Türk Futbolunda 9 Şubat Depremi

İsa Kethüda
10.02.2025 - 14:12 | Son Güncellenme: 10.02.2025 - 14:19

Ajansspor köşe yazarlarından Ferhan Yıldız, Galatasaray-Adana Demirspor maçıyla ilgili "Türk Futbolunda 9 Şubat Depremi" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte detaylar...

Türk Futbolunda 9 Şubat Depremi

FERHAN YILDIZ - AJANSSPOR

Alanyaspor maçı bittikten kısa bir süre sonra, Fenerbahçe’nin kekremsi galibiyetini yazmak için oturdum klavyenin başına. Ligde sportmenlik ve maç sırasını savmak dışında hiçbir davası kalmış olamayacak Adana Demirspor ve Galatasaray maçı tıngırdıyor arkada… Galatasaray’ın maçı hızlı bir şekilde bitireceğini düşündüğüm için maça değil, yazıma odaklıyım.

Fenerbahçe maçı yazısının ana söylemi, sahada gölge adam misali gezinen Talisca’nın, atılan iki golde de hücum aksiyonlarının başrollerinde olmasıydı. Biraz da Mourinho’nun tek devrelik futbol oynatıp, diğer devreyi kör dövüşü şekline sokmasını tenkit edip, Fenerbahçe’nin başındaki stoper sakatlığı lanetinden şikâyet edecektim. Bu doğrultuda klavyenin tuşlarına dokunurken ses yükseldi ekrandan, “Mertens, hakeme bakıyoruz. Penaltı”. Gözlüğün üstünden şöyle bir baktım ekrana, atağın hızlı gelişiminden sebep, ben de “penaltı” diye geçirdim içimden.

Pozisyonun, ağır çekimdeki ilk tekrarının arkasındansa geniş bir gülümseme oturdu yüzüme. Mertens tıpkı takım arkadaşı Torreira gibi alışkanlık haline getirdiği, klasik aldatmaya yönelik hareketlerinden bir tanesini daha yapmıştı. Fakat ne gam. Bu kadar belirgin bir futbol artistliğinin VAR’dan dönmeme şansı yok ki. Üstelik VAR’da oturan adam da Danimarkalı. Hakemin penaltıyı vermesinden, VAR’ın da görev gereği devreye girmemesinden sonra, Fenerbahçe maçını yazmayı bıraktım. Kollarımı kavuşturup ekran karşısına oturdum, Galatasaray maçını izlemeye koyuldum. Garip bir maç izleyeceğime şüphe yoktu, ancak tarihe tanıklık etmeyi de hiç beklemiyordum doğrusu.

Hakem Oğuzhan Çakır. Galatasaray’ın evinde Kasımpaşa takımıyla oynadığı ve 3-0’dan 3-3’e dönen maçın hakemi. Türk futbolunun sempatik raconcusu Okan Buruk hocanın, görüntülere de yansıyan ifadesiyle racon kestiği hakem. “Bu penaltıyı verirsen, bir daha burada maç yönetemezsin.” Bu sözler, dünyada en yapmaması gereken işi yapmakta ısrar eden Oğuzhan Çakır’ın kimyasını fazlasıyla bozmuş olacak ki verdiği skandal penaltı kararının ardından, bir de ikili mücadele katlediyordu genç adam.

Osimhen’in, Adana Demirspor’un genç oyuncusu Arda’nın suratına indirdiği şamardan sebep, Osimhen’e değil, Arda’ya sarı kartı yapıştırdı Oğuzhan Çakır. Birkaç dakika sonra Adana Demirspor sahadan çekildi. Çekilme kararının penaltıdan çok bu garip karara dayalı olduğu görüşündeyim. Bu kadar belirgin bir sarı kartı (el yüze) yanlış tarafa verebilen bir hakemin yapacağı kıyımı tahmin etmek için kâhin olmaya da gerek yok.

Çekilme kararının sonrasında çıkan seslerin özet tablosu aşağıdadır.

--- Galatasaray’a operasyon çekildi.

--- Ali Koç, Murat Sancak’ı aradı talimat verdi.

--- Adana Demirspor küme düşüyorsun. Şimdi mi aklına geldi?

--- Futbolun içerisinde zaten bunlar var. İlk defa mı oluyor?

--- Falanca takım filanca maçta neden çekilmedi? (Falanca Rizespor, filanca Fenerbahçe)

Günün sonunda konunun mağduru operasyoncu, konunun kazançlısı mağdur oldu. Hani bir söz var ya hani. “Yahu hırsızın hiç mi suçu yok?” diye. Bu soruyu şimdi değilse ne zaman soracağız? Yukarıdaki özet tablodaki safsatalara kısaca değineceğim izninizle.

Aklı selim turumuzu atmaya başlayalım. Galatasaray’a nasıl bir operasyon çekildiyse, Avrupa maçı öncesi sadece yirmi beş dakika top oynayan sarı kırmızılı ekip, bütün sarı kartlarını bir güzel temizleyerek, uydurma bir penaltıyla üç puan aldı. Bunu olabilecek en pragmatist gözle yorumlayacak olursak, bu senaryo Galatasaray için “kaymaklı ekmek kadayıfı” senaryosudur. Bu nasıl bir operasyon?

Ali Koç, soyadı Sancak olan birini arayıp talimat verebilir mi? Yahu siz hangi evrende yaşıyorsunuz? Siz hiç BMC ne demek Otokar ne demek, Altay Tankı ihalesinde yıllarca ne yaşandı takip etmediniz mi? Bu kadar mı yabancısınız yaşadığınız memlekete?

Evet Adana Demirspor küme düşüyor. İnanın, “Nasıl olsa küme düşüyorum, Türk futbolu için bari bir şövalyelik yapayım” tutumu, Galatasaray camiasından yükselen seslerin toplamından kırk kat daha erdemli geliyor bana. Genç çocuklarının emeklerini, kıytırık bir üç puan mizanseni için heba etmeyen başkan ve teknik heyetin sahadan çekilme tutumunda bir gram sorun görmüyorum. Ancak, atadan babadan torpilli bazı futbol medyası karakterlerinin, ikballeri uğruna ilkeleri çöpe atacak zihniyette olmalarını sorunlu buluyorum. Kaç yaşına gelmiş insanların patron ve koltuk sevdası illetine duçar olmaları, basitliğin dahi en düşük formudur.

“Futbolun içerisinde bunlar var” yorumuysa büyük ilkesizliktir. Futbolun içerisinde bunlar olmamalı. Ben suratına kafa yiyip bozuntuya vermeyen Dzeko gibi, daha dün arkasından tekme sallayan Alanyasporlu oyuncuyu rahatlıkla attırabileceği halde koşusuna devam eden Sebastian Szymanski gibi profilleri büyük takımlarda görmek istiyorum. Evet Fenerbahçe de haksız penaltı almıştır, Beşiktaş da almıştır, Galatasaray da… Büyük takımların hepsinin lehine bu hatalar olur. Ancak, Mertens’in bu şekilde aldığı faul ve penaltılardan, yabancı sosyal medya hesapları kolaj yapıyor be kardeşim. Bunu görmek istemiyorsun ya hani… Nazım Hikmet’in dediği gibi, “Kabahatin çoğu senin canım kardeşim”

Senin için hazırladığımız haberler