Medipol Başakşehirli Gulbrandsen'den Galatasaraylı Linnes'e yanıt

29.07.2019 - 14:32 | Son Güncellenme: 29.07.2019 - 14:32

Medipol Başakşehir'in yeni transferlerinden Norveçli golcü Fredrik Gulbrandsen, "Kuzeyin kralı sadece benim." ifadesini kullanan yakın arkadaşı Galatasaraylı futbolcu Martin Linnes'e cevap verdi.

Fredrik Gulbrandsen, Türkiye'deki ilk röportajını Anadolu Ajansına verdi.

Turuncu-lacivertli kulübün, transferini "KuzeyinKralıGeldi" hashtagiyle duyurduğu Norveçli golcü Gulbrandsen, Linnes ile çok yakın arkadaş olduklarını belirtirken, Galatasaraylı futbolcunun, kendi transfer duyurusuyla ilgili "Kuzeyin kralı sadece benim." ifadesini kullandığının hatırlatılması üzerine, "Linnes ile karşılaşmamız çok eğlenceli olacak. Sahaya çıktığımız zaman arkadaşlık bitecek." diye konuştu.

Türkiye'ye transferinden önce Linnes ile konuştuğunu dile getiren Gulbrandsen, "Kendisi benim iyi bir arkadaşım, aynı zamanda ben daha önce de onu ziyarete İstanbul'a geldim. Bu süreçte bana hem şehir hem de Medipol Başakşehir'in kulüp yapısı ile ilgili çok iyi şeyler söyledi. Hiçbir olumsuz şey söylemedi. Onun konuşmaları da benim için etkili oldu." ifadelerini kullandı.

"Çok agresif bir Fredrik izleyeceksiniz"

Norveçli futbolcu, mücadeleci bir karaktere sahip olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:

"Oyun tarzı çok agresif, takıma da yardımcı olan bir Fredrik izleyeceksiniz. Red Bull Salzburg'a gittiğimde agresif bir oyun tarzım vardı ama onun dışında futbol tarzımı da geliştirdim. Şunun garantisini verebilirim, agresif, sert ve takımına sürekli yardım edecek bir takım oyuncusu izleyeceksiniz. Bu, bizim yetiştiriliş tarzımızla alakalı. Ben de bütün Norveçliler de böyle yetişiyor. Kimse kendini düşünmez, ben de kendimi asla düşünmüyorum. Her zaman takımı kendi önüme koyarım. Yetiştiriliş tarzımız böyle."

"Başakşehir, geçtiğimiz yıl hak ettiği şampiyonluğa ulaşamadı"

Gulbrandsen, transfer döneminde birçok teklif aldığını açıklarken, Medipol Başakşehir'i seçmesinin nedenlerini şöyle anlattı:

"Başakşehir'i seçmemde birçok etken var. Baktığınız zaman Salzburg'da kalabilirdim, böyle bir opsiyonum vardı. Farklı ülkelerden, çok farklı takımlardan teklifler vardı. Açıkçası Salzburg'daki süremin dolduğuna inanmıştım, orada kalmak istemedim. Yeni bir ortam, yeni bir ülkede futbolumu göstermek istiyordum. Birçok teklif arasından Başakşehir'in teklifi beni en çok cezbedendi. Başakşehir, geçtiğimiz yıl çok fazlasıyla hak ettiği şampiyonluğa ulaşamadı. Buna rağmen Türkiye'nin önemli takımlarından biri olduğunu gösterdi. Son senelerde hep yukarıya oynuyorlar, onun dışında Şampiyonlar Ligi'nde olmaları, kulübün çok profesyonel olması, aynı zamanda hocanın beni ikna etmesi... Birçok etken Başakşehir'i seçmemde etkili oldu."

Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalacaklarına inancı tam

Turuncu-lacivertli takımın UEFA Şampiyonlar Ligi'nde iki eleme turunu geçerek gruplara kalabilecek güce sahip olduğunu vurgulayan golcü futbolcu, şunları ifade etti:

"Benim buna inancım tam. Medipol Başakşehir'e gelmemdeki en büyük etken, Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterebilmek. Salzburg'da buna çok yaklaşmıştık ama son anda bunu kaçırmıştık. Bu maçların ne kadar eğlenceli olduğunu biliyorum, oynamak için ne kadar güzel maçlar olduğunu biliyorum. İnanıyorum bunu Başakşehir'de gerçekleştireceğiz."

"Bu sene gol yollarında sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum"

Norveçli futbolcu, Medipol Başakşehir'in geçen yıl gol yollarında sıkıntı yaşadığının hatırlatılması üzerine, "Bu sene bu sıkıntıyı yaşamayacağımızı düşünüyorum. Baktığınız zaman ofansif anlamda hem tecrübeli hem de yetenek anlamında çok iyi oyuncularımız var. Ben ise kendi adıma kanatta da santrforda da oynasam elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Böyle bir ofansif oyuncu grubu ile bu sene gol yollarında sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Gulbrandsen, İstanbul'a daha önce de geldiği için birçok yerini bildiğini aktararak, "İstanbul, çok güzel bir şehir, büyük bir şehir, aynı zamanda trafiği de fazla. Bunun yanı sıra insana yapabileceği çok seçenek sunan bir şehir. Nişanlımın ve benim buradan çok keyif alacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Norveçli futbolcu, Red Bull Salzburg'a ilk transfer olduğu dönemde, aynı gruba bağlı New York Red Bull'da da kısa bir süre oynamasıyla ilgili ise "Açıkçası eğlenceli, hoş bir tecrübeydi diyebilirim. Benim Salzburg'daki kariyerimin başlangıcıydı. O dönem fazla oynamadığım için oynamaya ihtiyacım vardı. Bu birliktelikten dolayı ABD'de kısa, 3 aylık bir kariyerim oldu. Onlar hiç defansı düşünmüyorlar, çok ofansif oynuyorlar. Sürekli gol atmayı düşündükleri için işin defansif yönünü çok umursamıyorlardı. ABD futbolu ile Avrupa futbolu arasındaki fark bu." şeklinde konuştu.

Senin için hazırladığımız haberler