Spor yazarları Galatasaray - Osmanlıspor maçını yorumladı

28.01.2018 - 08:25 | Son Güncellenme: 28.01.2018 - 08:25

Spor yazarları Galatasaray - Osmanlıspor maçını yorumladı

Hücum gücüyle - Fanatik (Mehmet Demirkol)

Galatasaray’ın Fernando ve N’Diaye’siz orta sahayla yaşadığı, kompakt oyundan uzaklaşmak oldu. Tolga ve Selçuk’la eksik, Belhanda’yla daha da eksik oldular. Osmanlı ilk 5 dakikadaki ileri topu şişirmelerin ardından pasla çıkmaya başlayınca Galatasaray’ın bildik iç saha presini kırdı.

1. bölgeden 2’ye çok iyi geçtiler. Ancak 3. bölgede hiçbir planları yoktu. Topu ayağına alan tek başına koştu. Hayatlarında hiç bir arada oynamamış bir grup oyuncu gibi yabancıydılar. Galatasaray savunma ve orta sahasına baskı yapmamaları ev sahibinin eksik olduğu yerden üretim yapmalarını engelledi.
Ancak bu belli oranda anlaşılabilir. Ama hücum hamlığı başlarına iş açtı. Çünkü Galatasaray 3. bölgede bir canavar. Kendi iç saha klasiğinden bu kadar uzakta, sıkıntılı bir oyunda sayısız pozisyona girdiler. Hiç kolay bir maç olmadı. Ama maçın yıldızlarından biri Karcemaskas’tı.

Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)

Numan’ın Muslera’nın üzerinden vurduğu kafada hakem golü iptal etti. Bu İngiltere’de tartışmasız gol. Ama geri kalan ülkelerde karar dünkü gibi olurdu. Kalecinin bu kadar dokunulmazlığı olması doğru mu?

Maçın starı (Mehmet Demirkol)

Ya Feghouli olacaktı ya Karcemarskas ancak Bafetimbi Gomis oldu. Oyuna girdikten sonra hemen karakterini sahaya verdi. Nitekim golünü de attı. Daha önce de söylemiştim. O sevimli canavar.

Maçın olayı (Mehmet Demirkol)

Latovlevici 20. dakikada 2. hatasında protesto edildi. 40’ta 7. hatasında alkışlandı. Taraftar doğal olarak duygusaldır. Ancak tepkinin kime faydası olduğunu düşünemeyecek kadar kendini kaybetmek normal değil.

Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)

Galatasaray’ın iç saha oyunu Fernando ve N’Diaye’siz sallandı. Özellikle Brezilyalı’nın mevcut takımda alternatifi yok.

Feghouli oyunu (Ali Ece) - Fanatik

Topa yüzde 65’ten fazla sahip olsan da İrfan Buz’un çalıştırdığı bir takıma karşı ilk golü bulmadan rahat oynamak zor. İrfan hocanın göbek adı kompakt oyun. Bir de rakipte Latovlevici gibi rakibini kovalamayan bir zayıf halka varsa, İrfan Buz en eksik takımla bile kontratakta sizi zorlar.

Lakin sahici santrforu ve yeteri kadar oyuncu kalitesi olmadığı için skor yapamaz! Sahici santrfor farkını 37’de gördük: Galatasaray’ı öne geçiren gol, topun mutlak hâkimi olan Sarı-Kırmızılılar’ın 2. isabetli şutuydu.
Feghouli’nin dinamik yardımcı forvet koşusu kadar Eren’in bencil davranmayıp kafasıyla takım arkadaşını görmesi de takdire şayan. Tüm teknik adamlar için olduğu gibi Fatih Terim için de kolektif açıdan en mutlu eden gol bu tip boş kaleye atılanlar.
Hocayı saha içinde en çok mutsuz eden ise büyük ihtimalle yine geçen hafta olduğu gibi 45-70 arasındaki oyunun ilk yarıdakini mumla aratması. 70’ten sonraki kıpırdanmaya Gomis eklenince skor ancak çözüldü.

Gecenin sorusu (Ali Ece)

Maçtan önce N’Diaye ve transfer sorulunca Fatih hoca 4 aydır ödenmeyen futbolcu maaşlarından bahsetmek zorunda kaldı. Sahi Dursun Özbek hangi yüzle yeniden başkanlığa aday oldu ki?

Maçın starı (Ali Ece)

Feghouli sadece golü atmakla kalmadı. Top tekniğini ve “Ne kadar hareketli o kadar bereketli” oyun vizyonunu hırsıyla birleştirerek maça kalite damgasını vurdu.

Maçın olayı (Ali Ece)

Karcemarskas, çok daha iyi takımlarda oynamayı hak eden kalitede bir kaleci. Uzun süre tek başına takımını oyunda tutmayı başardı.

Kısa mesaj (Ali Ece)

Latovlevici’nin yanındaki, önündeki, çalıştıranları, oynadığı kanattaki tribünde izleyenleri; herkese sabırlar dilerim...

Rodrigues’in hızı (Erman Özgür) - Fanatik

Kapanan rakibine karşı istenilen oyunu oynayamasa da gerek duran toplar gerek de Rodrigues’in çabukluğu ile 4-5 pozisyon üretti Galatasaray. Fernando’nun yokluğuna Ndiaye eklenince işin oyun kurma kısmı Selçuk’a, defansif kısmı Tolga Ciğerci’ye bırakılmıştı.

Fakat Osmanlıspor çabuk oyuncuları Serdar Gürler ve Umar Aminu ile hem topu önde tutmayı başarıp hem de boş sahayı çabuk geçince Galatasaray’ın baskısını hafifletmeyi başardılar.
Yine de Yasin’in ortasında Eren Derdiyok’un indirdiği top ilk yarıda pek ortalarda gözükmese bile forvet arkası pozisyonunun yeni sahibi Feghouli tarafından ağlara gönderildi.
Zaman zaman rus ruleti gibi gidip gelen maçta denge; Osmanlıspor’da Karcemarskas ve her iki takımın forvet oyuncuları için geçerli son vuruş beceriksizliği sayesinde değişmedi. Fakat Gomis, Rodriques’in asistini arkadaşlarının aksine geri çevirmeyerek işi bitirdi.

Gecenin sorusu (Erman Özgür)

Badou Ndiaye’nin gidişi Galatasaray’ın orta sahasında zaafiyet yaratır mı? İlk yarıda Selçuk, ikinci yarıda ise Belhanda oynadıkları oyunla vasatın üzerine çıkamadılar.

 

Maçın starı(Erman Özgür)

Kapanan savunmalara karşı Kayseri’den sonra Osmanlıspor’a karşı da Galatasaray’ın en etkili ismiydi. İlk yarıda yaptığı asistleri arkadaşları değerlendiremese de hiç vazgeçmedi. Devamlılığı ve kazanma arzusuyla Rodrigues maçın en iyisiydi.

Maçın olayı (Erman Özgür)

2 haftadır Gomis, Fernando ve Belhanda gibi oyuncuların yokluğuna Ndiaye eklenmesine rağmen pozisyon üretmekte zorlanmayan ve fire vermeyen Galatasaray’da Fatih Terim etkisi ortada.

Kısa mesaj (Erman Özgür)

Eren Derdiyok her ne kadar 2 haftadır önemli katkı yapsa da bu takımın santrforu olduğunu 10 dakikada belli eden Gomis bu takım için vazgeçilmez bir oyuncu.

Terim’le değişenler - Erman Toroğlu (Sabah)

Eski teknik direktör, yeni teknik direktör, oyun planları, takım kadroları, bunların hepsi yan yana gelince dün akşamki tablo ortaya çıkıyor. Galatasaray, zaman zaman iyi işler yapıyor, bazen ise inanılmaz kötü... İki teknik adamın arasındaki görüşler yüzünden bu işin oturması 5-6 hafta alır ama lig ona müsait mi? Düşünün, Belhanda yürürken bütün maçlarda oynadı. Fatih Terim geldi, kenarda oturuyor. Selçuk İnan hiç yoktu, Terim geldi oynuyor.

Fatih bir şeylere karar verecek. Karar verecek de, futbolcu parasını alamazsa, transferini alamazsa, maaşını alamazsa; Terim nereye kadar başarılı olur?

Herkes misal veriyor geçmiş yıllardan; neymiş efendim Galatasaray Avrupa Kupa 2'yi alırken, şu kadar zaman futbolcular para almamışmış.. Söyleyin o zaman; o takımda kaç yerli futbolcu vardı, bu takımda kaç yerli futbolcu var? Sana ithal futbolcu niye geliyor, para kazanmak için!

Dün Galatasaray'ın en geri adamıyla en ileri adamı arasındaki mesafe fazla açıdı. Çünkü dün Galatasaray'ın orta sahası iş yapamadı. Herkesin sezon başından beri salladığı Denayer, dün Galatasaray'ın en iyi adamıydı. Muslera da dikkatli olunca, Osmanlıspor'un ataklarına karşı koyabildiler. Pozisyona girmediler mi, girdiler. Ama şu bir gerçek, Eren Derdiyok kötü bir futbolcu değil. Ama Gomis varsa, Gomis oynar! Sonra Eren oynar, bu kadar basit.
Ndiaye'yi biz Osmanlıspor'da forvet arkası seyrederdik, Tudor daha da arkada oynattı. Ama yabancılar onun nasıl bir futbolcu olduğunu biliyorlar ve bu kadar para verip almak istiyorlar. Osmanlı sezonun ilk yarısından daha iyi. İlk yarı bayağı teslimiyetçi oynuyorlardı, şimdi rakibe başkaldırabiliyorlar. Ama ne kadar başkaldırırsan kaldır, gol atacaksın.
Bu arada hakem Umut Meler, Osmanlıspor'un attığı golde Muslera'ya yapılan faulü doğru gördü. Diğer pozisyonlarda da fazla hata yapmadı. Yalnız yardımcı hakem, orta hakemle beraber hareket etmeli. Golü verir pozisyonda, santraya doğru koşmamalı.

Maçın hakkı 6-2’ydi - Rıdvan Dilmen (Sabah)

Galatasaray'da ikinci yarının ilk 8 haftalık periyoduna baktığımız zaman hep şunu diyorum: Rakipleri de kendi arasında oynayacağı için 25. haftada Galatasaray'ın ikinciye en az 3-4 puan fark atması gerekir ki şampiyonluk iddiası ciddi boyutta olsun. Bu maçlar o yüzden çok daha önemli.

Maçı izlemeyenler için şöyle bir analiz yapmak isterim: 3 dakika özet pozisyonları vermeye yetmez. Diyelim her pozisyonu koyup tam vuruş anında bıraktık ve sorduk, "Bu gol mü değil mi" diye… İnsanlar minimum 5 tane gol olmuştur, 2-3 tane kaçırmışlardır der. Yüzde 99'lık en az 6 pozisyonu var Galatasaray'ın. Normal skorun 5-2, 6-2 falan olması lazımdı. Maçın kırılma noktası açısından bakarsak ise karşılaşma 1-0'ken Serdar Gürler'in kaçırdığı pozisyonun dönüşünün 2-0 olması diyebiliriz. Osmanlıspor maçı güzelleştirdi. Onlar da oynamaya çalıştı. Numan, Yalçın ve önlerindeki Musa ağır oyuncular. Son dakikalarda Galatasaray 4-5 tane kaleye paralel kesilen toplar vardı, asist olması gereken. Galatasaray temiz ve çok iyi oynadı. Omurganın performanslarına bakalım. Denayer gerçekten çok iyiydi. Tolga da aynı şekilde. En az 12 kilometre koşmuştur. Feghouli iyiydi, iki tane daha atabilirdi. Eren etkiliydi. Omurgasının performansı böyle olunca yanındaki oyuncular da takviye yapınca sonuç geldi. Tudor'u eleştiriyorduk, o da 8 maçta 7 galibiyet almış, sadece Fenerbahçe'yle berabere kalmış. 10 maç, 28 puan… Türk Telekom Stadı'nda puan Anadolu takımı için aslanın ağzında oluyor. Gerekli pozisyonları buluyor. İçeride 28 gol atmış Galatasaray, dışarıda ise 14. Yarı yarıya yani… Yeni bir teknik direktör geldi, Fatih hoca bile olsa. Takımının önde basmasını ister ama...

Feghouli tam forvetin arkasında öldürücü bir oyuncu olabilirdi, hoca Belhanda'yı kesip onu koydu. Selçuk İnan yerine de ikinci yarı Belhanda'yı alıp savunma ile ön bölgeyi de yetenek olarak bağladı. Serdar Aziz kötü oyuncu değil ama Maicon geniş alanda ligin en zayıf oyuncularından biri. Bunu düşünerek hızlı Denayer'i sol stoper kullandı. Denayer yakalanınca çabuk olmasına rağmen geri geri kaçarak rakip çok süratli olsa da tutabiliyor. Dün gecenin çok iyilerindendi. Gomis'in çok önemli bir değeri ve özelliği var. İki tane stoper yanında olmasına rağmen öyle bir açı alıyor k i topu doğru alıyor. Hem çalım atabiliyor hem mermi gibi vurabiliyor. Kalite...

Spor yazarları, Süper Lig'de Galatasaray'ın evinde 2-0 kazandığı Osmanlıspor maçını yorumladı.

Fatih Terim varsa... - Şansal Büyüka (Milliyet)

Galatasaray Kaptanı Selçuk İnan, Kayserispor maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Fatih Terim varsa, şampiyonluk şansı hep vardır” demişti. Bu doğru... Sadece Selçuk İnan değil, istatistikler de bunu söylüyor zaten...

Üstelik yeni bir başkan, yeni bir yönetim var. Seyirciden tepki değil destek var. Heyecan, birlik, beraberlik süper... Adeta havada şampiyonluk kokusu var.

Ancak bu heyecanı Osmanlıspor maçında sahada göremedik. Fatih Terim takımlarında özellikle ilk 30 dakikada “Baskın basanındır” misali çok etkili bir başlangıç olurken, bu defa o başlangıcı şaşırtıcı biçimde Osmanlıspor yaptı. Gördük ki Galatasaray orta alanının iki “direnişçi” adamı Ndiaye ve Fernando’nun olmayışı, takımın savunma anlayışına ağır darbe vurmuş.

Feghouli’nin gole kadar ortada görünmeyişi, Belhanda’nın kulübede oluşu, hücum zenginliğini adeta ortadan kaldırmıştı. Özellikle ilk yarıda ısrarla hücumu deneyen, kestirmeden rakip kaleye giden ve kenardan etkili toplar kesen sadece Rodrigues vardı. Galatasaray için sıkıntılı dakikalarda, özellikle Osmanlıspor’un hızlı ataklarında Denayer çok etkili hamleler yaparken, maçın başında “Niye Serdar Aziz değil de Denayer?” diyenlere en güzel cevabı sahada verdi. Zaten futbolcunun konuşacağı yer saha değil mi?

Bir hakkı da teslim etmeliyiz. Eren Derdiyok bu takımın önemli gol adamlarından biri ve Gomis gibi çok ciddi bir rakiple forma savaşı yapıyor. Eren’in buna rağmen kendi vuracağı, kendi gol şansının yüksek olduğu pozisyonda yüzde yüze giderek Feghouli’ye asist yapması taktir ve alkışı ciddi biçimde hak etti.

Galatasaray’ın 75 dakikada yakalayamadığı pozisyonların çok daha fazlasını son 15 dakikada yakalamasında Osmanlıspor’un beraberliği kurtarmak adına savunma riskleri almasının, orta alanın önemli ismi Mehmet Güven’i çıkartıp, bir başka golcüsü Cikalleshi’yi oyuna almasının, en önemlisi ele avuca sığmayan Gomis’in sahaya adım atmasının derin ve önemli etkileri oldu.

Galatasaray’ın sular seller gibi saldırdığı ve birbirinden önemli pozisyonları yakaladığı son çeyrekte, Osmanlı kalecisi Karcemarskas’ın, maçı izleyenlerin gözlerine inanamadıkları pozisyonları olağanüstü hamlelerle önlemesi sürpriz değil... Karcemarskas ülkemize geldiği günden beri böyle maçları çok oynadı ve oynamaya devam ediyor.

Kaptan Selçuk İnan’ın açıklamasıyla yazıya başladık, o açıklama ile noktayı koyalım: Kabul, Fatih Terim varsa, şampiyonluk şansı hep vardır. Ancak şampiyonluk yolunda her şeyi Fatih Terim’den beklemek hakça olmaz. Bu yolda Feghouli, Belhanda gibi isimler de artık ortaya çıkmalı ve bu anlamlı yürüyüşe bütün güçleri ve yetenekleri ile katılmalı...

Taraftarın ıslıklama hakkı var (Uğur Meleke) Hürriyet

Osmanlıspor da bence ligi daha yukarılarda bitirmesi gereken gayet kaliteli bir ekip. Ancak bu 3 ekibin bir başka ortak özelliği de “oynama arzuları”. Geride 9 kişiyle kapanan ve kontra atak arayan tipte takımlar değiller, bu Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürdü aslında bir bakıma. Ligde Terim’li ilk 270 dakika hemen hemen aynı tonda geçti: Açık futbol. Giden-gelen maçlar. İki taraflı bolca pozisyon. Sonunda ön tarafta daha kaliteli olan Galatasaray’ın kazandığı 3 puanlar...

Dün de Osmanlıspor, Galatasaray’ın çok çok gerisinde bir top oynamadı, bolca pozisyon da buldular ama sezon başından beri halledemedikleri o büyük problemleri yine nüksetti. Son vuruşlarda felaket bir takım Osmanlı. Umar iyi bir çizgi oyuncusu olabilir ama son vuruşları bu derecede kötüyken onu santrfor kullanmak akılcı değil. Cikalleshi, Osmanlı kadrosundaki en kaliteli santrfor. Ve onun ne kadar duygusal iniş çıkışları olsa da, onda ısrar edilmeliydi. İrfan Buz, eğer Cikalleshi’ye 5 maç 450 dakika sabretse idi, karşılığını bolca gol olarak alma ihtimali yüksekti.

Osmanlı’nın gerçek bir santrforu olmayınca gol umudu tamamen Serdar Gürler’in sırtında. Geçtiğimiz hafta Kayseri’de ikinci yarıda Mendes, Latovlevici’yi darmadağın etmişti, bu kez sağ çizgide yıldız olma sırası Serdar Gürler’de idi. Galatasaray’ın bu maçtan sonra bence sol stoper Denayer’a ekstra prim vermesi gerek çünkü genç Belçikalı esas işi dışında Latovlevici’nin de bölgesini kapatabilmek için çılgınca savaştı dün gece.

Esasında bu öykünün simetriği karşı yarı sahada da vardı: Osmanlı’nın belki de en iyi oyuncusu Tiago Pinto eksik. Rodrigues dün gece sağ çizgide yedek sol bek Muhammed’e kâbus bir gece yaşattı. Son vuruşçular biraz daha becerikli olsalar Rodrigues maçı 5 asistle tamamlayabilirdi.

Maçın adamı: Tolga Ciğerci
Karcemarskas mucizevi toplar çıkardı. Denayer olağanüstü efor gösterdi. Rodrigues sağ çizgiyi koridora çevirdi ama bence maçın görünmez kahramanı Tolga idi. İlk devrede 4-2-3-1 oynayan Galatasaray, ikinci yarıda 4-1-4-1’e döndü ve tüm orta saha savunma yükü onun üzerindeydi. Elinden geleni yaptı bu konuda. Ayrıca 21’de Rodrigues’e, birinci golde de Yasin’e attığı paslar on numara. Bir altı numaranın bir on numara gibi paslar atmasını da takdir etmek gerek sanırım.

Maçın sorusu: Latovlevici’nin ıslıklanması
Bugün yine medyada aynı görüş tekrar edilecek muhtemelen: Serdar Gürler’in karşısında çaresiz kalan Latovlevici’yi taraftarın ıslıklamasını haksız bulacak herkes... Ben bu ıslık alerjisini anlayamıyorum futbolda. Taraftar sahaya yabancı madde atmıyor, küfür ya da hakaret etmiyor, sadece performansından memnun olmadığı oyuncuyu ıslıklıyor... Taraftar tepkisini daha medeni bir şekilde nasıl gösterebilir Allah aşkına? Fenerbahçe tribünleri Dirar’ı ıslıkladığında da aynı şeyi yazmıştım. Bu, son derece medeni bir tepki. Ve futbolun içinde var.

Maçın pozisyonu: Numan-Muslera
Sezonun en başarılı hakemlerinden Halil Umut Meler’in bence iki kritik hatası vardı dün gece: Biri, 27’de Numan-Muslera pozisyonunda çaldığı faul. Numan’ın şarjı nizami idi. Artık altıpasta kaleci dokunulmazlığı diye bir kural yok. Net bir goldü Numan’ınki... Meler’in ikinci hatası da 49’da Tolga’nın omzuyla aldığı topa çaldığı düdüktü. Eğer Serdar’ın frikiği gol olsaydı idi çok tartışılırdı bu pozisyon...

Senin için hazırladığımız haberler