Kupa finali sonrası flaş yorum: "Fenerbahçe 3A'dan kurtulup..."

11.05.2018 - 08:53 | Son Güncellenme: 11.05.2018 - 08:53

Kupa finali sonrası flaş yorum: "Fenerbahçe 3A'dan kurtulup..."

Vasata mahkum değilsin!  - Serdar Ali Çelikler / Habertürk

Öncelikle bir futbol takımı, bir sezonda bir başka takımı 3 kez yeniyorsa o takımın hocası da daha iyi hocadır, o takım da 3 kez yendiği daha etkili bir takım demektir. Akhisar, F.Bahçe’ye bu sene 2 kupayı da kaybettirmiştir. Bu minvalde Akhisar camiasını, başta Okan Buruk olmak üzere yürekten kutluyorum. Kaleci Fatih’i, Miguel Lopes’i, Mustafa Yumlu’yu, Sissoko’yu, Aykut’u ve Barbosa’yı ama ille de maçın adamı Muğdat’ı özellikle kutluyorum. Kupayı hak ettiler, şerefle taşıyabilirler.

Gelelim maçın diğer unsuru olan Cüneyt Çakır’a... Bence nefis bir maç yönetti. Kimse hakemlik bir şey bulamaz. Stat ve organizasyon için de her şeyin gayet iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tribünlerin yüzde 95’inin F.Bahçeli olduğu göz önüne alınırsa, Aziz Yıldırım’ın totemlerine rağmen bu maçın ve kupanın kaybedilmesinin tek bir sorumlusu vardır: Teknik adam ve takımı...

Uzun uzadıya “Şöyle olmalıydı, böyle yapılsa daha iyiydi” demeye lüzum yok. Aykut Kocaman takıntıları olan, sabit fikirli, kendine aşık ve iletişim problemli biri olduğu için asla ve kat’a büyük takım hocası özelliklerine sahip olamaz. Ama gördük ki, takımını finale de hazırlayamamış! Tek tek, sıkıcı sıkıcı bir maç analizi yapmak istemiyorum. Ligin bitimine iki hafta kala, F.Bahçe’nin şampiyonluk yarışında var olmasını, kupada final oynamasını başarı sayan ‘Aykut Kocaman severler’ nasılsa taktik analizlerinde aslında hocalarının ne kadar doğru yaptığını (!) ama işte futbolun cilvesiyle (!) maçı kaybettiğini yazacaklardır. Benim seslenmek istediğim kesim gerçek F.Bahçeliler.

Ey F.Bahçeli! F.Bahçe’yi Aziz Yıldırım kurdu sanmayan, Aziz Yıldırım’ın gitmesiyle de F.Bahçe’nin yok olmayacağını bilen Sarı-Lacivert tutkunları... Siz çok daha iyisine layıksınız. Bu kulüp dünya çapında büyük başarılar için yarışacak bir potansiyele sahip. Doğru insanlarla, doğru yapıyla, doğru finansla nelerin olabildiği, nelerin başarılabileceği basketboldan belli... Futbol takımının da ve diğer tüm branşlarının da medeni, kaliteli ve uluslararası çapta doğru yönetilebileceği günler uzak değil. F.Bahçe ve F.Bahçeli vasata tamah etmez! Hep en iyisini ister, bunu da hak eder!

O yüzden F.Bahçeliler şuna karar versinler: Nakıs, kerameti kendinden menkul hocalarla; finalleri, lig ikinciliklerini yeterli gören tamahkâr anlayışla mı devam edeceksiniz? Yoksa kendinizi daha iyilerine layık olduğunuzu bilip ona uygun bir yönetim mi seçeceksiniz? Artık değişim kaçınılmazdır. F.Bahçe’nin 3A’dan (A-ziz Yıldırım, A-li Yıldırım ve A-ykut Kocaman) kurtulup daha aydınlık, kalıcı ve klas günlere doğru adım atmasının zamanı gelmiştir. Varlığı ve geçimi Aziz Yıldırım’a bağlı, ‘Azizbahçeli’ isimler dışında, makul F.Bahçeliler’in kendilerine şu soruyu sormaları lazım: Bu vasatlarla nereye kadar?

MUĞDAT ÇELİK
Akhisarspor adına maçın tartışmasız yıldızıydı.

AZİZ YILDIRIM
F.Bahçe’nin 111 yıllık tarihinde ilk kez, futbol takımı üst üste 4. sezonu kupa kazanamadan bitirmek üzere. Al bu bilgiyi ne yaparsan yap Aziz Bey.

Helal olsun - Ersin Düzen / Vatan

Yarı finalde G.Saray, finalde F.Bahçe’yi geçerek kupayı kazanan Akhisar, sezonun en büyük sürprizine imza attı. Ama, bu başarıyı tesadüflerle değil, hocasının ve futbolcuların emeği ile elde etti. Bu yüzden bu başarının anlamı ve değeri çok farklı...

BAZI takımlar vardır, ne yaparsanız yapın size ters gelir, istediğiniz sonucu alamazsınız. Akhisar, F.Bahçe için böyle bir takım. Ancak, sarı-lacivertlileri, ‘Ne yaparsanız yapın’ kapsamına koymak mümkün değil. Ne ligde, ne de finalde Akhisar’a üstünlük kurabildiler...
 
AYKUT Kocaman, Bursa maçının ilk yarısında neyi beğendi ki aynı kadro ile sahaya çıktı merak ediyorum. Hangi doğruları yaptı? Ve dün hangi doğruları yapabildi? Cevabı ben vereyim koca bir SIFIR!
 
BİR teknik adam ancak bu kadar tutucu olabilir! Maalesef, Aykut Hoca geride kalan sezonda duygusal bağ dışında F.Bahçe taraftarında olumlu bir iz bırakmadı. Bu kadroyu ne idare edebildi, ne de ortaya güzel bir oyun koyabildi.
 
MESELA, Aykut Hoca’ya göre Real Madrid-Bayern Münih yarı finalleri doğru oyun değil, çünkü işin içinde tempo, heyecan, bol pozisyon var... Ona göre bunlar gereksiz! Bir teknik adam, oyun planının bozulmasını, takımının erken gol atmasına bağlayabiliyor! Oysa, ilk golü atanların %69’unun kazandığı bir futbol dünyasından bahsediyoruz. Yani %19’unu idare edemeyen bir teknik adamdan!
 
HOCANIN AYRILMASI ŞART!
FİNAL mücadelesini, sadece Aykut Kocaman üzerine yorumlamam ayıp olur. Bu galibiyetin mimarı, bu sezon mütevazı kadrosu ve her maça ayrı planlaması ile damga vuran Okan Buruk’tur... 
 
ELİNDEKİ kadronun ne yapabileceğini bilen, rakibinin zaafları üzerine oyun planını şekillendiren, macera aramayan bir teknik adamdan söz ediyorum. 
 
MUĞDAT gibi bir atom karınca ile defansı tehdit eden, Caner ve Mustafa ile sağlam bir savunma ikilisi oluşturan, Lopes’i sadece dün akşam değil sezon boyunca parlatan, Sissoko ile takımın omurgalarından birini oluşturan Okan Buruk, bu kupayı sonuna kadar hak etti...
 
AKHİSAR, uzun zamandır ligde maç kazanamıyor. Ve belki de, ki hiç temenni etmem ligden düşebilirler... Onlar, standart oyunlarının biraz daha üstüne koyarak kupayı kazandı. Ama F.Bahçe, standartın üstüne çıkacak hiç bir şey yapmadı. Maç öncesi kimse F.Bahçe’nin uzak ara favori olduğunu söylemiyordu, bu Akhisar’ın muazzam takım oluşundan değil, F.Bahçe’nin kötü bir takım oluşundandı... 
 
LİGDE gördüğümüz ne ise finalde de aynı. Yani F.Bahçe, ne bir ileri ne de geri... 
 
YAZININ başında da vurguladığım gibi, F.Bahçe ile teknik direktör Aykut Kocaman’ın arasında duygusal bir bağ var, ancak bu bağa zarar gelmeden hocanın sezon sonu ayrılması hem F.Bahçe hem de kendisi için iyi olacaktır...

Kaldı "daldaki kuş"!.. - Ercan Güven / Milliyet

Skordan, futboldan bağımsız, candan yürekten “teşekkürlü tebrikler” anasının ak sütü gibi helaldir bu kupa finaline...
Keşke elimizden daha çoğu gelse... Çünkü Ahmed Arif’in Adiloş Bebesi gibi, helal şeyler alanı da büyütür vereni de...
Galip Akhisarspor’a, mağlup Fenerbahçe’ye, Güneydoğu’yu ev sahibi yapanlara, pırlanta kesimli stada, ölçülü tribünlere, misafirperver Diyarbakır halkına bravo.
Hasretmişiz fiziğini sadece sahada kullanan düzgün kimyalı futbolculara...
Özlemişiz rakibe bel altı çalışmayan hocaları, yöneticileri.
Tekmeyi sadece topa atanlarla, Yılmaz Odabaşı’nın “Hayat gül kokulu bir sağanak yine” şiiri kadar güzeldi Diyarbakır.

Sıra şampiyona saygıda...
Ege’nin bir ilçesinden çıkıp İstanbul’un devine Diyarbakır’ı dar etmek, efsanenin ta kendisidir.
Üstelik atanı ve tutanı eksikken çıktığı sahaya zeka, strateji ve enerji koyup başarana ancak helal olsun denir.
Aslında mağlup olan Fenerbahçe bile çok üzülmemelidir. Yoksa kazanacağını mı düşündü bir ara?..
Bakın... Akhisar’ın tüm golleri Fenerbahçe’nin baskın oynadığı süreçlerdeydi.
Yani insanın aklına Fenerbahçe’ye baskın oynama iznini bile rakibin verdiği geliyor. Kim bilir, belki de öyledir.   
Bravo Okan Hoca’ya, bravo Akhisar futbolcularına.

Anladınız mı, neden sezon boyu dilimize doladık Fenerbahçe’yi!.. Diyorduk ki, futbolu “yarım porsiyon”!
Adının arkasında kalan futbolu ile tribünleri keyifsizliğe mahkum etmesi bir yana, doğal hedefi “şampiyonluğu” ıskalama ihtimalinin altını çiziyorduk.
Ne oldu Diyarbakır’da?
Hani elemeli maçlar Aykut Kocaman’ın uzmanlık alanıydı! Onun futboluna cuk oturuyordu. Hoca, ligde kazanmak için çıktığı iki maçta da Akhisar’a yenilmişti ama bu sefer penaltılara kadar gidecek kocaman bir süreç vardı önünde ve sanatını konuşturacaktı!
İşe bakın. Fenerbahçe emniyetli oyunu bırakmış hücum etmekteydi maç başladığında. Ama hücum edecek eklemeleri henüz yapmamıştı ki, Aykut Kocaman! Yani “temkinli” kadro bu kez hücumdaydı!
Fenerbahçe ilk golü yiyince hesaplar iyice karıştı...

Şener’in uçtuğu, Alper’in döküldüğü, defansın şaşırdığı ilk 45’den sonra İkinci yarıda Fernandao ile birlikte 4-4-2 yaptığı takımı yine “kazanan” haline getirmeye uğraştı Aykut Hoca...
Akhisar da hemen savunmayı beşledi geriye yaslandı. Maç tek kaleye döndü. Fernandao’nun beraberlik golü adeta kaçınılmazdı.  
Sonra çok beklemeden Valbuena hamlesi geldi Fenerbahçe’den. Peki Akhisar’ın çılgın kontratakları ne olacaktı?
Fenerbahçe’de tadilat bittiği ve işin galibiyet golünü tasarlamaya geldiği anda, Akhisarspor’un ikinci golü bir kere daha bozdu hesapları.  
Akhisar’ın ve beklide sahanın en iyisi Sissoko kafayı vurdu, Volkan seyretti. F.Bahçe yüklendikçe Barbossa’nın üçüncü golü.
Maçın bitmesine altı dakika kala Fenerbahçe’yi ümitlendiren Souza skoru 3-2 yaptı ama artık uzatmaya bile vakit kalmamıştı.

Pardon!.. “Türkiye Kupası asıl hedef değil” miydi Fenerbahçe’de!..
Sakın ha “Ziraat Kupası Türkiye’nin iki numarası” falan demesin kimse.
Bir şeyin değerini “az” ve “istenen” olması belirler. Türkiye Kupası tıpkı Lig şampiyonluğu gibi sezon başına bir tanedir ve bugüne kadar “kalsın teşekkür ederim” diyen görülmemiştir.
Eldeki kuş kaçtı, daldaki uçmak üzere... Ağla Fener!..
“Tutma göz yaşlarını / Onur da ağlar” diyor Diyarbakırlı söz ustası Ahmed Arif... Akhisarspor gibi bir fenomene yenilmek o kadar da kötü değil.

Ve bir tebrik de bagajında taraftar kini olmayan bu finali Diyarbakır’a taşıyarak anlamına anlam katan, ülke barışına katkı yapar hale getiren Federasyon’a.
Vermeden almak olmaz... Futbol da borcunu ödesin biraz bu memlekete...

Aykut Kocaman büyük hata yaptı - Ömer Üründül / Sabah

Dün geceki kupa finalinde sınırlı kadrosuyla ve çok önemli oyuncusu Seleznov'un eksikliğinde Akhisarspor, F.Bahçe'yi yenerek tarihi bir başarıya imza attı. Okan Buruk'u ve öğrencilerini canı gönülden kutluyorum.

F.Bahçe çok tempolu ve etkili bir ilk 20 dakika sergiledi. Bu bölümde Akhisar ne top tutabiliyor ne de karşılama görevini yeterince yapabiliyordu. İlk 15 dakika Mustafa'nın hırsı ve Caner'in dikkatiyle ayakta kalmaya çalışıyordu. Seleznov'un cezası, F.Bahçe için büyük avantajdı. Çünkü kadro yapısı itibariyle savunmayı ön planda tutması gereken bir takım için ilerde top tutabilen bir santrforun eksikliği büyük bir dezavantajdı. Fakat Soldado'nun ve Alper'in fizik açıdan yetersizlikleri çok önemli bir pozisyonda Soldado'nun Giuliano'ya pas vermeyişi ve kaçan iki fırsat F.Bahçe'ye beklediği golü getirmedi.

Bunun yanında da göz ardı edilmemesi gereken bir konu vardı; Akhisar kalesine gelen duran toplarda ligimizin en başarılı takımlarından biri olduğu ve kazandıkları duran toplarda da gol atan bir takım olduğu. İlk yarıda ilk sinyal Mustafa'nın net pozisyonda topu kafayla Volkan'a nişanlamasıyla geldi. İkinci duran topta da Lopes müthiş vurdu.

Aykut Kocaman'ın en büyük hatası Fernandao gibi fizik olarak güçlü ve baskılı oyunda yüksek toplarda etkili bir santrfora yine fizik açıdan yetersiz Soldado'yu tercih etmesiydi. İkinci yarıda Fernandao oyuna girince kısa sürede de beraberlik sağlandı. Ama bul golden önce Okan Buruk ciddi bir hata yaptı. Defans geride iyi yerleşirken, Mustafa ve Caner'in alışılmış uyumu devam ederken, sakatlanan Onur'un yerine Danny'yi alarak üçlü defansa döndü ve bütün uyumu bozdu. Buradan sonra da Fernandao gol attığı gibi 3 tane de kafa ile kaçırdı. Ama F.Bahçe'nin ilk yarıdaki temposu, hücumdaki Şener katkısı 65. dakikadan sonra düşüşe geçmişti.

Fernandao baştan gerekirdi. Ancak tam zamanında gelen Sissoko'nun golü her şeyi değiştirdi. Tekrar tebrikler. Akhisar kupaya hakkıyla ulaştı. Akhisar'da en çok Mustafa ve Sissoko'yu beğendim.

Son paragrafı Kocaman için açıyorum.

En sonunda meslektaşı hakkında olmak üzere sezon başından beri gereksiz konuşmalar yapıyor. Sınırlı kadrolu bir Akhisar karşısında üç maçı da F.Bahçe kaybetmişse herhalde başka söze gerek kalmıyor.

Alkışlar Akhisar’a - Erman Toroğlu / Fotomaç

Bir ilçe takımı iyi idare ediliyorsa, kontrollü geliyorsa Türkiye Kupası'nı kazanabiliyor.

Bakınız! Hem de Galatasaray ve Fenerbahçe'yi eleyerek geliyor kupayı alıyor. Yani hiç açık kapı bırakmadan geliyor. Galatasaray'ı yendi, Fenerbahçe'yi yendi.
İşin enteresan bir tarafı da var.

Akhisar şimdi kupayı aldı döndük lige… Ligde üçüncü, dördüncü ne olacak? Ligde dördüncü 3 ön eleme oynayacak. Bakalım kim olacak?

Temmuz'un 5'inde açacaksın sezonu. Bakalım ne yapacaklar?

Bunları söylediğimizde "Yahu, mahu" diyorlardı. Ne oldi? Hadi buyrun. Sıcağı sıcağına anlayamazsın.

O günler geldiğinde göreceksin.

Bakınız!

Bu maçın en iyi adamı Akhisarlı Sissoko'ydu. Muhteşem oynadı.

Fenerbahçe'nin orta sahasında Sissoko gibi bir futbolcu yok!

Kimse kusura bakmasın. Kimse çıkıp "Var" demesin. İleride oynayan Muğdat… Onun gibi bir adam var mı Fenerbahçe'de?

Fenerbahçe taraftarı işte böyle adamlar istiyor. Topu alınca hücuma giden, kendini heyecanlandıran, takımı ateşleyen. Böyle adamlar Fenerbahçe'nin kadrosunda yok.

Hakemler rahat bir maç yönetti.

Öyle sakat pozisyonlar olmadı.

Ufak tefek şeyler oldu. Zorlanmadı Cüneyt, hoş futbolcular da iyi niyetliydi.

Ben bir tek şeyi beğenmedim;

Fenerbahçe'nin Muğdat'ın sakatlandığı pozisyonda topu rakibe vermemesini. Ver ya rakibine!

Bak ne diyor Akhisarlı oyuncu, "F.Bahçe topu vermeyince daha çok hırslandık" diyor. Zaten kalmış 4-5 dakika. Adamı tahrik ediyorsun.

Adam bir koşacaksa iki koşar.

Artık F.Bahçeli futbolcular İzmir'e veya Bodrum'a, Akhisar üzerinden gitmezler! İşin şakası bir yana bu maç için söylenecek tek şey var; Akhisar takımını alkışlamak gerekiyor.

Sahası olmadan uzun zaman, yıllarca Manisa'da çok kötü bir zeminde oynadılar. Bu noktaya kadar geldiler. Türkiye'de ilk defa bir ilçe takımı Türkiye Kupası'nı kazandı.

Hem Galatasaray'ı, hem Fenerbahçe'yi yenerek.

Gerçekten büyük başarı.

KEYİF VERDİ KUPAYI ALDI

Akhisar takımı klasik bir takım değil. Her şeyi yapıyorlar sahada, klasik bir takım değil.

Başakşehir, Fenerbahçe, Beşiktaş klasik takımlar. Ama Akhisar öyle değil. Ne çıkaracağı belli değil. Teke tek adam geçebiliyorlar, çabuk geliyorlar, yardımlaşıyorlar. Bir de rahat oynuyorlar. Ege havası var Akhisarlı oyuncularda. Yabancı oyuncular da havaya uymuş.

Egeliler rahattır ya "Şuradan bir Kumru yiyelim geçelim. Bir denize gidelim" derler ya öyle bir takım. Piknik tipi takım!

Fenerbahçe'ye karşı da öyle oynadılar. Pas yaptılar, aldılar, verdiler, oynarken keyif aldılar, keyif verdiler. Güzel oynadılar, kazandılar, tarihi bir zafer elde ettiler. Kutluyorum....

Akhisar'a tarih hediye etti - Gürcan Bilgiç / Sabah

Trabzonspor maçı öncesinde Aykut Kocaman, Hasan Ali'nin orta sahada konumlanması ile ilgili olarak, "Bizi çok iyi tanıyan bir rakip ile oynuyoruz. Bir sonraki rakipleriyle oynadığımız için her maçımızı seyrediyorlar. Sürpriz yapmamız gerekiyordu" dedi. Ligde iki defa kaybettiği Akhisar karşısına, bir final maçında, ligde oynadığı son 11 ile çıkan da aynı Aykut Kocaman. Aynı taktik ve diziliş ile kazanamadığı rakibi karşısına, yine aynı taktik ve görevlerle çıkardı takımını sahaya...

Tam bir hayal kırıklığıdır. İkili maçları ve özellikle de finalleri iyi analiz etmesi ve detaylardan yararlanması ile tanıdığımız bir teknik adamın, kazanmasına rağmen sorunları içinde barındıran oyuncularıyla, farklı bir sonuç bekledi.

Diyebiliriz ki; Akhisar'ın ilk golü gelene kadar üç net gol pozisyonu vardı. Biri olsa durum farklı olabilirdi. Doğrudur, ama olmadı. Ne yapacağını, hatta ne hissettiğini iki kere test etmiş oyunculara karşı, kadrosunun kalitesini zorlaması gerekiyordu. Akhisar'ın sahasında bekleyeceğini hepimiz biliyoruz, yine de pas sorunu olan orta saha ile oynamak, bu kadar orta yapıp uzun santrforu yedeğe yazmak, kapalı defansa rağmen adam eksilteni (Valbuena) 60'dan sonra oyuna sokmak, ciddi bir teknik adam yanlışıydı.

Akhisar'ın ne yapacağını çok iyi bilerek oynaması, orta saha presiyle sürpriz toplar kapması, önceki ezberlerinin doğruluğunda hareket etmesi, net bir skor ile kupayı kaldırmalarını sağladı. Oyunu çirkinleştirmeden, skorun ve rakibin kurallarıyla çıktıkları bilek güreşini kazandılar.

Ve en doğru yaptıkları şey ise, Fenerbahçe'nin takım ve teknik heyet olarak tüm "defolarını" ortaya çıkarmalarıydı. Her maçın hikayesi farklıdır. Aykut Hoca, böyle bir maç maratonunda, artık yorgun hale gelmiş, Giuliano, Josef gibi ciddi form sorunu yaşayan, Aatif ve Alper'in performans sorunlarına alternatif getiremedi. Yine de, böyle bir kulvarda finale kadar gelmek, kupayı kazanmak kadar önemlidir. Okan Buruk, bu kupa ile takımına, Akhisar ilçesine bir "tarih" hediye etti. Aykut Kocaman, şampiyonluk mücadelesi içinden gelerek, Beşiktaş'ı eleyerek takımına kupa şansını sundu. Onların iyiyi yapmak adına döktükleri teri saygıyla alkışlıyorum.

Net üstünlük ve kupa - Mehmet Demirkol / Fanatik

Bir sezonda kupa finalisti de olsa lig 14.’süne 3 maçta da kaybediyorsanız sorununuz büyüktür. Öte yandan Galatasaray’ı yarı finalde Fenerbahçe’yi finalde geçerek kupayı kaldırıyorsanız potansiyeliniz büyüktür. Ancak bunun futbolda açıklaması var. Akhisar iyi bir baskın takımı. İyi alan boşaltan hızlı alan kateden bir takım. Onları şaşırtmanın yolu akın yönünü hızlı değiştirmek, uzun savunmalarını yerden zorlayacak bir kalabalık yaratmak.

Fenerbahçe maçın başında hızla akın yönünü değiştirerek, 2. yarının başında ise 2 santrforla bunları denedi. Kale önünde çok başarılı değildiler. Ancak Soldado’nun, sonra da Aatif’ın oyundan çıkışı Akhisar’ı rahatlattı. Aykut Kocaman devre arası değişikliğiyle Okan hocayı zora soktu. O 5’li savunmaya döndü. Ancak Aykut Kocaman sonraki değişikliklerle orta sahayı boşaltınca Akhisar rahatladı. Sezon boyunca Fenerbahçe’yle oynadığınız 3 maçı da kazanıyorsanız net bir üstünlüğünüz vardır ve kupayı sonuna kadar hak ediyorsunuz demektir. Tebrikler Akhisar.

Gecenin sorusu
Soldado niye çıktı? Sahada olduğu zaman sadece hücumu değil orta sahayı da değiştiriyor. Oyun Fenerbahçe’ye geçmiş. Sakatlıksa bir şey demek mümkün değil. Değilse anlamak...

Maçın starı
Rakiplerine kesin üstünlük sağlamasının yanısıra en kritik anda ceza sahasına sürpriz bir koşuyla dalıp vurduğu kafayla Fenerbahçe’yi psikolojik olarak yıkan Sissokko.

Maçın olayı
Dakika 94... Top orta çizgide Roman’ın ayağında. Önünde 30 metrelik bir boşluk var. Rus oyuncu o alanı kat etmek yerine olduğu yerden dolduruyor. Doldurmaya çalışıyor diyelim. En yakındaki Akhisarlı’dan dönüyor top. Büyük takımın kaybetse de güçlü bir oyunu olur. Bu bırakın güçlüyü, oyun bile değil.

Kısa mesaj
Artık değişim lazım

Akhisar, kupayı hak ederek kazandı / Uğur Meleke - Hürriyet

AKHİSAR’ın Seleznyov’lu oyunuyla, Seleznyov’suz oyunu çok farklı.
Geçen sezon Cikalleshi’nin yaptığı katkıyı bu yıl Seleznyov yaptı, stoperlerle çarpışmayı bilen, uzun top indiren, takımına zaman kazandırabilen bir santrfor. Ama o olmadığında kadroda onun işini iyi yapabilen bir alternatifi olmadığı için tamamen değişiyor Akhisar’ın oyunu. Dün en uçta kısa ve koşucu Muğdat’ı tercih ettiler, stratejilerini tamamen hızlı çıkıp, faul kazanıp, duran toplardaki üstünlüklerini kullanma üzerine kurdular. Başardılar da. Özellikle ilk devrede savunmada hareketli oyunda, hücumda da duran toplarda havanın hakimiydi yeşil siyahlılar... Ne yaptıklarını bilerek, çalışarak, hak ederek kazandı Akhisarlılar.

ANADOLU TAKIMI HOCASI GİBİ

- İlk devrede Fenerbahçe topa sahip olmasına rağmen oyuna sahip olan taraf Akhisar’dı. Saat 21:15’te Aykut Kocaman’ın bu durumu değiştirebilmek için önünde iki opsiyon vardı: Ya sahadaki kaliteli oyuncu sayısını artırıp yerden pas oyunuyla gol arayacaktı. Ya da Akhisar’ın istediği gibi havada çarpışmayı seçecekti. O, bu sezonun genelinde olduğu gibi sahada kaliteli oyuncuyu artırmayı değil, ikinci yolu, yani havada çarpışmayı seçti. Zaten Aykut Kocaman’ın seviye atlayamamasının, taraftarının ve kamuoyunun kalbini kazanamamasının sebebi de bu. Büyük takım hocası gibi değil, kaliteli bir Anadolu takımı antrenörü gibi kararlar alması. Dün Valbuena’yı sokarken Aatıf’ı değil Soldado’yu çıkarması, bunun bir numaralı ispatı.

Dünkü sonuç, sadece kupanın değil, ligin de kaderine tesir etti doğrudan... Akhisar’ın Avrupa Ligi bileti almasıyla ligdeki hedefsiz takım sayısı 3 tane daha arttı: Artık Trabzonspor, Sivasspor ve Göztepe’nin de Avrupa hayalleri suya düştü. Kalan 2 haftada şampiyonluk yarışını da, düşme hattını da doğrudan etkileyecek bu durum.

 

MAÇIN ADAMI: MIGUEL LOPES

- ÜLKENİN en az dikkat çeken, buna rağmen en fazla katkı yapan sağ beki. Dün 3 golde de doğrudan payı var, ikisinde işbirliği yaptığı Muğdat’la beraber kürsü onun hakkı.

Senin için hazırladığımız haberler