Spor yazarları A Milli Takım'ın Macaristan zaferi için ne dedi?

Özgür Koç
21.03.2025 - 08:52 | Son Güncellenme: 21.03.2025 - 09:30

Spor yazarları, A Milli Takım'ın UEFA Uluslar Ligi Play-Off Turu ilk maçında Macaristan'ı 3-1 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarları A Milli Takım'ın Macaristan zaferi için ne dedi?

Uğur Meleke: "UEFA Uluslar A Ligi'nde olmak çok önemli!"

Montella, milli takımı bir kulüp gibi ele alıyor. İnandığı oyunculardan ve oyundan kolay vazgeçmiyor. Dün de öyle yaptı, santrforda Kerem’li 4-6-0 ile başladı. Ancak yakın geçmişteki maçların aksine Montella’nın değişiklerinin bu kez sahaya çok olumlu tesir ettiğini gördük: En uca Deniz’in girişi, Kerem’in kanada geçişiyle daha fonksiyonel bir hücum hattı izledik. Sonradan oyuna dahil olan Mert sağ bekte mükemmeldi. İlk iki golde Oğuz asistler yaptı, son iki golde Mert hücumları başlattı. Milli takımda farklı oynayan Kerem yine iki golde var. Abdülkerim, Hakan, Orkun, İrfan Can hepsi büyük katkı verdiler. Bu takım, Uluslar A Ligi’ni hak ediyor. (Hürriyet)

Cem Dizdar: "Önemli bir avantaj"

Yaşamda olduğu gibi futbolda da yapılan kadar, hatta daha fazlasıyla yapılanı sürdürmek esastır. Dün akşam ilk 15 dakikadaki Orkun Kökçü’nün golünü de getiren, ‘doğru takım tavrı’nın sürdürülememesi, ülke oyununun kalıcı sorunudur. Oysa gol, defansta organize olup, programlammış bir hücumdan geldi ki, bunu gol öncesinde de denemişti Milliler. Ancak ligde de sık sık karşılaştığımız gibi yaşanan “kopuş” sorunu Macaristan’ın, Milli Takım’ın savunması önünde kurguladığı beraberlik golünde çaresiz bıraktı bizimkileri. Onlar da attıkları golü, gol öncesinde birkaç kez denemişlerdi. Doğrusu ya, “Kalede kim olsun?” tartışmasından sağ çıkan Uğurcan Çakır’ın kurtarışları olmasa, ilk devre sonunda soyunma odasına, “Ulusal bir sorun” ile de girilebilirdi. Topla az oynamış olsalar da, daha çok deneyen Macaristan’dı ve onlar bunu ilk devredeki tutarlı oyunlarıyla başardı.

Aklımızda tutalım…

İkinci devre durağan bir şeylerin değişmesi için toplu davranışlara ihtiyaç olduğu aşikardı. Nihayetinde Macaristan’ın golündeki işleyişe benzeyen çok paslı şahane hücumda, topa dokunmayanların da katkılarıyla Orkun ile Oğuz Aydın işçiliğinden Kerem Aktürkoğlu golü geldi. Ardından yine altı pas ile bu kez de İrfan Can Kahveci golü... İlk maçta 3-1 gibi önemli bir avantaj elde etti Milliler. Yine de yakın tarihteki Fenerbahçe-Rangers karşılaşmalarının öğrettiklerini aklın bir kenarında tutup, Pazar akşamı hazırlıklarını buna göre yapmakta büyük fayda yarar. (Fanatik)

Serkan Akcan: "Kalite farkı"

Macaristan’a karşı Ali Sami Yen’deki Play-Off maçı Montella için önemli bir sınavdı ve İtalyan hocanın bir sınavı daha başarıyla geçtiğini söylemek gerek. Başlangıç kadrosunda Samet Akaydın’ı tercih etmesinin savunma dengesini olumsuz etkilediğine şüphe yok. Emirhan Topçu çok daha formda olabilir ama hoca tanıdığı, bildiği, güvendiği bir stopere yatırım yapmayı tercih ediyor. Ne var ki, ilk yarıda oyunun momentumunu elimizde tutmakta çok zorlandığımız gerçeğinin altında geriden oyun kuramamamızdı. Arkada böylesine uyumsuz görünüyorken üstüne bir de Barış Alper, Kerem Aktürkoğlu ve Kenan Yıldız’ın saha içi İletişimleri kötü olunca iş biraz iyi olduğumuz bir detaya yani bireysel yeteneklere kaldı. Oğuz Aydın iyi iş çıkardı, hem Orkun’a hem Kerem’e asist yaparak geceye damgasını vurdu.

Denge sorunu giderildi

Montella, devre arasında Porto’lu santrforumuz Deniz Gül’ü saha atıp, Barış Alper’i çıkararak maçın gidişatını siyahtan beyaza değiştirmeyi başardı. Deniz tabelayı değiştirmedi ama Kerem Aktürkoğlu ile Kenan Yıldız’ın hücum etkinliğini artırdı, ön tarafta denge sorunumuzu giderdi. A Milli Futbol Takımımız’ın kadrosu Macaristan’la kıyaslandığında daha kaliteli olarak tanımlanabilir. Bireysel olarak gerçekten yetenekli bir oyuncu grubuna sahibiz. Montella’nın da taktik maharetleriyle fark yarattığını söylemekte fayda var. (Fanatik)

Gürcan Bilgiç: "Hücum hattımız raconu kesti"

Maçın geneline baktığımız zaman bir stratejiden ziyade, takımın bireysel becerileri üstüne kurulmuş bir planı olduğunu gördük. İyi oyuncularımız var. İyi takımlarda oynuyorlar. Doğru antrenmanlar yapıyorlar ve kaliteli teknik adamların elinde gelişiyorlar. Bunun yansımasını ofansif aksiyonlardaki çözüm üreten hareketlerde gördüğümüz gibi, top rakibe geçtiğindeki bocalama da karşımızda.. Böyle potansiyeli olan bir kadronun teknik adamı olmak da büyük lütuf. Montella bunun ekmeğini yiyor. Macaristan'ın hocası da İtalyan. Takımındaki her oyuncu, her durumda, ofansif veya defansif ne yapacağını, nasıl pozisyon alacağını biliyor. Baskıdan çabuk çıktıkları gibi, hızlı hücumlarda da doğru yerdeler. Oğuz Aydın ve Kerem Aktürkoğlu skoru taşıdılar. Üç asist, bir gol çıktı bu ikiliden. "Sıfır" santrfor oyunu Montella'nın tercihi. Bu seçim ile Galler'i de yenemedik, Karadağ'ı da. Barış Alper'i kullanıyor uç noktada, çocuğa da eziyet ediyor aslında. Ama devam ediyor bu seçiminde. Aynı şeyi yaparak, farklı sonuç bekleyenler arasına yazacağız Montella'yı…

Kariyerli takımın sıkıntısı var sahada. Topu bulan kendi gösterisini yapmak istiyor. Kenan bunlardan biri. Maçın etkisiz elemanı. Hakan yine yönetti takımı. Orkun büyük hırsla oynadı ama bu ikili rakip topla yarı sahamıza geldiğinde destekte eksik kaldılar. Neyse, uzun bir ara vermiştik milli maçlara. Bu tür bocalamaları normal karşılayalım. Hataların üstünü örten ön tarafımız var ve maçın raconunu da kestiler. Şimdi "sıfır" statik santraforla oynayacağımız, risk almayı rakibe bırakacağımız, defans arkasına hızlı oyuncularımız ile sarkacağımız rövanşa gideceğiz. Kendi sahasında kaybetmiyormuş Macaristan… Göreceğiz… (Fanatik)

Bülent Timurlenk: "Top bizi sevdi’nin fotoğrafı!"

Rams Park'taki ilk maça şu gözle baktım: Milli takım ne olursa olsun sahadaysa kazansın, hatta 2-3 farklı kazansın, işi Budapeşte'ye bırakmasın. Bu anlamsız Uluslar Ligi'nin zaten yoğun olan sezon fikstürüne bindirdiği yükü, esaslı takımlarla oynayarak bertaraf edebiliriz. Asıl meselemiz ise bu Milli Takım 24 yıldır gidemediği Dünya Kupası finallerine Montella yönetiminde gidecek bir kadro ve oyuna sahip mi? İlk soru ziyadesiyle cevabını buldu. Almanya ve Hollanda deplasmanlarında fark yemiş Macaristan'ı 3-1 devirip Budapeşte'ye gitmek Milli Takım için yeterli olmalı. A Lig hayırlı olsun, demek istiyorum. Formda bir kalecinin önünde Galatasaray'da kulübede olan Kaan ile başlamak bir tercih, Ferdi'nin yokluğunda bir başka sol bek yok deyip Eren ile başlamak başka bir tercihti. Montella, Samet'te ne buluyorsa bunun sahada karşılığını bir maç haricinde göremedik. Orta sahayı İnter, Benfica, forvet hattını Benfica, Galatasaray, Juventus ve Fenerbahçe ile kuruyorsanız daha fazla üretmeniz beklenir. Yanlış krampon seçimine kurban verdiğimiz futbolcular bir kenara Oğuz Aydın iki asistle bu takımın geleceği olduğunu gösterdi. Sakatlık üstüne sakatlık sonrası Fenerbahçe'de şans bulamadan milli forma altında şans bulan İsmail için sevindim. Macarlar geçişten bizden fazla hücum buldular. Kalede Uğurcan güven veriyorken forvet hattının böyle rakipler karşısında çok daha fazla atak sonlandırması gerektiği ortada... Oğuz yine çıkar mı sorusuna, yerine giren İrfan Can'ın golü "top bizi sevdi"nin fotoğrafı… (Sabah)

Levent Kalkan: "Enerji ve kaliteyle kazandık"

Montella, Arda’nın yokluğunda Kerem’i 10 numarada görevlendirdi. Hücum hattının solunda Kenan, sağında Oğuz, en uçta Barış yer aldı. İlk dakikalarda son derece enerjik bir dörtlüyle baskı oluşturduk ve Orkun’la golü bulduk. Üç pasla geldi golümüz. Abdülkerim’in harika uzun topu, Oğuz’un servisi ve Orkun’un kalite kokan plasesiyle üstünlüğü yakaladık.

“Sakin güç” Szoboszlai, 14’te Nagy’ye, 18’de Kerkez’e çok önemli iki servis yaptı. İki pozisyonda da Uğurcan başarılıydı. Szoboszlai 25’te yine sahneye çıktı ve onun hazırladığı pozisyonda Schafer beraberlik golünü attı. Szoboszlai-Schafer-Kerkez üçlüsü ilk yarıda sol kanadımızı çok yıprattı. Bu üçlünün hızını özellikle Mert ve Oğuz’un çabasıyla kestik.

Montella ikinci yarıya Barış-Deniz değişikliğiyle başladı. Deniz hemen rakip stoperlerin arasına yerleşti. Topa sahiptik ama sürekli 8-9 kişiye karşı hücum ettiğimiz için boşluk bulmakta zorlandık. Acil bir delici lazımdı bize. O işi yine Oğuz becerdi. Sıfıra indi, harika gönderdi, Kerem cezayı kesti.

Bu gol rakibin dengesini bozdu ve Szoboszlai oyundan düştü. Dört dakika sonra da üçüncü golümüz geldi. İrfan Can oyuna girdikten 1 dakika sonra Kerem’in harika asistinde golünü attı, farkı ikiye çıkardı.

Budapeşte’ye çok önemli bir avantaj ve moralle gidiyoruz. İşimiz çok kolay değil ama pazar akşamı enerjimizi ve kalitemizi yine ortaya koyarsak, UEFA Uluslar A Ligi biletiyle sahadan ayrılırız. (Milliyet)

Senin için hazırladığımız haberler