Mehmet Demirkol'dan şampiyonluk yorumu!

13.05.2019 - 10:43 | Son Güncellenme: 13.05.2019 - 13:43

Mehmet Demirkol'dan şampiyonluk yorumu!

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluşta yayınlanan beIN Manşet programında sporun gündemini değerlendirdi. Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde:

Abdullah Avcı'nın kadro tercihleri üzerine...

Abdullah Avcı’nın kadro tercihi tartışma yarattı. Bence tek bir sebebi yok. Muhtemelen bugün kaybetsem, haftaya kazansam bile şansım yüksek diye düşündü. Değişiklik yapması da gerekiyordu. Oyunda çok bir farklılık yok. Puan kayıplarının olduğu dönemle ondan önceki dönem arasında fark yok. Aynı oyunu oynuyoruz, bütün istatistikler aynı. Skor neden gelmiyor? İsabetli şutları gol çevirme konusunda sıkıntı var. Maç içinde futbolcularına oyunda kalın diyen bir Avcı var. Fatih Terim de içeriyi ateşlemeye çalışır, coşku yaratmaya çalışır. Avcı düzeleceğiz diye diye 6 haftayı kaybetti. Artık yumurta kapıya dayandı. Ne yapsan olur. Alan boşaltmada çok yavaşlar. Ritim kazanma sorunları var. Böyle olunca top kaybı da gelir. Gelince bir de cezalandırılıyorsan iş yürümez. Emre ve Robinho'nun girişi sonrası iş değişti. Pozisyonlar bulup maçı da aldılar. Moral açısından önemli. Kazanan şampiyon olacak. İngilizlerin yaşadığı gibi heyecanı öyle yaşayamayacağız. İş başka türlü konuşulacak.

"Bu ülkede hakemlik yapılamaz"

Galatasaray-Başakşehir maçı sonrası herkes yine hakemi konuşacak. Bu ülkede hakemlik yapılamaz. Yöneticilik yapılır. Ona salla, buna salla. Hakemlerin ve gazetecilerin taraftarı yok. İngilizler, Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi finalistleri çıkardı. Cüneyt Çakır da Avrupa’da maçlar yönetti. Guardiola, Çakır’a tepki gösterdi mi? Bizde çok basit yargılar var. O sloganın peşine takılıp gidiyoruz. Cüneyt Çakır, Avrupa’da farklı Türkiye’de farklı yönetiyor yargısı var. Burası farklı, orası farklı.

"Ben VAR hakemi olsam çağırır bir bak derdim"

Hakemlerin psikolojileriyle oynarsan olmaz. Onlar da insan. Konya maçında Aykut Kocaman’ın da itiraz ettiği pozisyon vardı. Sosa’nın hareketinden bahsediyorum. Ben de böyle rezillik olur mu dedim o anda. Sonra bir daha izledim. Galiba dışarıda. VAR niye müdahale etmiyor? Penaltı değil. Kritik bir karar. VAR hakemi olsam bir çağırırım hakemi. VAR hakemi baktı, gördü ve dedi ki bu dışarıda. Galiba dışarıda. Ama VAR hakemi olsam hakemi bir çağırır, “Kararı sen ver” derim. Böyle bir şeyden büyük şeyler çıkarabiliyoruz. Kimse, kazanana kadar güvenmiyor.

"Cüneyt Çakır'ı palyaçoya çevirdik"

Uçak düşerken sen de paniklemeyeceksin. O zaman pilot olursun. Ama bir pilotu 12 saat türbülansa koy o da düşürür uçağı. Elimizde dünyanın en iyi 4-5 hakeminden biri bizde. Kritik maçlar yönetiyor. Fakat; Türkiye’ye gelince Cüneyt Çakır’ı palyaçoya çeviriyoruz. Sonra da, ‘Türkiye’de başka Avrupa’da başka’ diyoruz. Sen de Türkiye’de başka, Avrupa’da başka şekilde araç kullanıyorsun. Cüneyt Çakır da buraya göre hareket ediyor. 

"Bu kadar karaladığın ürünü nasıl satacaksın?

Hakemlik işini kulüplere ihale etmek lazım. Kendi ürününüzü koruyun. Ürün senin, sen satacaksın. Aynı saatte City ve Liverpool oynuyor. Senin asıl rakibin onlar. İnsanlara, “Televizyonda Liverpool maçı var, ben maça gitmeyeyim” dedirtmeyeceksin. Önce golcülerinizi değil, hakemleri korumanız lazım. Bir hakemden ufacık kuşkunuz varsa atın dışarı. Hakkını yiyin demiyorum. Küfür eden futbolcuları atmayan hakemler de gördük. Böylelerini tuttunuz sistemin içinde, işi büyüttünüz. Genç insanlar, hakem hakkımızı yiyor düşüncesini savunuyor. Bunu da gönülden söylüyor. Rize başkanının söylediği laf, laf mı? Ben söylesem içeri alırlar.

"Sadece kazandığı zaman adalet var"

Ben Passolig’e zamanında çok karşı çıktım. Ama belki de çok işe yaradı. Bence yüksek dirayetle taraftarlar maça gidiyor. Olaysız izliyor. Hemen hemen tüm statlarda böyle diye düşünüyorum. Her bir birey kendi kararını verebilecek şekilde olmalı. Seyircinin isteğiyle bazı şeyler değişecek. Güven olmasın diye özellikle manipülasyon yapılıyor. Buna uğraşılıyor. 8-9 yaşındaki çocukların sisteme güvenmemeleri gerektiğini yöneticilerimiz söylüyor. Sadece kazandığı zaman adalet var. Fatih Terim, nasıl dizayn edildiğini biliyorum demişti. Terim söyledi bunu. Bugün de Göksel Gümüşdağ benzer şeyler söylüyor.

"Şu ligi TFF'den alın"

Abdullah Avcı’nın söylediği şeyler çok korkunç. Yöneticiler en iyi taraftarlar değildir. 18 kulübün başkanı sistemi korumak durumunda. Sahaya biri bir şey attığında ilk olarak yönetici cezalandıracak. Başka türlü olmaz. Küçücük bir hakem kararı her şeyi değiştiriyor. Liverpool’u şampiyon yapmayan 3 cm değil. 200 metre yukarıda giden cambaza benziyor. Acaba ip mi bozuk, rüzgar mı var diye düşünürsen düşersin. 18 kulüp bir araya gelecek ve sistemi koruyacak. Problemli bir hakem varsa bunu dışarı alalım diyeceksin. Başka türlü olmaz. Şu ligi TFF’den alın. Ben TFF Başkanı olsam 3 haftada maymuna dönerim. Ne yapacağımı şaşırırım. Ligi alıp kendiniz yöneteceksiniz. Ayrıca hem güçlü hem de mağdur olamazsın.

"Sorunları halının altına mı süpürüyorsun, yoksa çözüyor musun?"

Bütün etler problemli diyen bir restorana gider misin? Böyle şey olur mu? Yöneticiler marka değerini korumak zorunda. Sisteme güven duymak zorunda. Ben de hakemler konusunda dünyanın lafını söylüyorum. Hepimizi etkiliyor. Kötü olanı ayıklayacaksın. Şike yaptığı belli olan hakem de çıktı Almanya’da. Ama sen onu olduktan sonra nasıl ele alıyorsun, düzeltiyorsun. İtalya’da da oluyor. Olmuyor demiyorum ki. Organizasyon, yokmuş gibi mi davranıyor yoksa sorunu mu çözüyor? Halının altına mı süpürüyorsun, yoksa çözmek için mi uğraşıyorsun? Bu önemli.

"Yabancı hakem işi çözüm olmaz"

Yabancı hakeme karşıyız ama Şampiyonlar Ligi’nde Cüneyt Çakır’a yardımcı olan bir hakem çağrılabilir. VAR’da Türk hakem yok çünkü. VAR’ı iyi kullanamıyoruz. VAR’da teknik bir farklılık mı var? Geçen sene anlattılar. Bu yabancı hakem işi çözüm olmaz. Yabancı hakemi manipüle etmek daha kolaydır. En iyilerini getiremezsin. Hakem de ağaçta yetişmiyor. İyi hakem az var. Dünya çapında çok iyi hakem en fazla 20 tane sayarsın. Dünya Kupası çok farklıydı. Orada daha iyi sonuçlar verdi. Bu işin tek çözümü; ligi kulüplerin sahiplenmesi. Malın pis olduğunu söyleyip de malı satamazsın.

"Fenerbahçe ile Bordeaux arasında oynanan maçta ölüm tehlikesi atlattım"

Fatih Terim, Abdürrahim Albayrak, Ali Koç ve Göksel Gümüşdağ bu oyunda pislik var derse ben sırtımı döner giderim. Bana ne? Böyle bir mal satma şekli var mı? Yıllar önce de çok çekişmeler vardı. Ama Metin Oktay-Can Bartu dönemlerinde efendilik varmış. 5-6 yaşından beri statlara giderim. Her zaman küfür vardı. Şu andaki tribünler çağ atlamış durumda. Fenerbahçe ile Bordeaux arasındaki bir maça gittim. Ölüm tehlikesi atlattım. O günlerle karşılaştırılmaz. O nostaljiyi de bir kenara bırakalım.

"Halis Özkahya'yı beğenmiyordum, dün de beğenmedim"

Maçı izlerken Aykut Kocaman gibi düşünüyordum. Penaltı pozisyonundan bahsediyorsak, dışarıda gibi duruyor. Ama içeriye doğru devam eden bir aksiyon var. Çok emin değilim. Eğer galiba deniliyorsa, VAR hakemi çağırmalı. Hakem ters bir karar vermişse ve içeride kuşkusu varsa VAR hakemi çağırmalıydı. Halis Özkahya’yı yıllardır beğenmiyorum. Dün de beğenmedim. Ama burada asıl sorun VAR’da bence.

Çaykur Rizespor'un itirazından nasıl bir sonuç çıkar?

Rizespor’un itirazından bence bir şey çıkmaz. Çünkü; Galatasaray bir avantaj sağlayamadı. O yüzden maçın tekrarı kararı çıkacağını zannetmiyorum. Burada kararı VAR verdi. O daha kötü. Pozisyonun tamamını izlemeleri gerekiyor. Galatasaray bir avantaj çıkaramadı. Finalde ne oldu? Bir şey olmadı. Oyunla ilgili iki taraftan birine zarar doğurdu mu? Penaltı yokmuş, golde olmadı.

Senin için hazırladığımız haberler