Spor yazarları Sivasspor - Galatasaray maçını yorumladı

05.02.2018 - 08:46 | Son Güncellenme: 05.02.2018 - 08:46

Spor yazarları Sivasspor - Galatasaray maçını yorumladı

Ostersund’a dönüş mü? (Mehmet Demirkol) - Fanatik

Samet Aybaba, Galatasaray’ın stoperlerine top aldırdı ama sonrasında baskıyla oyun kurmalarını engelledi. Sumudica’nın düştüğü hataya kapılıp Galatasaray’ı beklemedi. Donk ve Tolga’yla zaten top yapması zor olan konuk ekip bunu çözemedi.

Gol ve 18’de Kone’nin direkten dönen topu sonrası Sivas uzun ve acele vurmaya başlayınca Galatasaray topu aldı ama standart oyunlarına yaklaşamadılar. Bu orta sahayla kolay da değildi. Sivas’a Emre’nin driplingleri ve Kone’nin önde topu tutup sakinleştirmesi zaman zaman yardım etti.
Dengeyi Terim’in oyun için diziliş değişiklikleri değil Belhanda’yı oyuna sürmesi bozdu. Ara pasları etkiliydi. Eren’in de varlığıyla maçın son 10 dakikasında skorda dengeyi yakalayacak işleri de yaptılar. Ancak 75 dakikayı boşa harcamışsanız, orta saha ikiliniz yetenek olarak düşükse iş kolay olmuyor. 

Gecenin sorusu? (Mehmet Demirkol)

Fernando olmayınca bu takım nasıl savunmadan çıkacak, geçişleri nasıl yapacak? Onun yokluğunda Tolga-Donk, Josef-Topal’ın da gerisine düştü. Bu, pozisyon olarak dokundukları herkesi etkiledi.

Maçın starı (Mehmet Demirkol)

Kone ve Emre Kılınç arasında kaldım. Emre geçiş oyununda harika driplinglerle takımına nefes aldırdı. Kone’nin aklı ve soğukkanlılığı da ona yardım etti. Her ikisi de galibiyette kilit roldeydi

Maçın olayı (Mehmet Demirkol)

Nagatomo’nun geri pasında Muslera topu ayağının dışıyla kontrol etmeye çalışıp kornere kaçırınca sanki Fatih Terim golün geldiğini hissetti. Kulübede korneri bekleyişindeki yüz ifadesi işlerin sarpa saracağını hissetiğini anlatıyordu. Ve öyle de oldu...

Mimiklerden belliydi (Ali Ece) - Fanatik

Fatih hocanın santranın hemen öncesindeki kendisine özgü dudak mimikleri, kaygısının dışavurumuydu. İlk yarıda Sivas sağlı sollu kanat akınlarıyla gelirken, Fernando-N’Diaye’sız Galatasaray orta sahası sadece merkezden rakip savunma arkasına derin toplar deneyip yanıldılar.

İlk 15 dakikada Galatasaray’da en etkili ofansif pası veren kaleci Muslera’ydı. Hemen sonrasında aşırı özgüveni ile zeminin azizliği birleşince Sivas’ın golü geldi.
Galatasaray’da uzun süre savunma önü orta saha işlemeyince forvet arkası Feghouli oyun kurmak için çok gerilere geldi. 10 numaradan çok sağ iç gibi oynayınca etkisizleşti.
2. yarıda daha iştahlı, daha hareketli bir Galatasaray vardı. Fatih Terim, 12 dakikada 3 değişiklik yaparak her şeyi denedi. Denemelerinden en olumlusu Eren-Gomis çift santrforlu 4-4-2’ye dönmek oldu. Arkalarındaki Belhanda da çok iyiydi ancak yetmedi.

Gecenin sorusu? (Ali Ece)

Fernando sakatken ve Selçuk hazır değilken Galatasaray standardında 3 merkez orta sahası olmayan Fatih hoca, iki formda santrforlu 4-4-2 ile başlasa sonuç farklı olur muydu?

Maçın starı (Ali Ece)

Yıllarca Moskova’da oynarken Sibirya deplasmanlarında bile üşümeyen N’Dinga Sivas iklimine de uyum sağlamış. Dün sadece gol atmadı, takımı için her şeyi yaptı.

Maçın olayı (Ali Ece)

Galatasaray’ın Sivas karşısında yediği ilk gol bu sezon korner sonrası yediği 6. gol. Daha iyi savunmacı, daha iyi teknik adam getirse bile Galatasaray uzun süredir devam eden bu büyük sorununu ancak takım halinde savunmayı başararak çözebilir.

Cim Bom şansı kaçırdı (Erman Özgür) - Fanatik

Tolga-Donk seçimi ile pas oyununu oynamakta zorlanan, topa hakim olma konusunda sıkıntı yaşayan Galatasaray’da, Rodrigues ve Yasin de etkisiz kalınca iş, Feghouli’nin becerisine bırakılmış oldu.

Ancak Süper Lig’in topla en çabuk çıkan takımı Sivas bu özelliğini Başakşehir, Beşiktaş maçlarında olduğu gibi Galatasaray’a karşı ilk yarıda da gösterdi. N’dinga, Hakan ve Emre Sivas’ın oyuna hakim olmasını sağlarken, bir de Galatasaray’ın en büyük zaafı duran toptan golü bulunca her şey istedikleri gibi gitmiş oldu.
2. yarı ise Terim’den hamle gelmeyince Galatasaray’da da bir değişiklik olmadı. Ancak 2. gol gelince son yarım saat çift santrforla beraber Belhanda hamlesi geldi.
Oyun kalitesi artmadı ama Rodriques’i devreye sokmayı başararak 80’de Eren’le golü buldular. Ancak sonraki baskı Sivasspor’un azmine kurban gitti. Ve Galatasaray önemli bir kayıp yaşadı.

Gecenin sorusu? (Erman Özgür)

Tolga-Donk oynar mı? Rakip kim olursa olsun bu ikilinin topu öne oynama konusunda sıkıntıları var. Belhanda’nın formunu yükselterek Feghouli ile oynatabilmeyi denemek iyi seçenenek değil mi?

Maçın starı (Erman Özgür)

Mütevazı kadrosu ve rakiplerini analiz ederek en doğru oyunu takımına oynatmayı başaran Samet Aybaba, Başakşehir ve Beşiktaş’tan sonra Galatasaray’ı da yenen Sivasspor’un bence en önemli adamıydı.

Maçın olayı (Erman Özgür)

Galatasaray’ın duran top zaafiyeti aşısı bir türlü bulunamayan ölümcül bir hastalık gibi. Ve bu sıkıntının baş kahramanı hala Muslera.

Kaybetmek için her şeyi yaptı (Rıdvan Dilmen) - Sabah

Haftanın en faydalı golü Negredo'nun attığı gol oldu... En azından Bursa gibi önemli bir deplasmanda 1 puanı getirdi Beşiktaş'a...

Başakşehir ile Galatasaray'ın önüne tepside puan geldi. Beşiktaş ve Fenerbahçe ile puan farkını artıracaklardı ama saat 18.00 itibariyle en şanslı takım haline gelen Galatasaray da o puanları alamadı.
Galatasaray maç boyunca kaybetmek için her şeyi yaptı. Sivas da şuursuzca oynayıp, son 15 dakika kazanamamak için her şeyi yaptı. 9 dakika uzatma var maçta. Demek ki kaliteli bir oyun yok. Türkiye'de gördüğüm en güzel zemin derken, Muslera'nın önünde top sekti ve Fenerbahçe'nin yediği gollerden birini yediler. Sevmediğim bir şey ama dilimde tüy bitti, Muslera gibi önemli bir kaleci sabah-akşam aynı golü yiyip tedbirini almıyorsa, diyecek bir şey yok. Birçok teknik adamla çalıştı, belli ki bu kaleci çıkmıyor. Rakip topa vurup direğin dibine giderse topu kimse çıkaramaz. 2-0 sonrası top direğin dibinden yine gitti. Geri pas hızlı geldi, bir de sekti hatta kaçırabilirsin de. Bunlar oyunda var ama sahaya çıkışa bakınca ben doğru bir takım olduğunu düşünmüyorum. 4 stoper benim ölçümde; Donk, Denayer, Maicon ve Tolga. İlk kez oynayan bir sol bekin (Nagatomo) var. Samet Aybaba Sivas'ı gömmüş. Gömünce Galatasaray olduğu yerde kaldı. Ben devrede Terim'in hamle yapmasını bekliyordum ama o, 2-0'dan sonra yaptı. Sivas da yaslandıkça yaslandı. 2-2 olabilir miydi? Olabilirdi ama çok önemli bir haftada, önemli bir fırsatı kaçırdı. Gördüğü halde devrede iki oyuncu ile birlikte formatı da değiştirmesi gerekiyordu. Yaptıktan sonra yetişemediler. Terim'in bu maçta Selçuk'a ihtiyacı vardı.
Hakemi beğenmedim. Kartlarda da sıkıntı vardı. Bir de çok konuşuyor. Zaten uzatmanın 1.5 dakikası kendi konuşmaları. Vermediysen vermedin açıklama yapmana gerek yok, devam et gitsin.

Türkiye Ligi'nde her şey kaosa girdi. Başakşehir dramatik bir şekilde beraberlik golü yedi. Zaten kötü de oynadılar. Buna rağmen takipçisine bir puan daha fark attı. Şenol Güneş üzüntülü. Aykut Kocaman üzüntülü... Bu ligde 14'te 14 çok zor. Ama potansiyeli olan takım Beşiktaş. Onlar da geçen seneki sıkılıkta değiller.

İkram yarışı (Şansal Büyüka) - Milliyet

Sanki zirve yarışı değil, ikram yarışı... Haftanın açılış maçında Beşiktaş iki puanı bıraktı. Cumartesi maçında Fenerbahçe, “Madem rakip gelemiyor, bari ben atayım” deyip kendi kalesine iki gol atıp, iki puan kaybetti. Galatasaray maçından önce Başakşehir sezonun belki de en kötü maçlarından birini oynayıp iki altın puan yitirdi.

Böyle bir fırsat bir sezonda kaç defa gelir? Oynamadan rakiplerinin kaybettiği ikişer puandan toplam altı puan kazanmışsın. Sivas karşısında galibiyeti yakalasan dokuz puanlık bir haftayı geride bırakıp lider olacaksın ki, sonrasında ipler tamamen senin eline geçecek.

Galatasaray böyle bir maçı kazanamadı. Bırakın kazanmayı, rakiplerinin ikişer puan kaybettiği haftada, kendisi üç puan yitirdi. Ama bu parasızlığın gözü kör olsun. Galatasaray’da para olsa, Fernando’nun sakat olduğu bir ortamda Ndiaye’yi satar mıydı, gidişine izin verir miydi? Fatih Hoca’nın dediği gibi bir takımı kurtarmak adına, bir oyuncusunu feda etti. Ama gördük ki Ndiaye ile Fernando’nun oynamadığı Galatasaray orta sahası ile, Sivas maçında izlediğimiz orta saha arasında dağlar kadar fark var. O orta saha sertti, rakibe nefes aldırmaz, pas yaptırmazdı. Sivas karşısındaki orta saha bunu beceremedi.

Sivas, maç boyunca orta sahada istediği gibi top dolaştırdı. En önemlisi Galatasaray’ın bu orta sahasının lideri yok. Oyunu kuracak, yönünü değiştirecek, hızlandıracak, yavaşlatacak, yani sazı eline alacak bir orta saha lideri... Transfer de bittiğine göre Belhanda’yı diriltmekten, Selçuk’u hazır, moralli ve güçlü tutmaktan başka çareniz yok.

Galatasaray’ın yeni sol beki Nagatomo fiziğiyle ufacık bir adam gibi görünüyor ama deyim yerindeyse kemik gibi... Hücuma çıkmaya hevesli... Fark yaratır mı derseniz, o sanki zor gibi... Sivas’ın ilk golünde Galatasaray savunmasının gene bir yüksek topa izin vermesi, penaltıdan gelen ikinci golde Denayer’in ceza alanı dışından başladığı faullü hareketini ceza alanı içine kadar sürdürmesi Galatasaray’a ağır bir fatura çıkarttı. Hücumda Rodrigues etkisini başkasında göremedik. Zaten Gomis bu maçta kendini izinli ilan etmiş gibiydi.

Türk futboluna yeni gençler kazandırmakla haklı bir şöhret yakalayan Samet Aybaba, Galatasaray maçında da Emre Kılınç’ı takdim etti. Emre kendine bakarsa, profesyonel gibi yaşarsa, futbolunu geliştirmeye uğraşırsa çok iş yapar.

Sivas son on beş dakikaya kadar maçı gerçekten rahat götürdü. Ancak son dakikalarda iki farklı galibiyetten beraberliği bile yakalanabilirdi. Sinan Gümüş’in doksanıncı dakikada boş kaleye gitmek üzere olan topunu Medjani’nin çıkarması mucize gibiydi.

Auremir, Rybalka, Ndinga, Sivas’ın iyileriydi. Kone, Bifouma elbette önemli oyuncular ama sanki saha içi disiplinleri ve sorumlulukları yeteri kadar yok. Her şeye rağmen büyük iş yaptı Sivasspor...

İlginç bir istatistik var. Galatasaray bir sezon dışında, hangi yıl deplasmanda Sivasspor’u yendiyse o yıl şampiyon olmuş. Dün de dokuz puanlık maçı galibiyetle kapatabilse şampiyonluk için dev bir adım atmış olacaktı. Bunu başaramadı... Galatasaray, bu haftayı ve Sivas maçında kaybettiği puanları çok arar. 20. haftada adeta bir “hazine” bulmuştu, değerini bilemedi.

İçine Tudor kaçmış! (Ahmet Çakar) - Sabah

Dün gece maçı izlerken Galatasaray'da eski teknik direktör Igor Tudor'un ruhuna ait esintiler hissettim... Adeta Fatih Terim'in içine yarım porsiyon Tudor kaçmıştı. O nasıl bir orta saha? Donk ve Tolga, yaratıcı özelliği çok az olan, mücadele ve kesici özellikleriyle ön plana çıkan, hücum aksiyonlarında fazla etkili olmayan iki adam. Nagamoto adlı bir Japon alınmış, iki idmanla sol tarafa konulmuş. Tanımasak, adını sanını duymasak PAF takımdan alınmış, genç, çelimsiz bir oyuncu diyeceğiz. İlk yarıda Muslera'nın laubaliliğinden gelen korner ve ardından da kornerden yenen kafa golü... İşte bu golleri Tudor zamanında da G.Saray çok yiyordu. Duran top ya da kornerden yedikleri gibi. İlk yarıda Sivasspor top rakipte olmasına rağmen, iyi alan kapattı. Sakin oynadılar, oyun disiplininden hiç kopmadılar. Aslında baktığımızda son 10 dakika dışında sahada Galatasaray diye bir takım yoktu. Feghouli yok, Yasin yok, tabii onlar olmayınca da sürekli ofsayta düşen Gomis de yok. İkinci yarıda Belhanda girdi de Galatasaray hem hücumda hareketlendi hem de Eren ile kendisini umutlandıracak golü buldu. Ya Denayer'e ne diyelim! Ceza alanına giren rakibine göstere göstere penaltı yaptı. Ama bir takımın stoperi skor 1-0 devam ederken, rakibin koltuk altına girip böylesine açık bir penaltı yaptırıyorsa bunun da tartışılması lazım. Bu hafta şampiyonluğa oynayan 4 takım da puan kaybetti. Ama kutlanması gereken bir Sivasspor var. Aybaba'nın oyuncuları Başakşehir ve Beşiktaş'tan sonra Galatasaray'ı da yenmeyi başardılar.

Hakem için kolay gibi görünen bir maç olsa da çalınacak bir ters düdük, biraz disiplin zaafı maçı çok zora sokardı. Ama Fırat Aydınus, bu yıl oldukça iyi maçlar yönetmeye başladı. Dün gece de mükemmele yakın bir performans gösterdi. Disiplinden taviz vermedi, oyuncularla fazla yüzgöz olmadı ve maçtaki verdiği doğru ama zor penaltı kararı ile de notunu yükseltti.

Üçe karşı bir buçuk orta saha! - Uğur Meleke (Hürriyet)

Beşiktaş bu sene üçlü sert orta sahayla oynayan takımlara karşı sıkça sorun yaşamıştı. Aytaç-Azubuike-Murat’lı Malatya ve Ndinga-Hakan-Rybalka’lı Sivas’a karşı yaşadıkları problemlerin benzerini, Shehu-Badu-Bostock’lu Bursa orta sahasına karşı da yaşadılar Cuma akşamı. Beşiktaş teknik ekibinin bu problemleri maç öncesi çalışıp öngörememelerine anlam veremiyorum doğrusu.

GÖZLERİME İNANAMADIM, ÇÜNKÜ...

Aradan 48 saat geçti... Bu kez de Sivas-Galatasaray maçı öncesi esami listelerini görünce gözlerime inanamadım. Sivas bir ay önce evinde Beşiktaş’a karşı oynayan ilk 11’inin aynısıyla Galatasaray’ın karşısına çıkıyordu. Yani yine Hakan-Ndinga-Rybalka merkeziyle... Galatasaray’sa üçlü sert Sivas merkezine karşı bir buçuk orta sahayla çıkıyordu sahaya: Tolga-Donk’la... Hatta Donk’un son 3 senedeki gamsızlığını göz önüne alınca onu “buçuk” olarak değerlendirmek bile iyimser kalır! Terim hangi düşünceyle Donk’u ilk 11’e koydu, hangi performansına bakarak ona Galatasaray formasını layık gördü bilemiyorum. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Bırakın büyük takımları, Donk’un şu anda Süper Lig’deki 18 ekibin herhangi birinde 11’e girebileceğine ihtimal vermiyorum. Donk kafa olarak çoktan futbol hayatını Katar’da veya Hindistan’da bitirmeye karar vermiş bence.

AYNI TARİFEYLE GÖNDERDİLER

Sivas bundan bir ay önce Beşiktaş’ı benzer bir maçta 2-1 mağlup etmişti. Dün akşam orta sahada çok net bir üstünlük kurarak Galatasaray’ı da aynı tarifeyle İstanbul’a yollamış oldular. Aybaba’yı, teknik ekibini ve futbolcularını tebrik ederken sanırım bir ekstra tebriki de yardımcı hakem Aleks Taşçıoğlu’na yapmak gerek. 57’de Auremir-Denayer arasında yaşanan pozisyonda Aydınus kararsız kalınca Taşçıoğlu’nun devreye girmesi takdire değer. Kararın doğruluğu-yanlışlığı bir başka mesele. Benim burada takdir ettiğim konu, yardımcı hakemin, isminin gerektiği gibi orta hakeme yardım etmesi. Türkiye’de uzun zamandır yardımcı hakemler bu toplara girmiyorlar, cesaret göstermiyorlardı. Önceki hafta Mete Kalkavan’a yardım eden Esat Sancaktar’dan sonra bu hafta Aleks Taşçıoğlu’nun Fırat Aydınus’a yardımı, hakemlerin ekip çalışması açısından umut verici.

Spor yazarları Galatasaray'ın 2-1 kaybettiği Sivasspor maçını değerlendirdi.

Senin için hazırladığımız haberler