Mehmet Büyükekşi'den gündem sarsacak açıklamalar: "Başkan olma hedefim yok!"

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Tivibu Spor'da yayınlanan Orta Nokta Özel programında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

İlk olarak Akademi Projesi ile ilgili sözlerine başlayan Mehmet Büyükekşi, "Önemli olan başarıları sürdürülebilir kılmak. Akademi konusunu gündeme getirmiştik. Başarılı olanlara baktığımızda hepsinin temeli altyapı. Hemen başkan olduktan sonra incelemeye başladık. 30 kulübün altyapısını ziyaret ettik. Hollanda ve Belçika'da araştırmasını yaptık. Gördük ki Hollanda ve Belçika'da altyapılar 6 yaşından başlıyor. 14 yaşından sonra futbolcu olmaz diyorlar. Dışarı giden futbolcularımız niye sık sık sakatlanıyor? 6 yaşından itibaren başlamadıkları için.

Bu incelemelerden sonra Double Pass ekibi ile 1+3 yıllık sözleşme imzaladık. Nisan ayında eğitimlere başladık. Akabinde Süper Lig kulüplerine akademi kurma zorunluluğu getirdik. Onlarda da yaşı 6'ya indirdik. Toplam 10 hoca ve direktör ile eğitime başladık. 20 kulüpte 220 hoca yapıyor. Eğitimler yüz yüze ve online yapılıyor. Bu eğitim 1 yıl sürecek. Bunun sonunda eğitim 2'inci aşamaya geçecek. Müfredat hazırlanacak"

Akademileri 2024 Aralık'a kadar yapma zorunluluğu getirdik. 3 bin metre kare bina istiyoruz, 3 tane saha istiyoruz. Bunlara da bir takım destekler ön görüyoruz. Temmuz ayında yönetmelik çıktı. Altyapıdaki gerek antrenörlere gerekse öğrencilerin seyahatlerinden tutun maç masraflarına ödenebilecek, bina yapımı, saha yapımı karşılanabilecek. Altyapıdaki 11 hocanın maaşını federasyon olarak biz vereceğiz.

BAL'da 22 yaş altı oyuncu oynatma mecburiyeti 3 tane. Minimum da 45 dakika sahada kalacaklar. 3. Lig'e 23 yaş altı 2 oyuncu oynatma mecburiyeti getirdik. 2. Lig'e de 1 tane. Ve bunlar hep minimum 45 dakika sahada kalacaklar. Önümüzdeki sene bunları birer tane artırıp yaşı da daha aşağı çekmeyi hedefliyoruz. 1. Lig'de de 1 tane oynatmayı hedefliyoruz. Yani bir taraftan takımlarımızı gençleştirmeye çalışıyoruz. Çünkü şu anda Süper Lig Avrupa'daki ligler içinde en yaşlı lig. 28.5 yaş ortalaması var.

Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. Orada da ilk öğretimdeki 16 ilde 320 okulda 3500 öğretmene antrenman yaptırabilmesi için eğitim vereceğiz. Hedefimiz 100 bin çocuğa ulaşmak. Süper Lig kulüplerinin akademi kurmama hakkı yok. Neticede Lisanslarını biz veriyoruz. Süper Lig'de oynamak istiyorsa akademi kurma gönüllü değil mecburi" dedi.

Futbolda yaşanan şiddet ve kötü tezahürat ile ilgili konuşan Büyükekşi, "Sezon başlamadan RTÜK'ü ziyaret ettik. Özellikle spor programları maalesef eleştiri yağmuru, hakemleri eleştirmek, yanlış hedefler gösterme konusunda sıkıntı yaratıyordu. Bununla ilgili görüşmemiz olumlu geçti. Sahalarda bakıyoruz özellikle amatör maçlarda hakemlere sadece küfür değil, şiddet de var. Hakemlerimize çok kötü tezahüratlar oluyor. Bırakın seyircileri idarecilerimiz birbiriyle kavga ediyor. Buna en üst düzey idarecilerimiz de karışıyor" şeklinde konuştu.

Euro 2028 ve 2032 için aday olduklarını söyleyen Büyükekşi, "Türkiye daha önce 5 sefer Avrupa Şampiyonası'nı düzenlemek üzere aday olmuş. Hepsi de olumsuz sonuçlanmış. Bunun içinde siyasi sebepler var, lobi faaliyetleri var... Hem 2028 için hem de 2032 için aday olduk. 2028'de karşımızda Birleşik Krallık var. 2032'de ise karşımızda İtalya var. Temmuz'un 28'inde İtalya teklifte bulundu. Beraber müracaat edelim, şansımız yüzde 100'e çıksın dediler. Mutabakat sağladık ve UEFA'ya bildirdik. UEFA da bunu olumlu buldu. 28 Temmuz'da üç taraf birlikte açıklama yaptık. Şu anda İtalya Futbol Federasyonu ile beraber çalışıyoruz.

2028 için de herhangi bir şey olmayacaksa biz feragat edeceğiz. "k. Bu turnuvayı birlikte yapmayı kazanırsak 9 yıllık süre kalıyor. Başlangıçta 10 şehir biz bildirdik, 10 şehir de İtalya bildirdi. Toplanıp bu şehirleri 5'er şehre düşüreceğiz. Açılış maçı ve final maçının nerede olacağı henüz belli değil. Final için 80 binin üzerinde stat şartı var. 2026'nın sonuna kadar bunu önce kim sağlarsa o finali alacak. İki taraf da sağlarsa belki kura olabilir" açıklamasını yaptı.

Trendyol'un çok önemli bir rakam ödeyerek isim sponsoru olduğunun altını çizen Büyükekşi, "Trendyol, çok önemli bir rakam ödeyerek isim sponsoru oldu. Türkiye'deki aldığımız rakam Avrupa'da 3'üncü durumda. Yaklaşık 30 milyon Dolar aldık. Bu rakam Süper Lig ve 1. Lig takımları için çok önemli. Bir kısmını da kulüplere dağıttık. Sadece yayın geliri değil yayın geliri dışında da ekosistem yaratmalıyız. 1 Ocak'tan itibaren Süper Lig'in marşı olacak. Seremonide statta ve televizyonda çalacak. Süper Lig isminin altında 4 veya 6 arası ana sponsor çalışması yapıyoruz. Hedefimiz 2024-25 sezonunda 1,5 milyarlık ilave gelir yaratmak. Süper Lig'in logosunu da değiştirmek için uğraşıyoruz. Şampiyonlar Ligi ile ilgili çalışma yapan kişiyle çalışıyoruz. Şampiyonlar Ligi formatını yapan firmayla anlaşma yaptık. Firma kulüplerle görüşüyor. Aldığı sonuçlara göre naklen yayın gelirini nasıl artırabiliriz bir takım çalışmalar yapacaklar" dedi.

1 Ocak'ta Yarı otamatik ofsayt sistemine geçeceklerini ifade eden Büyükekşi, "Türk Telekom 4 yıllık sponsor oldu. Yarı otomatik ofsayt sistemine 1 Ocak'tan itibaren geçiyoruz. Bunun için VAR hakemlerine eğitim gerekiyor, Ekim ayında başlayacak. Kasım sonunda tüm hakemler yarı otomatik ofsayt sistemine hazır olacak. 3 dakika mı 5 dakika mı bekledi sorunu ortadan kalkacak" dedi.

Play-Off sistemi iddialarına da değinen Büyükekşi, "Bizim herhangi bir önyargımız yok. Türkiye'nin yayın geliri 90 milyon Dolar'a düşecek. Naklen yayında çok aşağıdayız. Hedefimiz marka değerini yükseltmek. Bu play-off'la mı olur, çalışmalar da bununla ilgili aslında. Seyir zevki yüksek, hem televizyonlarda hem de statlarda seyirci sayısını artırmamız lazım. Buna tek başımıza karar vermeyeceğiz. Çalıştığımız firmadan bu konuda rapor gelirse oturup değerlendireceğiz.

Futbol dünyasının şu anda en büyük sorunu ekonomi. Ben Gaziantepspor başkanıyken ligi 7'inci bitirdik, elimize 12,5 milyon Euro para geçti. Şu anda bir kulüp ligi 7'inci bitirse eline geçecek para büyük ihtimal 3.5 milyon Euro olacak. Çok kısa sürede naklen yayın geliri döviz bazında bu kadar azaldı. Ekonomik olarak bu geliri artırabilmek birinci öncelik. Beraber karar vereceğiz. Bu konuda ne söylesem yanlış olur. 500 milyon Dolar'dan buraya geldik. Play-off sistemi gelirse derbilerin sayısı artabilir. Yıl sonuna kadar bu kararların belirlenmesi lazım. Netice çıktıktan sonra naklen yayın görüşmesi olacak" şeklinde konuştu.

Süper Kupa'nın hangi tarihte oynanacağı ile ilgili açıklama yapan Büyükekşi, "Süper Kupa için de uğraşıyoruz. 30 Aralık gibi oynatmak istiyoruz. Görüştüğümüz iki ülke kaldı. Biri Suudi Arabistan biri Abu Dabi. Bu ikisinden biriyle anlaşacağız. Türkiye'de olmayacak. Netleşmediği için kesin bir şey diyemiyorum. Bir takım ekonomik konuları konuşuyoruz. Fenerbahçe ve Galatasaray istiyor. Tüm amacım kulüplere katkı sağlamak. Konuştuğumuz konu da ne kadar onlara fayda sağlayabilirim... Eğer olursa onlara da buradakinden çok daha fevkinde bir şeyler olacak. Kararı 1 ay içinde belli olur diye düşünüyorum" dedi.

Formalardaki yazı fontu ile ilgili çalışmaların sürdüğünü söyleyen Büyükekşi, "Forma fontunu konuşuyoruz. İsimleri sponsor gelirleri nedeniyle yukarı alamayız. Bazı kulüplerin formalarında iki tane reklam var. Bazı şeylerden sırf onlar daha fazla gelir elde etsin diye feragat ediyoruz. Ama font konusunu biz de düşünüyoruz" diye konuştu.

Ertelenen karşılaşmalarda yeni transferlerin oynamaması ile ilgili konuşan Büyükekşi, "Statü değişikliği olmaz. O zaman haksız rekabet olur. Diyelim ki o tarihten sonra biri hiç transfer yapmadı, diğeri transfer yaptı. O zaman transfer yapmayana haksızlık olur. İstanbulspor - Galatasaray maçı var. Maç Olimpiyat Stadı'nda oynanacak. Bu bizim tercihimiz değil. İstanbulspor, büyük takımlarla olan maçlarını büyük sahalarda oynamak istiyor. Stadyumlarda iki takım anlaşarak yüzde 30'una kadar tribünleri rakip takıma verebiliyor" dedi.

Stefan Kuntz'un ayrılığı ile ilgili sözlerine devam eden Büyükekşi, "Ben istikrardan yanayım. Faroe Adaları'ndan sonra birçok medya kuruluşu istifasını istemişti Kuntz'un. Biz de istikrar çok önemli demiştik. Geldikten sonra 1 yıl 3 ay boyunca hocamızla devam ettik. Maçtan sonraki röportajımda da Kuntz gidecek mi diye soruldu. Ben de hayır, bu kayıptan sadece Kuntz değil yönetim olarak biz, teknik ekip, futbolcularımız hep birlikte sorumluyuz demiştim. Arkasından soyunma odasına gittim. Soyunma odasında da birlik beraberlik içinde olursak yenemeyeceğimiz takım yok, önümüzde 3 maç kaldı. Kaybedilmiş bir şey yok dedim. Japonya maçından önce TRT'de bir röportajım oldu. Japonya'nın dünyada 21'inci olduğunu, bu maçın dostluk maçı olduğunu, skorun önemli olmadığını söyledim. Yeter ki hocamız oyuncuları görsün, Hırvatistan maçına hazırlık olsun. Ben birlik beraberlikten bahsediyorum, o basın toplantısında şikayet ediyor. Oyuncuların kendini vermediğini, problemi, kendisine kimsenin sahip çıkmadığını söylüyor. Kaldı ki ben devamlı sahip çıktım.

Bu işi sahada kazanacak olan futbolcular, teknik ekip dışarıda da biz yönetim olarak. Baktım ki futbolcularla teknik ekip arasındaki bağlar kopmuş. Bundan sonrası risk olacak. Hoca çıkıp futbolcuları suçlayınca bir endişeye düştüm. Soyunma odasına gittim. Soyunma odasında hoca son derece sinirli. Ben hala gidip bu maçın neticesinin hiçbir önemi yok, önümüze bakalım diyecekken, hocayı çok sinirli şekilde gördüm. Hiçbir şey konuşmadık, geçmiş olsun dedim ve çıktım. Sonrasında bir açıklamam oldu. Hoca kendi ayağına ateş etti dedim. Avrupa Şampiyonası'na çok önem veriyoruz. Yeni hocamıza da şunu söylüyorum, gruplara kalmak bizim hedefimiz olmaması lazım. 2032 yılında Türkiye'nin Avrupa Şampiyonu olma hedefi koyması lazım. Oraya kadar her 4 yılda bir katılıp çeyrek final, final hedefleri koyması lazım" şeklinde konuştu.

"Yerli teknik direktörlerin isimleri basına yansıdı. Neden yabancı teknik adam, neden Montella seçimi yaptınız?" sorusuna da yanıt veren, "Büyükekşi, "Bu konuda daha detaylı açıklamayı yarın 14.00'te hocamızla birlikte basının önünde yapacağız" diye konuştu.

"Hakan Çalhanoğlu kendisine de sorulduğunda söyledi, fikir birliği mi oldu?" sorusu ile ilgili Büyükekşi, "Hakan Çalhanoğlu takımımızın kaptanı. O kaptan olduğu için. Herhangi futbolculara bir şey sorulmadı. Hamit Altıntop şöyle yaptı, böyle yaptı deniyor. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Bir kararı Hamit Altıntop tek başına almıyor. Bizde başkanlık sistemi var. Hep birlikte aldığımız bir karar var. Ama aldığımız kararın önemli olan hedefi. Sorumluluk da yönetimin. Tek başına bir kişi karar alamaz" dedi.

Arda Güler'in yeniden sakatlanmasına değinen Büyükekşi, "Bu sefer sakatlığı diğer ayağındaymış... Arda Güler ile geçen hafta görüşmüştüm hatta milli takıma çağırırız demiştim. Ama maalesef" şeklinde konuştu.

Son olarak "Güven verme konusunda ne aşamadasınız? sorusuna yanıt veren Büyükekşi, "Kulüplerle görüşüyoruz. Çok şükür o konuda kendimizi iyi görüyoruz. Oturduğumuz koltuktan güç almıyoruz, oturduğumuz koltuğa güç veriyoruz. Hiç kimseye mavi boncuk vermeye gelmedik. Bir sonraki dönem yine seçilip federasyon başkanı olma gibi hedefim ve niyetim yok. En iyisini yapmaya çalışıyorum. İlk seçildiğimizde niyetimiz halistir demiştim. Biz iyi niyetle yola çıktık. Güven konusunda da herkes güveniyor. Bu konuda herhangi bir endişemiz yok. Doğru neyse onu yapacağız" diyerek sözlerini tamamladı.