"Kıvılcımı ateşe döndürme konusunda çok becerikliler"

15.09.2018 - 09:26 | Son Güncellenme: 15.09.2018 - 12:26

Spor yazarları Galatasaray'ın Kasımpaşa'yı 4-1 mağlup ettiği maçın ardından değerlendirmelerde bulundu.

"Kıvılcımı ateşe döndürme konusunda çok becerikliler"

Harika gece / Serhat Ulueren - Vatan

NEREDEYSE 1 yılda yağacak yağmur 2 günde yağmış İstanbul’a. Üstelik zamanında mimarisi yanlış yapıldığı için çimlerin % 80’i güneş ışınlarını sağlıklı görememesine rağmen tek çim kalkmadı. Ankara’nın, İzmir’in hatta Vodafone Park’ın berbat zeminleri ortadayken böyle mükemmel atmosfer yarattıkları için Mustafa Cengiz ve stattan sorumlu yönetici Mahmut Recevik’i kutluyorum. Daha çok tebrik edilecek adam var.
 
MESELA Fatih Hoca. Trabzon’dan 2 hafta önce 4 yiyen takımı bu kadar hızlı ayağa kaldırıp, üstelik ağır şartlarda ve formda bir rakibe karşı 2. yarıda böyle ofansif ve ciddiyetle oynattığı için. 
 
MESELA Abdurrahim Albayrak. Belli ki 4 yiyen ve demoralize olmuş oyuncuları hayata döndürmek için maddi-manevi mesai harcamış. Rodriguez’i Eren’i, Muslera’yı ateşlemiş. Ama parayla ama sözleriyle. 
 
MESELA Muslera.. Hele bir ters top kurtardı ki olacak şey değil. Rakip sert orta yapıyor, Serdar kesmek isterken kalesine gönderiyor ve kontrpiyede kalmasına rağmen kornere tokatlıyor. 

 
MESELA Rodrigues.. 1 aydır yok ama belli ki iyi çalışmış ve kondisyon eksikliğine rağmen 2. yarı etkiliydi ve usta işi 2 gol attı. 
 
MESELA Linnes ve Nagatomo. İki kanat da çok başarılıydı. Asli görevleri defansı titizlikle yaparken hücumda da arkadaşlarına güzel ikramlarda bulundular. 
 
KARARLAR YANLIŞ
 MESELA 18’lik Ozan Kabak. Başkalarını bilmem ama kabağı çok severim ve faydaları yazmakla bitmez. Ozan her takıma lazım. Penaltıda hakkı yendi. Ayağını uzattığında Diagne çoktan düşmeyi kafasını koymuştu. Aferim bu delikanlıya. 
 
VE son tebrik seyirciye. Cuma trafiğinde, bitmeyen yağmura ve Trabzon’daki farka rağmen 35 bin kişi Telekom’a geliyorsa helal olsun onlara. G.Saray seyircisi diğer takım taraftarlarına büyük ders veriyor.
 
SONUÇ G.Saray 2. yarıdaki mükemmel oyunuyla farka koştu. Yardımcı hakemleri beğendim ama sürekli VAR’a koşan Bülent Yıldırım’ın 2 VAR kararını da doğru bulmadım.

 
 

Florence kasırgası / Şansal Büyüka - Milliyet 

Galatasaray, şu  günlerde 150 kilometre hızla esen ve Amerika’yı kasıp kavuran “Florence kasırgası” gibi esmek için tam 50 dakika bekledi. Sıkıntılar çekti... Ama sonrası gerçekten fırtına...

Özellikle  ikinci yarının ilk beş dakikası belki de maçın kaderini belirledi. Daha 46. dakikada Diagne’nin üç metreden kaleye giden topuna genç Ozan müthiş bir ayak koydu. Hemen dört dakika sonra Serdar Aziz’in ters vuruşu ile Galatasaray kalesine yönelen topu kaleci Muslera, çok da zor durumda olmasına rağmen olağanüstü bir refleksle kornere attı.
Sonrası gerçekten fırtına, adeta kasırga gibi... Her şey bir yana, Galatasaray’da Rodrigues gibi fark yaratan bir oyuncu var. Bizim Süper Lig’de herkesten hızlı... Karşısındaki kalabalıklardan sıyrılma ve önünü açma konusunda herkesten daha becerikli... Son vuruş derseniz, herkesten çok daha iyi... Öyle işler yaptı ki, 50 dakika  aslanlar gibi savunma yapan Kasımpaşa defansını üç-beş dakika içinde çökertti.
Galatasaray’a gönül verenler biliyorum ki, bu galibiyet kadar, belki de çok daha fazla Ozan’ın performansına sevindi. Bakmayın Ozan’ın penaltıya neden olmasına... Çok iyi işler yaptı. Özellikle ilk yarıda Linnes, her fırsatta hücuma çıkıp geriye hiç dönmedi. O boşluklardan Trezeguet gibi bir tehlike her gelişinde, karşısında  Ozan’ı buldu.  Ozan kademe anlayışıyla çok iyi hamleler yaptı, Trezeguet’e nefes bile aldırmadı.
Kasımpaşa’nın ilk yarıda oyunu dengede götürmesinin nedeni orta alanda Pavelka ile Sadıku’nun, Ndiaye ve Donk karşısında üstünlük kurmasıydı. Açıkçası  Galatasaray bu yarıda kenarlardan hızlı hücumu düşünmeyince Kasımpaşa’nın hesapları tuttu. 
Ancak Kasımpaşa, ikinci yarıda, Amerika ‘yı kasıp kavuran Florence Kasırgası’nın Aslantepe’ye kadar geleceğini hesaplayamadı. Öyle bir fırtına ki, öyle bir Galatasaray ki, Kasımpaşa’yı önüne kattı, silip süpürüp, darmadağın etti.
Bu kadar farka giden bir maç olmasına rağmen, özellikle ilk yarı ve ikinci yarının başındaki kurtarışı için kaleci Muslera ‘nın hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Seyirci belki Eren Derdiyok’un durgun oyununa homurdanıyor ama geçen yıl 19 maçta 3 gol atan Eren’in bu yıl 5 maçta 3 gol attığı unutulmasın. Buna rağmen Eren’in işi zor... Gomis’ten sonra kim gelirse gelsin işi zor...
Bir kez daha gördük ki, Galatasaray için Aslantepe’de sorun yok. Farklı galibiyetlerle kazanmaya devam ediyor. Zaten maçlar sadece Aslantepe’de oynansa ligin tadı kalmaz, Galatasaray kestirmeden şampiyonluğunu ilan ederdi.
Her şey bir yana... Güzel goller, iyi bir maç, coşkulu ve dolu tribünler, Galatasaray’ın farklı galibiyeti... Benim için bunlardan çok daha önemlisi, Fatih Hoca’nın Ozan Kabak’ı Türk futboluna takdim etmesiydi.

İlk yarı 2 an, 2. yarı tastamam / Mehmet Ayan- Vatan

AN paranteziyle geçen ilk yarı! Trabzon maçının onbiri değişmiş ama anlayışı kalmış futbol yapısı! Oz(an) ile Sin(an) gücüyle ayakta kalınan bir 45 dakika! Sinan’ın top taşımaları, Ozan’ın yerinde müdahaleleri dışında, biraz Linnes ile sürgit gitmeyeceği çok belli olan sarı-kırmızılılar, ikinci yarıya da mahkum başladı. 4 dakikada 2 pozisyon buldu Kasımpaşa; hem de ilk yarıdakilerden daha net! 
 
BEYLİK laflara lüzum yok! Yılbaşına kadar 28 kişi bu oyuncular. Ozan da Sofian da Sinan da Eren de 3 kulvarda yürüyecekler! Fatih hocanın 11 tercihini eleştirebilir çoğu kişi. Haksız da denemez. Bu denli radikal kadro beklenmiyordu. Tabii rotasyon, tabii Moskova maçı, tabii cezalandırma, tabii sakatlık/ceza… 
 
BUNLAR aklımızdan geçerken Eren’in golü, başlayan yağmur, Gary ile 2 bulundu. Sonrası yağmurla coştu. İlk gol öncesi taç çizgisi kenarında İlhan Depe’nin Emre’ye yaptığı faul ve sonrasında gerilen havanın atmosferi hemen golü, eş zamanlı yağmuru ve sonunda da G.Saray’ı getirdi sahaya. 55 dakika uyuyan aslan enikonu uyandı. Gary 3. golünde şiir yazdı! Serdar da maçı bitirdi. 
 
ŞİMDİ gözler salı gününde… Ön taraftaki 6’lı seçimini merakla bekliyorken bir de arkadaki stoper tercihi gündemimiz oldu. E.Belözoğlu’na 16 yaşında  Devler Ligi’nde forma veren Terim’in, 18 yaş 6 aylık Ozan’a forma vermeyeceğini düşünmek saflık olur.

Bir kıvılcım yanar önce büyür yavaş yavaş / Serdar Ali Çelikler - Habertürk

Kasımpaşa lider geldi Telekom Stadı'na. Neden lider olduklarını daha 1. dakikada kanıtladılar. Bir kere bu tür deplasmanlara gelen Anadolu takımları gibi savunma oyunu oynamadılar. Defansın son çizgisini ceza sahasından 25-30 metre ileride kuran, 40-45 metre maksimum mesafede oynayan Paşa, ilk 45'te 2 de iyi pozisyon buldu. Maicon-Mariano-Onyekuru ve Fernando gibi isimleri dinlendiren Galatasaray ise ilk devrede pozisyon namına bir şey üretemedi. Emre Akbaba dışında hücumda fark yaratmaya çabalayan kimse de olmayınca taraftar için genç kardeşimiz Ozan'ın stoperdeki başarılarından başka alkışlanacak bir şey kalmadı.

"Hakikaten Kemal Özdeş'i tebrik etmek lazım. Bu kadar dar mesafede oynamaya çalışan, enden ve boydan alan daraltabilen büyük takım bile bulunamazken Kasımpaşa'nın bunu başarması takdire şayan" dedim devre arasına gidildiğinde. 

2. yarıda 51'de Linnes ortaladı Eren kafayı dışarı vurdu. Bu ev sahibinin ilk ciddi atağından sonra Kasımpaşa geriye yaslanmaya başladı. Sonra duran topta Eren'in vuruşunda Ramazan'ın hatasıyla gol gelince G.Saray coşkuyu buldu. Badou'nun şahane pasında Rodrigues golü bulunca maç bitti. Paşa dağıldı ve oyun disiplinini kaybetti. Rodrigues'in mükemmel golü ile de şov başladı.

G.Saray'ın bu sene bu şekilde seyreden 2. maçıydı... Oyun olarak iyi değiller. Oyun üstünlüğünü alamıyorlar. Hatta genellikle ilk net pozisyonu rakip buluyor ama G.Saray bir şekilde ilk golü bulunca fark atıyor. Kıvılcımı ateşe döndürme konusunda çok becerikliler. Kıvılcım başlıyor ve yavaş yavaş büyüyor. Resmen ilk yarıda oyunun mağlubu olan G.Saray, 2. yarıda ilk golü attıktan sonra; yani skor üstünlüğünü aldıktan sonra oyun hakimiyetini tamamen ele aldı. Bu büyük takım reflekslerinden biridir. Bu özellik özgüvenin yüksek olduğunu da gösterir. Muslera'ya ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Takımını hep oyunda tutuyor.

Hani F.Bahçeli futbolcular diyor ya "ilk gelen top kalemize gol oluyor" diye.. İşte G.Saray'ın kalesine gelen ilk toplar gol olmuyor. Dün ilk yarıda bir pozisyonda, daha da önemlisi 2. yarının hemen başındaki ters kontra topta golü engelledi. Yani kaleci gol yemeyince oyunda kalıyorsunuz. Sonra bir şekilde gol buluyorsunuz. Ardından oyunun hakimiyetini ele geçirme konusu ise büyük takım özgüveni.. 

Ozan Kabak penaltıya sebebiyet verse de iyi bir maç çıkardı. Rodrigues çok güzel 2 gol atsa da bana göre Emre ile Badou özellikle 2. yarıda farkı oluşturan isimlerdi. Kasımpaşa ise ilk kez bu kadar koptu oyundan. Kemal Hoca'nın üzerinde durması gereken tek konu bu.

Bu maçtan, salı günkü Şampiyonlar Ligi maçı için bir takım anlamlar veya mesajlar çıkarmak doğru değil. O başka bir maç olacak. Ancak şu mesaj çıkar, G.Saray'ın 17-18 kişilik gayet iyi bir kadrosu var.

Sonuç almakla oynamak farklı / Metin Tekin - Sabah

Trabzon mağlubiyetinden sonra her zaman "İç sahayı farklı oynarım" diyen G.Saray'ın Kasımpaşa karşısında ne yapacağı merak ediliyordu. Öyle bir ilk yarı izledik ki G.Saray'ın evinde oynadığını hiçbir an hissetmedim. Oyunu domine eden Kasımpaşa idi. Fakat tabiri caizse oynamakla işi bitirmek farklı şeyler. G.Saray ikinci yarıda 10 dakikada 3 pozisyon üretip maçı 3-0 yaptı. Oyunu oynayan değil her zaman olduğu gibi sonucu bulan kazanır.
Rodrigues'in olgunlaşmış oyunu ve bir kez daha ortaya çıkışı sonuca etki etti. İki tane üst düzey gol vuruşu izledik. İlk geldiğinde böyle bir oyuncu değildi. Etkili ve süratli bir oyuncudan vuruş kalitesi olan, iş bitiren bir oyuncuya dönüşmesine tanık olduk Türkiye'de.
Galatasaray açısından geleceğe dönük bakarsak, bu oyun çok yeterli gözükmüyor.
Önde Sinan Gümüş, forvette Eren, milli takımda parlayan Emre Akbaba oyunda kayboldu. Fatih hoca 'Bu kadroyla yürürüm' derse işi kolay olmaz. Geçen sene şampiyonluk, iç saha başarısıyla geldi.
Bu sene de bu başarı gelecekse bu etkinliği deplasman maçlarına taşımak zorunda.
Son olarak çok genç bir stoper izledik;
Ozan... Bir maçta kendinizi ifade etmek çok zordur, hele ki savunmacıysanız...
Yalnız Ozan'a dün öyle işler düştü ki; 18 yaşında olmasına rağmen tam bir geniş alan savunmacısı izlenimi vardı. Belki penaltı yaptı ama geniş alanda birebirlerde çok doğru işler yaptı ve Terim'e, "Artık ben de varım hocam" demiş oldu.

Riskli kadroyla 3 puanı aldı / Ömer Üründül - Sabah

Fatih Terim'in dün gece sahaya sürdüğü ilk 11 çok riskliydi. Üç orta saha oyuncusu birbirlerini hiç tanımıyordu. Ayrıca ileri uç da birlikte az oynamışlardan kuruluydu. Günümüz futbolunda en kritik görev yerlerinden biri olan defansın ortasında da ilk defa genç Ozan vardı. Buna karşılık rakip de kadro yapısına göre basit oyun modelini oturtmuş ve dörtte dört yapmış Kasımpaşa idi.
Galatasaray'ın böyle bir tabloda oyunu sürekli domine etmesi ve üretkenlik sağlaması mümkün değildi. Maça hırslı ve iştahlı başladılar. Ama rakibin oturmuş iyi yerleşimli alan savunması karşısında Galatasaray, organizasyon sıkıntısından pozisyon bulamadı. 30. dakikaya kadarki atak futbolda en önemli artı ilerde kaptırılan toplarda çabuk dönerek alan daraltıp, etkili sprinter Trezeguet'ye de yardımlaşmalı tedbir getirerek Kasımpaşa'ya pozisyon vermemeleriydi.
Kasımpaşa, rakibinin kadrosundaki uyumsuzluk dolayısıyla kontratak futbolunu bırakıp oyunu domine etmeye başladı. Bu aslında Galatasaray için önemli bir avantajdı. İkinci yarıda Serdar Aziz'in kendi kalesine giden ters vuruşunda Muslera müthiş bir kurtarış yaptı. Bunun hemen ardından da Galatasaray duran toptan skor avantajını yakaladı. Oyun disiplinini kaybeden rakibi karşısında hemen ikinci golü bulup, ondan sonra da farklı bir skorla maçı galip bitirdiler. Galatasaray, dün gece çok önemli kazançlar elde etti. Önce, riskli kadroyla üç puanı aldı. Ardından stoperde sıkıntı yaşanırken genç Ozan'ı kazandı. Ayrıca savunma güvencesini aksatmayan taktik anlayışla da salı gecesinin provasını yapmış oldu. Bir de fizikkondisyon olarak "Avrupa arenasına hazırım" mesajını verdi. Kasımpaşa dün ilk gole kadar oyunun kontrolünü elinde tutuyordu. Ama bana göre taktik olarak tuzağa düştüler. Oyunu domine etmeleri Galatasaray'a avantaj getirdi ve farklı mağlup oldular. Başarılı santrforları Diagne dün gece pasif bir görüntü sergilerken, Eduok da maçın en kötüsüydü.

Genç Ozan’a sahip çıkın / Erman Toroğlu - Fotomaç

Maç başlıyor ve Kasımpaşa, G.Saray'ın bütün alanlarını kapatıyor, rahat çıkmasını engelliyor. Sarı-kırmızılılar da ona yardım ediyorlar. Nasıl? Arkada çok top gezdirerek Kasımpaşa takımının hem adam adama hem de alan olarak yer almasını sağlıyorlar.
Yani, G.Saray ağır oynuyor. Bu da Kasımpaşa'nın işine geliyor.
G.Saray arakasından orta alana, orta alandan da ileriye baskı olmadığı için dönen topları Kasımpaşalı oyuncular alıyorlar. Ne zamana kadar böyle devam ediyor.
G.Saray öne geçene kadar. Öne geçince olay çözülüyor. Neden?
Çünkü artık Kasımpaşa, G.Saray'ın üstüne gelmeye mecbur. Gelmezse zaten mağlup olacak. İşte o zaman da G.Saray'ın çabuk adamları sahneye çıkıyor. Biraz da topu iyi kullanınca aradaki fark meydana çıkıyor.
Yalnız dün bir oyuncu dikkatimi çok çekti. Stoper oynayan Okan.
Bence dün akşamın ve sahanın en iyisiydi. Neden? Zamanlaması çok iyi, iyi toplar kesiyor ve en beğendiğim yanı da rakip üzerine gelip depar attığında ona hamle yapıp düşürmeye kalkmıyor.
Onun yanında ve önünde koşarak rahatsız ediyor ve faul yapmıyor. Şu anda Türkiye'de bu hareketi yapan defans adamı çok az. Ya gidip 'dan' diye vurup adamı düşürüyorlar, ya da adam topla yanlarından geçiyor.
Ozan rakiplerini engelliyor. Yüz ifadesine ve vücut diline göre çok hırslı ve inatçı bir tip. Tam bir defans adamı görüntüsü var. İnşallah üstüne koyarak devam eder.
Türkiye'de defans adamlarına, stoperlere, orta sahanın ortasındaki adamlarda milyon euro'lar verildiği yerde böyle oyuncuları çıkarıp oynatmak ve kazandırmak çok doğru işler.
Bülent Yıldırım'ın verdiği bir penaltı kararı var. Arkadan ve önden yapılan kamera çekimlerinde, sanki penaltıymış gibi geliyor. Ama bir pozisyon var ki, iki futbolcuyu kesitten çekiyor. Bu çekimde G.Saraylı oyuncu, son anda ayağını rakibin önünden geri alıyor. Beyazlı oyuncu da kendini atıyor. Bana öyle geldi. İnşallah ben yanılırım.
En son atılan golde niye VAR el koymadı, merak ediyorum? Benim kafamda bir soru işareti yarattı.
Neden mi? Çünkü yarın gelecek olan şampiyonluklarda 1 golün bile önemi büyük. Ben tam da bunları yazdırırken, hakem VAR'a gitti ve ardından da golü iptal etti.
Anlayamadığım bir olay var. Ofsayt pozisyonlarında hakem VAR'a gitmeyecekti, yukarıdan üç boyutlu görüntülerle pozisyon çözülecek ve hakeme bildirilecekti; ofsayt veya değil diye. Tabi bu genelde söylenenler, demek ki söylentilere inanmayacağız..

Senin için hazırladığımız haberler