“Ne tecrübesi var ki Emre'nin?”

30.03.2021 - 17:27 | Son Güncellenme: 07.04.2021 - 12:18

Semih Yuvakuran, Galatasaray ve Fenerbahçe günlerinden oğlunun geleceğine, Fenerbahçe'deki teknik direktör değişikliğinden şampiyonlukta kimi favori gördüğüne kadar gündemdeki konular hakkında Ajansspor'a konuştu. İşte Maskesiz Söyleşiler röportajı...

“Ne tecrübesi var ki Emre'nin?”

MASKESİZ SÖYLEŞİLER - AHMET UYKAN

Bursaspor'dan Galatasaray'a transferi olay oldu. Jupp Derwall ile birlikte sarı kırmızıların 14 yıllık şampiyonluk özlemini bitiren ve Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı finale çıkan kadroda yer aldı. Yıllarca Milli Takım formasını başarılı bir şekilde terletti. Galatasaray'dan olaylı bir şekilde ezeli rakip Fenerbahçe'ye geçti. Kendisi gibi futbolu seçen oğlu Utku Yuvakuran kaleci oldu ve şu an Beşiktaş'ta forma giyiyor. Semih Yuvakuran, Galatasaray ve Fenerbahçe günlerinden oğlunun geleceğine, Fenerbahçe'deki teknik direktör değişikliğinden şampiyonlukta kimi favori gördüğüne kadar gündemdeki konulara 'maskesiz' yanıtlar verdi. İşte o söyleşi...

- Futbolcu olma yolunda ilk adımınızı nasıl ve ne zaman attınız?

O zaman biliyorsunuz sokaklarda top oynanırdı. Şimdi öyle bir şey yok tabi. Her tarafa binalar dikilmiş. Sabahtan dışarı bir çıkıyorduk akşama kadar mahallede top oynardık. Lisede ise atletizm yapmaya başladım. Okullar arası Türkiye engelli yarışmasında birinciliğim var. Beden Eğitimi öğretmenim bir gün benim futbolda da iyi olduğumu gördü. Beni Bursaspor'a götürdü. Seçmelere katıldım ve kazandım. Lise ikinci sınıftaydım. Geç başladım ama çabuk yol aldım.

4 YILDA SIFIRDAN ZİRVEYE

- Kaç yaşında prfesyonel oldunuz?

17 yaşında. 1 yıl Bursaspor Genç Takımı'nda oynadım. Ertesi sene Bursaspor'un A Takım idmanlarına çıktım. O sırada Genç Takım'da oynamaya devam ediyordum. Ondan sonra bir sezon boyunca A Takım'da sürekli forma giydim. 1984'te de Galatasaray'a transfer oldum. Yani 4 sene içinde bir anda parlayarak kendimi Galatasaray'da buldum.

GECE SULANAN SAHADA ÇALIŞIYORDUK

- Sizinle özdeşleşen kayarak top çalmayı ne zaman ve kimden öğrendiniz?

Bursaspor'da Ömeragic'in yardımcılığını yapan Hasan Bora hoca vardı. Geçtiğimiz günlerde kendisini kaybettik. Genç Takım'da bize topa kayarak müdahale etmeyi Hasan hoca öğretmişti. Sonra Ömeragic tekrar Bursaspor'un hocası oldu. Onda daha da geliştirdim. Her salı topa kayma çalışmalarını yapıyorduk. Sahanın bir tarafını geceden sularlardı. Bileğe kadar su oluyordu. İşte o suyun içinde kayarak topu alıp kaleciye veriyorduk. Düşünün kalçanızın üzerinde en 7-8 metre kayıyorsunuz.

TOPU KAYARAK HAPSEDİYORDUM!

- Topu nasıl ayağınızda tutmayı başarıyordunuz?

Bu tekniği kendi kendime çalıştırarak geliştirdim. Herkes kayarak topu ya taca ya da kornere atıyordu. Ben topu taca atmak yerine bizde kalmasını sağlıyordum. Kayıyordum topu hapsediyordum. Ayağa kalkıp topla devam ediyordum. Çok zor anlarda taca vuruyordum. Karın adelem çok güçlüydü. O yüzden o kayma hareketini iyi yapardım. Her gün 300-400 tane karın adalesi çekerdim. Bunlarda karın, kollar ve ayakların çok güçlü olması lazım. Çünkü hemen yatıp kalkmanız gerek.

GALATASARAY'A GİDERKEN BURSA AYAĞA KALKTI

- Bursaspor'dan Galatasaray'a transferiniz nasıl gerçekleşti?

Direk Alp Yalman aradı. Babamın çeyiz üzerine dükkanını vardı Bursa Yorgancılar Çarsısı'nda. Oranın telefonu bulmuşlar nasıl buldularsa. Babam, 'Alp Yalman diye biri aradı. Seninle görüşmek istiyormuş.' dedi. Bizi İstanbul'daki TATKO Şirketi'ne görüşmeye davet etti. Ben de abimle atladık gittik. Alp Yalman 'Ne istiyorsun' diye sordu. 'Şu kadar peşin şu kadar da para istiyorum.' dedim. O da 'Tamam' dedi. Çeki verdi elimize. 'Bu saatten sonra sözünden dönersen pire için yorgan yakarım. Haberin olsun. Şimdi Bursa'dan çok arayan olacak gitmemen için.' dedi. Ben de sözümden dönmeyeceğimi söyledim. Sonrasında Alp Yalman'ın dediği oldu. Bursa valisi ve emniyet müdüründen tutun kaymakamına kadar herkes aradı ama verdiğim sözümü tuttum. Ben hepsine Bursaspor'a çok para kazandıracağımı ve Galatasaray'a gideceğimi söyledim. 1984 senesinde benim için 25 milyon Lira artı Sejdic'i Bursaspor'a verdiler.

FLORYA'DA İDMANDA BİLE DİZLERİM TİTREDİ

- Galatasaray'daki ilk yılınızda Jupp Derwall vardı. Zorlandınız mı kadroya girmekte?

Beni ilk isteyen Tomislav İvic idi. Fakat o gidince Derwall'i getirmişti Galatasaray. İlk sene oynayamadım. Ne yalan söyleyeyim çok heyecanlıydım. Düşünün 18 yaşındayım. Dünya Kupası kazanmış Derwall kulübede duruyor. Arkamda Fatih Terim oynuyor. Yanımda Raşit Çetiner. Önümde hayranı olduğum Büyük Metin (Yıldız). Kalede Simovic, ilerde Abramczik, Erdal Keser. Hepsi ünlü isimler. Antrenmalarda bile dizlerim titriyordu. Bir sene alışma dönemi geçirdim. Ondan sonra da formayı aldım ve 5 yıl sırtımdan çıkarmadım.

HİÇ SAKATLANMADIM HEP AYAKTA KALDIM

- Derwall'in gelişiminizde katkısı oldu mu?

Tabii ki vardı fakat iş sizde bitiyor. Eğer siz çalışırsanız, siz inat yaparsanız, ben bu takımda banko oynayacağım, takımın kaptanı olacağım derseniz başarı da arkasından gelir. Ben de o hırsla oynadım. Kendimi hiç salmadım. Hep çalıştım. Allaha şükür kariyerim boyunca hiç sakatlanmadım. Sadece burnum kırıldı. Bir de kafam yarıldı. Ayaklarımdan hiçbir sakatlık yaşamadım.

14 YIL SONRA GELEN ŞAMPİYONLUK ANLATILMAZ

- Galatasaray'ın 14 yıl aradan sonra şampiyon olduğu kadroda siz de vardınız. Neler hissettiniz?

Futbol hayatımda unutamayacağım iki olay var. Birincisi 14 yıl aradan sonra gelen şampiyonluk. Onu anlatacak dil bile yok. İkincisi de Avrupa'da yarı finale çıkmamız. Bunları Galatasaray'da yaşadım. Tabii ki Milli Takım'da da çok başarılarımız oldu. Yine Galatasaray'da namağlup ikinci olduğumuz sezon var.

DERWALL İLE MAÇLARI KAFADA KAZANMAYA BAŞLADIK

- Galatasaray'ın o dönem Avrupa'daki başarısının sırrı neydi? Derwall'in sistemi mi yoksa oyuncu kadrosu mu?

Oyuncu kadrosu olmadan başarı gelmez. Birbirini tamamlayan oyuncular şart. Mesela şu an Beşiktaş iyi gidiyor? Niye? Çünkü birbirini tamamlayan oyuncular var. Yani toplama takım değil. Galatasaray'da o dönem üste üste yaşadığımız iki şampiyonluğu hep arkadaşlığa bağlıyorum. Derwall'in de katkısı vardı. Her milli maçta 3-5 yiyorduk. O bize özgüven aşılamıştı. Rakiplerin sadece mental açıdan bizden üstün olduklarını, bizim maçları kafada kaybettiğimizi söylerdi.

'HA SOPA HA SEMİH. ALIN BUNU SATIN'

- Derwall deyince aklınıza ilk gelen nedir?

Dediğim gibi heyecan vardı. Topu bir stop ediyordum 3-4 metre öteye gidiyordu. Derwall, o zamanki başkan Ali Uras'a diyor ki; 'Ha bu sopa. Ha Semih. Alın bunu satın'. Ali Uras da 'O gitmeyecek. Sen gidersin o gitmeyecek. Biz onun nasıl futbolcu olduğunu bilerek aldık. Sen daha onu görmedim' diye cevap veriyor. Derwall yıllar sonra yazdığı kitabın bir sayfasında, 'Semih'e sopa dedim. Ama teknik direktörlük kariyerimde beni ilk defa yanılttı. Futbolcu olsaydım Semih'in karşısında oynamak istemezdim' ifadelerini kullandı.

MUSTAFA DENİZLİ '3-0'DAN BU MAÇI VERİRSİNİZ' DEDİ

- Fenerbahçe'ye yenildiğiniz 4-3'lük maçta nerde hata yapıldı? Mustafa Denizli mi oyuncular mı suçluydu?

Şöyle söyleyeyim 3-0 öndesiniz. Bizim Prekazi olsun Mirsad Kovacevic olsun. Röveşatalar falan dalga geçmeye başladılar. Öyle bir dünya yok. Fenerbahçe ile oynuyorsunuz. Soyunma odasına girdiğimizde Mustafa Denizli, 'Ne yapıyorsunuz siz ya? Bu maç 3-0'dan 4-3 olur. O zaman görürsünüz.' dedi. Bu sözler benim içime oturdu. Kendi kendime bu maç gitti dedim. Zaten sahaya bir çıktık. İlk 5 dakikada golü yedik. Arkadan 2,3, 4 derken hadi dedim güle güle...Bunda hepimizin hatası var. Ama Mustafa Denizli öyle konuşmamalıydı. Mustafa hoca, 'Dalga geçmeyi bırakın. Adam gibi oynayın.' demeliydi.

OYNAMAYAN KALECİ HAYRETTİN KADAR DEĞERİM YOKMUŞ!

- Galatasaray'dan neden ayrıldınız? Süreç nasıl işledi?

Valla ben anlaşmaya gittim. Yurdaşen Karahasan ve Ekrem Dürüst, 250'şer milyon bizden dediler. Yani 500 lirayı onlar verecekti. Rahmetli Selçuk Uygur, 'Sen ne istiyorsun' diye sordu.' 800 istiyorum' dedim. 'Veremeyiz' dedi. Niye veremiyorsunuz. Hiç oynamayan kaleci Hayrettin (Demirtaş) bile 800 aldı. Benim 60-70 maçım var. Bana o bile yok.' dedim. Ben de kızdım. 'O zaman bin lira istiyorum' dedim. 'Veremeyiz' dediler. 'Bir çıkın isterseniz başkan Alp Yalman ile konuşum' dedim. Baktım odadaki herkes kafasını yere eğdi. 'Ben gidiyorum. Siz bir düşünün.' dedim. Selçuk Uygur da 'Burdan çıkarsan bir daha giremezsin' dedi. Ben de Girersem şerefsizim dedim. Çıktım gittim. Ondan sonra Alp Yalman dahi evime geldiler. Çünkü taraftar büyük tepki göstermişti.

G.SARAY BENDEN GELEN PARAYLA BORÇLARI ÖDEMİŞ

- Galatasaray'da o dönem maddi sıkıntı yaşıyordu sanırım?

Evet. Zaten seneler sonra bir yönetici itiraf etti. 'O zaman kulüpte para yoktu. Fenerbahçe'nin de seni istediğini biliyorduk. En yüksek bonservis sendeydi. Senden gelen parayla bütün takımın alacaklarını ödedik.' dedi.

BENİ KOVDULAR NEDEN GERİ DÖNEYİM Kİ?

- Fenerbahçe tarafından lig bitmeden adeta kendi rızanızla kaçırıldınız. Neden sezon sonunu beklemediniz?

Ordan çıktıktan sonra nereye gideceksin? Seni zaten kovmuşlar. Hatta kovmaktan beter etmişler. Niye durayım ki?

FENERBAHÇE İKİ MİSLİ PARA TEKLİF ETTİ

- Fenerbahçe'den başkan Metin Aşık mı aradı sizi?

Evet. Rahmetli Metin Aşık aradı. O zaman araç telefonu var. 'Bir eve gideyim başkanım. Yarın konuşuruz dedim. Yok dedi. Şimdi konuşalım dedi. Seni bekliyorum.' dedi. Ben de arkamda bir sürü gazeteci var. Gelemem' dedim. 'Sen atlatırsın onları'. dedi. Ondan sonra bir şekilde buluştuk. Düşünün Galatasaray'ın verdiği iki mislini teklif etti. Olmaz deme şansına sahip değildim yani. Galatasaray 800 lira bile vermezken Fenerbahçe, 1700-1800 liraya çıktı bir anda. 

İMZA ATANA KADAR GİZLENDİM

- Fenerbahçeli yöneticiler sizi kaçırmıştı. Hatta yöneticilerden Yusuf Duru sizi saklamıştı diye hatırlıyorum?

Evet, sürat teknesiyle beni kaçırdılar. Daha sonra transfer sezonu başlayana kadar Fransa Tatil Köyü'nde Yusuf Duru benle eşimi misafir etti. Orada bir tane Türk bile yoktu. Güzel bir tatil yapmıştık.

GALATASARAY'A SAYGISIZLIK YAPMADIM

- Galatasaraylı taraflardan korktunuz mu?

O kadar haklıydım ki hiç korkmadım. Bir gün bile ağzımı açmadım. Baba terbiyesinden sonra Galatasaraylılık terbiyesi almış bir insanım. Hiç bir takım hakkında konuşmadım. Çünkü o bir edeptir. Ama onlar arkamdan çok şeyler anlattı. İşte bizi sattı para için mara için...Ben ise birgün bile onlar beni sattı demedim. Orda bir kişiyi ayırırım o da Alp Yalman.

FENERBAHÇE AYRI BİR DÜNYA

- Fenerbahçe'li Semih olmakla Galatasaraylı Semih olmak arasında fark var mıydı? Yani iki camia arasında atmosfer ve popülarite bakımından fark var mı?

Arif abi (Kocabıyık) derdi sağolsun. O da Fenerbahçe'den gelmişti Galatasaray'a. Hep söylerdi bize,'Bir de Fener'de oynamanızı isterdim. Bir de orayı görün.' derdi. Ben de 'neyi göreceğiz abi' derdim. 'Tamam oğlum burası da güzel ama orası çok daha farklı. Fenerbahçe'yi görün aklınız durur.' derdi. Gerçekten Arif abi haklıymış. Allah da bana Fenerbahçe'de oynamayı nasip etti. Seyirci faktörü inanılmaz. Ki biz Fenerbahçe'de pek başarılı olamadık. Ufacık bir başarıda bile inanılmaz değer veriyorlar.

HIDDINK'İN KANI UYUŞMADI

- Fenerbahçe'deki ilk yılınızda Guus Hiddink gibi Avrupa çapında bir hoca ile çalıştınız. Fakat Hiddink bekleneni veremedi. Sizce bunun sebebi neydi?

Kan uyuşmadı. Aslında çok iyi bir hocaydı. Takımda onun sistemine uyucak oyuncular yoktu. Zaten o gelmeden yönetim almıştı bir sürü futbolcu. Hem Hiddink hem futbolcular uyum sürecini atlatamadı. Ben bile Galatasaray'dan gelmeme rağmen 6 ay uyum sorunu yaşadım. O Hollanda'dan gelmiş. Tabiiki adaptasyon problemi yaşayacak.

TARAFTAR ÖNCE SALDIRDI SONRA BAKLAVA VERDİ

- Fenerbahçeli taraftarlar Hiddink dönemindeki kötü gidişat nedeniyle Dereağzı'nı basmıştı. O anda neler hissettiniz?

Galatasaray'da da taraftarlar benzin bidonlarıyla idmanı basmıştı. Allah hiç bir futbolcuya böyle bir olay yaşatmasın. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olmaz. Oraya gelenler kendilerinde değildi zaten. Sonra geldiler baklavalarla özür dilediler ama iyileşme olmuyor.

FENERBAHÇE'DE GRUPÇULUK VARDI

- Daha önce Tanju Çolak ile yaptığım bir röportajda Oğuz Çetin'in ona pas vermediğini, Sakaryalı futbolcuların Fenerbahçe'de gruplaştığını söylemişti. Siz buna şahit oldunuz mu?

Doğru tabii ki. Bir gruba denk geldik. Hatta takım içinde iki başlılık vardı diyorlardı. Aslında iki değil belki de dört başlılık vardı. Biliyorsun o ara Tanju ile Oğuz Çetin arasında 10 numara hikayesi vardı. O olaydan dolayı başlayan bir polemik takımdaki huzuru bozdu. Forma oynamıyor. Ne Tanju ne de Oğuz ısrar edecekti. İş inada binince farklı görüşler ortaya çıktı. O yüzden çok kötü bir sezon geçirdik.

TOP ÇİZGİYİ GEÇTİ ŞAMPİYONLUK GİTTİ

- 1990-91 sezonunda Şifo Mehmet'in attığı tartışmalı golle Beşiktaş'la berabere kaldınız ve şampiyonluğu rakibinize kaptırdınız. O sırada çizgi üzerinde topa siz vurdunuz. Maçta neler yaşandı?

O sezon şampiyon olmamız lazımdı. Teknik direktörümüz Joseph Venglos'tu. Çok iyi idman metotları vardı. İyi de oynamaya başlamıştık. Ama bu bahsettiğiniz Beşiktaş maçında kaybettik şampiyonluğu. O topu çizgi üzerinden ben çıkardım.

BEN TOPU ÇIKARMADAN ÖNCE GOL OLMUŞTU

- Pozisyon gol müydü peki?

Evet goldü. Herkes topun çizgiye değdiğini söylüyor. Top bana gelirken içerden geldi. Top döne döne oval çizerek geldi. Topun tamamı çizgiyi geçmişti. Falso alarak döndü ve çizgiye vurdu.

- Bugünkü teknoloji ve özellikle de VAR uygulaması olsaydı karar ne çıkardı

VAR'a gerek yok. Kesin olarak goldü.

GÜÇSÜZ OLURSANIZ HERKES TERS GELİR

- Futbolculuk kariyerinizde sizi en çok zorlayan oyuncu kimdi? Rıdvan Dilmen mi

Güçsüz olduğunuz zaman zorlanıyorsunuz. Bazen her zaman üst düzey oynayamazsınız. İşte o düşüşlerde Rıdvan denk gelirse ona karşı zorlanırdım. Ama genelde zorlanmadım. Ben kariyerim boyunca en fazla iki maçta zor duruma düşmüşümdür. Zaten onlar beni kovalıyordu. Ben sol bektim ama sol açık gibi gidip geliyordum. 

RIDVAN, MESSI AYARINDA FUTBOLCUYDU

- Rıdvan Dilmen nasıl bir futbolcuydu?

İnanılmaz futbolcuydu. Şu anda oynasaydı o Messiler falan geç. Samimi olarak söylüyorum Rıdvan, Messi ayarında dünya çapında bir oyuncu olurdu. Aynı şekilde Tanju Çolak yetenekliydi. Sonra Oğuz Çetin. Topa bakmadan top sürerdi. Prekazi, İskender Gönen, Ünal Karaman, Aykut Kocaman...Benim zamanımda çok kaliteli oyuncular vardı. Şimdi bunların yarısı yok.

BARNES, LINEKER, HODDLE...UÇAK GİBİ ADAMLAR

- Buna rağmen Milli Takım'larda birkaç maç hariç pek başarılı olamıyorduk. 8-0'lık İngiltere hezimetleri yaşadık.

Derwall'den sonraki döneme bakarsınız o 8-0'ları göremezsiniz. Yani Derwall'den sonra Milli Takım'a güven geldi. İzmir'de İngiltere ile 0-0 berabere kaldık. Ohoo o zaman İngilizlerle berabere kalmak büyük başarı. Barnes, Lineker, Hoddle...Adamlar uçak...

BİZ SUYU ZOR BULUYORDUK, WEMBLEY'DE JAKUZİ VARDI

- Wembley Stadı'nda bir anınız var mı?

Muhteşem. İlk defa böyle büyük bir statta oynadım. Sahalarımızın boyu Wembley'in eni kadar. Düşünün karşı sağ bekteki İsmail'i (Demiriz) zor görüyordum. Soyunma odası mükemmeldi. Adana'daki maçlarda küçücük odalarda soyunurduk. Askılarda üst üste 3 kişi soyunurdu. Wembley'de ise herkesin ayrı odası var. Fıstık gibi deri koltuklar. Havuz vardı. Fokur fokur sıcak su kaynıyor. Tek kişilik jakuzi. Biz de nerde abi? Suyu zor buluyorduk. Bir duşa giriyorduk. Vallahi 5 kişi dışarda bekliyordu. Hadi çabuk hadi çabuk...(Gülerek). Şimdi ülkemizdeki imkanlar harika tabi. O zamanlar çeyreği bile yoktu. Biz bir forma almak için malzemeci ile kavga ediyorduk. Şimdi her maça iki forma veriyorlar.

UTKU'NUN YETENEĞİ ALLAH VERGİSİ

- Üçüz oğullarınız var. Bunlardan biri de Beşiktaş'ın kalecilerinden Utku. Böyle bir şeyin olacağını hiç hayal etmiş miydiniz?

Futbola başladıktan sonra herşeyi hayal edebiliyorsunuz. Ben onun iyi yerlere geleceğini çocukluğundan biliyordum. Allah vergisi bir yetenek var Utku'da. 100 km hızla topa vurun o bir şekilde topu yumuşatıyor.

BERKAY SURVIVOR'DA YARIŞIYOR

- Babadan gelme bir özellik de olabilir mi?

Hayır...Ben kaleci değildim ki. Sol bektim. Ha mesela diğer oğlum Berkay (Yuvakuran), forvet oynuyordu. Survivor'da şu an. Survivor'ın en başarılı yarışmacılarından. Ama dedikoduya falan hiç girmez. O tip şeylerle uğraşmaz.

UTKU'YA BALONLARLA ŞUT ATARDIM

- Utku'daki yeteneği ne zaman keşfettiniz?

Henüz 2-3 yaşlarındaydı. Ben iki direğin arasına balonla şut atardım. Sonra küçük plastik toplarla başladım vurmaya. Utku hep kaleye geçerdi. Diğer ikisi şut atardı. O zaman bile uçuyordu. Ondan sonra Güvenç Kurtar ile Denizlispor'u çalıştırdığımda onu da götürdüm. Daha 12-13 yaşında A Takım antrenmanlarında kaleye geçerdi. Kaleci hocası,'Ya Semih abi vurayım mı' diye sorardı. 'Vur ya...Korkma. Onlara nasıl vuruyorsan ona da vur' diyordum. Daha o yaşta, küçücük boyuyla topları çıkarıyordu. Ordan belli etti zaten. Sonra yavaş yavaş kendini gösterdi.

BEŞİKTAŞ OLMASA İSPANYA'YA GİDİYORDU

- Beşiktaş'a transferi nasıl gerçekleşti?

Beylerbeyi'nde zirve yaptı. Orada ligin en iyi kalecisi seçildi. 9 penaltıdan 8'ni kurtardı. Ondan sonra Beşiktaş kancayı taktı ve işi bitirdi. Beşiktaş olmasaydı Atletico Madrid'e gidiyordu.

UTKU'NUN HEDEFİ AVRUPA'DA OYNAMAK

- Utku'nun örnek aldığı bir kaleci var mıydı?

Neuer ve Buffon'u örnek alıyordu. Ama bana sürekli, 'Baba ben seni geçicem. Avrupa'da oynayacağım.' derdi. Onun en büyük hedefi Avrupa'da bir takımın kalesini korumak.

MARADONA'DA EKSİK VARSA UTKU'DA DA VARDIR

- Bir teknik adam gözüyle baktığınızda Utku'nun artı ve eksileri nelerdir?

Eksik her oyuncu da var. Maradona bile futbolu bırakana kadar eksiğim vardı diyordu. O da sağ ayağımı sol ayağım gibi kullanamıyorum derdi. Sonuçta Utku'nun da vardır bir eksiği. Onu hocaları biliyordur. Çalışmayı bıraktığınız zaman eksik olursunuz. Her antrenman bir eksik gidermedir.

SAĞ AYAĞINI BAĞLAYINCA, SOLUNU GELİŞTİRDİM

- Artı yönleri peki?

Yan topları çok iyi. Cepheden iyi. Penaltılarda başarılı. Oyunu iyi okuyor. İki ayağını da kullanmaya başladı.Sol ayağı hiç yoktu. Sıfırdı. Bir metreye topu atamıyordu. Ben onun sağ ayağını iple bağladım. Öyle çalıştırdım. Tam sağ ayağıyla topa vuracakken iple çekiyorum, topu mecburen soluna alıyordu. Şimdi soluyla topu orta sahayı geçirebiliyor. Teknik olayları çalışmakla düzeltebilirisiniz. Benim de sol ayağım hiç yoktu. Duvardaki numaralara vura vura solumu geliştirdim. Öyle öyle geliştirdim sol ayağımı. Sonra sol çalışmaktan sağ ayağım gitti. (Gülerek)

- Utku'nun Beşiktaş'taki maçını tribünden seyrettiniz mi?

Hayır. Evden izliyorum.

UTKU'NUN MAÇLARINDA HEYECANDAN DURAMIYORUM

- Ruh haliniz nasıl oluyor? Maçtan sonra onunla durum değerlendirmesi veya kritik yapıyor musunuz?

Ya o bambaşka bir duygu. Çok heyecanlanıyorum. Maçtan sonra konuşmuyoruz. Ben de Utku da o tip şeyleri sevmeyiz. Sadece gol yese de yemese de sen görevini yaptın. Hiçbir şeye kafana takma deyip moral veririm. Gol yemeden olur mu abi? Biz de gol yediriyorduk.

NORMAL OLAN UTKU'NUN BİRİNCİ KALECİ OLMASIYDI

- Siz geçtiğimiz aylarda Radyospor'a yaptığınız bir açıkladama Utku'nun Loris Karius'un ardında ikinci kaleci olduğunu ve kaleyi Ersin Destanoğlu'nun yerine Utku'nun koruması gerektiğini söylemiştiniz. Hala aynı fikirde misiniz?

Normali o değil mi? (Gülerek) Bir şeyler döndü. Ersin'den hem daha tecrübeli hem de daha kaliteli. Yok orası istiyor, yok bu takım istiyor. Nerde? İstiyorsa gidecek zaten. Önemli değil. Ersin de bizim evladımız. Ama ilk bir şans verirsiniz. O şansı değerlendiremezse ikinci bir alternatif olarak kullanırsınız. Siz daha geliyorsunuz Utku'yu hiç denemeden bir anda ikinci kaleci yapıyorsunuz. Olmaz! Demek ki burada adalet yok o zaman.

- Sergen Yalçın veya Murat Şahin ile görüştünüz mü bu konu için?

Ben böyle şeylerle muhatap olmam.

UTKU'YU MOTİVE ETMEK BANA DÜŞÜYOR

- Utku görüştü mü peki?

Bununla ilgili hayır. Fakat genel durumu için tabii ki konuşuyorlar. Öyle oldu. Böyle oldu. Devamlı birşeyler konuşuluyor... Ama onun psikolojisini düzeltmek de bize kalıyor.

UTKU, SÖZLEŞME TAZELEYECEK Mİ?

- Utku'nun sezon sonunda sözleşmesi bitiyor. Ancak bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar mukavale yenilenmedi. Bununla ilgili herhangi bir gelişme oldu mu?

Erdal Torunoğulları ile görüştük. Yeni mukavelenin olmaması için bir neden yok. Ama yurt dışından da teklifler var. Bakalım. Onları değerlendireceğiz.

BEŞİKTAŞ OLMAZSA ROTA AVRUPA

- Utku'nun Beşiktaş ile anlaşamadığı taktirde Avrupa'da mı yoksa Türkiye'de mi kalmasını isterdiniz?

Tabii ki yurt dışına gitmesini arzu ederdim.

UTKU, RÜŞTÜ GİBİ BAŞARISIZ OLMAZ

- Rüştü Reçber, en olgun çağında Barcelona'ya gitmesine rağmen başarılı olmadı. Bu sizi korkutuyor mu?

Hayatta korkutmaz. Ben Utku'ya o kadar güveniyorum ki...Onun Avrupa'da başarılı olacağına kesinlikle inanıyorum. Bununla ilgili hiç şüphem yok. Bu bir hedeftir. Kendinizi oraya motive ederseniz başarırsınız. Rüştü kafasını veremedi. Bir de belli bir yaşa geldikten sonra Avrupa'ya alışmak zordur. Bu tip yerlere gençken gideceksiniz.

TÜRK KALECİLER GÜVENLERİ BOŞA ÇIKARMADI

-Şu anda Utku'nun da içinde yer aldığı bir genç kaleci patlaması var. Bu sizin için bir dezavantaj mı?

Herkes ekmeğini yer. Olsun tabii... Sürekli kaleci sıkıntısı çekiyorduk. Kalelerimizi yabancılar koruyordu. Yerli kaleciler neler yapabileceklerini gösterdi. Yeter ki onlar şans bulsunlar. Gerçekten hepsi iyi kaleci. Altay'a bakıyorsunuz, Uğurcan'a bakıyorsunuz... Bir de geride bekleyenler var.

UĞURCAN BİR, ALTAY İKİ, UTKU 3...

- Objektif bir gözle baktığınızda şu anda Türkiye'nin en iyi 3 kalecisi kim diye sorsam ne dersiniz?

Uğurcan, Altay ve tabii ki oğlum Utku'yu söylerim... Göztepe'nin kalecisi İrfan Can'ı da ekleyebiliriz.

EMRE'NİN NE TECRÜBESİ VAR?

- Fenerbahçe'de Erol Bulut'un yerine Emre Belözoğlu'nun getirerek doğru mu yaptı?

Bence yanlış. Ne tecrübesi var ki Emre'nin? Söyleyin. Nasıl başarılı olacak?

CANER, NOVAK'TAN DAHA FAYDALI

- Siz olsanız Caner Erkin'i mi yoksa Novak'ı mı ilk 11'de oynatırdınız?

İkisi de iyi oyuncular fakat hangisi daha faydalı derseniz Caner derim.

ŞAMPİYONLUĞA EN YAKIN BEŞİKTAŞ

- Şampiyonluk favoriniz kim?

Beşiktaş... Öyle gözüküyor. Ekip olarak çok iyiler. En önemli özellik de bu bence.

BİR YILDIZ BU KADAR ÖNEMLİ Mİ?

- Fenerbahçe'nin 1959'dan önceki şampiyonlukların sayılması için yaptığı başvuruyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kim hak ediyorsa alsın. İleriye bakacağımıza biz geriye bakıyoruz. Bir yıldız bu kadar önemli mi ya? Ha hak varsa tabii ki alınsın.

FATİH TERİM GİBİ DİPLOMAM VAR AMA...

- Teknik adamlık anlamında bir hayaliniz var mı peki?

Yok düşünmüyorum. Fatih Terim de hangi diploma varsa ben de var. Ama şu an sadece oğlumla ilgileniyorum.

SEMİH YUVAKURAN İLE BİR KELİME BİR CEVAP

• FUTBOL: Oyun
• TARAFTAR: Onsuz olmaz
• AİLE: Hayat
• PARA: Herkese lazım
• GALATASARAY: İyi kulüp
• KUPA: Başarı
• MONACO: Çok sevdim
• KALECİ: Takımın her şeyi
• SERGEN YALÇIN: İyi futbolcu
• İNGİLTERE: Kötü anılar
• BURSA: Yetiştiğim yer
• ŞÖHRET: Taşıyabilmek önemli
• SAĞLIK: Her şeyin başı

KİMLİK KARTI

ADI SOYADI: Semih YUVAKURAN
DOĞUM TARİHİ: 1 Eylül 1963
DOĞUM YERİ: Bursa (Aslen Yugoslavya göçmeni)
MEDENİ HALİ: Evli
ÇOCUK SAYISI: 3 (Üçüz / Utku, Berkay, Alperen)
OYNADIĞI MEVKİİ: Sol bek
FORMA NUMARASI: 3
FUTBOLCULUK KARİYERİ: 1981-1984 Bursaspor (44), 1984-1990 Galatasaray (166), 1990-1996 Fenerbahçe (89), 1996 Edirnespor (12).
MİLLİ TAKIM KARİYERİ: Türkiye U19 (4), Türkiye A Milli Takımı (29).
ANTENÖRLÜK KARİYERİ: 2004-2005 Gebzespor, 2011-2012 Denizlispor yardımcı antrenör, 2012-2013 FK Balkan (Türkmenistan)

BAŞARILARI:

1986-1987 ve 1987-1988 sezonunda Galatasaray ile Süper Lig şampiyonluğu, 1985'te Galatasaray ile Türkiye Kupası şampiyonluğu, 1987 ve 1988'de Galatasaray ile Cumhurbaşkanlığı şampiyonluğu, 1985 ve 1990'da Galatasaray'da Başbakanlık Kupası şampiyonluğu, 1991'de Fenerbahçe ile Başbakanlık Kupası şampiyonluğu.

Senin için hazırladığımız haberler