"Türkiye'de tek büyük bir takım var..."

28.09.2017 - 18:14 | Son Güncellenme: 28.09.2017 - 18:14

"Türkiye'de tek büyük bir takım var..."

Mehmet Demirkol, G Grubu’nda 2’de 2 yapan Beşiktaş’ın Sampiyonlar Ligi’ndeki şansını değerlendirdi.

Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ne en flaş giriş yapan takım olduğu konusunda bir kuşku yok. İyi bir Şampiyonlar Ligi takımı olduğu konusunda da... İstatistikler, ilk 2 maçını kazanan takımların yüzde 90’ının gruptan çıktığını gösteriyor. An itibarıyla grubun favorisi Beşiktaş...

Porto ve Leipzig galibiyetleri sonrası Beşiktaş’ın gruptan çıkma şansı sizce yüzde kaç oldu?

‘Kötü senaryoda...’

İstatistikler ilk 2 maçını kazanan takımların yüzde 90’ın üzerinde gruptan çıktığını gösteriyor. Ancak genelde ilk 2 maçını kazananlar standart Şampiyonlar Ligi gruplarındaki Barça, Real gibi ilk torba takımları olur. Burada durum farklı. Bu açıdan bir yüzde vermeden önce Monaco maçlarının sonuçlarını görmek gerekir. Kötü senaryoda Monaco’ya 2 maçta yakalanabilirsiniz. O zaman şartlar eşitlenir. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ne en flaş giriş yapan takım olduğu konusunda bir kuşku yok. İyi bir Şampiyonlar Ligi takımı olduğu konusunda da. Şunu söyleyebiliriz. An itibarıyla grubun favorisi Beşiktaş.

Beşiktaş’ın formda hücum hattının başarısının başarısı sizce ne?

Kalite ve strateji

Önce kalite... Sonra bireysel performans maksimizasyonu ustası Şenol Güneş. Sonra doğru maç stratejileri. Sonra forma adaleti. Mesela Cenk’in Negredo’nun ismine tercih edilmemesi. Negredo formayı ancak daha iyi olarak alabileceğini biliyor. Ve hareketli oyun... Quaresma dışındakiler dönerek oynuyor.

Beşiktaş, lig ve Avrupa’dayoğun bir maraton içinde. Bu durum, takımı olumsuz etkiler mi?

'Ritim olumsuz etkilemez'

Beşiktaş bir Şampiyonlar Ligi takımı. Bu tip takımlar ritim ister. Pazar, çarşamba oynamak bir dezavantaj değil, bir avantaj. Ne kadar üst düzey maç o kadar Talisca, ne kadar üst düzey maç o kadar Cenk. Hala bunu anlatmak zorunda kaldığıma inanamıyorum. Takım Şampiyonlar Ligi takımı ama bazıları hala 80’lerin domestik kafasını yaşıyor. Talisca’ya sorsan yarın Monaco’yla oynamak ister. Beşiktaş’ın elinde Negredo gibi kullanmadığı ve geçen yılın en iyilerinden Lens ismi var. Takım ve teknik heyetin yakaladığı ritmin önemine yönetim, medya ve fikir önderlerinin de uyması lazım. Ritim olumsuz etkilemez. Bu ritim bittiği gün Avrupa’dan elenildiği gün asıl endişe edilmesi gereken gündür.

Takım olarak Beşiktaş’ın geçen sezondan farkı ne?

Talisca etkisi...

Önce Talisca’nın daha çok yönlü bir oyuncuya evrilmesi. Geçen sene bir forvetti. Bu sene bir hücumcu orta saha-forvete evriliyor. Yani Beşiktaş merkezi geçen seneden daha iyi kullanıyor. Caner’le birlikte sol kanat da hücuma daha çok destek veriyor. Geçen sene sadece Quaresma’ya bakan hücum yaratım işi artık daha çeşitli. (Fanatik)

Mehmet Demirkol, NTV Spor'un Spor Servisi programında spor gündemine dair açıklamalar yaptı.

Ajansspor'un açıklamalardan derledikleri şu şekilde:

"Beşiktaş çok güzel bir şey yaptı. Şampiyonlar Ligi'nde 2'de 2. Müthiş bir atmosfer, hakkaten dün hemen hemen bütün Avrupa yayın organlarının bahsettiği sahne. Hem Beşiktaş'ın başarısıyla hem Werner'in başına gelen talihsiz olay. Kulağından da daha önce bir operasyon geçirmiş çocuk. Ama yani burada ne ön plana çıkıyor, "anormal atmosfer".

"Bizim yöneticimiz çıkıp ağza alınmayacak laflar ediyorsa, 'Mahmut Uslu'nun' açıklamalarından bahsediyorum. Bununla ilgili bizim Fenerbahçe tarafın eleştirisel olması lazım. "Burada söylenenler haddini aşmıştır, böyle böyle denmek istenmemiştir, ama yinede denmiştir. O yüzden kulübümüze de büyük hizmetler vermiş olan Caner Erkin'den özür diliyoruz" demek gerekir.

Buna karşılık olarakta Şenol hocanın ağzından çıkan ben söylendiğine eminim ama göründü yani. Bu küfürlerle ilgilide Beşiktaş taraftarının "ayıp oldu olmadı, oldu var bu ama olmaması gerekirdi" diye söylemesi lazım.

Şimdi bunları kendimizle ilgili eleştirilerde bulunmazsak eğer, biz sürekli başkasını eleştiriyoruz. Sürekli karşıdakinin ne kadar zalim, kötü olduğundan bahsediyoruz. Bizim ne kadar mağdur olduğumuzdan bahsediyoruz.

"Böyle olduğu zaman bu cepheleşme yaratıyor. Ve insanlar o cephelerin içinde sıkışıp nefret ediyorlar. Bu da anormal bir durum değil. Adamın kafasına bir şey atıldıysa, rakip oyuncunun bunun sorumluluğu o statın sahibinindir. Ya bu çocuğun kafasına niye bir şey atılıyor diye sormamız lazım. Bununla ilgili işlem yapmamız lazım. Ve bunu ilan etmemiz lazım. Çünkü bizim evimiz orası. Bizim evimize misafir geldiğinde, küçük çocuğumuz eğer misafirn kafasına bardak fırlatırsa biz o adama kızmayız. Çocuklarımıza kızarız. Niye bizim evimizde böyle bir şey oluyor diye üzülürüz. Ama futbol da böyle bir şey olmuyor."

"Böyle olduğu zaman bu cepheleşme yaratıyor. Ve insanlar o cephelerin içinde sıkışıp nefret ediyorlar. Bu da anormal bir durum değil. Adamın kafasına bir şey atıldıysa, rakip oyuncunun bunun sorumluluğu o statın sahibinindir. Ya bu çocuğun kafasına niye bir şey atılıyor diye sormamız lazım. Bununla ilgili işlem yapmamız lazım. Ve bunu ilan etmemiz lazım. Çünkü bizim evimiz orası. Bizim evimize misafir geldiğinde, küçük çocuğumuz eğer misafirn kafasına bardak fırlatırsa biz o adama kızmayız. Çocuklarımıza kızarız. Niye bizim evimizde böyle bir şey oluyor diye üzülürüz. Ama futbol da böyle bir şey olmuyor."

"Takımda ve teknik heyette her hangi bir kibir görmüyorum. Ama yönetimden buna zaman zaman böyle hamleler oluyor. Şimdi kibir nedir ona bakmamız lazım tabii. Taraftarın tribünde işte "en büyük Fenerbahçe başka büyük yok", "en büyük Beşiktaş başka büyük yok" diye bağırması doğal slogandır. Ama bir yöneticinin Türkiye'de tek büyük bir takım var o da biziz dediği zaman ölçülebilir bir düzleme giriyor ve hiç kimse için doğru olmuyor. Şimdi bunu söylediğin anda kibirli oluyorsun. Bunun adı kibirdir. Yani Türkiye'de bir tane büyük var o da biziz. E buna da kibir denebilir.

Ben Beşiktaş takımında hiç bir kibir görmüyorum. Var mı öyle bir kibirli oyuncu. Teknik heyette de görmüyorum. Ama zaman zaman yönetimden böyle hamleler geliyor. Böyle cümleler duyuyorum. Bunu yapmayan var mı? yok.

"Bu maçın kimle oynandığı kaç kaç bittiği sonunda ne olduğu falan bir gün gelecek unutulacak.
Ama Werner'in yaşadığı bu olay neye benziyor biliyor musun? Metin Oktay'ın fileleri delen topuna benziyor. Çünkü top fileleri deler mi? Delmez. Öyle bir şey yoktur, olmazda. Orada bir yırtık vardır oradan geçmiştir. Ama top fileleri delmişse bu kuşaklar boyunca unutulmayacak bir olaydır.

Mevzu budur. Peki seyirci rakip takıma ne kadar etki edebilir? Bu kadar edemez.  Seyirci, bağırarak, çağırarak, ıslık çalarak bir oyuncuyu dışarı atamaz kardeşim. Ama attığı zamanda hiç unutulmaz. Bu o yüzden Metin Oktay'ın fileleri delmesiyle eşit bir olaydır.

 

"Şimdi bu statın mimarisi öyle. Bende ilk gittiğim anda bunu hissetmeyen yok zaten. Bu anlamda çok değişik bir stat. Benzemiyor hiç bir yere. Bir çok stat gördük dünyanın hemen hemen her yerinde, yüksek tezahüratlar duyduk ama bu statın mimarisinde böyle bir şey var. Özellikle ıslıkta dayanılmaz hale geliyor.

Benim naçizane tavsiyem. Çocuklarınızı özellikle 18 yaşı altından kim varsa Formula 1 seyreder gibi kulak tıkayıcı takması lazım. Bu yüzde yüz sağlık uyarısı. Çünkü hakkaten rahatsız edici. Hakemin düdüğü duyulmuyor.  İlk yarıdaydı sanırım, Leipzig takımı oyuncuları autu yanlış kullandı. Yani ceza sahası içinde karşıladı.  Dolayısıyla tekrarlanması lazım. Bir dakika sonra tekrarlandı. Duyulmuyor yani."


"Mustafa hoca konuşurken bir kesim diyor ki, 'ya çakma filozof falan'. Böyle şeyler söyleyenler var. Bunlar zenginlik. Başka kelimelerle başka bir şeyler anlatmak isteyen birilerinin olması hayatlarımızda zenginliktir. Sadece futbol sahasında olan şeyler değil bizim. Şov sadece onlar değil. Şov bunlarda. Hani birilerine sallayarak, bizim hakkımız yendi denerek konuşulacağına,  böyle akılda kalıcı, çok mu yüksek kalite edebiyat bu olmayabilir."

"Şimdi Eljif Elmas'tan çok büyük beklenti var. Umarım bu beklentileri karşılar. Çünkü Fenerbahçe'nin böyle bir oyuncuya ihtiyacı var. Bu konuda bir şey yok. Aykut hocanın tercihi de doğru. Bu konunun üzerinde durulması gereken şey ise şu; 21.5 milyon euroluk maliyetiyle Yani 100 trilyondan fazla. Fenerbahçe bütçesini ciddi anlamda zorlayan Van Persie ile yollar ayrılıyor.

Şimdi azcık net konuşalım. Fenerbahçe'nin bütçesini Van Persie zorlamıyor. Fenerbahçe'nin bütçesini Van Persie ile sakat olmasına rağmen sözleşme imzalayanlar zoluyor. Sakat olmasına rağmen sözleşme imzalanır ben söylemedim. Aziz Yıldırım söyledi. Fenerbahçe kulübünün en yetkili kişisi. 20 yıldır başkanı olan Fenerbahçe'nin her şeyini herkesten daha iyi bilen başkan.  Eğer burda Terraneo'nun bir sorumluluğu varsa Terraneo kandırıldıysa ben öyle düşünmüyorum. Sonuçta imza atıldı.  Fenerbahçe'nin tıp heyeti bakmıyor mu Van Persie sakat mı değil mi diye.  Fenerbahçe'nin ciddi anlaşmalı hastaneleri var.

 

Senin için hazırladığımız haberler