Spor yazarları Bayern Münih - Beşiktaş maçını değerlendirdi!

21.02.2018 - 11:12 | Son Güncellenme: 21.02.2018 - 11:12

Spor yazarları Bayern Münih - Beşiktaş maçını değerlendirdi!
Şenol Hoca'yı anlayamadım - Metin Tekin / Sabah Bayern Münih maçı öncesi en çok merak edilen şey Şenol Güneş'in nasıl bir kadro ile maça çıkacağıydı. Herkesin bir düşüncesi vardı. Mesela ben Quaresma ile başlamayacağını düşünüyordum... Ama Gökhan Gönül'ü yedek soyundurması ve Adriano'yu yerinde oynatmaması soru işaretiydi... Sonuçta oyuncularını en iyi tanıyan isim Şenol Güneş ve kendince bir planı vardı. Maçı anlatırken kadrodan değil, hiç de fena gitmeyen Beşiktaş'ta Vida'nın atılışının tüm dengeleri değiştirdiğini söyleyebiliriz. Bayern Münih deplasmanının ne kadar zor olacağını zaten biliyorduk üstüne bir de Vida'nın kırmızısı ile 10 kişi kalış tamamen oyunda mahkumiyeti getirdi ve maç tek kaleye döndü. Bundan sonra gidip yapabilecek bir golü değil de yemememiz gereken golleri konuşmaya başladık. Almanya'da Bayern Münih karşısında 10 kişi ile rövanş için avantajlı sonuç almak zordu, öyle de oldu. Zaten oynamasını beklemediğim Quaresma'nın 90 dakika oyunda kalmasına da çok şaşırdım. Caner-Gökhan değişikliği ile Şenol Hoca neyi planladı onu anlayamadım. Ama maçı tüm özeti dediğimiz gibi Vida'nın atılmasıydı. Bundan sonra ayakta kalmak çok zor işti ve olmadı. 5-0'lık sonuçtan sonra "Futbol bu her şey olabilir" gibi cümleler kullanmak imkansıza konuşmak gibi olur. İkinci maç artık mümkün olmayan bir rövanş gibi görünüyor. Rövanşta eleneceksiniz ama bir şekilde böylesine imkansız şeylerde de ayakta kalınması gerektiğini göstermesi gerek futbolcuların. Futbolculuk dönemimizde biz de Dinamo Kiev'e aynı sonuçla ilk maçta 5-0 yenilmiştik. O zaman hocamız olan Milutonovic, ikinci maçta şöyle bir konuşma yapmıştı bize... "Futbolda her şey olur, hiç bırakmayın asılın gibi lafları geçin. Bugün bu takımı elemeniz mümkün değil ama bana nasıl futbolcu olduğunuzu değil, imkansıza karşı nasıl mücadele ettiğinizi ve nasıl bir insan olduğunuzu gösterin" demişti. Beşiktaş da rövanşı aynen bu mantıkla oynamalı.
Biraz ayıp olmadı mı? - Attila Gökçe / Milliyet Skor tabelasından önce başka sayılara bakalım: Beşiktaş kadrosunun yaş ortalaması 29.1; Bayern’in 27.1...  Onbirlere bakarsak, Bayern daha genç  (25.5), Beşiktaş (31) daha yaşlı takım. Evet, tecrübe önemli bir değer... Nitekim Şampiyonlar Ligi grup maçlarında bu tecrübe ile Cenk ve Talisca’nın genç enerjisinden yararlanıp “tarihsel” bir liderlik yakaladı Beşiktaş. Ama eğri oturup doğru konuşalım... Son onaltıda seviye biraz daha değişiyor. Daha çabuk, daha üretken, daha displinli bir oyun çıkarmanız gerekiyor. Dahası, orada yaşlıların tecrübesi ile birlikte kulübün de  kurumsal olarak geliştirdiği bir kültür söz konusu... Bayern Münih yıllardır bu seviyenin en iyilerinden. Defalarca çeyrek final, yarı final, final oynamışlıkları var. Kazandıkları kupalar da müzede duruyor. Yetmiş bin kişi önüne çıkan genç Bayern ile hadi yaşlı demeyelim, “emektar” Beşiktaş’ın arasındaki farklar hemen kendini göstermeye başladı. Beşiktaş adına başlangıç oldukça iyi idi. Özellikle Pepe’nin savunma hamleleri, Babel, Talisca ve Quaresma’nın bildiğimiz atakları , Vagner Love’ın kontrada yakaladığı iki önemli fırsat, oyuna ısınmamızı sağladı. Ama eğri oturup doğru konuşalım... Bir yıldır yolu gözlenen Damagoj Vida, bir arıza değil mi ? Hele Tosiç’i kadroya yazıyorsanız, kulübede Vida’yı oturtmalısınız. Onaltıncı dakikada top kaptırıp yakalanınca Vida arkadan tam da kırmızı kartlık hamlesini (!) yapıverdi. Beşiktaş gibi bir takımın bu kadar erken zamanda 10 kişi kalması, elbette daha da ezilmesine neden oldu. Medel savunmaya geçerken hem Atiba’nın, hem de forvetin ayarı bozuldu. Peşpeşe gelen goller size bir şeyi hatırlatmıyor mu? Beşiktaş’ın Liverpool, Leeds, Barcelona, Dinamo Kiev maçlarını da unutmamak gerekiyor. Tarihi başarıları hiç unutmuyoruz ama, tarihi fark yediklerimizi hiç analiz etmiyoruz. Çare aramıyouz. Futbolumuzu geliştirme çabamız hep eksik kalıyor. Bayern Münih’e saygısızlık etmeyelim... Kendi önceliklerini ve ayrıcalıklarını aklıyla ve emeğiyle kazanan bir kültürden, büyük bir kulüpten söz ediyoruz. Dünkü 5 golün öyküsü böyle. Maalesef!
Canınız sağolsun - Bilal Meşe/ Milliyet Şenol Güneş’in Bayern Münih karşısına çıkardığı on bire kimse gıkını çıkaramaz. Bence idealin de ötesindeydi. Dememiz o ki böylesi güçlü bir ekip karşısında elinizde ne var, ne yok tüm yetenekli kramponları sahaya sürmek zorundasınız, Güneş hocamız da bunu gerçekleştirdi, kutluyoruz. Ne var ki, teknik adam olarak kadro konusunda sıfır hata yaparsınız, ancak bazı sürprizlere istesiniz de engel olamazsınız, eliniz-kolunuz bağlanır, hamleleriniz işe yaramaz, farkı önleyemezsiniz. Alın size Vida’nın kırmızı kartı. 16. dakikada arkadaşlarını üstelik Bayern Münih gibi bir takım karşısında yalnız bıraktı. Kızalım mı, kızmayalım mı şaşırdık doğrusu! Vida, kartı pozisyon gereği gördü, arkadaşlarının hatasını örtmeye çalışırken gerçekleşti, bu da onun suçunu hafifletiyor. Artı, Eee böylesi bir rakip karşısında doğal olarak da hesaplarınız alt-üst oluyor, savunma taktiği ön plana çıkıyor. Handikaplara karşın on kişiyle Kartal, ilk yarıda rakip kaleye kanat çırptı, gol kokladı, Vagner Love, net pozisyondan yararlanamazken, rakibin yüreğini ağzına getirdi. Bu direnişe, gol arayışına, Fabri’nin kritik dokunuşlarına karşın Thomas Müller’in golü geldi. Bu oyunda en zor iş savunma yapmaktır, bulduğunuzu atamaz, üstüne üstlük sürekli top kayıpları yaşarsanız, Bayern gibi bir rakip karşısında paniğe kapılır, gollere davetiye çıkarır, fark yersiniz. Coman’nın golüyle rahatlayan Bayern oyunu tek kaleye dönüştürdü, Kartal ise tüm hatlarıyla savunmaya çekilmek zorunda kaldı. Thomas Müller, farkı üçe çıkarırken, ev sahibi takım oyun üstünlüğünü tamamen ele geçirdi. Bayern’in yoğun baskısından Lewandowski de bir gol çıkarırken, son sözü yine Thomas Müller söyledi. Evet, Devler Ligi’nde namağlup gruptan çıkan, Beşiktaş Bayern’e umutla gitti, hüsranla döndü, tur umudunu mucizelere bıraktı. Bu farklı yenilgi için Kartal’ı yerden yere vurmak, gibi bir niyetimiz yok. Tam tersi Devler Ligi’nde ülkemizdeki futbolseverleri evine kapatan, bu heyecanı mart ayına kadar taşıyan Beşiktaş’a teşekkür borçluyuz, canınız sağolsun.
Paslı Vida! - Ali Ece / Fanatik Maç öncesinde iki teknik direktör de rakiplerini çok iyi analiz etmişler. Tabii Heynckes, Şenol Güneş’e göre çok daha şanslıydı. Boateng değil Vida hatayı yaptı. Beşiktaş geriden top çıkarırken Hırvat stoper olabilecek en yanlış yerde dururken hatalıydı. Hatasını telafi etmek için ayakta kalması gerekirken daha da büyük bir hata yaparak son adamken arkadan yatarak girmeye kalktı. Maalesef kırmızı kart doğru karardı. Başta Pepe ve Adriano olmak üzere Vida’nın 10 kişi bıraktığı arkadaşları bir süre harika mücadele ettiler, direndiler, pozisyon bile buldular. Ancak rakiplerinin daha ilk yarıda James Rodriguez’i Robben’le değiştirme lüksü vardı. O lüksten ve dakikalar ilerledikçe o kadar erken bir dakikada ne kadar büyük hata yaptığı daha netleşen Vida’nın takımını eksik bırakmasından faydalandılar. Gecenin sorusu Herkesin kafasında ki soru aynı: Beşiktaş 90 dakika boyunca 11’e 11 oynasaydı skor böyle mi olurdu. Maçın starı Bayern Münih’in golcüsü Thomas Müller soydaşı Gerd Müller gibi çok usta bir beleşçi. Maçın olayı Maçın olayı herkesin malumu: Domagoj Vida’nın büyük hatası sonucu Beşiktaş’ın ilk yarının başında erkenden 10 kişi kalması. Kısa mesaj Tosiç’i düzelten geliştiren Güneş, dün geceki paslı Vida’yı da düzeltir. Lakin Vida’nın bu hatası kolay unutulmaz.
Tehlike büyük - Gökhan Dinç / Vatan DÜN gece Şenol hoca harika bir kadro ile sahaya çıktı. Savunmada yaptığı Adriano-Vida-Pepe, orta sahada Medel-Atiba tercihleri tam yerindeydi. Ancak ne var ki sadece bu maç için transfer edilen Vida ve Love, yapılan tercihlerin karşılığını vermedi.    VIDA atılana dek oyuna ortak olan Beşiktaş, o dakikadan hemen sonra Love ile bulduğu pozisyonu da kaçırınca Bayern kendine geldi. Böyle seviyelerdeki maçlarda son düdüğe kadar 11 kişi kalacaksın. Vida kart görmeseydi de gol yeseydi ne olurdu? En azından bu kadar fark olmaz ve son dakikaya kadar oyunun içinde kalabilirdin.    VIDA’NIN yaptığının karşılığı kalemizde goller oldu. Bununla da kalmadı. 10 kişi iken Love bulduğu %100 golü kaçırdı. Yahu anlamıyorum kardeşim bu golleri atman için alındın bu takıma. Hatta sadece bu maç için. Ama sen de Vida gibi yersiz ve anlamsız bir sezon geçireceksin kalan maçlarda.    BİTMEDİ. Bayern takımı özellikle iki kanat bekini oyuna fazlasıyla sokan bir takım. Caner de son haftaların en kötü performansını sahaya koyunca Alman ekibi tüm ataklarını o kanattan yaptı. Şenol hoca da Caner’in tel tel döküldüğünü çok geç görünce sonuç kaçınılmaz oldu. Sonra hoca da sanki Konya maçında sonuç vermiş gibi forvetsiz oyuna döndü, fark geldi.    ACİL LİGE DÖNMELİ BEŞİKTAŞ’IN bu skoru İstanbul’da çevirmesi imkansız. Şampiyonlar Ligi’ndeki yolculuk buraya kadarmış. Ama bu maça kadar gösterdikleri performans ve bizlere yaşattıkları için Beşiktaş’a teşekkür etmek lazım. Yiğidin hakkını vermek lazım. Grup maçlarında izlediğimiz Beşiktaş dün akşam 11 kişi kalsaydı tabii ki sonuç böyle olmazdı. Neyse ki artık sadece lig kaldı Beşiktaş için. Her şerde bir hayır vardır.     ANCAK şunu da unutmamak lazım. Beşiktaş acil olarak lige dönmeli. Eğer dönmezse gelecek sezon sadece Şampiyonlar Ligi’ni değil UEFA Avrupa Ligi’ni de evinden izler.
Sizi canınız sağolsun - Ahmet Çakar / Sabah Kolay değil 75 dakika Bayern Münih'e karşı üstelik onun stadında bir kişi eksik oynuyorsunuz. Aslında belki de maçtaki tüm dengeyi bozan Vida'nın gördüğü kırmızı karttı. Çünkü her şey ortada gidiyordu ama birden Beşiktaş çıkarken kaptırdı, Atiba'nın önemli hatası ve Lewandowski, Vida ile karşı karşıya kaldı. Vida kayarak girdi, faulü yaptı, bariz gol şansından da oyundan atıldı. Buna rağmen bu dakikadan sonra Beşiktaş, golü bulabilirdi. Vagner Love, karşı karşıya kaçırdı. O gol olsa Beşiktaş belki maçı yine kaybedebilirdi ama hiç değilse deplasmanda bir gol bularak İstanbul'a dönmüş olurdu. İlk 45 dakika Bayern önemli pozisyonlar kaçırdı ama golü de çok pis bir pozisyonda buldu. O ana kadar Medel-Pepe çok iyi, Adriano mükemmele yakın oynamıştı ama maçın yıldızı Coman, Adriano'yu geçti, Müller de kötü vurmasına rağmen devreye Bayern önde girdi. İkinci yarı ise neredeyse tek taraflı maç oldu. Robben de oyuna girince Bayern sağdan soldan daha sık geldi. Rövanş için kendisini neredeyse garantiye alan skoru da bulmuş oldu. Beşiktaş için söyleyecek fazla bir şey yok. Zira Bayern bu sahada kimleri devirmişti. 10 kişilik Beşiktaş da elinden geleni yapmaya çalıştı. Sonuç olarak Beşiktaş'ın şansı mucizelere kaldı. Kolay değil bu skorun altından kalkabilmek. Ama bence Beşiktaş, bu yıl Şampiyonlar Ligi'nde görevini yaptı. Maçın kırılma anı Atiba'nın hatasıydı. Topu kaptırmasa maç 11'e 11 gitse kesinlikle sonuç dün geceki gibi olmayabilirdi. Bayern, eski Bayern gibi görünmese de çok ama çok önemli hücum silahları var. Lewandowski olsun Coman olsun, Müller olsun Avrupa'nın çok önemli atak oyuncuları. Rumen hakem Vida'ya gösterdiği kırmızı kartta haklı. Vida'nın faulü bariz bir gol şansını etkiliyordu. Fena hakem de değil ama asla yıldız hakem olabilecek tipte bir kumaşı yok. İkinci yarıda Lewandowski'nin baskısıyla bir faul yarattı evlere şenlik. Eğer o pozisyon faulse ceza sahası içinde penaltı olmalıydı. Ama faul bile yok.
Tek kolla Ejderha’ya karşı - Mehmet Demirkol / Fanatik Maç öncesi keşke olsa dediğim Bayern’in eksik kalmasıydı. Hatta yayında da bunu söyledim. ‘15’de Hummels kırmızı görse mesela ne güzel olur...’ Belki böyle bir denklik sağlamak mümkün olabilirdi. Aksine maçı bitiren bir şey oldu. Vida’nın Beşiktaş’a Şenol Hoca’nın oyun tercihlerine henüz ikna olmadığını düşünüyorum. Dünkü kadroda da itiraz edebileceğim ilk isim oydu. Çünkü özellikle takım boyunun kısa tutulmasına kendisini sürekli geri atarak darbe vuruyor. Gördüğü kırmızı kartıysa sadece onun hatası olarak ele almamak lazım. Beşiktaş kariyerinin en kötü maçlarından birini oynayan Atiba’nın saçma pasında yaşanan pozisyon sadece onun günahı değil. Caner’in ve Atiba’nın aldığı risk o dakikada o statta alınmaması gereken bir riskdi. Bayern’e karşı bu durumda kalmak ejderhaya karşı tek kolla savaşmak demekti. Gecenin sorusu Şenol Hoca savunma göbeğiyle neden bu kadar oynuyor. Vida atılınca Medel yerine geçti tamam. Sonra neden Tosiç giriyor ve yeniden Medel orta sahaya. Oğuzhan ve Tolgay bu kadar mı zayıf? Love çıkıyorsa Negredo giremiyor mu? Maçın starı Coman. Hem orta saha, hem hücumcu, hem golcü. Tutulması, özellikle de Alaba ve Lewandowski’nin arasında böyle bir organizasyonun parçasıyken. Maçın olayı Kuşkusuz kırmızı kart akla gelir. Ama Love’un 18’de karşı karşıyada kaçırdığı pozisyon gol olsa yaşanabilecekleri merak etmiyor da değilim. Bir anlık bir şok. Belki anında bir orta saha müdahalesi. Kartla yeniden dağıtılabilirdi. Kısa mesaj! Sıfır hata lazımdı. En büyüğünü yaptık...
İkinci bir Dinamo Kiev faciası olmasın diye... - Serdar Ali Çelikler/ Habertürk İLK YARI DEĞERLENDİRMESİ Beşiktaş maça güvenli ve iyi başladı. Bayern Münih hakimiyetine izin vermedi ama oyun 16. dakikada kırıldı. 10 kişi kalınan bu dakikadan sadece 2 dakika sonra Vagner Love golü atabilse buradan tarihi bir sonuçla dönülebilirdi. Adriano, Pepe ve Medel'in aldığı her kuruş helal olsun. Love ve Talisca da ilk yarıda iyi oynadı. Fabri de başarılıydı. İlk yarıda Beşiktaş'ı çok beğendim. İKİNCİ YARI DEĞERLENDİRMESİ Bayern Münih'in ikinci yarıda baskılı başlayacağı belliydi. Sanırım Şenol Güneş, '60'a kadar 1-0 gitsin sonra bakarız' demişti ama Bayern'in baskısı çok erken başladı. 52'de 2. gol gelene kadar 3 pozisyon verilmişti bile. Belki Negredo ve Tolgay hamleleriyle ileride biraz daha top tutulabilirdi. Tosic'in girmesi ve Medel'in ortaya geçmesi mantıklı bir hamle gibi görünse de Beşiktaş'ın daha çok ihtiyacı olan kalesinden uzakta biraz daha fazla zaman geçirmekti. Negredo fiziki mücadeleye yatkın ve top tutabilen bir isim. Tolgay ve Negredo beklerken Tosic ve Gökhan Gönül hamlesi açıkçası '2. bir Dinamo Kiev faciası' olmasın endişesiydi. Ama işte nitekim yine fark yenildi. İlk yarıdaki mantığın devam etmesi, farkı bu kadar açmayabilirdi. En azından 65-70'e kadar direnilebilirdi diye düşünüyorum. Sonuç olarak bu turun kaybedilmesi sürpriz değil. Beşiktaş, alkışlanacak bir grup performansı sergiledi. Bir daha bir Türk takımının ulaşması çok zor 3 unvan (yenilmezlik, liderlik ve 14 puan) ile gruptan çıktı. Bayern'e karşı 11'e 11 iken bile işiniz zor iken 11'e 10 hiç şansınız olmuyor. İlk yarıdaki 'dik durmaya çalışan' Beşiktaş'ı beğenmiştim. İkinci yarıdakini ise 'fazla endişeli' buldum. Kendi adıma Beşiktaş'a grup performansı için teşekkür ediyorum. Kartal artık topuyla tüfeğiyle lige dönmeli

(Skorer)

Senin için hazırladığımız haberler