Rıdvan Dilmen: ''Ankaragücü galibiyeti Fenerbahçe'ye ilaç gibi geldi''

21.09.2019 - 20:45 | Son Güncellenme: 21.09.2019 - 23:45

Rıdvan Dilmen: ''Ankaragücü galibiyeti Fenerbahçe'ye ilaç gibi geldi''

Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe - Ankaragücü maçını değerlendirdi. TFF Süper Lig’in 5. haftasında Fenerbahçe, Ülker Stadı’nda Ankaragücü’nü konuk etti. 


Dilmen, NTV’de yayınlanan Yüzde Yüz Futbol programında bu karşılaşmanın ilk yarısını ve sonucunu değerlendirdi:

İlk yarı değerlendirmeleri:

Oyuncu değişikliğinde pozisyonlar da değişti. Emre Belözoğlu oyuna yeni girdi, pozisyonuna Kruse geçti. Fenerbahçe’nin geçen haftaki probleminin devam ettiğini görüyorum. Geçen hafta Ankaragücü’nün yaşadığı bir travma ve taraftarın protestosu vardı. 

Bugün herkesin net favori olarak gördüğü Fenerbahçe ve çok tartışılan, geçen hafta evinde kaybeden ama o maça kadar çok kötü performans sergilemeyen bir Ankaragücü vardı. Ankaragücü’nün Malatya maçı konsantrasyonu ile Fenerbahçe maçı konsantrasyonunun aynı olması mümkün değil.

Fenerbahçe, şu an 3 ön liberoyla oynuyor. 1 tane santrafordan kırma oyuncuyu sol açığa koyuyorsunuz. Bu ikilemi atlatması lazım Fenerbahçe'nin. Zajc tarzı bir oyuncu lazım. Yaratıcılık azaldı. Tolga yerine Zajc ile başlarım ikinci yarıya.

İkinci yarı değerlendirmeleri:

Kağıt üzerinde kolay gözüken maç, oyunun son anları da dahil zor oldu. Ankaragücü’nün geçen hafta sahasında 4-0 mağlup olması Fenerbahçe’yi net favori gösterdi. Ankaragücü net galibiyetler aldı, ilk mağlubiyetlerini Malatya’ya karşı enteresan bir psikolojik bir problemle aldılar.

Anadolu takımlarının büyük maçlara motivasyonu farklıdır. Muhtemelen Ersun Yanal bu maçı çok rahat alacağını düşünüyordu. Rami, uzun süre oynamayınca 45 dakikayı zor çıkardı. Aynısını Galatasaray Lemina’da yaşadı.

Bugün çok enteresan bir teknik analiz var. Futbolda 4-4-2, 4-3-3 gibi matematikler insanları yorabilir. Herkes bence şu düşüncededir, oyuncuya göre sistem kurmalı ve transferlerinizi ona göre yapmalısınız. En çarpıcı örnek Abdullah Avcı’dır. Beşiktaş’ta bu şansı bulamadı.

Bugün maçın bitiş düdüğünde 6 ön libero vardı. Fenerbahçe 11’i açıklandığında Gustavo değil de orada Tolga, Emre, Jailson, Ozan da rol alabilirdi. İkili de oynayabilirlerdi. Bu çerçevede girdiğin pozisyon da az değil; verdiğin pozisyon da az değil.

Zaten orijinal mevkisi olmayan bir sol bekin var, Ozan. Tudor zamanında oynadı ama Tolga’dan sol ön oyuncusu olmaz. Bu takımda 3 kişiyi aynı anda geçebilecek bir isim var o da Deniz Türüç ama çok formsuz. Vedat Muriç, topsuz koşularda en az 4 kez duvar oldu, kafayla topu indirdi ve gol attı.

Kruse diye bir oyuncu var. Ben Fenerbahçe’de on golden aşağı atacağını düşünmüyorum çünkü pozisyona giriyor. Kruse’de çok futbolcuda olmayan bir özellik var, son pas ustası. Bu özelliğinden dolayı forvet arkası oynaması lazım zaten. 

Fenerbahçe skor olarak en azından fırtına gibi başladı. Alanyaspor mağlubiyetinden sonra Ankaragücü galibiyeti ilaç gibi geldi ve 10 puan yaptı. Alanyaspor mağlubiyeti de sürpriz değildir, artık deplasmanlar zor. 

Ersun Yanal ile 10 puan çok mu başarılı değil ancak planlamadaki ufak hatalar zorluklara sebep oluyor. Bugün de kolay bir maç olmadı. Güven’den, Cenk’ten sol açık olmaz, aynı Kruse’nin olmayacağı gibi. Tam bir forvet arkası ama iki güçlü oyuncuyla.

Savunma arkasında atılan toplar, pası iyi olan oyunculara sahip takımlar rakibiniz olunca size sıkıntı çıkarabilir. Bunu Türkiye Ligi’nde Beşiktaş yaşıyor. Zanka hala birinci stoper gibi gözüküyor ama o bile soru işareti.

Serdar Aziz sakatlıktan çıktı ve fizik durumunu bilmiyorum. Zanka yokken Serdar birinci stoper görünüyordu. Ersun Yanal hazır olan oyuncuyu oynatmak istiyor. Rami’yi hazır olarak gördü hoca ama yanıldı. Ben ilk 11’de Serdar Aziz’i bekliyordum.

Emre’nin enerjisini beğenmedim. Muhtemelen hoca Galatasaray maçı için Emre’yi beklettiğini onunla konuşmuştur. Rodrigues tabii ki erken sakatlandı. Futbol matematik değildir ama pozisyonlarına göre oyuncuları oynatmak çok önemlidir. 

Altay’ın en az daha iki yıla ihtiyacı var. Futbolculuk öyle. Mesela orta saha oyuncusu ilk zamanlarında enerjisini nasıl verimli kullanacağını bilmez. Futbolcunun en iyi dönemi 26-30 yaş arasıdır. Altay daha genç tabii. 

Altay boyuna rağmen henüz daha yan toplarda çok zayıf. Bugün de çıkamadı, Vedat Muriç’in dizinden döndü. Çok sert gelmezse topları tutamıyor, cepheye doğru kaçırıyor. Tabii ki kalecinin ayağı iyi olacak. Önce yemesin, eli iyi olsun.

Öğrenmenin yaşı yok. Futbol olarak bugün daha bizler yarın cebimize ne koyarız diye düşünmeliyiz. Altay da öğrenecek, Muslera da öğrenecek. Muslera’nın da zayıf yönleri var ama çok önemli özellikleri var. 

Ben birkaç madde okudum. Uilenberg’in hakemlere verdiği seminerde söyledikleri bu maçın tekrarını gerektiriyor. Başka bir yerde bir şey okuyorum, o da tekrarlanmaması yönünde söylüyor. Bu nedenle emsal var mı diye bakacaksınız. 

Temsilcilerimizin Avrupa mücadeleleri hakkında:

Avrupa Kupası’nda 3 maç oynadık ama VAR yoktu. Bu gerçekten skandal. Hakem liginde VAR ile maç yönetiyor, Avrupa Kupası’nda yok. Beşiktaş mesela liginde VAR ile maç oynuyor, kupada yok. 

Avrupa’da iki gol attık. Birisi penaltı, diğeri kendi kalesine. Şampiyonlar Ligi’ne direkt gitmeme gündemde. Bu tehlikeli tabii. Getafe lig maçından 9 farklı kişi ile oynamış. Avrupa Ligi’ni İngilizler, İspanyollar Türkiye Kupası’na baktığımız gibi görüyorlar.

Senin için hazırladığımız haberler