Mustafa Cengiz: "Paramız vardı, aldık"

23.05.2019 - 13:14 | Son Güncellenme: 23.05.2019 - 16:14

Mustafa Cengiz: "Paramız vardı, aldık"

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, şampiyonluk öyküsünü Milliyet'e anlattı.

Cengiz'in ifadeleri şöyle:

 

Devre arasında transferleri neden yaptık biliyor musunuz? Çünkü geçen yaz dönemi bizim yeterli nakdimiz, bakiyemiz yoktu. Bu yüzden o forvet transferinde zorlandık, yapamadık. Yoksa UEFA’dan men yerdik. Devre arasında ise artıdaydık. Rodrigues, Ozan satışları elimizi rahatlattı. O nedenle transferleri yapabildik.

“Lider dediğin, önde yürüyen değil, yol gösteren olmalıdır” demişti Mustafa Kemal Atatürk...
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz de aynı bu liderlik tanımında olduğu gibi, rol çalan değil; rol veren konumunda...
İki sezonun şampiyonluğunda öne çıkan değil, yol gösteren, kulübün önünü süpüren ancak gerektiğinde yumruğunu vurabilen bir lider...

Şampiyonluk sevinçlerinde takımla omuz omuza duran, ancak işi sulandırmadan karakterini ortaya koyabilen bir lider...
Yüzlerce milyon dolar harcayıp, şampiyonluğun kıyısından bile geçemeyenlerin bulunduğu futbol bahçesinde sürekli meyveyi toplayan bir lider...

Galatasaray’ın bugünkü tablosunu yaratan tabii ki tek başına Mustafa Cengiz olmadı.
Ancak onun önderliğindeki Cim-Bom böyle başarıları yakaladı. Koltuğa oturduktan sonra iki şampiyonluk yaşadı, Ziraat Türkiye Kupası’nı aldı.

Bunlar tabii ki kolay olmadı.

Milliyet okurları Galatasaray’ın son şampiyonluğunun öyküsünü işte böyle bir liderin sözleriyle okuyacak, gizli kalan noktaları, ajandasındaki sıradışı satırları göreceksiniz.

Şampiyonluk hikayesinde üzerime düşen, üstlenmem gereken acil işler vardı. Kısacası benim işim saha dışıydı. Karşımızda UEFA’dan gelebilecek ceza, yüzlerce haciz vardı. Gelir gelmez karşımızda bunları bulduk.
Gelir gelmez çözdüğümüz SPK işi elimizi rahatlattı. 1, 1.5 ay gibi bir mesai harcadık bu iş için...
Ve UEFA dosyası... Hem 2+1 yıl men yiyorduk hem de para cezası... Tabii ki bunu taraftara anlatmak mümkün değil... Haklı da taraftar... “Ne olacak cezayı al” diyor!

İlk 4 ay UEFA ile uğraşmak zorunda kalmıştık. Ondan sonra ikinci periyot başladı. Bu dönemde tekrar bize ceza vermeye çalıştılar. Üst komite bizi tekrar men etmeye uğraştı. Buna karşı savaştık. Saha dışına konsantre olmak zorunda kaldık. 8 ay sürdü bu mesai...

Sınırlamalar var bir de... Gomis gittikten sonra bizim istediğimiz futbolcuyu almak kolay değildi. Biz sattığımız kadar almak durumundayız.

Kapımızda binlerce haciz vardı. Elektrik, su, doğalgaz.. Doğalgaz kesiliyordu. Niye biliyor musunuz? Taa Almanya’daki doğalgazı kuran şirketin parası ödenmemiş.

Fenerbahçe basket maçı öncesi haciz geldi. Basketçileri zor sahaya çıkarmıştık. Buna rağmen 20 kat bütçesi olan takımı yendik.


180 liralık haciz

Yazın Gomis’i sattığımız için çok eleştirildik. Ancak daha sonra kendisi itiraf etti Fransız basınına... Para için gittiğini söyledi nihayetinde... Ben böyle bir futbolcunun niye gönderilmesini isteyeyim ki? Tanımam bile. Ben hiçbir futbolcuyu tanımam.

Bizim birinci hedefimiz borçları yönetebilir seviyeye getirmek idi. Galatasaray’ın dağ gibi birikmiş borcu vardı. Geldiğimizde borç 2.5, 3 milyar liraydı. Hepsi haciz halinde... Haciz ne demek, Türk hukukunda artık ihtar bitmiş, dava bitmiş. Artık hukuki bütün yollar tükenmiş. Biz bunları hallettik. 180 liradan başlayan hacizler vardı.

Devre arasında yapacağımız transferler önemliydi. Ciddi kararlar alınmalıydı. Gece yarılarına kadar süren konuşmalarımızı unutmam mümkün değil. Yöneticiler, profesyoneller kol kola isimleri konuştuk. Masada 10’dan fazla futbolcunun ismi vardı. O oyuncuları 1-2 gün içinde yetiştirmek, sağlık raporları almak bunlar kolay işler değildi. Teknik kadromuz ve yöneticilerimiz dışında profesyonellerimizin de hakkını vermem lazım. O transferleri yetiştirmek, gerekli lisansların alınması büyük bir operasyondu. Canla başla çalıştılar.


Ben de bilirim borcu


Biz de mali açıdan 2 yıldır zarar etmeden artı ile gidiyoruz. Yoksa ben de bilirim 150 milyon euro borçlanıp, gelecek yönetimlerin üzerine borç bırakmayı... Yük bırakmayı... Yapmadım.

Stadımızda gerçekleştirdiğimiz toplantının ardından transferleri neden bitirdik biliyor musunuz? Çünkü geçen yaz dönemi için söylüyorum, bizim yeterli nakdimiz, bakiyemiz yoktu.

Bu yüzden o forvet transferinde zorlandık, yapamadık. Yoksa UEFA’dan men yerdik. 2 milyon euro da ceza yerdik. Devre arasında ise biz artıdaydık. Rodrigues, Ozan satışları bizim elimizi rahatlattı. O nedenle bu transferleri yapabildik.


Sıfır puana göre...

Sezon başlayıp, Şampiyonlar Ligi kuraları çekildiğinde teknik heyet nasıl kendine göre puan hesabı yaparsa biz de alınacak puana göre gelecek para hesabı yaptık. Biz 0 (Sıfır) puana göre kendimizi hazırladık. Çok acı ama... Ben hep en kötüye göre kendimi hazırlarım. Yaşamımda da bu hep böyle oldu.

4 puan aldık. Çok iyi puan... Her galibiyet 2 milyon 700 bin euro... Şampiyonlar Ligi’ndeki performansımız sonrası en ufak bir hayal kırıklığı yaşamadım.

Diagne kritik penaltılar kaçırdı belki ama önemli işler yaptı. Bazen hızlı taç atarak, bazen rakip savunmayı yorarak bazen de golleri ile... Sonuçta bu adam en çok gol atan yabancı olarak tarihe geçti. Teklif gelir mi, gelir.


Yeni transferlerden Diagne ile Mitroglou...


Diagne ligin tartışmasız bir numaralı golcüsüydü. Kasımpaşa’daki performansı referans alınabilirdi. Başka hamlelerimiz de olmuştu ama işler istediğimiz gibi sonuçlanmamıştı. Bu şartlarda şampiyon olmak istiyorsak riske girmeden beklentilerimize yanıt verecek bir golcü mutlaka almalıydık. Diagne’yi transfer ettiğimizde herkes “35-40 gol rahat atar” yorumları yapıyordu. Diagne bizde Kasımpaşa’daki performansını sergilemedi belki ama yararlı oldu. Zaten önemli olan onun gol atması değil, yararlı olması. Golleri de atacak.

Kostas Mitroglou için bir parantez açmalıyım. Taraftar benden bir forvet istemişti. Biz gittik iki tane aldık. Olsun... İyi ki almışız. Bir gol attı ki belki de en kritik gol... Akhisar ile Türk Telekom Stadı’nda oynadığımız maçta o son dakika golü çok önemliydi.

Galatasaray başka bir seviye. Diagne de sempatik bir çocuk... Öğrenecek, takımla uyumu artacak. Kritik periyotta penaltılar kaçırdı belki ama önemli işler yaptı. Bazen hızlı taç atarak, bazen rakip savunmayı yorarak bazen de golleri ile... Sonuçta bu adam Türkiye’de tarihe geçti. En fazla gol atan yabancı futbolcu... Teklif gelir mi, gelir. Bu işler belli olmaz.

Marcao, Luyindama gibi potansiyeli olan futbolcular aldık. Hem genç hem de kaliteli futbolcular... Galatasaray aynı zamanda bir yatırım yaptı. İşte onlar geldikten sonra savunmadaki performans ortada... Belki onları alırken eleştirildik, sorgulandık. Ama ikisinin savunmaya gelmesiyle beraber defanstaki problemler büyük ölçüde çözüldü.
Semih oynasa da oynamasa da takımı için yüreğini ortaya koyan, karakteri sağlam futbolculardan biri... Risk almadık, kiraladık.

Emre Taşdemir için Bursaspor’a bir para vermedik. Serbestti ve kadromuza kattık. İyi ki de almışız. Bek lentilerin çok üzerinde bir performans sergiledi.


Kimin eline ne geçti?


Fenerbahçe maçı kırılma noktalarından oldu. Provokasyona düşürüldük. Olmasaydı daha iyi olurdu. Tek yara alan biz olmadık, Fenerbahçe de yara aldı. İki büyük camia. Yani ikisinin de yara alması iyi olmadı. Ben daha sakin gitmesini isterdim. Rakibin oyuncusu her şeyi provoke etti. Kimin eline ne geçti?

Ozan’ın, “7.5 milyon euroya serbest kalır” maddesine rağmen daha çok para kazandırıp 11 milyon euroya gitmesi çok büyük övgüyü hak ediyor. Galatasaray altyapısından çıkan bazı insanların tavırlarını görünce Ozan gibi insanların değerini daha iyi anlıyoruz.

Ozan Kabak’ı İtalyanlar 7.5 milyon euroya alıp götürüyordu. Sözleşmesinde “7.5 milyon euroya serbest kalır” maddesi bulunan bir futbolcunun 11 milyon milyon euro gitmesi kolay izah edilebilir bir durum değil.

Bu duruma Almanlar da çok şaşırdı. Stuttgartlı yöneticiler bizimle transferden sonra temasa geçtiler. 7.5 milyon euro serbest kalır maddesi olan bir futbolcunun 11 milyon euroya alınmasını açıklamakta zorlanıyorlarmış. Banka hesapları ortada... Gelen giden paralar belli... Burada Ozan ortaya bir karakter koydu. Menajeri de bir Galatasaraylı gibi hareket etti. Galatasaray’ın menfaatlerini düşündüler. Böylece 3.5 milyon euro daha fazla kazandırdılar. Burada hem Ozan’ın temsilcisine hem de Ozan’a teşekkür ediyorum.

Ortada bir katakulli yok. Bizim de işimiz olmaz zaten. Her şey resmi olarak gözüküyor. Burada futbolcu, Galatasaray’a daha çok para kazandırmak için hareket etti. Bu da bizim elimizi güçlendirdi. Yoksa 7.5 milyon euro verseler ve futbolcu da gitmek istese bizim söz hakkımız yoktu. Üstelik bunu yapan çocuk çok düşük bir rakam alıyordu bizde...


Tabii Alman medyası bu transferden dolayı Stuttgart’ı suçladı, eleştirdi. Ozan çok daha büyük övgüleri hak ediyor. Bazen denk geliyor ve maçlarını izliyorum. Onunla gurur duyuyorum. Umarım en değerli genç futbolcu kategorisinde de seçilir ve ödülünü alır. Çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Ailesiyle de tanıştım Ozan’ın. Babası Adalet Bakanlığı’nda görevli... Çok teşekkür ederim ailesine. Çok iyi bir evlat yetiştirmişler.

Galatasaray altyapısından çıkan bazı insanların Galatasaray taraftarına olan tavırlarını görünce, bizim altyapıdan çıkmış, Ozan gibi insanların değerini daha çok anlıyoruz.

Senin için hazırladığımız haberler