Rakitic: "Eşimi kazanmak, Şampiyonlar Ligi'ni kazanmaktan..."

19.09.2017 - 22:14 | Son Güncellenme: 19.09.2017 - 22:14

Rakitic: "Eşimi kazanmak, Şampiyonlar Ligi'ni kazanmaktan..."

Futboluyla ve sempatikliğiyle herkesin dikkatini çeken ve Barcelona kadrosunda kendisine yer bulan Ivan Rakitic'in eşiyle olan film tadındaki hikayesi şu şekilde:

Her şey bir Hırvat'ın İspanya'da bir bara girmesiyle başladı...

Hollywood filmleri gibi bir hikayem var. Ama tamamı gerçek! Her şey bir Hırvat'ın bir bara girmesiyle başladı.

Henüz 21 yaşındaydım ve İspanya'ya akşam 10 gibi varmıştım. 4 yıllık Schalke kariyerimin ardından Sevilla'ya imza atmaya gelmiştim. 

Ağabeyim Dejan da benimle gelmişti ve otelde kulüpten birkaç kişiyle yemek yedik. Nedense hiç uykum yoktu ve abime dönüp "hadi bir şeyler içelim" dedim. 

Bu söz hayatımı değiştirdi. 

İşte film burada başlıyor. Girer girmez o kızı görüyorum. Anlarsınız işte çok güzeldi.

Kendi kendime "Evet Sevilla sen güzel bir şehirsin." dedim. 

"Şu kızla evleneceğim" dedim. Ağabeyim güldü ve dedi ki "Aynen..."

İşin kötü tarafı 6 dil konuşabilmeme rağmen İspanyolca bilmiyordum ve kıza sadece "Selam" diyebildim. 

Abimle otururken telefon çaldı ve bir kulüp Sevilla'ya uçak gönderip gece yarısı beni almak istedi. 

Ağabeyim "Ne yapalım" dedi.

Dedim "sözlerim attığım imzadan daha ağırdır. Sevilla başkanına söz verdim."

Sonra da ekledim: "Şuradaki garsonu görüyor musun? Sevilla'da oynayacağım ve şu kadınla evleneceğim."

Ağabeyim sadece "Aynen, ne diyorsan odur." diyip güldü. 

Sevilla'ya imza attıktan sonra 3 ay o otelde kaldım çünkü güzel bir ev arıyordum. Bu sürede her sabah otelin barında o kadını görmek için kahve ve Fanta içtim. 

Tek bildiğim adının Raquel olduğu ve İngilizce bilmediğiydi. Her gördüğümde içimde bir bomba patlıyordu. 

İletişim kurmak için sürekli ellerimi kullanmam ve acı çekmem sebebiyle bana "Ben Jane, sen ise Tarzan" diyordu. 

Eşimi kazanmak, Şampiyonlar Ligi'ni kazanmaktan daha zor oldu.

3 ay boyunca en az 30 kez dışarda takılmayı teklif ettim ama her seferinde bahaneler buldu. Sonunda evime taşınıyordum ama mutsuzdum. O yüzden eve taşınmama rağmen her gün kahve içmeye o otele gitmeyi sürdürdüm. 

 

Bu sırada İspanyolca da çalıştım. Bir gün Raquel bana neden çıkma tekliflerimi kabul etmediğini söyledi: "Sen futbolcusun. Seneye başka bir ülkeye gidebilirsin. Üzgünüm ama hayır."

27 Ocak'ta İspanya'ya gelmiştim ve ilk dışarı çıkışımız için 20 Ağustos'a kadar beklemem gerekti. O gün adını söylemek istemediğim bir arkadaşım "Kız şu anda çalışmıyor ama barda kardeşiyle içiyorlar." diye bir mesaj attı. 

Ve Raquel'in yanına gidip "sonunda boş bir zamanını buldum. Artık benimle bir yemek yiyecek vaktin var." dedim. Kız şok oldu.

Kardeşini de alıp çıktık. 

Bir gün sonra da yemek yedik. Ve o günden sonra 6 yıldır hiç ayrılmadık. Hayatımda yaptığım en zor şey buydu, Şampiyonlar Ligi'ni kazanmaktan daha zordu ama başardım. Ve şimdi iki güzel kızımız var. 

Ailesiyle ilk tanışmamız da komiktir. İspanyolca bildiğimi sanıyordum ama o kadar hızlı ve Sevilla lehçesiyle konuşuyorlardı ki... Babası arada şaka yapıp gülüyordu ama benim ne dediğiyle ilgili hiçbir fikrim yoktu. O yüzden adam ne dese gülüyordum. Sonunda anladı ve "sorun değil. 2-3 ay sonra her şeyi anlayacaksın." dedi. 

İyi ki bu hayatı seçmişim.

Annem bir hikayeyi anlatmayı çok sever. Okula başladığımda üç veya dördüncü günde gelip demişim ki "anne ben bir daha okula gitmek istemiyorum. Sadece oyun oynamak istiyorum. Bunu daha kaç yıl yapmam gerekiyor?"

Annem "9 yıl" diye cevap vermiş. 

Annem bir hikayeyi anlatmayı çok sever. Okula başladığımda üç veya dördüncü günde gelip demişim ki "anne ben bir daha okula gitmek istemiyorum. Sadece oyun oynamak istiyorum. Bunu daha kaç yıl yapmam gerekiyor?"

Annem "9 yıl" diye cevap vermiş.  (Buzzspor)

Senin için hazırladığımız haberler