Mehmet Demirkol: "Bir gün gelir, seni de vurur"

15.11.2018 - 10:57 | Son Güncellenme: 15.11.2018 - 13:57

Mehmet Demirkol: "Bir gün gelir, seni de vurur"

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, sporun gündemini değerlendirdi. Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

Mustafa Cengiz'in açıklamaları hakkında...

Başkan Mustafa Cengiz’in, “Hayvan türleri” demesini anlayamadım. Camianın çeşitli taraflarından bir baskı geliyor olabilir. Yüzde yüz içinden geçenleri söylediğini düşünmüyorum. Bunu herhangi bir televizyonda ben söylesem yanmıştım. Ayrıca, kötü bir hayvan türü yok. İnsanlar kadar kötüsünü bilmiyorum. Bu olayları kan davasına çevirmemek lazım. Kabul edelim ki böyle. İkinci cezalar verilmeyebilirdi deniliyor. Hukuk neyse o yapılır. Öyle olmuyor işte bizde. Biraz idare gerekiyor.

"Bir gün gelir, seni de vurur"

Taraftarı konsolide etme konusunda bunlar genellikle kullanılıyor. Haksızlık ya da dengesizlik olabilir. Ama bu daha çok, kullanmak. Kayserispor deplasmanındaki futbolu çok beğendim. İlk 10 dakika hariç. Futbol dışında her şey var gündemimizde. Bu politikalar ilk başta seni rahatlatır gibi görünür ama bir gün gelir seni de vurur. Vurmamışlığı yoktur. Bir süre seni rahatlatıyor. Kitleyi, camiayı rahatlatır. Bu süre gider. Sonrasında bu takımın santrforu yok konusuna dönüyor. Hakikaten sıkıcı bir konu.

"TFF'yi siz seçtiniz, siz itiraz ediyorsunuz"

“Şenol Güneş küfrediyor, neden ceza almıyor” denilmişti. Ama orada söyleniyor da olabilirdi. Bir insanın, kendi kendine küfrederek söylenmesinden ötürü ceza verilemez. Bunları konuşuyor olmamız da rezalet. Özür diliyorum ama gazetedeki haberler böyle. Şiddet içermiyorsa, men cezasına gerek yok. Para cezasıyla kurtarılabilirdi. İşin ucunu kaçırırsan bundan sonra herkes haklı olur. TFF eleştiriliyor. TFF’yi siz seçtiniz. Bir daha da seçme ihtimaliniz var. Sonra bir daha itiraz etmeyin. Gökten atamayla gelmiyor ki. Oy veriyorsunuz, öyle değil mi? Çıkarın bir başkan adayı...

"Kaos her şeyi bozar"

Galatasaray’ın bir tek santrfor adayı mı var? Böyle bir şey olabilir mi? Bunlar suni kıtlık işte. Gomis konusunda gelen haber Galatasaray’ın içinden bir haberdi. Yazılacağı bile bile çıkan bir haberdi. Sonra yalanlama, sonra kampanya, boykot vs… Ben bundan sonraki yalanlamalara nasıl inanayım? Albayrak’ın açıklamaları güzel. Ama ben olsam yaptırmazdım diyor. Bunları üst üste koyunca içeride de işlerin uyumlu gitmediğini görüyorsun. “Terim, büyük bir markadır. Ama Galatasaray daha büyük markadır” cümleleri de vardı. Kaos her şeyi bozar. Takımın ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde şansı var. Gruptan çıkabilir. Çıkarsa da bu sizi başka seviyeye getiriyor.

"Futboldan ziyade kavga satıyoruz"

Ali Koç’un “İcap ediyorsa Avrupa’ya da gitmeyelim” cümlesi yanlış anlaşılabilir. Sonuçları bir süre kötüye gidebilir. Passolig gibi hep itiraz ettik, seyirci sayısında yükselme var. Halen itirazlar var ama… İşleri profesyonellerin ele alması gerek. Beşiktaş diye bir marka olmaz. Beşiktaş ile Fenerbahçe bir araya geldiğinde marka olur. Bu piyasanın ürünü maçtır. Başka bir ürünü yoktur. Maç olması için iki takım olması lazım. İşi beraber yöneteceksin. Biz burada futboldan ziyade kavga satıyoruz. Yeni nesil yemiyor ve bu ürünü satın almıyor. Adam, “Sen git Schalke’yi yen.” diyor. Neden Euroleague bu kadar ilgi çekiyor? Kavga-gürültü mü var?

"Bu futbolcular Galatasaray Lisesi'nde okumadı"

Gomis, Galatasaray’dan ne kadar para kazandı? 3.3 falan değil. Ayrıca gol kralı olmuş, sezona damga vurmuş. Bu çocuklar Galatasaray Lisesi’nde okumadı ki? Adam para için geliyor. Belli ki son turu. İşveren ile işçi ilişkisi kötü kurulmuş. Böyle transferler için kapıda yatılmasından kaynaklanıyor. “Ne olursa olsun gel. Ne alıyorsan bilmem kaç katını sana verelim” dersen olmaz.

"Son çıkan yerli teşvik sisteminin bir mantığı var"

Bu ülkede futbolcu yetiştirmek kazançlı bir iş. İnşaattan daha iyi bir iş olabilir. Buna ikna olmuş başkan ve yöneticiler var. Yeter ki sosyal medya baskısına boyun eğmesinler. Bu çok önemli. Yabancı kuralı neden değişir? Bu soruyu sordu Ali Koç. Çok doğru bir soru. Şu andaki elimizdeki sistem, olabileceklerin en iyisi. Yerli teşvik sistemi deniliyor. Oyuncu başına belli bir harç ödenecekti. Yabancı isteyenler oynatacaktı. Harçlar indirildi, ödüller ödenmedi. Sen bunu uygulamazsan, sistemin kötü olduğunu nasıl söyleyecekler? Son çıkan uygulamanın bir mantığı olduğunu düşünüyorum.

"Sen kendi yıldızını çıkar"

Borçlar gittikçe artıyor. “Pepe olmadığında ve Fatih oynadığında insanlar mutlu olmuyor” dememek lazım. Sen Pepe’yi getirmediysen niye getirmedin demezler. Marcelo ile Tosic kötü mü oynuyordu? Ayrıca Beşiktaş savunması daha iyi olmadı. Sen kendini yıldızını çıkar. Trabzonspor’da herkes, “Abdülkadir ile Yusuf oynasaydı “diyorlardı. Şimdi biraz Yusuf’tan vazgeçildi. Bu bir mühendislik işi. Kadro mühendisliği sadece oyunla alakalı değildir. Seyirci ile de iyi bir bağ kurman lazım.

Babel'in Beşiktaş'tan zamlı kontrat istemesi

Babel neden zam istiyor? Vida’ya veriyorsun, Pepe’ye veriyorsun. Adam da istiyor doğal olarak. Matteo Ferrari konusunda konuştum diye herkesten küfür yedim. Sonra oynamadan kaç milyon Euro alıp gitti. Bu öngörülemeyen bir şey mi? Bir karar vereceğiz. Genç oyuncu yetiştireceğiz. Hollanda’daki genç bir adam, ”Ben Türkiye’ye bir gideyim. 2 sene oynayayım. Sonra İngiltere’ye geçerim” dedirteceksin. Millet neden Belçika’ya gidiyor? Çok mükemmel bir futbol mu oynanıyor?

"Başkan en iyi yönetici demektir"

Başkan, en iyi taraftar değildir. En iyi yöneticidir. Sen Şampiyonlar Ligi’nde oynuyorsun. Niye savaşa giresin ki? Çok istiyorlarsa millet seninle savaşa girsin.

"Sen küçülmek istersin de Tolgay niye istesin?"

Doğru kontrat, doğru planlama önemli. Tolgay Arslan konusu, pilav konusu değil. Pilavdan bir şey çıkmaz. Lapa olmasın yeter. Kimsenin parasında gözümüz yok. Kontrat yapıyorsun, sonra küçülelim diyorsun. Sen küçülmek istersin de, Tolgay niye istesin? Kadro mühendisliği önemli. Trabzonspor ile anlaştıktan sonra masadan kalkıp Beşiktaş’a transfer olmadı mı? O oyunculardan biraz soğurum. Tolgay iyi oynadığında hakikaten iyi oyuncu. Bir dönem Çalhanoğlu’ndan daha iyi durumdaydı. Keşke yeteneklerinin ve oyun güçlerinin haklarını verseler de daha sonra kontrata baksalar.

Tolgay Arslan - Burak Yılmaz takası gerçekleşir mi?

Burak eğer Türkiye’de oynayacaksa en olabilecek yer Beşiktaş gibi duruyor. Taraftar da bir golcü eksikliğinin olduğunun farkında. Bir birliktelik olabilir. Galatasaray ile olmaz, Terim ile arası iyi değil. Başakşehir’in olmayacağı belli. Fenerbahçe olmaz. Tolgay, hatırladığım kadarıyla Trabzonspor ile masadan kalkmıştı. Bu takas konusu makul görünmüyor.

Senin için hazırladığımız haberler