını duyduğunuzda tepkiniz ne oldu?

 
Fazla bir tepki gösterme fırsatımız olmadı. Çünkü o dönem kötü bir sezon geçiriyorduk. Ligin bitimine kısa bir süre kalmıştı Ben de ciddi bir sakatlık geçiriyordum. Açıkçası Ortega’nın gidip gitmemesine takılacak durumda değildim.

"YETENEK TEK BAŞINA YETMEZ"

- Fenerbahçe'den ayrılışına şaşırdınız mı peki?

 
Hayır… Zaten içine kapanık biriydi. Futbolculuğuyla ilgili asla konuşmam. İnanılmaz yetenekliydi. Ama olmadı. Bazı oyuncular ne kadar yetenekli olursa olsunlar bulundukları ortama ayak uyduramıyorlar. O onu yaşadı.  

"LORANT ONUNLA ÇOK UĞRAŞTI"

- Ortega’nın maç kadrosunda olmadığını görünce ülkesine gittiği söyleniyor.

 
Bir maç toplantısı sırasında böyle bir olay yaşanmıştı. Gitmek istemişti ama yöneticiler engel olmuştu. Lorant dönemiydi. Toplantıyı terk etti ve tesislerden ayrıldı. Fakat yöneticiler vasıtasıyla tekrar geri döndürüldü. Aslında Ortega’nın gidişinin sebebi Lorant’tı. Onunla çok uğraştı. Oynatmadığı maçlar oldu. Bir türlü Ortega’yı doğru bir şekilde kullanamadı. Onunla iletişim kuramadı.


 - Ortega ile günün birinde karşılaşsanız ona neler söylemek isterdiniz?

 
Sus derdim. (Gülüyor). Hemşirelerin ünlü hareketi gibi parmağımla sus işareti yapardım.

"6-0 BİR DAHA OLMAZ"

-Sizin de gol attığınız ve Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı 6-0 mağlup ettiği maçın benzer bir skoru tekrar yaşanır mı?

 
Futbolda her şey olabilir. Hele derbi maçları bütün skorlara açıktır. Ama ona benzer bir skor tekrar yaşanabilir mi? Bence çok zor…

 
-O maçta golleri kimler atmıştı? Hatırlıyor musunuz?

 
Hatırlamaz olur muyum...Tuncay (Şanlı), Ortega, Serhat (Akın-2), Ümit (Özat) ve ben.

 

"AZİZ YILDIRIM, ALİ GÜNEŞ'İ FIRÇALAYINCA..." 

-Genelde başkan Aziz Yıldırım’ın soyunma odasına gelerek oyuncularla konuştuğu hatta onları azarladığı söylenir. Siz buna şahit oldunuz mu?

 
Daha çok motive ederdi. Onu tesislerde de yapardı. Yöneticilerle beraber maç toplantısına da gelirdi. Zaman zaman maç öncesine soyunma odasına gelerek moral verirdi. Ama söylendiği gibi bize bağırıp çağırmazdı. Sadece bir keresinde maçtan sonra yapılan bir toplantıda Ali Güneş ile yaşadığı bir diyalog vardı. O anı bana komik gelir. Takım kötü gidiyordu. Lorant ayrılmıştı. Oğuz Çetin hocaydı. Ali Güneş yanımda oturuyordu. Başkan Aziz Yıldırım, ona fırça attı. Ben de gülmemek için kendimi zor tutmuştum.  

"EN POPÜLER KULÜP FENERBAHÇE, BUNU KİMSE İNKAR EDEMEZ"

-Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'da forma giydiniz. Hangi kulüpte oynarken kendinizi daha popüler hissediyordunuz?
 

Bu çok zor bir soru. Çünkü her kulübün kitlesi farklı. Hem sayısal hem de takımlarına bakışları, destekleri açısından…Ama şunu kimse inkar edemez; Fenerbahçe, diğer kulüplerden daha medyatik. Bunu istediğiniz medya sorumlusuna sorabilirsiniz. Evet Galatasaray'ı, Beşiktaş’ı ve Trabzonspor’u yadsıyamayız. Fakat Fenerbahçe’nin küçük adım bile olsa bir farkı var. Bunu herkes çok net bir şekilde söyleyebilir. Sadece Fenerbahçe ve Galatasaray'da forma giyenler değil; oynamayanlar da, dışarıdan objektif bakanlar da bunu söyler.

 

-Beşiktaş'ta da oynamayı ister miydiniz?


Dört büyüklerin hepsinde oynayayım gibi bir hırsım veya amacım yoktu. Ama Siirt Jetspor’dan Fenerbahçe’ye gittiğim sezon beni isteyen kulüpler arasında Beşiktaş da vardı.

"GOLLER FENERBAHÇE'YE, ASİSTLER GALATASARAY'A"

-Forma giydiğiniz takımlarda Galatasaray’a karşı daha motive bir şekilde oynuyordunuz sanki.

 
Hayır…İnanın bana çocukken Fenerbahçeli olmama rağmen Fenerbahçe’ye daha çok gol atmışımdır. Galatasaray’a pek fazla golüm yok. 6-0’lık maçta attım. Onun haricinde çok sayıda gol attırmışlığım vardır. Ankaragücü, Konyaspor ve Sivasspor’da oynarken Galatasaray maçlarında asistler yaptım. Ama insanların aklında Galatasaray’a attığım 5. golden sonra formayı çıkarıp elimle yaptığım hareket var. Her 6 Kasım’da Fenerbahçeliler bu videoyu paylaştığı için unutulmuyor da…(Gülerek).

"BİR TEK ONUNLA ANLAŞAMADIM"

-Saha içinde en iyi anlaştığınız takım arkadaşınız kimdi?

 

Hepsiyle çok iyi anlaşırdım. İşte anlaşamadığım bir oyuncu vardı. Onunla da tartışmıştık. Az önce anlattığım gibi Ortega. Onun haricinde genelde uyumlu bir oyuncuydum.

"HAGİ, BİR BAŞKAYDI"

- Hagi ile Galatasaray’da birlikte oynadınız mı?


Lig maçı oynama şansım olmadı. Ama üç sezon onunla hazırlık kampı geçirdim. Muhteşem bir oyuncuydu. İnanılmaz yetenekli ve mükemmel bir profesyoneldi. Bizim tarzımızdaki yetenekli oyuncular için disiplinsiz, çalışmayı sevmez derler ya …Çoğunluğa da doğrudur. Ama Hagi, benim tanıdığım en yetenekli ve profesyonel futbolculardan  biriydi. Hiç unutmam; sene 1996-97 idi. Cep telefonları daha yeni ülkede trend olmaya başlamıştı. Hagi, tesisten içeri girerken telefonu kapatıyordu. Ta ki dışarı çıkana kadar açmıyordu. İş disiplinini anlayın…

 

-Sizin gözünüzde Süper Lig’de forma giymiş en iyi üç 10 numara kimler?

 
Oğuz Çetin, Hagi ve Alex.

"MESUT ÖZİL'İN KARİYERİ BİTTİ"

-Mesut Özil’in kadro dışı kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?  Mesut’un Fenerbahçe kariyeri sizce bitti mi?


 
Bana göre Mesut’un futbol kariyeri bitecek. Neden kadro dışı kaldığı hakkında yorum yapmak istemiyorum. Bana düşmez. Kulüpler bakidir, oyuncular gelip geçicidir. Mesut, kariyerine Fenerbahçe ismini ekledi. Büyük ihtimalle de futbolu bırakacak. Görünen o.

"İRFAN CAN DAHA İYİSİNİ YAPABİLİR"

-İrfan Can Kahveci’nin performansı için neler söyleriniz?

 
İrfan’ı çok severim. Çok sık görüşmesek bile birbirimizi ararız. İrfan’ın ekstra özellikleri de var, eksiklikleri de…Zaman zaman A Spor’daki programlarımda onunla ilgili hem övgüyü hem eleştiriyi yapıyorum. İrfan, şu anı düşündüğümüzde özel oyunculardan biri. Onun da bunun farkına varıp ona göre davranması lazım.

"TEVFİK LAV VE ERDOĞAN ARICA'YI ÖZLÜYORUM"

-Teknik direktör olarak sizde fark yaratan biri var mıydı? Olumlu ve olumsuz anlamda etkilendiğiniz hoca kimdi?


 
Kariyerimde 25’e yakın hocayla çalıştım. Her teknik adamdan bir şeyler aldığımı düşünüyorum. En çok etkilendiğim teknik adamlardan biri rahmetli Tevfik Lav’dır. Siirt Jetpa ve Ankaragücü’nde onunla çalışma fırsatı buldum. Tevfik Hoca, eğer şu anda hayatta olsaydı çok farklı bir konumda olabilirdi. Yine rahmetli Erdoğan Arıca’nın bende emeği vardır. 14-15 yaşlarında onunla tanışmıştım. O zamanlar Milli Takımların alt yaş sorumlusuydu. Ondan sonra Göztepe, Samsunspor ve Ümit Milli Takım’da birlikte çalıştık. Ayrıca Konyaspor’da beni oynatmamasına rağmen Safet Susic saygı duyduğum bir hocaydı.

"FATİH TERİM, GALATASARAY'DAN BAŞKA TAKIM ÇALIŞTIRMAZ"

-Söz teknik adamlardan açılmışken bir soru da Fatih Terim ile ilgili olacak. Sizce yaşanan bu gelişmelerden sonra Fatih Hoca, bir daha Galatasaray’ın başına geçer mi?


 
Fatih Hoca, kendisi sürekli şunu tekrarlıyor; 'Galatasaray benim için ailedir. Türkiye’de çalıştıracağım tek takım Galatasaray’dır.' Mesleğini yapmak istediği sürece tekrar Galatasaray’ın başına gelebilir. Teklif aldığı takdirde Galatasaray’a ‘hayır’ diyeceğini sanmıyorum.

"32 YAŞINA KADAR MİLLİ FORMAYI BEKLEDİM"

-A Milli Takım’da ilk kez 32 yaşında forma giyebildiniz. Davet geldiğinde neler hissettiniz?

 
Evet, 32 yaşındaydım ama çocuk gibi heyecanlandım. Daha önceki dönemlerde genç ve ümit milli takımlarda oynamıştım ancak A milli olmak çok daha başka. Kendi kendime futbolu bırakmadan bir kez dahi olsa o A milli formayı giyeceğim derdim. Sonunda bu hayalime kavuştum.

"GÖZTEPE'NİN ÇIKIŞI UNUTULMAZ"

-Unutamadığınız maç veya gol hangisi?

 

Çok var…Göztepe’de oynuyordum. Rizespor ile play-off maçımız vardı. Finalde 1-0 yenmiştik. Golü Hasan (Çelik) atmıştı. Asisti ben yapmıştım. 18 yıl aradan sonra Göztepe, Süper Lig’e çıktı. Onun dışında 6-0’lık Galatasaray maçı ve o maçta attığım gol unutulmazdı. Yine Fenerbahçe’de oynarken Bursaspor’u 7-1 yendiğimiz maçta üçüncü golü attım. O gol Eurosport’ta haftanın golü seçilmişti.

"SAKATLIK KARİYERİMİ ALT ÜST ETTİ"

-Pişman olduğunuz veya keşke dediğiniz bir olay var mı?

 

Tabii ki var. Fenerbahçe’deki son senemde ciddi bir sakatlığım söz konusuydu.  Bu yüzden mukavelem yenilenmedi. Ayrılmak zorunda kaldım. Kadıköy’de Samsunspor maçımız vardı. 15. dakika civarıydı. Sol ayak bileğim döndü. Kıkırdakları parçaladım. İşte o maç benim keşkemdir. Keşke o maçta oynamasaydım veya o hareketi yapmasaydım. Çünkü hem Fenerbahçe hem de sonraki kariyerimi sekteye uğratan bir andı. Sakatlığım 4-5 ay sürdü.

"ALİ KOÇ'UN İŞİ O KADAR ZOR Kİ...!"

-Güncel bir sorum olacak. Siz Ali Koç’un yerinde olsanız İsmail Kartal ile mi devam ederdiniz yoksa Jorge Jesus’u mu getirirdiniz?
 
Çok zor bir zor soru…Neden? İsmail Hoca, takımın başına geldiği günden bu yana başarılı bir performans sergiledi. Burada en büyük yük Ali Koç’un omuzlarında. İşi o kadar zor ki. İsmail Hoca’yı bırakıp Jesus ile anlaşsa ve sezon kötü başlasa herkes şunu konuşacak; ‘Keşke İsmail Hoca kalsaydı’. Tam tersi olsa, ‘Keşke Jesus gelseydi’ diyecekler. Buna Ali Koç ve yönetim karar verecek. Hangi karar olursa olsun umarım Fenerbahçe için hayırlısı olur.

"HOCALIK İÇİN BEKLEYEN BİN KİŞİDEN BİRİ DE BENİM"

-Gelecekle ilgili planlarınız ve beklentileriniz neler?


Teknik adamlık yapmak ve takım çalıştırmak istiyorum. O da bir süreç tabi. Arz talep işi aynı zamanda. Ülkemizde çok sayıda teknik direktör adayı var. Takım sayısından daha çok teknik adam var. Benim bildiğim en az bin kişi antrenörlük yapmayı bekliyor. Belki de ismini bile duymadığımız insanlar var. Ama genelde bu iş biraz da göz önünde olmayla alakalı. Bana talep gelirse değerlendireceğim. Gelmezse de çok fazla yapacak bir şey yok. 

KİMLİK KARTI

Adı soyadı: Ceyhun Eriş

Doğum tarihi : 15 Mayıs 1977 (45 yaşında)

Doğum yeri: Giresun

Mevkii: Orta saha

Forma numarası: 14

Altyapı kariyeri: 1987-1995 Galatasaray

Profesyonel kariyeri: 1995-1999 Galatasaray, 1996-1997 Rizespor (Kiralık), 1997-1999 Göztepe (Kiralık), 1999-2001 Siirt Jetpaspor, 2001-2003 Fenerbahçe, 2003-2004 Ankaragücü, 2004-2005 Gençlerbirliği, 2005 Konyaspor, 2006 Samsunspor, 2006-2007  Ankaragücü, 2007-2008 Trabzonspor, 2008 Konyaspor, 2008-2009 FC Seoul, 2009 Ankaragücü, 2010 Assyriska, 2010-2011 Denizlispor,  2011-2012 Doğan Türk Birliği, 2012-2013 Assyriska. (Toplam : 379 maç-93 Gol)

Milli Takım kariyeri: U18 Milli Takımı (3 kez), U21 Milli Takımı (5 kez), A2 Milli Takımı (3), A Milli Takım (1 kez).

Şu anki görevi: A Spor Yorumcusu

Senin için hazırladığımız haberler